Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1215 E. 2022/787 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1215
KARAR NO : 2022/787

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2017 (Dava) – 20/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/159 Esas-2018/210 Karar
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2017/159 Esas ve 2018/210 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … Belediyesi … Başkanlığında memur olarak görev yaptığını, 2016 yılında … A.Ş bünyesinde düzenlenen ve çekilen fotoğrafların … Grup’a ait “…” adlı internet sitesinde müvekkillerinin izni ile yayınlandığını, davalı yanın ise müvekkillerinin izni ve bilgisi olmaksızın “….” adlı kampanyasında bu fotoğrafları reklam amaçlı olarak kullandığını, müvekkillerinin tanırlılığından yararlandığı, reklam yüzü olmalarına karşılık müvekkillerine hiçbir ödeme yapmayarak, kâr elde ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL maddi, her bir davacı için 20.000 TL manevi olmak üzere, toplam 60.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; otoğrafların eser niteliğinin bulunmadığını, FSEK kapsamında korunamayacağına, tazminat taleplerinin de aykırı olduğunu, söz konusu fotoğrafın porte olmadığını, resim sayılamayacağını, davacıların boydan görünüşünü olduğunu, FSEK 86. maddeye göre korunamayacağını savunmuş, ayrıca pek çok medya ortamında yayınlandığını, kamuya mal olduğunu, manevi bir zarardan söz edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu davacı ve davalı şirket beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davanın kısmen kabulüne, davalının her bir davacıya, 1.000’er TL maddi, 2.000’er TL manevi tazminatı ayrı ayrı dava tarihinden yasal faiziyle ödemesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İzmir Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2018 tarihli ve 2017/159 Esas, 2018/210 Karar sayılı kararı ile adeta izinsiz fotoğraf kullanımını teşvik etmekte olup hiçbir caydırıcılık içermediğini, davalı şirketin; müvekkillerinin bulunduğu fotoğrafları müvekkillerinden hiçbir izin alınmaksızın kullandığını ve müvekkillerinin dahil olduğu …. röportajının ve müvekkillerinin görsel olarak tanınır olmasından faydalandığını, davalı tarafın müvekkilini ve … Belediyesi ‘ni bilgilendirmediğini, müvekkillerinin hiçbir bilgisi ve izni olmaksızın fotoğraflarını reklam amaçlı kullandığını, üstelik; davalı tarafça müvekkillerinin fotoğraflarının … A.Ş.’ye ait internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında ve ayrıca Türkiye’nin muhtelif birçok şehrinde bulunan şubelerinde ve şubelerin ön camekanlarında kullanıldığını, Yerel Mahkeme kararı ile de durumun sübuta erdiğini ve davalı şirket tarafından müvekkillerinin görüntülerinin kullanılmasının kişilik hakkı ihlali oluşturduğunun ortaya çıktığını, müvekkillerinin fotoğraflarının izinsiz temin edilip kullanılmasından ötürü tedirgin ve huzursuz olduğunu, ailelerinden ve çevrelerinden gelen tepkiler sebebiyle psikolojileri bozularak manevi çöküntü yaşadıklarını, gerçekten; hayatın olağan akışı içerisinde hiç kimseden kendi izin ve rızası olmaksızın fotoğraflarının Türkiye’nin her yerinde yayımlanmasını kabul etmesinin beklenemeyeceğini, davalı şirketin bir tacir olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve fotoğrafları izinsiz olarak kullandığını ancak hükmedilen kararla davalı şirketin müvekkillerinin fotoğraflarını Türkiye’nin dört bir yanına dağıtmış olmasının göz ardı edildiğini, manevi tazminatın manevi zararla orantılı ve üzüntüyü hafifletici olması gerektiğini, ancak Mahkemece ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ve davalının kusur oranının değerlendirilmediğini, davalı şirket açısından hiçbir caydırıcılığı olmayan karar neticesinde davalının kimseden izin alma gereği duymayacağını, nitekim; müvekkillerinin yüz ve vücut görsellerinin bulunduğu reklam afişlerinin davalının tüm sosyal medya hesaplarında ve muhtelif birçok şehirde bulunan şubelerinin ön camekanlarında kullanıldığını, davalı tarafın tanınır bir kargo firması olması dolayısıyla Türkiye’nin hemen hemen her şehrinde müvekkillerinin yüz ve vücut görsellerinin büyük panolarda yayınlandığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde İzmir Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı’nın 22.05.2018 tarihli cevabi yazısına istinaden kuruma müzekkere yazılarak rayiç bedelin sorulmasını talep etmiş iseler de taleplerinin reddedildiğini, 1.000-TL bedelin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, adeta davalı firmanın izinsiz kar elde etmiş olduğu için ödüllendirildiği ifade edilse de beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkillerinin fotoğrafların kullanıldığı röportajı reklam amaçlı vermediklerini belirterek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … A.Ş. firmasının grup şirketlerinden biri olup, 674 sayılı KHK.’nın 19/1. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan istinaf başvurusuna ilişkin harçların yatırılmadığını, bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda davaya konu fotoğrafların eser niteliği taşımadığı hususu tespit edilmiş olup, işbu tespit haklı ve hukuka uygun olmakla birlikte, FSEK 86. ve TBK 49. maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, FSEK 86. madde, “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez.
