Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1288 E. 2022/262 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1288
KARAR NO : 2022/262

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/07/2017 (Dava) – 26/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/830 Esas-2019/328 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarihli 2017/830 Esas ve 2019/328 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/05/2015 tarihinde dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yaptığını, kaza sebebiyle araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kemik kırığı şeklinde yaralandığını, geçici işgöremezlik süresinin ve maluliyet oranının alınacak rapor ile belli olacağını, bu nedenle HMK 107. madde gereğince bu davayı açtıklarını, davalı … şirketine başvuruda bulundukları halde ödeme yapılmadığını belirterek, müvekkilinin yaralanmasına bağlı olarak şimdilik 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00-TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesinde ise toplamda 90.481,30-TL maddi tazminatın davalı … şirketine başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline 2918 sayılı yasanın 97. maddesine uygun başvurusu bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, zira eksik belgeler bildirildiği halde tamamlanmadan dava açıldığından başvurunun usulüne uygun yapılmadığını, esasa ilişkin olarak … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olduğunu, kaza sebebiyle davacının maluliyetinin olup olmadığı, kazayla illiyet bağının olup olmadığı ve varsa oranının tespiti için ATK’dan rapor alınması gerektiğini, zarar bakımından uzman bilirkişi incelemesi yapılması ve asgari ücretin esas alınması gerektiğini, SGK tarafından rücuya esas gelir bağlanmış ise mahsubunun gerektiğini, hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, emniyet kemeri takılmadığının tespiti halinde de müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında bulunmayıp SGK’nın sorumluluğunda olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu 04/05/2018 tarihli raporunda, şahsın olaya bağlı meslekte kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre % 9,2 ve bugünkü yaşına göre de % 10 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 ay olarak kabulünün uygun olacağının bildirildiği, trafik bilirkişisi, aktüerya bilirkişisi ve sigorta uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin ibraz ettikleri 08/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde … plakalı kamyonet sürücüsü …’un % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, yolcu konumundaki …’ın kusursuz olduğu, 21/05/2015 tarihinde meydana gelen bu kazada davacı …’ın yaralandığı, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağı 3.935,24-TL ve sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağı 86.546,06-TL olmakla davacının toplam maddi tazminat alacağının 90.481,30-TL’ye tekabül ettiği, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş tarafından Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS teminat örüntüsüne alındığı, kazanın teminat süresi içinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle üst teminat limitinin 290.000-TL olduğu, davacı yanın dava tarihinden önce davalı … şirketine müracaat ettiği ve KTK m. 97′ de aranan ön şartı yerine getirdiği, müracaat dilekçesinin 23/06/2017 tarihinde tebliğ olduğu, bu halde ZMM Genel Şartları gereği temerrüt tarihinin 10/07/2017 olduğu, sigortalı aracın ticari araç vasfında olduğunun bildirildiği, davalı … şirketinin 20/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; itirazları doğrultusunda öncelikle maluliyet oranının belirlenebilmesi bakımından ATK 3. İhtisas Dairesinden yeni bir rapor alınmasını, akabinde dosyanın yeniden aktüer hesap bilirkişisine tevdi edilmesini talep ettiği, davacı vekilinin 27/06/2019 havale tarihli miktar artırım dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 90.481,30-TL’ ye artırıp harcını yatırdığı, dosya kapsamı itibariyle alınan rapor yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmediği, toplanan deliller, bütün dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve miktar arttırım dilekçesine göre; 21/05/2015 tarihinde dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yaptığı, meydana gelen kazada araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının yaralandığı, yaralanmaya bağlı olarak geçici iş göremezlik zararının 3.935,24-TL olduğu, kalıcı iş gücü kaybı zararının 86.546,06-TL olduğu, davalının hatır taşıması iddiası ve davacı vekilinin 26.03.2019 tarihli celsedeki hatır taşımasına ilişkin beyanı dikkate alındığında ve sürücünün 21.05.2015 tarihli poliste alınan ifadesinde davacının yolcu olarak araçta bulunduğunu açıklamış olmasına göre, davacının kaza yapan araçta hatır amacıyla taşındığı, sürücüyle davacının arkadaş oldukları, bu sebeple mevcut zarardan % 20 hatır taşıması indirimi yapılarak geçici iş göremezlik zararının 3.148,19-TL olduğu, kalıcı iş gücü kaybı zararının 69.236,84-TL olduğu, bu zararın tazmininden 2918 sayılı yasanın 91.maddesine göre davalı … şirketinin faizi ile sorumlu olduğu anlaşıldığından; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE 3.148,19-TL geçici iş göremezlik zararı, 69.236,84-TL kalıcı iş gücü kaybı zararı olmak üzere toplam 72.385,03-TL’nin 10/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’ den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından; “….Dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerekirken bu hususun göz ardı edildiğini, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin öncelikle sigorta şirketine başvurmaları mecburiyeti