Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1235 E. 2022/758 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1235
KARAR NO : 2022/758

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2017 (Dava) – 16/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1418 Esas-2019/512 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarihli 2017/1418 Esas ve 2019/512 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.04.2017 tarihinde davalı tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın, park halinde duran müvekkilinin maliki olduğu … plakalı araca ve dava dışı … plakalı araca çarptığını, kaza sonucunda müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, davalıya sigortalı aracın kusurlu olduğunu, trafik birimlerince tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçiminin ifade edildiğini, hasar hakkında İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/67 D. İş dosyası kapsamında bilirkişi raporu alındığını, 19.165,98-TL hasar ve 4.000,00-TL değer kaybı tespit edildiğini, hasarsız emsal değerinin de 40.000,00-TL olarak ifade edildiğini, davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, ancak geri dönüş alınamadığını, sigorta şirketinin oluşan zarar nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, hasar bedelinin likit alacak olarak kabul edilmediğini, yargılamayı gerektirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250-TL tazminatın davalı … A.Ş’ den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/67 D. İş dosyasından yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de bu davadaki yargılama giderleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile hasar bedeli talebini 14.750-TL’ye arttırdığı, değer kaybı talebinin ise 50-TL olarak açıklandığı anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın 21/04/2017 tarihinde meydana geldiğini, davayı kabul etmediklerini, kaza ile ilgili davadan önce müvekkili sigorta şirketine müracaat edildiğini ve hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat verilen … plakalı aracın kazasına ilişkin hasar dosyası incelemesinin sonuçlandırılamadığını, bu poliçeden dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda araç başına azami 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, mağdurun gerçek zararının alanında uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, kusurun kime ait olduğunun da belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil sunamadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “….Harçlandırılan dava değerinin 14.800-TL olduğu, mahkemece alınan kök ve ek raporlarda; dosyaya okunaklı haliyle sunulan kaza tespit tutanağının da incelenmesi neticesinde; davaya konu araçtaki hasar miktarının kdv eklendiğinde toplam 19.165,98 TL olduğu, davaya konu aracın eski tescilinde 14.12.2015 tarihinde ‘Çekme Belgeli’ kazaya karışmış olduğu, ağır hasarı olduğu ve pert-total işlemi uygulandığının SBM yazısı ekinden anlaşıldığı, 04.12.2015 tarihli kaza için düzenlenen 17.12.2015 tarihli ekspertiz raporunda da bu durumun teyit edildiği, aracın pert (ağır hasar kaydı, çekme belge) kaydı nedeniyle davaya konu araçta değer kaybı oluşmayacağının bildirildiği, davalı tarafa zorunlu trafik sigortası ile sigortalı ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın, kurallara uygun şekilde park halinde bulunan diğer araçlara çarpması neticesinde, 2918 S. KTK’ daki asli kusurlardan, m.84/L ‘Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma’ maddesini ihlali neticesinde, kazanın oluşumunda %100 asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait ve kaza anında park halinde bulunan dava dışı araç, kaza esnasında pasif olarak kurallara uygun park halinde bulunduğundan, kazanın oluşumunda kusurlu olmadığı, pert-total işlemi değerlendirmesi ile ilgili olarak; davaya konu aracın onarım miktarının toplam 19.165,98 TL olduğu, yapılan piyasa araştırması neticesinde rayiç değerinin 36.000-TL olduğu ve sovtaj değerinin 21.250-TL olduğu, buna göre davaya konu aracın onarım bedelinin rayiç değerinin % 50’sini geçmesi ve onarım bedeli sovtaj değeri ile toplandığında, bu toplamın, aracın rayiç değerinin üzerine çıkması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararlan doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (36.000,00 TL) ile sovtaj değeri (21.250,00 TL) farkı miktarı olan 14.750-TL olacağının bildirildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda talebini arttırıp harcını