Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1207 E. 2022/710 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1207
KARAR NO : 2022/710

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2016 (Dava) – 09/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/286 Esas – 2019/192 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2016 (Dava) 13/06/2016 (Karar)
NUMARASI : 2016/322 Esas – 2016/273 Karar
DAVA : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 27/04/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarihli 2016/286 Esas ve 2019/192 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
ASIL DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında, İzmir Karşıyaka … Mahallesi … Sokak …. no’lu adreste bulunan “…” isimli, üç katlı anaokulu niteliğinde iş yerinin devri konusunda düzenlenen Karşıyaka 3. Noterliği’nin 16.03.2016 tarih 6934 Y.s. işletme devir sözleşmesi ile 25.03.2016 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca, müvekkili tarafından davalıya devir bedeli olarak 65.000,00-TL nakit ile her biri 5.000,00-TL bedelli 25.04.2016 – 25.05.2016 – 25.06.2016 vade tarihli 3 adet senet verildiğini, 3 katlı olarak devir alınması planlanan anaokulunun işletme izinlerinin alınabilmesi ve ruhsatların çıkartılması için müvekkilinin Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne başvurduğunda, iş yerinin sadece 2 katının ruhsatının olduğunu, 3. katın ruhsatının olmadığını ve ruhsat almaya müsait olmadığını öğrendiğini, davalının iş yerinde müvekkiline üç katı da gezdirdiğini ve 3. katın ruhsatının olmadığını gizlediğini, müvekkilinin iş yerinin mülk sahibi ile yaptığı görüşmede mülk sahibi ile davalı arasında düzenlenen yazılı kira sözleşmesinde kiracılık hakkının devredilemeyeceği, kiralananın alt kiraya verilemeyeceği şartı olduğundan müvekkili ile mülk sahibi arasında kira akdi kurulamayacağının bildirildiğini, iş yerini devralamayan müvekkilinin, davalıya keşide ettiği 06.04.2016 tarihli ihtarname ile devir sözleşmesini haklı nedene dayanarak feshettiğini, feshin ihbarı ile davalıya yapılan 65.000,00-TL nakit ödemenin ve her biri 5.000,00-TL bedelli 25.04.2016 – 25.05.2016 – 25.06.2016 vade tarihli 3 adet senedin iadesinin istendiğini, ödeme yapmayan davalı aleyhine girişilen Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5195 E.s. icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA :
Asıl dava ile birleşen 2016/322 E.s. dava dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı arasında düzenlenen Karşıyaka 3. Noterliği’nin 16.03.2016 tarih 6934 Y.s. işletme devir sözleşmesi ile 25.03.2016 tarihli işletme devir sözleşmesi uyarınca davacı … tarafından davalıya verilen her biri 5.000,00-TL bedelli 25.04.2016 – 25.05.2016 – 25.06.2016 vade tarihli 3 adet senedi diğer davacılar … ve …’ın kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeye konu anaokulunun son katının ruhsatsız olduğunun sonradan anlaşılması, mülk sahibi … ile davalı arasında düzenlenen yazılı kira sözleşmesinde kiracılık hakkının devredilemeyeceği, kiralananın alt kiraya verilemeyeceği şartı nedeniyle iş yerini devralamayan davacı …’ın, davalıya keşide ettiği 06.04.2016 tarihli ihtarname ile devir sözleşmelerini haklı nedenle feshettiğini, ihtarnameyi 07.04.2016 tarihinde tebliğ alan davalının bedelsiz kalan, teminat senedi niteliğini haiz olan ve şarta bağlanan senetlerden iki tanesini İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7939 E.s. dosyası ile takibe koyduğunu, takip konusu