Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1281 E. 2022/901 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1281
KARAR NO : 2022/901

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2014 (Dava) – 25/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2014/951 Esas – 2019/466 Karar
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarihli 2014/951 Esas ve 2019/466 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/04/2012 tarihinde müvekkili davacının … plakalı aracının göl kenarında yükünü düzeltmek isterken … plakalı aracın çarpması neticesinde müvekkili davacının yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere iş göremezlikten kaynaklanan zararlarına karşılık gelmek üzere şimdilik 1.000,00- TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalının kusurunun bulunmadığını, kusur oranının ve davacının iş gücü kaybının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin temerrüdünün oluşmadığını,olayda yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’e usulüne uygun biçimde dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları ve duruşmaya katılmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “… Maddi tazminat yönünden davanın feragat sebebiyle HMK 311. maddesi gereğince davanın reddine, manevi tazminat yönünden 3.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten 27.04.2012 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 26.03.2018 tarihli hesap raporunda müvekkilinin bakiye maddi tazminat alacağının 8.276,65 TL olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine maddi tazminat taleplerini 16.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırdıklarını, ancak ilk derece mahkemesince dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sebebiyle sigorta şirketiyle akdedilen ibranamedeki feragat ibaresine binaen feragat sebebiyle maddi tazminatın reddine ilişkin karar verdiğini, oysa dosyaya sunulmuş bir feragat beyanı bulunmadığını, davalı sigorta şirketi ile yapılan ibra sözleşmesindeki miktarın, mahkemede aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen %11.1 özür oranı dikkate alındığında oldukça düşük olduğunu, davalı sigorta şirketine verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğunu, ıslah dilekçelerinin doğrultusunda lehlerine maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken maddi tazminat taleplerinin reddi kararının hatalı olduğunu, ayrıca müvekkili lehine hükmedilen 3.000,00 TL manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu uğranılan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; maddi tazminat yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.000,00 -TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’ten 27.04.2012 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır.
Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. (TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2).
Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).
Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.(BK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur.(BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, eldeki dosyanın davacısı tarafından iş bu dava dosyasının yargılaması sırasında sürücü, araç maliki ve trafik sigorta şirketine karşı açılan davada davacı yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak ıslah ile 8.276,65 TL maddi tazminat talep edilmiştir.
Davalılardan sigorta şirketi vekilince, 17/03/2015 tarihinde davacıya yapılan 7.269,00 TL ödeme karşılığında müvekkili şirketin maddi tazminattan ibra edildiğini ve iş bu dava dosyasının maddi tazminat yönünden konusuz kaldığına ilişkin beyanını içerir 28/12/2017 havale tarihli dilekçe ve ekinde bila tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belge ve ekli ödeme belgeleri dosyaya sunulmuştur.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumundadır.
Somut olayda; davacının bila tarihli ibraname ile 7.269,00 TL ödeme karşılığında maddi tazminat davasından feragat etmiştir. Davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı bulunmadığından ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 7.269,00 TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona erecek, sigorta şirketinin ödemesinin üstünde kalan maddi zarar miktarından ise(1.007,65 TL) sürücü sorumlu olacaktır.
İlk derece mahkemesince anılan husus gözetilerek karar verilmesi gerekirken davalı sürücü hakkındaki maddi tazminat davasının da tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı haklı görülmüştür.
2-6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacının yaralanmalarının niteliği ve iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları çerçevesinde davacı yararına hükmedilen 3.000,00 TL manevi tazminatın bir miktar az olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüş, davacı lehine 7.000,00 TL manevi tazminat takdir etmek gerekmiştir.
Bu durumda; yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/04/2019 tarih ve 2014/951 Esas – 2019/466 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a) Maddi tazminat istemi yönünden;
1-Davalılardan sigorta şirketi ve … yönünden maddi tazminat davası ödeme nedeni ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalılardan sürücü … yönünden maddi tazminat davasının davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin mahsubu sonrasında bakiye 1.007,65 -TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 124,50 TL ıslah harcının 80,70 TL’sinin davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 124,50 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL’nin mahsubu ile 43,80 TL harcın istek halinde davacıya iadesine
5-Maddi tazminat davası yönünden; davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.007,65 TL ücreti vekaletin davalılardan …’den alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacının maddi tazminat yönünden feragati hakkın özünden feragat olmayıp ödeme nedeniyle feragat niteliğinde bulunduğundan maddi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 1.067,70 TL toplam yargılama giderinin maddi tazminat davası yönünden 1/2’si olan 533,85 TL’sinin maddi tazminat davasının kabul ve ret oranı dikkate alınarak 64,99 TL’sinin davalılardan …’den alınarak davacıya ödenmesine,
b)Manevi Tazminat yönünden;
1-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜNE; 7.000,00- TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten olay tarihinden (27/04/2012) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat bakımından alınması gerekli olan 478,17TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’ten tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Manevi tazminat davası yönünden; davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan … ve …’den alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.067,70 TL toplam yargılama giderinin manevi tazminat davası yönünden 1/2’si olan 533,85 TL’sinin davalılardan … ve …’den alınarak davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30 TL başvuru harcı ile 25,20 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 146,50 TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022