Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1273 E. 2022/865 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1273
KARAR NO : 2022/865

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2015 (Dava) – 13/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/1121 Esas – 2019/152 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2019 tarihli 2015/1121 Esas ve 2019/152 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkile ait … Mahallesi … Sok. No: … …/İZMİR adresinde mukim tatil köyünde 27.04.2015 tairhinde, … Sok. …. Numaralı konutun teras balkonunda ağaç yapraklarının tıkaması sonucunda terasa dolan yağmur sularının binaya sirayet ettiğini, dubleks olan konutta duvar, tavan ve süpürgeliklerde kabarma ve şişmeler, alt kata sirayet eden sular nedeniyle ise alt kat panoroma … nolu konutun kapı pervazlarında, süpürgeliklerinde, duvarlarında ve tavanlarında küflenme, kabarma ve renk değişimlerinin meydana geldiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan 2015/9816 nolu rapor ile rizikonun gerçekleşmesi ve meydana gelen zararın 40.320,00 TL olarak belirlendiğini, bu hasar nedeniyle sigorta şirketine müvekkili tarafından ihbar yapıldığını ve ekspertiz talep edildiğini, ancak ekspertiz raporunda meydana gelen zararın teminat kapsamı dışında kaldığı belirtilerek müvekkilinin tazminat isteminin reddedildiğini, müvekkilinin hasarın meydana geldiği konudu 11.07.2014-11/07/2015 tarihleri arasında davalı şirkete 52011055 nolu sivil yangın sigortası poliçesi ile 1 yıl süreli sigortalattığını, dahili su klozu kapsamında sigortalı bina içindeki çatısından sızan yağmur sularının doğrudan sebep olduğu zararların girdiğini belirterek, müvekkilinin taşınmazında meydana gelen hasar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından işletilmekte olan … Mah. … Sk. No:… …. adresinde bulunan tatil köyü niteliğindeki iş yerinin 11.07.2014 başlangıç tarihli yangın sigorta poliçesi ile hasar tarihlerini de kapsar şekilde müvekkili şirket tarafından sigortalandığını ve bu taşınmazda dahili su klozu kapsamında meydana geldiğini iddia ettiği hasar bedellerini talep ettiğini, hasar dosyası kapsamında atanan sigorta eksperi tarafından tanzim olunan 20.05.2015 tarihli raporda; “teras çatıdan gelen sular ile oluşan hasarlar İzolasyon klozunda değerlendirildiğinden ….teminat dışında kalan zararlar listesinde şirketiniz bilgilerine sunulmuştur” tespiti üzerine izolasyon kaynaklı olduğu belirtilen bu ve benzeri rizikolar için tazminat ödemesi yapılamadığını, yaklaşık 2 ay kadar sonra, bu kere sadece dava konusu yapılan … Sokak … ve … numaralı bağımsız bölümlerle ilgili olarak 27.04.2015 tarihinde bir başka dahili su hasarı meydana geldiği iddiası ile müvekkili şirkete aynı gün ihbarda bulunulmuş ve bu ihbara istinaden açılan 13927633 numaralı hasar dosyası kapsamında atanan ve bir önceki hasarı da incelemiş olan eksper tarafından tanzim olunan 26.06.2015 tarihli raporla; ” daha önce yapılmış olan tespitten sonra, sigortalı konutların açılamaması nedeniyle zarar miktarında artış meydana gelmiş olduğu, netice olarak, belirtilen hasarların yakın nedeninin izolasyon yetersizliği olduğu ve poliçe teminatı dışında kaldığı” tespit edildiğini, izolasyon yetersizliğine bağlı olmayan bir kısım hasarlar ise yine eksper raporunda belirtildiği üzere, poliçede yazılı olan “sigorta bedelinin %2’si oranında ve en fazla 1.500.00-€ olarak uygulanması öngörülen) muafiyet şartında belirtilen tutarın altında kaldığından (1.500.00-€ x 3.22 = 4.830.00-TL, hasar 2.800.00-TL) sigortalı üzerinde bırakılması gerekmiştir. Söz konusu hasar iddiasında her halukarda müşterek sigorta esasına göre 1.500.00- karşılığı, sigortalı üzerinde bırakılması gerektiğini, kloz hükümlerinden görüldüğü üzere, izolasyon yetersizliğinden kaynaklanan zararlar teminat haricinde bırakılmış olup, eksper raporu kapsamında davacının talebinin reddinde sözleşmeye ve genel şartlara aykırı bir durum bulunmadığını, diğer taraftan ilk hasarın meydana geldiği 23.02.2015 tarihinden sonra dava konusu taşınmazlardaki ufak çaplı hasarların onarılmadan bırakılması ve izolasyonun düzeltilmemesi sonucunda su sirayeti ve nem ve küf sonucunda 2 ay süre sonunda hasar miktarında artış olduğu ve bunun sorumluluğunun da müvekkiline yüklenemeyeceğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece , ”… davacı şirket kompleksi dahilinde bulunan tüm bina ve tesisatların Y-52011055 numaralı “Sivil Yangın Sigorta poliçesi ” ile 11.07.2014-2015 tarihleri arasında bina ve eşya üzerine, yangın, deprem, su baskını ve dahili su ile ek teminatlar kapsamında sigorta edildiği, dahili su klozu hükümlerine göre yağmur sularının, kar veya buzların erimesi sonucu meydana gelen suların, çatı veya saçaktan sızması; su olukları veya yağmur derelerinin tıkanması veya taşması sonucunda bina içine giren suların doğrudan sebep olacağı zararların teminat