karşıladığı, alınan bilirkişi raporu mahkemece hüküm vermeye elverişli, gerekçeli, yeterli, inandırıcı ve dosya kapsamına göre de uygun bulunup davaya konu edilen kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazaya karışan davalı sigorta tarafından sigortalanan aracın kurallara uygun şekilde park halinde bulunan araçlara çarpması nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafa ait araçta 19.165,98 TL hasar meydana geldiği, piyasa rayiç değerinin 36.000-TL, sovtaj (hurda) bedelinin 21.250-TL olduğu da nazara alındığında kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu, pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu bilirkişi raporu ve delil tespit dosyası kapsamından anlaşılmakla, 14.750-TL’ nin gerçek zarar olduğu, değer kaybının ise aracın piyasa değerindeki azalma olup buna göre; pert kabul edilen aracın, piyasa değeri göz önüne alınarak zarar hesaplandığından, araç sahibinin bir zararı oluşmaması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı, değer kaybının reddi gerektiği kanaatine varıldığı, davacı zararından davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sorumluluk poliçe kapsamına göre sorumlu olduğu, davalı sigorta yönünden faizin dava tarihinden başlatıldığı, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, değer kaybı isteminin reddine, 14.750-TL hasar bedelinin dava tarihi olan 15/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından, “…Belirlenen hasar bedelinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ekteki ekspertiz raporunda onarım bedellerinin belirlendiğini, mahkeme kararında davacı tarafın aracına pert işlemi uygulanmasının ve bedel farkından hesaplanan hasar bedelinin gerçeği yansıtmadığını, malzeme tutarlarının, işçilik bedelinin fahiş bedelden belirlendiğini, hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verildiğini, pert işlemi uygulanmasının hukuka uygun olmadığını, onarım bedelinin ekspertiz raporunca yapılması gerektiğini, pert işleminin şartları ve dosya kapsamındaki deliller değerlendirildiğinde onarım bedelinin pert bedeline göre oldukça düşük olduğunu, bu nedenle dosya kapsamında pert işlemi yapılmaması gerektiğini, ayrıca davacı tarafça dosya ıslahının 2019 yılı içerisinde yapılmış olup söz konusu hasar bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin ekte de görülecek Yargıtay kararınca (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002/9-809 E.-2002/802 K, T. 9.10.2002) da usule aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan maddi hasarın ve değer kaybının trafik sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları kapsamında yapılan değerlendirmede; hasar bedelinin tespitinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, zira mahkemece hükme esas alınan konusunda uzman bilirkişi raporunda piyasa araştırması da yapılmak suretiyle ve gerekçeli bir şekilde araçtaki tamir masrafının, rayiç piyasa değerinin ve sovtaj bedelinin belirlendiği, tamiri ekonomik olmadığından hesaplanan gerçek zararın bulunmasında Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde hesaplama yapıldığı, dava öncesinde alınan tespit raporuyla ve olayın oluşumuyla da uyumlu olduğu, buna göre davacı aracına pert-total işlemi yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmadığı, ayrıca davalı vekilince yargılama aşamasında sunulmayıp istinaf dilekçesi ile sunulan ekspertiz raporu HMK 357/1.madde uyarınca dikkate alınamayacağı gibi, kaldı ki sözkonusu ekspertiz raporunda tutarların iskontolu şekilde belirlenmiş olması nedeniyle de baz olarak alınamayacağı anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yine davalı vekilinin ıslah edilen tutar bakımından hatalı şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü itirazı da yerinde görülmemiştir. Şöyle ki, dava dilekçesi incelendiğinde alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği belirtilerek ve şimdilik kaydıyla belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olduğu, daha sonra ise talep arttırım dilekçesinde HMK 107.madde uyarınca dava değerinin arttırılmış olduğu görülmekle, mahkemece alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, bu husustaki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1418 Esas- 2019/512 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 1.007,57-TL istinaf karar harcından peşin alınan 251,89-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 755,68-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2022