senetlerden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığını ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, 10.000,00-TL bono bedeli üzerinden % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme düzenlenmesinden önceki 15 gün boyunca her gün iş yerine gelerek işleyişini, gidişatını, öğrenci sayısını, velileri tanımak adına gözlem yapan davacı …’nın, 15 günün sonunda iş yerini devir almaya karar verdiğini “…” isimli iş yerinin Karşıyaka 3. Noterliği’nin 16.03.2016 tarih 6934 Y.s. “İşletmenin Devri Sözleşmesi” ile davalıya devredildiğini, davacı …’nın sonraki 15 gün boyunca da anaokulunu bizzat kendisinin işlettiğini, noterde yapılan devir sözleşmesinden sonra müvekkilinin kendi adına olan vergi kaydının kapanışı için Karşıyaka Vergi Dairesi’ne kapanış dilekçesi, davacın da iş yeri açılış dilekçesi verdiğini, iş yerinde çalışan görevli …’ın 05.04.2016 tarihinde müvekkilini arayarak davacı …’ın anaokulunu hiç bir neden göstermeden “ben yapamayacağım, gelmeyeceğim artık” diyerek anahtarını bırakıp gittiğini bildirdiğini, davacıya keşide edilen Karşıyaka 3. Noterliği’nin 05.04.2016 tarih 8686 Y.s. ihtarnamesi ile sözleşme şartlarının yerine getirilmesinin, davalı müvekkilinin bu nedenle uğrayacağı zararların tazmininin isteneceğinin bildirildiğini, davacı tarafından davalıya gönderilen Karşıyaka 3. Noterliği’nin 06.04.2016 gün 8733 Y.s, ihtarnamesi ile, iş yerinin 3. katının ruhsatının olmadığını ve kiracılık hakkının devredilemeyeceğini öğrendiklerini belirterek sözleşmeden dönmek istediğini, ödediği bedelin iadesini talep ettiğini, müvekkilinin gerek noterde yapılan devir sözleşmesinde, gerekse 25.03.2016 tarihli devir bedelini gösteren sözleşmede 3 katlı iş yeri taahhüdünde bulunmadığını, iş yerinin mülk sahibi ile davacı arasında yapılan kira sözleşmesinin davacının Karşıyaka Vergi Dairesi’ne açılış müracaat evrakları içinde mevcut olduğunu, anaokulunda her katta bulunan röleve planlarında anaokulu binasının ne şekilde kullanılacağının duvarda asılı olduğunu ve bu planların Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde de mevcut olduğunu, anaokulun işletme ruhsatı bulunduğunu, Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği gereğince anaokulunun işletme hakkının davacıya devredildiğini, davacının devir sözleşmesinden önce 15 gün, sözleşmeden sonra 15 gün olmak üzere yaklaşık 1 ay süre ile iş yerinde bulunmasına rağmen ve yaklaşık 30 öğrenci kapasiteli anaokulunu müvekkilinin vergi kaydının kapanışını yaptıktan sonra bırakıp gitmesi, anaokulunu kapatması nedeniyle öğrencilerin dağıldığını, Karşıyaka’da iyi tanınan bir eğitmen olan davalının, yıllar boyu inşa ettiği itibarının zedelendiğini, mağduriyetine neden olduğunu, uzun süre çocuk sahibi olmak için tedavi gören müvekkilinin, ikiz bebeklere hamile kalması, hamileliğinin düşük tehlikesi içermesi, doktor tarafından çalışmasının yasaklaması nedeniyle piyasanın çok altında bir bedel ile iş yerini devretmek istediğinde davacının talip olduğunu, devir sırasında yaşadığı stres ve üzüntü nedeniyle ikiz bebeklerden birinin karnında vefat ettiğini, karşılıklı borç doğuran devir sözleşmesinde davalı müvekkilinin edimlerini yerine getirmiş olması, edimlerini yerine getirmeyen ve sebepsiz yere tarafların serbest iradesi ile kurulan sözleşmeden dönen davacının yasaya aykırı, kötü niyetli eylemleri ile davalıya vermiş olduğu zararlar nedeniyle devir bedelinin iade edilmemesinin davalı açısından yasal hak olduğunu savunarak, davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir..
