Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1285 E. 2022/1532 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1285
KARAR NO : 2022/1532

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2016 (Dava) – 27/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/260 Esas – 2018/1382 Karar
BAM KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarihli 2016/260 Esas – 2018/1382 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/02/2011 tarihinde, müvekkilinin yönetimindeki… plaka sayılı araç ile …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçların karıştığı trafik kazası meydana geldiğini, 20/09/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini, ancak davalının sürekli olarak davacıya sağlık raporu alması konusunda defalarca hastaneye yönlendirdiğini, davacının her defasında ücretini ödeyerek aldığı raporu davalıya gönderdiğini, bunun üzerine 22/02/2016 tarihinde davalı sigorta şirketince 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, fakat ödenen tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 12.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 01/02/2011 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden reeskont faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 14/11/2018 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile maddi tazminat isteminini, 01/02/2011 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek tüm reeskont faizi ile birlikte 76.725,61 TL olarak ıslah ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde 13/12/2010-2011 vadeli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun, kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olup; kaza tarihi itibariyle maluliyet halinde şahıs başına azami 175.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça müvekkil şirkete yapılan müracaat üzerine, davacı tarafça ibraz edilen maluliyet raporunun uzman ve bağımsız adli tıp uzmanları tarafından incelenmesi neticesinde, davacının kaza sebebi ile uğradığı tespit edilen gerçek maluliyet oranına göre, uzman ve bağımsız aktüerden alınan rapor ile tespit edilen zarar sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı da dikkate alınarak ve davacı ile varılan mutabakat çerçevesinde 40.000,00-TL gerçek maluliyet zararının, 19/02/2016 tarihinde davacıya ödendiğini, işbu ödeme ile müvekkil şirket nezdindeki ZMMS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu belirterek, davacı tarafa uğradığı gerçek zarar miktarı ödenmiş olmakla, müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın kabulü ile davacının daimi ve geçici iş gücü kaybından doğan 76.725,61 TL maddi tazminatın, 03/10/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak, davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyet raporlarının karara esas alınabilmesi için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun düzenlenmiş olması gerekmektiği, aktüer hesaplamasına konu alınan maluliyet raporu gerçek maluliyet raporunu göstermemekle birlikte denetime elverişsiz, ilgili yönetmeliğe aykırı olduğu, bu nedenle başvuru sahibinin maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi gerektiğini, ayrıca aktüer hesaplamasına esas alınan maluliyet raporunun davacının daha önce almış olduğu yine Ege Üni. Hastanesi’nden verilmiş sağlık kurulu raporu ile açıkça çeliştiğini, raporlar arasında çelişkinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınacak bir nihai rapor ile giderilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına ve yeniden yargılama gerçekleştirilerek verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedinyle ZMMS kapsamında maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Somut olayda; 01/02/2011 günü, saat 15:00 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile Bayındır istikametinden Torbalı istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalli kavşağa geldiğinde, kendisi ile aynı yönde ve yolun sağında seyretmekte iken sola dönüş için yolun sağından soluna doğru doğrultu değiştiren davacı sürücü … yönetimindeki… plaka sayılı motosiklet ile çarpışması sonucunda dava konusu kazanın meydana geldiği, kazaya karışan … plakalı aracın maliki … adına düzenlenen ZMMS poliçesi ile 13/12/2010-13/12/2011 tarihleri arasında davalı … A.Ş. tarafından düzenlendiği, poliçe teminat limitinin kişi başına 175.000,00 TL olduğu, 01/02/2011 tarihi itibari ile ise teminat limitleri 200.000,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 22/05/2017 tarihli raporda özetle; sürücü …’in kazanın oluşumunda %30 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un ise %70 oranında kusurlu olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 06/03/2018 tarihli raporda özetle; kaza sebebiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine davacının Meslekte Kazanma Gücünde Azalma Oranının, %92 olduğunun, tıbbi iyileşme süresinin 2 yıl olduğu belirtilmiştir.
Aktüerya/Hesap Bilikişisi Dr. … tarafından düzenlenen 16/10/2018 tarihli raporda özetle; 01/02/2011 tarihinde yaralanan …’un daimi iş gücü kaybından doğan zararının 404.690,99 TL’sı, geçici iş gücü kaybından kaynaklı zararının 16.727,74 TL olduğunun, davacının işbu nedenlerle oluşan toplam maddi zararının 421.418,73 TL olduğunun, davacının olaydaki %70’lik kusuruna göre, davalı sigorta şirketince önceden ödenen ve güncellenen 49.700,00 TL kısmi ödemenin de mahsubu ile tazmini gereken bakiye maddi tazminat alacağının 76.725,61 TL olduğu belirtilmiştir.
Bayındır(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi 24/06/2014 tarihli ve 2012/63-2014/372 Esas- Karar sayılı kararı ile, kaza neticesinde müştekinin vücutta kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, katılanın yaralanmasının hayati tehlikeye ve BTM ile giderilemeyecek durumda olduğu, olayda sanığın tali kusurlu olduğu gerekçesiyle, sanık …, Katılan … 01.02.2011 tarihinde meydana gelen taksirle yaralama TCK’nın 89/2-a-b-, 62/1, 51/1-3, 53/6. maddeleri uyarınca Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 09.06.2016 tarihli, 2015/13061E- 2016/9806 K sayılı kararı ile düzeltilerek onanmış, cezanın “5 ay 25 gün” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, düzeltilerek onanmasına karar verilmiş.
Kaza tespit tutanağında davacı tali dava dışı sigortalı araç sürücüsü asli kusurlu kabul edilmiş; Sulh Ceza mahkemesinde, yapılan keşif sonrası düzenlenen 06/02/2013 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi raporunda, motosiklet sürücüsü …’un birinci dereceden kusurlu olduğu,otomobil sürücüsü …’in ikinci dereceden kusurlu olduğu belirtilmiş;mahkemece, kaza tutanağı ve keşif sonrasında düzenlenen rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 04/03/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre, sanık sürücü …’in tali kusurlu olduğu,müşteki sürücü …’un asli kusurlu olduğu belirtilmiş; İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 23.07.2013 tarihli ve 4164 raporunda, trafik kazası tespit tutanağında verilen kusur durumları sanığın tedbir amaçlı sol şeride girdiği ve olayın oluş şekli incelendiğinde isabetsiz bulunduğunu, olayda sanık otomobil sürücüsü …’in olayda tali kusurlu olduğu, müşteki motosiklet sürücüsü …’un olayda asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekilinin maluliyet raporuna ve oranına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Somut olay yönünden, 01/02/2011tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle mahkemece hükme esas alınan davacı maluliyet oranına ilişkin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 13/03/2018 tarihli raporu, davacıda oluşan sürekli iş göremezlik derecesi ve iyileşme süresini Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlediğinden, davacı vekilinin, davacının maluliyet oranına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. Kaldı ki, usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı vekilinin yasal süre içerisinde raporlara itiraz etmemiş olması nedeniyle alınan raporların davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı, bu nedenle de davalı vekilinin itirazının reddi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarihli 2016/260 Esas – 2018/1382 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 5.241,12-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.310,28-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.930,84-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2022