Birinci fıkradaki muvafakatin alınması:
1. memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri;
2. tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları
gösteren resimler
3. Günlük hadiselere mütaallik resimlerle, radyo ve filim haberleri; için şart değildir.
Birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında Borçlar Kanununun 49 uncu maddesi ile koşulları varsa, Türk Ceza Kanununun 134, 139 ve 140 ıncı maddeleri hükümleri uygulanır.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde de Türk Medenî
Kanununun 24 üncü maddesi hükmü saklıdır.” şeklinde olduğunu, işbu maddenin uygulama alanı bulabilmesi için “RESİM veya PORTRE” nin mevcut olması gerektiğini, ancak huzurdaki davanın konusu fotoğraf olup resim olmadığı aşikar olduğundan portre olduğundan da bahsedilemeyeceğini, zira portre kişinin yüzünün ve yüz ifadesinin betimlenmesi ile oluşmakta olup, davaya konu fotoğrafın davacıların boydan fotoğraflarına ilişkin olduğunu, kaldı ki bir an için portre olduğu düşünülse dahi (kabul etmemekle beraber), mezkûr kanun maddesinin ikinci fıkrasında istisnalara yer verilmiş olup, davacıların yer aldığı fotoğrafların internet mecrasında pek çok kez kullanılmak suretiyle umuma arz edilmiş ve bilinir hale gelmiş olduğundan işbu istisnalara dahil olacağını, nitekim davacıların dizide de oynamış olduğu davacı yan tarafından ikrar edilmiş olup davacıların, tanınmış kişiler haline geldiği ve içtimai hayatta rol oynayan kişilerden kabul
edilebileceklerinin görüldüğünü, davacıların isimleri dahi yazılmadan İzmir itfaiye veya kadın itfaiye gibi genel ifadelerin veya davacıların isimlerinin google arama motorlarında
aratılması halinde sonuçlarda davacıların yer aldığı fotoğrafların çıktığını, dolayısıyla internet mecrasında zaten pek çok internet sitesinde ve sosyal medyada yayınlanmakta olan fotoğrafların kullanılmasının davacıların haklarını ihlal ettiğinden bahsedilemeyeceğini, yani işbu karara konu olayda kişinin çocukluğuna ve özel yaşamına ilişkin kendi internet sitesinde kullandığı fotoğrafının ticari amaçla kullanılması söz konusu iken, huzurdaki davada davacıların yer aldığı fotoğraf özel yaşama ilişkin olmayıp, kendilerine ait olmayan pek çok internet sitesinde ve sosyal medya mecralarında çok kez kullanılmak suretiyle kamuya mal olduğunu, nitekim bilirkişi raporunda da reklam kampanyasının onur kırıcı veya cinsiyet ayrımcılığı gibi rencide edici bir durumun söz konusu olmadığının tespit edildiğini, ayrıca bilirkişi raporu ile kişi başı 1.000-tl maddi tazminata ve kişi başı 1.000-tl cezai bedel talep edilebileceğinin belirtildiğini, bilirkişinin cezai bedel şeklinde belirttiği tazminat kaleminin manevi tazminat olduğunun açık olduğunu, bu kapsamda bilirkişinin piyasadaki rayiç fiyatları ve manevi çöküntüye sebebiyet
vermeyen reklamı değerlendirmek suretiyle manevi tazminatı kişi başı 1.000-TL
olarak belirlediğinin görüldüğünü belirterek Yerel Mahkemenin kısmen kabul kararının kaldırılarak, davanın bütünüyle reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin bütünüyle davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacılara ait fotoğrafın davalı tarafından izinsiz olarak kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı tarafından davacıların rızası dışında gerçekleşen kullanımın FSEK’in 86. maddesi ve TMK’nın 24-25. maddeleri uyarınca davacıların maddi ve manevi haklarını ihlal eder nitelikte bulunduğu, reklam ve marka iletişim uzmanı bilirkişinin tazminat miktarına yönelik rayiç bedelin tespitine yönelik raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla, (aynı yönde Yargıtay 11 HD’nin 2015/12654 E. – 2017/461 K. ; 2015/6547 E. – 2016/686 K. sayılı ilamları) taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli, 2017/159 Esas ve 2018/210 Karar sayılı kararına karşı davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)Davacılar yönünden; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b)Davalı yönünden; alınması gereken 614,79 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 198,10 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 416,69 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/05/2022