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… Taraflar arasında düzenlenen Karşıyaka 3. Noterliği’nin 16.03.2016 tarih 6934 Y.s. ve 25.03.2016 tarihli işletme devir sözleşmesi içeriğinde, devir işlemine konu anaokulu işletmesinin bulunduğu taşınmazın 3 katlı olduğu ya da ticari işletmenin taşınmazın 3 katını birden kapsayacak şekilde devredildiğine dair açık bir hüküm ve taahhüt bulunmamakta ise de, dinlenen davalı tanıkları …’in bu katın kapısının kilitli olup kullanılmadığı, …’ın bu katın depo olarak kullanılıp kapısının kilitli olmadığı şeklinde, nizaya konu ruhsatı bulunmayan zemin üzeri 2. katın işletmenin davacıya devri öncesinde davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı ve işletmenin devri sırasında taşınmazın davacıya gösterilip tanıtılması sırasında kullanılıp kullanılmadığı konusundaki çelişkili beyanları karşısında, davacının ticari işletmenin faaliyette bulunduğu taşınmazı fiziken ve fiilen üç katlı olarak görmek suretiyle, taşınmazın üç katının tamamında ticari faaliyette bulunmak amacıyla devraldığı ve taşınmazın sadece iki katının hukuki açıdan kullanılabilir olduğunu bilseydi sözleşmeyi yapmayacak olduğu ve bu sebeple davalı tarafından işletmenin bulunduğu taşınmazın kat sayısı hakkında verilmiş açık bir taahhüt olmasa bile, davalının taşınmazın ikinci katı için yapı izni ve çalışma ruhsatı olmadığından bu katta ticari faaliyette bulunma imkanı olmamasının TBK.’nun 219 md. hükmü anlamında “kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan” bir hukuki ayıp olarak değerlendirilmiş, bu sebeple davacının sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayandığı anlaşılmış, asıl dava kapsamında, sözleşme gereğince davacının davalıya devir bedeli olarak ödediği 65.000,00-TL nakit bedelin iadesini talep edebileceği, birleşen dava kapsamında 25.03.2016 tarihli adi yazılı sözleşmenin 2. maddesi gereğince bakiye devir bedeline karşılık davalıya vermiş olduğu 25.04.2016 vadeli 5.000,00-TL bedelli ve 25.05.2016 vadeli 5.000,00-TL bedelli iki adet senetten dolayı davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmış, asıl davada itirazın iptali davasının kabulüne, davalının icra takibine sırf haksız nedenle itirazda bulunduğu kanıtlanamadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine, birleşen dosyada menfi tespit davasının kabulüne, icra takibine sırf haksız nedenle girişildiği kanıtlanamadığı … ” gerekçesiyle; Davacı … ile davalı … arasında düzenlenen 25.03.2016 tarihli İşletme Devir Sözleşmesi ile Karşıyaka 3. Noterliği’nin 16.03.2016 tarih 6934 yevmiye sayılı İşletmenin Devri Sözlemesi’nin davacı tarafından haklı nedenle feshine dayalı olarak; mahkememizin 2016/286 E.s. dava dosyasında; Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5195 E.s. icra takibine davalının itirazının iptali ile, takibin 65.000,00-TL asıl alacağa 20.04.2016 takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına, yasal koşulları bulunmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davanın esası itibariyle tanık beyanlarına doğrudan dayanılamayacak mahiyette “İşletme Devir Sözleşmesine” dayalı olduğunu, yazılı sözleşme mevcut olduğunu, müvekkili tarafından 4 yıldan fazladır Milli Eğitim Bakanlığından alınmış işletme ruhsatı bulunan “anaokulu” olarak işletilmekte olan ve içinde demirbaşları ve yaklaşık 25 öğrencisi olan anaokulunun devir edildiğini, devir sözleşmesinde davalı müvekkilinin anaokulu olarak işletilmek üzere bina devretmediğini, müvekkilinin hali hazırda kurulu bir düzeni olan “anaokulu işletme ruhsatını ” …. “anaokul ismini, içindeki tüm demirbaşları ve yaklaşık 25 öğrenciyi devrettiğini, noterde yapılan işletme devir sözleşmesinde ve gerek taraflar arasında düzenlenen yazılı devir sözleşmesinde hiçbir zaman 3 katlı bir bina devri ibaresi bulunmadığını, müvekkilinin davacıya sıfırdan kurulacak bir anaokulu binası kiralamadığını veya devretmediğini, 4 yıldır başarılı bir şekilde işlettiği ve Karşıyaka’da iyi bir itibara sahip ruhsatlı anaokulunun işletme hakkını sağlık nedenleri ile devrettiğini, Anaokulunda, her katta duvarda asılı bulunan röleve