Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1267 E. 2022/826 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1267
KARAR NO : 2022/826

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2018 (Dava) – 10/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/700 Esas – 2019/329 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigortası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 25/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarihli 2018/700 Esas ve 2019/329 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki ve sürücüsü müvekkili olan … plakalı otomobilin 05/03/2018 tarihinde gerçekleşen kaza neticesinde hasar gördüğünü, tarafların kendi aralarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlediklerini, zararının tespiti amacıyla İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/44 sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, araçta 11.300,00-TL + KDV parça, 3.765,00-TL + KDV işçilik olmak üzere toplamda 17.776,70-TL (KDV dahil) zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, araçta değer kaybının da meydana geldiğini, kusurlu olan karşı aracın davalı sigorta şirketi tarafından mali sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı olması nedeniyle zararın tamamından davalının sorumlu olduğunu, davalıya 27/04/2018 tarihli dilekçe ile müracaat edildiğini, sigorta şirketince 02/05/2018 günü tebellüğ edilmiş ise de halen ödeme yapılmadığını, açılan işbu davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, bilirkişice hesaplanacak tutara göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ileride ıslah edilmek üzere, şimdilik 3.000,00-TL hasar bedeli, 100,00-TL değer kaybı olmak üzere toplam 3.100,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan TC Merkez Bankası avans faiz oranına göre temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/44 Değişik İş sayılı dosyasında harcanan toplam 1.066,80-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile talebini 16.997,90-TL hasar bedeli, 3.749,06-TL değer kaybı olarak toplam 20.746,96-TL şeklinde arttırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesinde müvekkili sigorta şirketine başvuru yapılmadığından, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, zira öncelikle, söz konusu poliçenin genel şartlarında belirtilen belgelerle sigorta şirketine müracaat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın vaki davadan önce müvekkili şirkete sadece araçta mevcut olan ve kaza ile arasında illiyet bağı bulunmayan, genel bir hasar tespit raporunu tebliğ ettirmekle yetindiğini, eksik belgelerle başvuru yapıldığından, davanın “dava şartı noksanı” nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın, araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapılmasından kaçındığını, amacın, hasarla kazanın uyumlu olup olmadığı gibi hususların sigorta eksperi tarafından değerlendirilmesine mani olmak olduğunu, davacının iyiniyetli ve doğru ihbarda bulunma mükellefiyetini ihlal ettiğinden poliçeye dayalı talepte bulunma hakkının düştüğünün kabulü gerektiğini, hasar ile düzenlenen rapor arasında illiyet bağı bulunmadığını, zararın tespiti yapılırken aracın salt onarım tutarının hesaplanmaması gerektiğini, pert-total kabul edilerek sağlam haldeki rayici ile hasarlı haldeki değeri arasındaki farkının tazmin edilmesinin daha ekonomik olup olmadığının da araştırılması ve karşılaştırılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI :
Mahkemece, “…Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davacının maliki olduğu … plakalı aracın, … plakalı araç ile trafik kazasına karıştığı, kaza sonrasında oluşan hasar bedelinin ve değer kaybı bedelinin aracın ZMMS sigortacısı davalıdan tahsili gerektiğinden bahisle davalı hakkında dava açıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşunda %100 oranında kusurlu olduğu ve davacıya ait … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, dava konusu araçta 16.997,90 TL hasar meydana geldiği, 3.749,06 TL değer kaybı olduğu, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğu kanaatine varılarak ve değer arttırım dilekçesi de gözetilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, (davacı vekili dava dilekçesinde 3.000 TL hasar bedeli, 100TL değer kaybı ve 1.066,80 TL tespit dosyasında yapılan giderler olmak üzere toplam 4.166,80 TL’ yi harca esas değer olarak belirtmiş olup, bu miktar üzerinden harç yatırdığı, değer arttırım dilekçesinde de dava değerini 17.646,96 TL arttırarak toplam 21.813,76 TL üzerinden harç yatırdığı anlaşılmış olmakla, dava değerinin bu miktar olarak kabul edildiği), sonuç olarak; DAVACININ DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 16.997,90 TL hasar bedeli ve 3.749,06 TL değer kaybı olmak üzere toplam 20.746,96 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI :
Davalı vekili tarafından; “….Re’sen dikkate alınması gereken dava şartı noksanına dair itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tarafın müvekkili şirkete Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartları’nda yazılı belgelerle usulüne uygun şekilde ihbarda bulunmadığını, sadece hasara ilişkin bilirkişi raporunu tebliğ ettirmekle yetindiğini, geçerli bir ihbar olmadan dava açıldığından dava şartının yerine getirilmediğini, Karayolları Trafik Kanunu madde 97’de; ‘Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.’ düzenlemesinin bulunduğunu, madde 99. gereğince de, sigortacıların, hak sahibinin belgeleri ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, ibrazı gereken belgelerin; trafik kazası tespit tutanağı. T.C kimlik no, hak sahibine ait banka hesap bilgileri olduğunu, bu düzenlemenin ‘dava şartı’ niteliğinde olup re’sen de gözetilmesi gerektiğini, davacı tarafından eksik belgelerle başvuru yapıldığından, davanın öncelikle ‘dava şartı noksanı’ nedeniyle reddi gerektiğini, kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda yazılı onarım bedellerinin piyasa rayiçlerini yansıtmayıp, fahiş tutarlar ihtiva ettiğini, hükmün bu yönü ile de hatalı olduğunu, bilirkişi incelemesinin eksik yapıldığını, bilirkişilerden, aracın hasarlı hali ile sağlam hali arasındaki değer farkının hesaplanmasının da istenilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, zira hem onarım bedeli ve hem de değer kaybı ödenmesinin yerine aracın sağlam haldeki rayici ile hasarlı hali arasındaki değer farkının ödenmesi daha ekonomik ise bu seçeneğin tercih edilmesi gerektiğini, perte ayrılmasının gerekip gerekmediği konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmasını, eksik inceleme ile karar tesis edilmiş olması yönünden de hükmün kaldırılmasını gerektiğini…” beyanla, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davadan önce sigorta şirketine başvuru şeklindeki dava şartının yerine getirilmediğine dair itirazlarının reddi gerekmiştir. Şöyle ki, dosya kapsamında davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru evrakı ve tebliğ evrakı mevcut olup, davalı sigorta şirketinin de esasen bu başvurunun yapıldığını kabul etmekle birlikte eksik evrakla müracaatta bulunulduğunu ileri sürdüğü, ancak başvuru evrakı ve eklerinin incelenmesinde davacının sigorta şirketine başvurusunda bir eksiklik veya usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden bu itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece otomotiv uzmanından alınan hasar bilirkişi raporunda; kaza ile hasarın uyumlu olduğu, hasar miktarının hesaplanmasında işçilik ücretleri yönünden tespitteki rapordan daha düşük bedeller üzerinden hesap yapıldığı, ayrıca davacının aracında söz konusu kaza nedeniyle 3.749,06 TL değer kaybı meydana geldiğinin tespit edildiği, aracın tamirinin daha ekonomik olacağının da tespit edilmiş olduğu, rapordaki tespitlerin piyasa araştırmasına dayandırılmış olduğu görülmüş olup, belirlenen araç rayiç bedeline ve dosya kapsamına göre raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, davalı vekilinin bu yöndeki itirazının da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/700 Esas – 2019/329 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.417,23-TL istinaf karar harcından peşin alınan 290,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.126,83-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022