Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1216 E. 2022/790 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1216
KARAR NO : 2022/790

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2018 (Dava) – 04/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/224 Esas-2019/56 Karar
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/04/2019 tarihli 2018/224 Esas ve 2019/56 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; “…” marka ve logolarının sahipleri olduklarını, 1985’ten beri geliştirdikleri yöntemlerle dünya çapında bayilikler eliyle İngilizce eğitimi verdiklerini, Türkiye’de de 2013’te … A.Ş. ile sözleşme yaparak İzmir, İstanbul, Ankara’da bayilikler kurulduğunu, ana franchise alan …’nın yükümlülüklerini ifa etmemesi nedeniyle, meydana gelen ihlaller sonucu, sözleşmesinin feshedildiğini, onun verdiği alt franchise sözleşmelerinin de dayanıksız kaldığını, şartlara uymayan kişilere franchise hakkı tanıdığını, bu kapsamda davalı “…” firmasının … ile imzalanan sözleşme 30.06.2017’de sona erdiği halde “…” tabelası altında hizmeti veren davalı … A.Ş.’nin aldığı fesih ihbarına rağmen, faaliyete devam ettiğini, davalıya sonraki ana franchise alan … Şti.’nin yetkili olduğu belirtilmesine rağmen onunla anlaşmadığını, bunun üzerine davalıya 11.04.2018’de yazılı bildirim yapılıp markayı kullanmayı durdurulmasının ihtar edildiğini, alt franchise sözleşmesinin de feshedilmiş sayıldığını ve kayıtlar edindiğini, alt franchise sözleşmesi ile bayiliğin ana franchise alanının yetkisine bağlı olduğunu belirterek, davalının marka içeren tabela vb. gereçleri kullanmaktan men edilmesini, tecavüzün tespit edilip durdurulmasını, davacı … Şti.’ne tanıtım gereçlerinin teslim edilmesini dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, 2011 yılında dava dışı … ile FR. Sözleşmesi imzaladıklarını, ancak durumun davacı …’a bildirilmediğini, uzun süre …’in bir şubesi gibi gösterildiklerini, 23.06.2013 tarihinde ana bayilik haklarının … A.Ş.ye devredildiğini, 2014’te ana bayi … ile görüşen davalının ödemelerini onun vasıtasıyla yaptığını, karşı taraf … tarafından tanınmayı sağladığını, 2011 yılında MEB izniyle kurs işletmeye başladıklarını, resmi sistemde kayıtlı olduklarını, yükümlülüklerini yerine getirdiklerine dair belgelerin deliller arasında yer aldığını, davacının belirttikleri zorlu sürecin kendileriyle ilgisi olmadığını, davacının 30.06.2017 tarihinde …’ya fesih bildirimi yapıldığını iddia etmesine rağmen kendilerine böyle bir ihtar gelmediğini, karşı yanın Beşiktaş Noterliği 26.04.2018 tarihli 12304 sayılı ihtarnamesinin şirket ortağı …nin şahsına gittiğini, usule uygun tebliğ edilmediğini, davacının 2017-2018 eğitim yılı materyallerinin ve setlerinin ücreti karşılığında … Ltd. vasıtasıyla kendilerine ilettiğini, faturalarının bulunduğunu, tedbir ve esas taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, … Ltd. ile sözleşme imzalayamadıklarını, çünkü talep edilen ürünlerin gönderilmemiş olduğunu, para iadesinin sağlanmadığını, karşı tarafın elemanlarının …’nun güven vermediğini, onunla çalışmak istemedikleri için göndermediklerini, aynı sebeple sözleşme imzalamadıklarını; öte yandan 04.08.2018 tarihli İzmir 21. Noter kanalıyla gönderdiklerini tutanak ve fotoğraflarla Haziran 2018 sonu itibariyle eğitime son verdiklerini, kurumu kapatıp tatile çıktıklarını, yeni dönemin Eylül ayında başladığını ve davacıyla çalışılmayacağının velilere bildirildiğini, tedbire konu olacak faaliyetlerde bulunmadığını belirterek haksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… Davacının sunduğu, İzmir 21. noterinin 31596 yevmiye nolu e-tespit tutanak eki olan, davalıya ait kullanımı gösterir fotoğraflardan markanın 04/08/2018 tarihi itibariyle kullanıldığı kanıtlanmaktadır. Öte yandan davalı cevabında davayı reddetmiş, kendi yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, …A.