Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1286 E. 2022/820 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1286
KARAR NO : 2022/820

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2018 (Dava) – 26/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/212 Esas-2019/410 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarihli 2018/212 Esas ve 2019/410 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu ve kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan, sürücüsü … olan … plakalı ve dava dışı sürücüsü … olan … plakalı araçların 29/11/2017 tarihinde çarpıştığını ve müvekkiline ait araçta maddi hasar ve değer kaybı oluştuğunu, zararın tazmini davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ve aracın tamirinin gerçekleştiğini, müvekkili aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararının doğduğunu, davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyet zararı yönünden sorumluluğu bulunmadığından araç maliki ve sürücüye müracaat haklarının saklı olduğunu, davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuruya rağmen davalı şirketin 15 gün içinde hiçbir cevap vermediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00.-TL’lik değer kaybı zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kabulü anlamına gelmemek üzere; kusur oranlarının tespiti gerektiğini, somut uyuşmazlıkta kusur oranlarının belirli olmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın Genel Şartlarda belirtilen teminat dışında kalan hallerde olduğunu, bu nedenle de müvekkili şirketin sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığını, aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edilen hasar onarım bedelinin yedek parça tedarik iskontosunun uygulanmaması ve işçilik bedellerinin yüksel olması ve eşdeğer parça takdir edilmemesi nedeniyle fahiş olduğunu, Genel Şartları gereğince tespit konusu aracın 3 yaşını geçtiğinden müvekkili şirketin eşdeğer parça bedelinden sorumluluğunun bulunduğunu, yine Genel Şartlar gereğince yüksek tedarik ve işçilik bedelleri nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirkete yapılmış olan başvuru üzerine davacıya ilgili hususa ilişkin bilgilendirmenin yapıldığını, dolayısıyla orijinal parça kullanımından ve yüksek işçilik ücretlerinden kaynaklanan hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığını beyan ederek, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… tarafların kusur durumu ve açıklanan yöntem ile hasar ve değer kaybının tespiti için bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler ayrıntısı yukarıda açıklanan hüküm vermeye elverişli ve gerekçeli raporlarında davalı sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu ve aracın 2. El değerinin 98.000,00 TL ve sovtaj bedelinin 55.600,00 TL olduğunu, aracın tamirinin ekonomik olmaması nedeni ile pert-total işlemine tabi tutulması gerektiğini belirtmişlerdir. Kusur durumu incelendiğinde, davalıya sigortalı aracın önünde seyreden davacı aracına arkadan çarpması, davacı aracının savrularak kendi önündeki araca çarpması şeklinde gerçekleşen kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün KTK 56/1-c maddesini ihlal ettiğinden %100 kusurlu olduğu anlaşılmakla bilirkişinin buna yönelik tespiti yerindedir. Aracın hasarlanan parçalarının belirlenip KDV dahil parça ve işçilik bedellerinin belirlenmesi ve aracın 2. El değerine göre hasar bedelinin %50’yi aşması nedeni ile pert total kabul edilmesinde de yöntem olarak hukuka aykırılık yoktur. Ayrıca belirlenen sovtaj bedelinin düşülerek davacının isteyebileceği tazminat miktarının 42.400,00 TL olarak belirlenmesi ve pert total olan araçlarda değer kaybı olmayacağına dair değerlendirme de yerinde olduğu…”gerekçesiyle davanın KABULÜNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı tarafından ekspertiz incelemesine ve araç üzerinde gerekli inceleme yapılmasına izin verildiği durumda, müvekkil şirket anlaşmalı serviste de aracın tamiratını yapabileceğini, ancak davacı tarafın söz konusu haklarını da ellerinden almış olup hasarın artmasına neden olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın aracı herhangi bir haklı sebep olmaksızın anlaşmalı servis dışında bir servise bıraktığını, bu sebeple şirketlerini dinlemeden hareket ettiği ve özel masraf yaptığı için bu masraflara kendisi katlanmakla yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin işçilik, kdv veyahut herhangi bir masraftan sorumlu olmadığını, kabul manasında olmamak üzere konu karara esas alınan bilirkişi raporunda gerçek zararın tespiti bakımından yeterli inceleme ve araştırma yapılmamış olmakla, fahiş tazminat belirlendiğini, davacının gerçek zararının tespiti için yapılacak bilirkişi incelemesinin yalnızca davacı tarafından sunulan fatura vs. belgelere dayanmaması, ayrıntılı ve denetime elverişli olması gerektiği yerleşmiş yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, açıklanan sebeplerle davacı tarafın tek yanlı delillerine dayanılarak düzenlenen tespit raporunu aynen kabul eden, tarafsızlığı şüpheli, belirsiz ve dolayısıyla denetime elverişli olmayan işbu raporun kabulünün mümkün olmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı olarak tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacının davadan önce hasar bedelinin ödenmesi için davalıya başvuru şartını yerine getirdiği, araçtaki hasar bedelinin tespitine yönelik davadan önce alınan delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu oldukları ve gerçek zararın tespiti için yeterli araştırmayı içerdikleri, yerleşmiş Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere hasar bedelinin tazmininde gerçek zararın belirlenmesi gerekmekte olup, davalı ile anlaşmalı ya da yetkili servisler arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanmasının davacıyı bağlamayacağı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarihli 2018/212 Esas ve 2019/410 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 2.254,23 TL istinaf karar harcından peşin alınan 564,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.690,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022