Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1263 E. 2022/727 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1263
KARAR NO : 2022/727

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2018 (Dava) – 21/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1036 Esas – 2019/604 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 28/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarihli 2018/1036 Esas ve 2019/604 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/12/2017 tarihinde müvekkile ait ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun sigortalı araç sürücüsünde olduğunu, davalı sigorta şirketine yaptıkları müracaat sonucu 5.477,00 TL ödeme yapıldığını fakat bu ödemenin gerçek zararı karşılamadığını bu nedenle 100,00 TL hasar bedeli ve 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 110,00 TL’ nin 07/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 24/04/2019 havale tarihli dilekçesi ile davasını 22.517,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davacı vekili 23/04/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkiline ait araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 18.549,00-TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 3.968,00-TL olmak üzere toplamda 22.517,00-TL maddi tazminatın 07/02/2018 ekspertiz raporunun tanzim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işbu dava nedeniyle sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde özetle; belirsiz dava olarak açılamayacağı, bunda hukuki yararı bulunmadığını, hasar bedelinin ödendiğini davanın haksız olduğunu, her halükarda müvekkil sigorta şirketi ancak ZMMS sigortası genel şartları B.2 maddesinde öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, uzman kişiden kusur raporu alınması, hasar yönünden yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu ve iskonto uygulanmadığı için itirazlarının doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu alınmasına, dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle değer kaybı taleplerinin reddini, değer kaybı ZMMS şartlarına göre belirlenmeli, haksız fiil tazminatlarında ancak yasal faiz talep edilebileceği, her durumda müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesi durumunda ise ZMMS sigortası genel şartları B.2. Maddesi kapsamında gerçek zararın tespit ettirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”…Davanın kabulüne, 18.549,00 TL hasar bedeli ile 3.968,00 TL değer kaybı bedelinin ekspertiz rapor tanzim tarihi olan 07/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…”şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuru sahibi tarafından yaptırılmış ve dosyaya sunulmuş olan ekspertiz raporunda 24.026,00-TL hasar kaybı olduğunun tespit edildiğini, alacak miktarının (davacı bakımından) belirlenmiş olmasına rağmen davacının dava dilekçesinde HMK madde 107 doğrultusunda belirsiz alacak davası niteliğinde istemde bulunduğunun anlaşılmadığını, HMK’nın dava şartlarına ilişkin 114-1/h maddesi kapsamında konu davada belirsiz alacak davası açmakta “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından sunulan faturalar incelendiğinde, Genel Şartlarda öngörülen parça ve onarım servislerine göre hazırlanmadığı ve tespit edilen zarar miktarının kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin anlaşmalı onarım merkezlerindeki indirim ve iskonta oranlarının araç onarım bedellerinde uygulanması gerektiğini, … Şirketi tarafından yapılan 05.12.2017 tarihli Ekspertiz raporuyla tespit edilen 5.477,00-TL’den daha fazla bedelin istenemeyeceğinin açık olduğunu, zira tüm parçaların orijinalinin fatura edildiğini, fiyatların ise fahiş yazıldığını, bilirkişi raporunda anlaşmalı ve yetkili servislerden iskontolu alınan parçaların davacıyı bağlamadığı iddiasına yönelik itirazlarının asla değerlendirilmediğini, ekspertiz raporunda da görüleceği üzere aracın onarımı daha uygun olabilecekken anlaşmaya aykırı davranılarak parça fiyatların fahiş fiyat üzerinden yazıldığını, müvekkili şirket tarafından aldırılan ekspertiz raporunda; trafik sigorta genel şartlar gereği değişen yedek parçaların muadili verilmesi hususunda servis ile mutabık kalındığını ancak kendilerine iletilen servis onarım faturası incelendiğinde orijinal ve iskontosuz rakamlar üzerinden faturalarının tanzim edildiğinin tespit edildiğini, aracın onarımının 5.477,00-TL’ye layıkıyla yapılabileceği belirtilmesine rağmen davacı tarafından denetime elverişsiz bir şekilde ilgili tutarın yansıtılmasının yerinde olmadığını, bilirkişi raporunda ise parçaların piyasa rayicine uygun olup olmadığına dahi bakılmadan fatura üzerindeki rakamların aynen rapora geçirildiğini, değer kaybı zararı yönünden başvuru şartının yerine getirildiği muteber deliller ile ortaya konulmadan tazminat kalemine hükmedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartları düzenlemelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeden, doğrudan dava yoluna gitmiş olması nedeniyle HMK 115. maddesi gereği değer kaybı talebi için dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddi gerekirken hüküm tesis edilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, istinafa konu ilama dayalı yapılan icra takibinin, istinaf incelemesi sonuna kadar teminat karşılığında durdurulmasına, istinaf incelemesi neticesinde kararının, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS kapsamında sigortalı karşı araç sigortacısından hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Somut olayda; maliki davacı … olan, sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç seyir haline iken Tınaztepe ışıklı kavşağında kendisine yeşil yanmasından dolayı sola döndüğü esnada maliki ve sürücüsü …ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile trafik ışıklarına dikkat etmeyip kırmızı ışıkta geçmesi ve kullandığı aracının ön kısımları ile davacıya ait araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalının sigortalısı … adına tescilli … plakalı aracın davalı tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 08.02.2017-08.02.2018 tarihleri arasında teminat kapsamına alındığı, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile araç başı maddi tazminat limitinin 33.000,00 TL olduğu, davalının dava öncesinde 02/08/2018 tarihinde 5.477,11 TL hasar bedeli ödendiği anlaşılmış,
Trafik uzmanı ve makine mühendisi bilirkişilerin düzenlediği 08/04/2019 tarihli raporda özetle; … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın bu kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü … kırmızı ışık ihlali yaptığından dolayı bu kazanın oluşumunda % 100 (yüzde yüz) asli ve tam kusurlu olduğu, … plaka sayılı otomobilde meydana gelen gerçek zararın KDV dahil 24.026,58 TL olduğu, söz konusu maddi hasarlı kaza nedeniyle … Sigorta A.Ş tarafından 5.477,11 TL ödeme yapıldığı, nihai karar mahkemeye ait olmakla gerçek zarar kapsamında daha 18.549,47 TL.nın ödenmesi gerektiği, … plaka sayılı otomobilde olay tarihi itibariyle hasarsız haldeki güncel ikinci el piyasa değerinde meydana gelen değer kaybının 3.968,64 TL. olduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası kapsamında talep edilen ikame araç bedelinden … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olamayacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacının maliki olduğu … plaka sayılı araca ait dosyada mevcut trafik kaydının incelenmesinde, araç üzerinde hak mahrumiyetinin bulunduğu, … Bankası A.Ş. … şubesinin kayıtta rehinli alacaklısı olarak gösterildiği, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olacağından, davacı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip bulunacağından,mahkemece bu hususta resen araştırma yapılması gerektiği halde, dosya kapsamından mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece talep hakkına sahip dava dışı … Bankası A.Ş.’ nin açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece rehin kaydının halen mevcut olup olmadığı hususunun araştırılarak, araç kaydında rehin alacaklısı olarak görünen bankanın rehin hakkının devam edip etmediği ve açılan davaya muvafakatının olup olmadığı hususları sorularak alınacak sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus hakkında usulü eksiklik tamamlanmadan, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/1770 Esas, 2017/4529 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma şekli ve sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarihli 2018/1036 Esas ve 2019/604 Karar kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 28/04/2022