Ş ile yapmış oldukları sözleşmenin geçerli olduğunu, davacının da verilen yetkiyi onayladığını, bu yönde 23/05/2014 tarihi itibariyle onaylarına ilişkin yazı gönderdiklerini belirterek bir süre kullanımlarının devam ettiğini ikrar etmiştir. Dolayısıyla davacı tarafın bu davayı aşmak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, davacının davalı tarafa ayrıca 26/04/2018 tarihli ihtar göndermekle markanın ve sistemin kullanımına ilişkin verilen izni tek taraflı geri aldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, dava tarihi itibariyle lisansın fesih edilmesine rağmen kullanımın mevcudiyeti nedeniyle davanın kabulü gerekmektedir. Bu yönde verilen tedbirin 08/10/2018 tarihinde infazı sırasında fiilen markayı taşıyan eğitim gereçleri, tanıtım materyallerine rastlanmış, infaz yapılmıştır. Davalının noter e-tespit ve fesih bildirimlerine rağmen ana franchise verenin verdiği izni geri aldığı halde, kullanımını sürdürdüğü kanıtlandığından marka ihlali oluşturan bu kullanımlarının men edilmesi, durdurulması ve tecavüzün giderilmesi gerekmektedir.
Marka sahibi SMK 7. madde uyarınca markanın izinsiz kullanımını önleme, yasaklama yönünde karar istemi hakkına sahiptir. Ana FR veren tarafın yetkilerinin kaldırıldığı, alt FR alana da daha sonra ihtar gönderildiğine göre dava tarihinden önce meşru bir kullanım kalmamıştır. Bu kullanımların marka ihlali olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Nitekim davalı da dava tarihinden sonra markayı taşıyan tanıtım gereçlerini kaldırmıştır.Davacı, belirli şartlarla devam etmesi için davalıya fırsat vermiş, ancak bir alt FR imzalanması konusunda anlaşamamışlar, bunun üzerine 26/04/2018 tarihli yazılı bildirim ile faaliyetin durdurulması ihtar edilmiştir. Bu ihtarla tanıtım gereçleri, sisteme ilişkin materyallerin teslimi istenmiştir.
Ana lisans veya FR sözleşmesinin sona ermesi, geçersiz olması halinde alt lisanslarda bağlılık nedeniyle kendiliğinden geçersiz hale gelmektedir. Diğer deyimle alt lisansların geçerliliği, devam etmesi ana lisansa bağlıdır. İhtarnameye rağmen bir süre markanın ve sistemin kullanıldığı …” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, davalı tarafın marka hakkına tecavüzünün bundan böyle önlenmesine, giderilmesine, tanıtım gereçleri ve sisteme ait materyalin davacıya teslimine; İhtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına kesinleştiğinde kendiliğinden kalkacağına, karar kesinleştiğinde, hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderleri davalıya yüklenerek, ilan edilmesine, ilan için kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde başvuru gerektiğine, 3 ay içinde başvurulmadığı takdirde ilan hakkının düşeceğine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı yan davacının, ihtarnamesini müvekkili şirket tüzel kişiliği yerine Şirket ortağı …’ye gönderdiğini, Türk Hukuk sisteminde tüzel kişiliğe karşı yürütülen tüm yasal işlemlerde o tüzel kişiliğin tam ünvanının esas alındığını, oysa karşı yan davacının, işbu davaya esas teşkil eden ihtarnamesini hazırlarken kendi hukuk anlayışını, dava açarken müvekkili şirketin tam ünvanını kullanarak Türk Hukuk sistemini esas aldığını, …nin müvekkili şirketin ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, ancak müvekkili şirketin tüzel kişiliğine gönderilmesi gereken ihtarnamenin muhatabı olarak …’nin gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini, ayrıca … Okulu diye bir tüzel kişilik olmadığını, davacının ihtarnamesine muhatap olarak tüzel kişiliği olmayan … yazmasına rağmen işbu davayı … Şti. olarak açtığını, kabul edilmemekle birlikte eğer … adına gönderilen ihtarname geçerli ise davada davalı olarak da … yazması gerektiğini, davacının müvekkili şirketin tüzel kişiliğini hiçe saydığını, bu yüzden de ihtarnamesi yok hükmünde olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davacının, davaya temel oluşturan ihtarnamesinin muhatap bölümüne müvekkili şirketin ticari ünvanı yerine … yazdığını, bu ihtarnamenin tebligatının da şirket çalışanına teslim edildiğini, ihtarnamenin muhatabı olarak gösterilen … Okulu’nun tüzel kişiliği olmadığına göre muhatap bölümünde sadece … kaldığını, ona da yasal adresinde tebligat