Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1206 E. 2022/656 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1206
KARAR NO : 2022/656

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2018 (Dava) – 28/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/468 Esas – 2019/442 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 20/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2019 tarihli 2018/468 Esas ve 2019/442 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait aracın 27.02.2018 tarihinde İzmir ili, Narlıdere İlçesi sınırları içerisinde kaza neticesinde hasar gördüğünü, kazaya karışan taraflar kendi aralarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlediğini, kaza üzerine müvekkilin aracın zararının belirlenmesi için İzmir 7. Sulh Mahkemesi 2018/36 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını ve araçta 30.859,82-TL parça ve 4.460,40-TL işçilik olmak üzere KDV dahil toplam 35.320,22-TL zarar meydana geldiğini, müvekkiline ait araçta oluşan hasarın meydana gelmesinde kusurlu olan aracın davalı … A.Ş. Tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olduğundan tespite konu zararın tamamından … A.Ş. Sorumlu olduğunu, hasar tazminatına ilişkin olarak kendileri tarafından sigorta şirketine 13.03.2018 tarihli dilekçe ile müracaat edildiğini, anılan başvuru davalı şirketince 16.03.2018 günü tebellüğ edildiğini ancak şirket tarafından ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmayan KDV dahil toplam 35.320,22-TL onarım bedelinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve açılan dava belirsiz alacak davası olduğundan ileride ıslah edilmek üzere şimdilik 3.000,00-TL ‘sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankası avans faiz oranına göre temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/36 Değişik iş sayılı dosyası ile harcanan 567,80-TL delil tespit gideri ve 440,00-TL delil tespiti vekalet ücretinden ibaret toplam 1.007,80-TL ‘nin temerrüt tarihinden işleyecek olan T.C. Merkez Bankası avans faiz oranına göre temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan her iki araç malikinin de ticari işletmesiyle ilgisi olmayan dolayısıyla “ticari iş” niteliğinde olmayan bir trafik kazasından kaynaklandığını, davacı ile müvekkil şirket arasında da bir sözleşme olmadığını, olayın haksız fiile dayandığını, bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, HMK 6. Madde gereği yetkili mahkemenin davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini, aynı kazada mağdur olduğu iddiasında bulunan … plakalı aracın maliki …’ın da İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/468 Esas sayılı ile hasar tazminatı için müvekkiline dava açtığını ve her 2 dava dosyası açısından müvekkilinin sorumluluk limitinin 66.000,00-TL olduğunu, işbu sebeple de aynı kazaya ilişkin davaların birleştirilmesini veya bekletici mesele yapılmasını, her ne kadar davacı taraf hasar bedeli dışında hasar için yaptırmış olduğu delil tespit davasının masrafı ve delil tespit davasının vekalet ücretini müvekkilinden talep ettiğini bildirmiş ise de davacının tespiti kendi iradesi ile yaptırdığını, davacının tespit yaptırması sadece kendisine ait bir talep olması nedeni ile yersiz olduğunu, kazaya karışan müvekkil sigortalı aracın kullanım tarzının hususi olduğunu, bu nedenle ticari amaçlı kullanılmadığını ve alacağın haksız fiilden doğduğunu zarar görenle arada sözleşme ilişkisi bulunmadığından istenebilecek faizin türünün yasal faiz olabileceğini, davacının talebinin haksız olduğunu sigorta poliçeleri sebepsiz zenginleşme yasağı kapsamında olması nedeni ile huzurdaki davanın reddi gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle davanın öncelikle usul yönünden, aksi takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmili hususunda karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu davacı ve davalı şirket beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…uygun olup davaya konu edilen kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazaya karışan davalı sigorta tarafından sigortalanan aracın dikkatsiz ve tedbirsizce davranması, önünde seyreden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememesi nedeniyle davacı aracına arkadan çarpması neticesinde %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış, davacı tarafa ait araçta 35.320,22 TL hasar meydana geldiği anlaşılmış, dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 40.000,00.-TL, sovtaj (hurda) bedelinin 20.000,00.-TL olduğu da nazara alındığında kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu, pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu bilirkişi raporu ve delil tespit dosyası kapsamından anlaşılmakla buna göre, araç Piyasa Değeri olan 40.000,00.-TL’den aracın Sovtaj (Hurda) Değeri olan 20.000,00.-TL’nin mahsubundan sonra geriye kalan 20.000,00.-TL nin gerçek zarar olduğu anlaşılmış, davacıya ait araçta iş bu kaza sonucu davalının kusuruna isabet eden 20.000,00 TL hasar oluştuğu anlaşılmıştır. Meydana gelen iş bu davacı zararından davalı sigorta zorunlu mali mesuliyet sorumluluk poliçe kapsamına göre sorumludur. Zira, trafik sigortacısı motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında 3. kişiye verilen ve işletenin ve sürücünün sorumluluğunda gerçekleşen zararı sigorta örtüsüne almaktadır. Bu sigorta kapsamında hasar bedeli de yer almaktadır. Sorumluluk, poliçe limitini geçmemek üzere kusur oranına göredir. Bu kusur oranlarına göre davalı sigortanın davacının karşılanmayan hasar bedeli zararından %100 kusur oranına göre poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, 20.000,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davalı sigorta yönünden faiz davacının davalıya başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasında başlatılmış, sigortalı aracın niteliği gereği yasal faiz işletilmiş, delil tespit dosyasında talebin, delil tespit tutanağı ve bilirkişi raporunun davalı yana tebliğ edildiği…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; esasen müvekkilin olayı ve zararı tespit edememiş olması nedeni ile herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığı halde yargılama aşamasında da ileri sürmüş oldukları bu itirazları dikkate alınmadığını, yargılama aşamasında dosyaya hatalı ve eksik inceleme neticesinde hazırlanmış bir bilirkişi raporu ibraz dilmiş olup taraflarınca bu bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, yargılama aşamasındaki itirazlarının dikkate alınmadığını, her ne kadar bilirkişi tarafından aracın pert total olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiş ise de ekli tramer kaydında da görüleceği üzere araç çekme belgesi alınmadan onarılarak trafiğe çıkarıldığını, bu nedenle aracın hurda olarak değerlendirilmesi ve bu değerlendirme üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davaya konu aracın kazadan önce başka bir kazaya karışarak ağır hasarlı olduğuna dair davalı iddiasının yargılamanın hiç bir aşamasında belirtilmediği, bilirkişi raporuna itirazında da bu hususa değinmediği, bu sebeple istinaf aşamasında bu hususun değerlendirilmeye alınamayacağı, delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu ile yargılamada alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu, hasar ve işçilik bedellerinin her iki raporda da aynı olduğu, tamirin ekonomik olmaması sebebiyle pert total sayılmasının yerinde olduğu, aracın ikinci el ve sovtaj bedellerine yönelik bilirkişinin araştırma yapılan araştırmaların da kapsamlı olduğu, davalının eksper atadığı ancak aracı serviste bulamadığına yönelik iddiasını da yargılamadaki deliller uyarınca ispat edemediği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2019 tarihli 2018/468 Esas ve 2019/442 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.366,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 341,55 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/04/2022