getirildiğini, zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz edilmesinin zorunlu olduğunu, yeni bir belgenin talep edilmesi halinde sigortacının ödeme süresinin yeni belgenin ibraz edildiği tarihte yeniden başlayacağını, sigorta şirketinin, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin, gerçekleşen rizikonun kapsamını, hak sahibinin uğradığı zararı ve varsa hak kazandığı tazminat miktarını tespit edebilmesi ve neticede teminat dahilinde ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından belirtilen evraklar ibraz edilmediğinden, müvekkili şirketin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesi ve ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun eksik olduğunun davacıya iletildiğini, ancak eksiklikler giderilmeden dava açma yolu tercih edildiğini, 6704 sayılı torba yasa davanın açılış tarihi itibariyle yürürlükte bulunduğundan işbu dava kapsamında uygulama alanı bulunduğunu, zira 6704 sayılı torba yasanın 26/04/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış olup yayım tarihinde yürürlüğe gireceğini, yerel mahkemece maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için ATK 3. İhtisas Dairesinden yeni bir rapor alınması gerekirken bu hususun gözardı edilerek hatalı maluliyet oranı üzerinden hüküm tesis edildiğini, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık kurulundan maluliyet raporu aldırıldığını ve bu raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında maluliyet oranının %9,2 olarak belirlendiğini, müvekkili şirketçe Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında alınan 09/05/2018 tarihli medikal firma raporunda %9,2’lik oranın olması gerekenin üzerinde olduğunun belirtildiğini, mahkemece maluliyetteki çelişkinin giderilmesine ilişkin itirazları dikkate alınmayarak yanlış maluliyet oranı üzerinden hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, mahkemece geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hüküm kurulmasının da yerinde olmadığını, 6111 sayılı kanun gereğince tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminat talebinin ‘tedavi giderleri teminatı’ içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, yerel mahkemece davacının emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığını, davacının yaralandığı yer nazara alındığında emniyet kemeri takmadan yolculuk yaptığının anlaşıldığını, emniyet kemerini takıyor olsa idi diğer yolcular gibi basit tıbbi müdahele ile giderilebilecek derecede yaralanacağını, 10/07/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve kabul edilemez nitelikte olduğunu, ıslahtan sonraki tazminat talepleri için ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak 10/07/2017 tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açıldığını, kısmi davada dava edilmeyen bölüm için dava dilekçesinin borçluyu temerrüde düşürmeyeceğinin kuşkusuz olduğu….”, gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı vekilinin davanın başvuru dava şartı yokluğundan reddi gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dava tarihi 24.07.2017 olup sigorta şirketine başvuru dava şartı niteliğinde olmakla birlikte, davacı tarafça davadan önce davalı … şirketine başvurulmuş olduğu, davalı … şirketinin sağlık kurulu raporu gibi belgelerin eksik olduğundan bahisle herhangi bir ödeme yapmamış olduğu, bahse konu raporun yargılama sırasında alınması gerekliliği de dikkate alındığında başvuru şartının yerine getirilmiş olduğu anlaşılmış, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatından SGK’nın sorumlu olduğu ve müvekkili sigorta şirketinin bir sorumluluğunun kalmadığına dair istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir. Bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K).
3-Yine, davacının emniyet kemeri takmadığından bahisle müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğine yönelik davalı vekili itirazının, dosya kapsamında bu yönde bir delil olmamasına, kaza tespit tutanağında da bu yönde bir tespitte bulunulmamış olmasına göre reddi gerekmiştir.
4-Davacı vekilinin faize ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir. Şöyle ki, dava dilekçesi içeriğinden de görüldüğü üzere dava açıkça belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olup, davacı vekilinin talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talep miktarını arttırdığı, buna göre tüm alacak bakımından sigortaya başvuru tarihinden itibaren yasal 8 işgünü süresi eklenerek bulunan tarihten itibaren faiz yürütülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
5-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; bilindiği üzere, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının anlaşılabilmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/7309 E.-2022/122 K., 2021/7314 E.- 2022/252 K). Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi 21.05.2015 olup Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranı belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim dalından alınan sağlık kurulu raporunda da bu yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu görülmüş, davalı vekilinin dosyaya sunduğu tıbbi mütalaa şeklindeki raporda ise gerek doğru mevzuatın uygulanmaması ve gerekse davacı muayene edilmeksizin davalının talebi ile düzenlenmiş tek taraflı bir rapor olması karşısında, raporlar arasında çelişki oluştuğundan bahsedilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/830 Esas – 2019/328 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 4.944,62 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.236,25 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.708,37 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2022