Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1212 E. 2022/571 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1212
KARAR NO : 2022/571

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017 (Dava) – 28/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/219 Esas – 2018/1250 Karar
DAVA :Limited Şirket Müdürünün Azli

BAM KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2018 tarihli 2017/219 Esas ve 2018/1250 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile … Şirketini kurduklarını, müvekkilinin sermayesi 300.000 TL olan her biri 3.000 TL değerinde 100 paya ayrılan şirketin 99 paya karşılık 297.000 TL değerindeki kısmının hissedarı, …’ın ise şirketin 1 paya karşılık 3.000 TL’lik bölümün hissedarı bulunduğunu, …’ın aynı zamanda münferiden imza yetkili şirket müdürü olup, davalı müdürün şirketteki tüm hesapları kontrol etmeye ve para çekmeye yetkili olduğunu, TTK m. 626’ya göre dürüstlük kuralı içerisinde hareket etmeyerek şirketi bilerek zarara uğrattığını, TTK m. 613/2’ye göre şirkete bağlılık göstermediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalının müdürlüğünün çekilmez hale geldiğini, şirketin parasını kendi menfaatine kullandığını, davacı müvekkilin ortağı olduğu şirketin hesabına gelen paraları muhtelif zamanlarda müvekkilinin haberi olmadan çekerek yurt içi ve yurt dışı bazı hesaplara gönderdiğini, …’ ın tüm hesaplarının incelenerek başka hesaplara gönderdiği paraların saptanmasını istediklerini, müvekkiline tehdit içerikli beyanlarda bulunduğunu, şirket genel kurulu kararı toplantısı yapılamadığından azil sağlanamadığını, haklı sebeplerin varlığı halinde yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılabileceğini, genel kurul toplantısı yapılsaydı dahi davalının şirket hesaplarının içini boşaltacağını, öncelikle şirket hesaplarının ve davalı …’ ın tüm hesaplarının mahkeme tarafından verilecek tedbir kararıyla bloke edilerek para çekmesinin engellenmesini istediklerini, dava sonuçlanıncaya kadar yönetim hakkı ve temsil yetkisinin tedbiren kaldırılması, şirketin organsız kalacak olması nedeniyle TMK m. 427 1 fıkra 4. bendine göre kayyım atanmasını talep ettiklerini, aynı zamanda TTK m. 630/2 fıkra uyarınca yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, davalılara usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece;”…. Davacının şirkette toplam %99 hisse sahibi olup, yönetim kurulu üyesi , davalı …’ın TTK m. 626/1-2’ye göre yönetimde kusurlu olduğu ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiaları ve talepleri bulunduğundan bu kapsamda TTK m. 630’a göre karar alıp şirket yönetiminden uzaklaştırması mümkün olduğundan dava açmakta hukuki yararları bulunmadığı” gerekçesiyle HMK m. 114/1-h ve 115/2 gereğince usulden reddine … ” karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davayı açmakta hukuki yararlarının olduğunu, davalı …’ın şirket hesaplarını boşalttığını, yurt dışına kaçtığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddinin usul ve yasaya uygun olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 Sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davanın, haklı nedenlerle şirket müdürünün azli istemine ilişkin olduğu, limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmediği, nitelik itibariyle husumetin davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli bir itiraz olduğu, bu durumda davalı şirket hakkındaki limited şirket müdürünün azli davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 tarih ve 2018/3184 Esas 2019/7750 Karar sayılı içtihadı aynı doğrultudadır.)
2- 6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir.
Anılan maddede düzenlenen dava hakkı her ortağa tanınmış yasadan kaynaklanan bir haktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/10/2015 tarih ve 2015/3070 Esas, 2015/9972 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu durumda, mahkemece davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, anılan kanun maddesi uyarınca davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin tek tek tartışılıp, azil için haklı sebep sayılıp sayılmayacağı gerekçelendirilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli ve 2017/219 Esas – 2018/1250 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.