Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1262 E. 2022/947 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1262
KARAR NO : 2022/947

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2018 (Dava) – 23/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/656 Esas-2019/612 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarihli 2018/656 Esas ve 2019/612 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/12/2015 tarihinde sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile çevre yolunda Bornova’dan Karşıyaka yönüne sol şeritten seyir halinde iken Bornova viyadüğü üzerinde aynı istikametten aynı şeritte seyreden sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması suretiyle trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında yolcu konumunda olan müvekkilin ağır derecede yaralandığını, bu nedenle 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketlerinden kusuru oranında tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretininde davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, müvekkil şirket tarafından yaptırılan doktor kontrolü sonucunda davacı …’ın kalıcı sakatlığının oluşmadığının tespit edildiğini, bu nedenle aleyhe açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “..davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminatının SGK tarafından ödendiği anlaşılidığından geçici iş göremezlikten kaynaklı davasının konusuz kalması nedeniyle karar tesisine yer olmadığına, sürekli maluliyeti bulunmadığı…” gerekçesiyle; davacının sürekli iş göremezlik tazminatı istemli davasının reddine, davacının geçici iş göremez istemli davasının dava konusuz kaldığından hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün “miktar itibariyle kesin” olarak verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 200,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ise de, dava dilekçesi ile; maluliyet oranı ve tazminat miktarının dava sırasında tesbit edilebileceğinin bildirildiğini, dolayısıyla davanın kısmi dava olarak kabulü mümkün olmayıp, belirsiz alacak davası olduğunu, kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz veya istinaf kesinlik sınırı belirlenirken dava konusu edilen alacağın değerinin dikkate alınacağını, alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde kısmi davada kesinlik sınırının dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirleneceğini, belirsiz alacak davasında alacağın bir kısmının dava edilmesi ve mahkemece bu alacağa ilişkin davanın tümden reddedilmiş olması halinde davacı yönünden kararın kesin olduğundan söz edilemeyeceğini, ayrıca eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada müvekkilinin maluliyet raporunun aldırılması için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini, alınan raporda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı ve geçici iş göremezlik süresininde 35 gün olduğunun belirtildiğini, bu rapora dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik yargıtay kararlarına göre maluliyet oranını belirlemeye yetkilinin İstanbul Adli Tıp Kurumu olduğunu belirterek İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce verilen 2018/ 656 E. ve 2019/ 612 K. sayılı kararın belirttikleri sebep ve gerekçelerle müvekkili lehine ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kalıcı ve geçici maluliyet tazminatının tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kalıcı maluliyet yönünden reddine, geçici maluliyet yönünden ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca; Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL olmuştur.
Mahkemece; reddine karar verilen ve istinaf incelemesine konu edilen alacak miktarı 200,00-TL olup karar tarihi itibarı ile HMK’nın 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altındadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 346-(1) maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2022