yapılmadığını, davacının, bir yandan müvekkili şirkete usulsüz tebligat yaptığını, bir yandan da icra müdürlüğü vasıtasıyla tespit yaptırdığı son güne kadar müvekkili şirket ile anlaşma görüşmeleri yapmaya devam ederek müvekkili şirketi mağdur ettiğini, davacının, gerek müvekkili şirkete ve gerekse diğer alt-franchise’lerine koşulları daha ağır bir sözleşme imzalatmaya çalıştığını, bunu başaramayınca da, sözleşmenin koşullarının değişmesine onay vermeyen tüm alt-franchise’lerinden ve bunların halen devam eden sözleşmelerinden bedelsiz olarak kurtulmak için herkesin güvenini suistimal etmiş olan Tekçare ile sözleşme imzalamaya mecbur edildiğini, müvekkili şirketin yıllarca yatırım yaptığı ve artık kazanç beklediği işyerinin davacının keyfi kararları nedeniyle zarara uğramasının açık kanıtları olduğunu, hiçbir sözleşmenin tek taraflı kazanç için imzalanmayacağını, davacının başlangıçtan bu yana alt-franchise’lerini desteklemediği gibi ilk fırsatta da onlardan kurtulmak için tüm usulsüzlükleri uygulamaktan geri kalmadığını beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; markanın izinsiz kullanımının önlenmesi, ilgili ürün ve işaretlerin el konularak toplanması, tecavüzün giderilmesi ile ilana ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalı fesih bildiriminin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de tüzel kişilik olarak dava tarihinden önce fesih bildiriminden haberdar olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır. Ancak mahkemece tesis edilen hükmün infazı kabil, uygulanabilir olması gerekmektedir. Somut olayda mahkemece, davalı tarafın marka hakkına tecavüzünün bundan böyle önlenmesine, giderilmesine, tanıtım gereçleri ve sisteme ait materyalin davacıya teslimine karar verilmiş ise de, tanıtım gereçleri ve sisteme ait materyal ibaresi ile nelerin teslim edileceği hususu kararda açıkça belirtilmemiş olup, bu husus infazda duraksamaya yol açar nitelikte olup bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/04/2019 tarihli 2018/224 Esas ve 2019/56 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırılan kararın YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)Davanın KABULÜNE
b)… adına tescilli markalardan doğan davacıların mülkiyet hakkına yönelik davalı tarafın marka hakkına tecavüzünün bundan böyle önlenmesine, giderilmesine, … Lımıted adına tescilli markalara ait tanıtım gereçleri ve sisteme ait materyalin davacıya teslimine,
c)İhtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, kesinleştiğinde kendiliğinden kalkacağına,
d)Karar kesinleştiğinde, hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderleri davalıya yüklenerek, ilan edilmesine, ilan için kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde başvuru gerektiğine, 3 ay içinde başvurulmadığı takdirde ilan hakkının düşeceğine,
e)Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile eksik 44,80 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
f)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
g)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.’ne göre belirlenen 3.931,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
h)Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 59,10 TL tedbir talebi harcı, 10,40 TL vekâlet harcı, 6 tebligat gideri 89 TL, 2 müzekkere gideri 13 TL olmak üzere, toplam 207,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacılara ödenmesine,
ı)Davalı tarafından yapılan yapılan 6,40 TL vekâlet harcı, 1 tebligat gideri 20 TL olmak üzere, toplam 26,40 TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
i)Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklemeksizin ilgili yanlara iadesine iadesine,
ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİSİNE,
2- İstinaf yargılama giderleri yönünden;
a)Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
b)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
c)HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
d)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
e)Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/2022