Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1226 E. 2022/665 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1226
KARAR NO : 2022/665

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2017 (Dava) – 12/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/678 Esas – 2019/169 Karar
DAVA :Trafik Kazası Sonucu Uğranılan Bedensel Zarardan Kaynaklanan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 21/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2019 tarihli 2017/678 Esas ve 2019/169 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.07.2012 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki aracının ön kısımları ile elektrikli bisikleti ile seyreden davacı sürücü …’a çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada sürücü olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, dava dışı sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğunu, aracın davalı … şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini, … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 09/01/2012-2013 vadeli 334012710 poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazanın oluşmasında davacı yanın ağır kusurunun bulunduğunu, davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadığını, bu hususun zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını kopardığını, davacı yanın ceza dosyasında sürücü ile uzlaştığını, bu nedenle davacının alacağının söz konusu olmadığını, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminatın, eski halin iadesi veya diğer bir tazminat davası açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat etmiş sayılacağını bildirerek, davanın başvuru şartının yerine getirilmemiş olması, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, ceza dosyasında uzlaşma sağlanması ve sigortalı araç sürücüsüna atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “… CMK’nın 253/19 maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderildiği ve uzlaştırma raporu düzenlendiği, uzlaştırma raporunda davacının, işletenin ZMMS sigortacısı yönünden haklarını saklı tutmadığı, bu nedenle davacı tarafın ceza dosyasında uzlaşma protokolü ile dava dışı işleten-sürücüyü ibra etmesi karşısında, işletenin ve sürücünün hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketi hakkında da dava açılamayacağından ötürü CMK nun 253/19 maddesi gereğince davacının tazminat davası açma hakkının kalmadığı, buna rağmen davacının iş bu tazminat davasını açtığı…” gerekçesiyle “…davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; savcılık aşamasında uzlaşmanın sağlanmış olmasının, diğer zarar sorumlularını sorumluluktan kurtarmayacağını, kanun maddesinde uzlaşılan taraflar arasında tazminat davası açılamayacağının hükme bağlandığını, diğer zarar sorumlularını açıkça sorumluluktan kurtaran bir hükme yer verilmediğini ve ilk derece mahkemesince eksik ve hatalı incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olup, kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan bedensel zarardan kaynaklanan maddi tazminatın, kazaya sebep olduğu ileri sürülen aracın, zorunlu trafik sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 253. maddenin 4. bendinde; “…Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanuni temsilcisine yapılır….”, aynı maddenin 17. bendinde “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.”, yine aynı maddenin 19. bendinde ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, buna göre usulüne uygun uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Diğer taraftan 4721 sayılı TMK’nun 336.maddesinde 1.bendi “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar” hükmünü amirdir.
Davaya konu trafik kazası, 18/07/2012 tarihinde davalı … şirketince zorunlu trafik poliçesi ile teminat altına alınan ve dava dışı sigortalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın, bisikleti ile seyir halinde olan davacıya çarpması şeklinde gerçekleşmiş ve kaza sonucunda davacı yaralanmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, 18/07/2012 tarihli kaza sırasında, 24/02/1996 doğumlu olan davacı …’in 18 yaşından küçük 16 yaşında olup, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan araç sürücüsü …’in kusuruyla meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, taksirle yaralama suçundan ötürü İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/11862 sayılı soruşturma sırasında davacı küçüğün babası … ve şüpheli …’in uzlaşmak istediklerini beyan etmeleri sonucu uzlaşma raporu düzenlendiği ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uzlaşma nedeniyle 2012/7665 sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, suçtan zarar gören küçüğün (dosya davacısı) annesinin uzlaşma görüşmelerinde yer almadığı ve uzlaşma raporunda imzasının bulunmadığı, davacı küçüğün evlilik birliği içinde doğduğu, velayetinin anne ve babasına ait olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait nüfus kaydı üzerinde yapılan incelemede, uzlaşma tarihinde yaşı küçük olan mağdurun babası yanında annesinin de hayatta olduğu ve evliliğin devam ettiği, kaza tarihinde reşit olmayan …’ın velayetinin babası ile birlikte annesinde olduğu, dolayısıyla kanuni temsilci olarak annesinin de uzlaşma sürecine dahil edilmesi gerektiği halde dahil edilmediği, davacı küçüğün annesinin baba tarafından tek başına yapılan uzlaşmaya açık ve zımni onayının bulunmadığı, uzlaşmanın hukuki sonuçlarının davacının babasına da usulüne uygun şekilde açıklanmadığı, bu haliyle ortada usulüne uygun yapılmış bir uzlaşmanın varlığından söz edilemeyeceği anlaşıldığından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince, yaşı küçük mağdurun (davacının) kanuni temsilcilerinin tek başına verdikleri beyanlarının hukuki değer taşımayacağı açıktır.
Bu itibarla, uzlaşma sürecinin usulüne uygun olarak yürütülmemiş olması hususunun, davacının dava açmasına engel olmadığı kanaatine varılarak, mahkemece işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2017/678 Esas – 2019/169 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.