içerisine alındığı ancak izolasyon yetersizliği ve/veya kaybı nedeniyle yağmur ve kar sularının binanın dış cephe veya terasından veya pencere, kapı ve pervazlarından (açıklarından) sızması ve/veya girmesi nedeniyle meydana gelen zararlar ile tedrici nemlenme ile ısı farkı nedeniyle oluşan terleme, küflenme ve benzeri nedenlerden kaynaklanan hasarların dahili su klozunda teminat dışında bırakılan haller arasında sayıldığı, yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi heyet raporunda ve bu raporun itiraza uğraması üzerine başka bir heyetten alınan bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere dava konusu rizikonun izolasyon yetersizliğinden kaynaklandığı bu nedenle oluşan zararların sigorta teminatı kapsamında kalmadığı…” gerekçesiyle; ”…Davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline ait taşınmaz, teras balkonuna dolan yağmur sularının binaya sirayet etmesi sonucu zarar görmüş olup rizikonun gerçekleşmiş olması nedeniyle işbu zararın tazmini amacı ile taraflarınca sigorta şirketine başvurulduğunu, Sigorta Şirketinin zararın teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle taleplerini reddettiğini, meydana gelen hasarın izolasyon eksikliğinden kaynaklanmadığını, taşınmazın çelik konstrüksiyon olması nedeniyle suyu evin içine almadığını, çelik konstrüksiyona suyun çabuk sirayet ettiğini ve su rezidansların dışından ilerleyerek çıktığını, ancak su baskının olduğu tarihte tıkanıklık ve sel felaketinin olması nedeniyle çelik konstrüksiyonların içindeki cam yününün ıslandığını ve bütün evi dolandığını, çelik konstrüksiyon olan bir eve basan suyun verdiği zararın karşılanmamasının ve hasar sebebinin izolasyon yetersizliği olduğu tespitinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkiline ait rezidans ve diğer tüm … otelin; sigorta işlemlerinden önce davalı sigorta şirketi tarafından tayin edilen bilirkişilerce incelendiğini, sigorta teminatları konusunda raporlar alındığını ve sonrasında teminat ve primlerin belirlendiğini, tanıkların da beyanında sigorta şirketinin poliçeyi yaparken binaların çelik konstrüksiyon olduğunu bildiğini ve bu konuda garanti verdiğini açıkça beyan ettiğini, tüm bunlara rağmen davalı sigorta şirketinin evlerinin çelik konstrüksiyon olduğunu iddia ederek hasar bedelini ödemekten kurtulmaya çalışmakta; karara esas alınan bilirkişi raporunda da bu beyanlara itibar edip hiçbir araştırma yapılmadan hatalı tespitte bulunulmakta olduğunu, dava dosyasına mübrez evraklar incelendiğinde daha önce aynı nedenlerle oluşan hasarların davalı şirketçe karşılandığı ve bu hasarların aslında teminat kapsamında olduğunun kabul edildiğinin ortada olduğunu, işbu davaya konu olan hasarların teminat kapsamı dışında tutulmasının eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen sivil yangın sigorta poliçesi kapsamında dahili su klozu teminatına dayalı taşınmazda oluşan hasar bedelinin tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, hasarın teminat kapsamı dışında kaldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacının alınan rapora itirazı üzerine konusunda uzman sigorta bilirkişi, makine mühendisi ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 25/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Taraflar arasında düzenlenen Y-52011055 NUMARALI “Sivil Yangın Sigorta Poliçesi” ile “… mah. … sk No:… …/İZMİR” adresinde bulunan tesisin 11.07.2014-2015 tarihleri arasında meydana sigorta edildiği, poliçe ekinde “dahili su ” ek teminatının verildiğini, 27.04.2015 tarihinde meydana gelen su rizikosunun poliçe vadesi içinde kaldığı, hasarın oluştuğu riziko dahili su olarak nitelendirilebilecek ise de, hasar sebebinin izolasyon yetersizliği olarak tespit edildiği, poliçe genel şartları “teminat dışı kalan haller” bölümünde açıkça “İzolasyon yetersizliği ve/veya kaybı nedeniyle yağmur ve kar sularının binanın dış cephe veya terasından veya pencere, kapı ve pervazlarından (açıklarından) sızması ve/veya girmesi nedeniyle meydana gelen zararların poliçe teminat kapsamı dışında bırakıldığı, poliçede bu izolasyon yetersizliği ya da kaybı sebebiyle oluşan zararların teminat kapsamına alındığına ilişkin özel şart düzenlemesi bulunmadığı, davacıya ait sigortalı mahalde tespit edilen 40.320,00 TL olarak tespit edilen hasarın piyasa rayiçlerine uygun olduğu, izolasyon yetersizliğinden hasarın kaynaklanması sebebiyle hasarın poliçe teminatı dışında değerlendirildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, alınan iki raporda da Sivil Yangın Sigorta Poliçesi, “dahili su ” ek teminatı kapsamında yapılan değerlendirmede dava konusu hasarın taşınmazdaki izolasyon yetersizliğinden kaynaklandığı ve oluşan zararın teminat dışı kaldığının belirlendiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2019 tarihli 2015/1121 Esas ve 2019/152 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/05/2022