planlarında anaokulunun binasının ne şekilde kullanılacağının görüldüğünü ve Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde de bu planlar ile anaokulun işletme ruhsatı mevcut olduğunu, devir sözleşmesinde de belirtildiği üzere “Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği” gereğince anaokulunun işletme hakkının davacıya devredildiğini, zaten davacının da bu hususları devir sözleşmesi yapmadan önce detaylı olarak araştırdıktan sonra devir sözleşmesini yaptığını, işletme devrinin ticari bir iş olup, davacının basiretli bir tacir gibi davranmasının asıl olduğunu, bu nedenle TBK.m. 219 hükmüne dayalı yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacıların davalarının reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, ayıp nedeniyle iş yeri devir sözleşmesinden dönülmesi sebebiyle peşin ödenen bedelin iadesine yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen dava ise devir bedeli için verilmiş olan 2 adet bonoya dayalı icra takibinde borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit istemlerine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava, ayıp nedeniyle iş yeri devir sözleşmesinden dönme, peşin ödenen bedelin iadesi ile menfi tespit istemlerine ilişkindir.
Mahkemece hukuki ayıp bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, somut olayda sözleşmede belirtilen devre konu iş yerinin yıkımdan önceki projesine göre zemin artı 1 kat yapı müsaadesinin olduğu, keza Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden alınan işletme ruhsatı ve kat röleve planlarına göre de 2. katın kullanılamaz olduğunun açıkça yazılı olduğunun görüldüğü anlaşılmıştır. İşletme devir sözleşmesinde devre konu anaokulunun 3 katını birden kapsayacak şekilde devredildiğine dair açık bir hüküm de yoktur. Davacı her ne kadar tanık beyanlarına dayanmış ise de, iddiasının aksine yönelik davalı tanıklarının beyanları da bir bütün olarak değerlendirildiğinde tek başına iddiayı ispata yetmediği ve bunun haricinde işyerinin bu haliyle davacı tarafından devralınmış olduğunu gösterir bir delil de ibraz edilmediği gözetildiğinde işyerinin hukuki ayıplı olarak teslim alındığına ilişkin davacı iddiasının ispatlandığının kabulü doğru olmadığı gibi bir an için aksi düşünülecek olsa dahi bu durumda dahi ancak açık bir ayıptan söz edilebileceği, bu kapsamda da süresinde yapılmış bir ihbarın bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı lehine kaldırılmasına, kararın harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarihli 2016/286 Esas ve 2019/192 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a- Asıl ve birleşen davanın REDDİNE,
b-Asıl dava yönünden alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 785,04-TL’den mahsubu ile kalan 704,34-TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde davacı …’a iadesine,
c-Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78-TL’den mahsubu ile kalan 90,08-TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde davacılara iadesine,
d-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Dairemiz karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen toplam 10.550,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( birleşen dava davacıları … ve …’ın sadece 5.100,00 TL’den sorumlu tutulmalarına ) davalıya ödenmesine,
e-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
f-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL tanık ücretinden oluşan yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
g-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran ilgilisine iadesine,” ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
İstinaf Yargılama Giderleri Yönünden
2- Davalının yatırmış olduğu 1.410,00-TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 242,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 23,63-TL posta gideri olmak üzere toplam 266,23-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça icranın geri bırakılması kararı için yatırılan harcın ve teminatın davalıya iadesine,
6- Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7- Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.