Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1203 E. 2022/568 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1203
KARAR NO : 2022/568

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018 (Dava) – 10/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/738 – Esas 2019/328 Karar
DAVA :Kasko Poliçesinden Kaynaklanan İstirdat
BAM KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarihli 2018/738 Esas ve 2019/328 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’a ait … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketine 25/09/2016-05/09/2017 tarihleri arasında kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davalıya ait aracın dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde iken 13/06/2017 tarihinde tek taraflı maddi hasarlı kazaya karıştığını, kaza sonrası müvekkil şirket tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde tespit edilen tutara %80 tenzili muafiyet uygulanması gerekirken sehven uygulanmadan davalı sigortalıya 28/08/2017 tarihinde 11.531,27 TL ödeme yapıldığını, kasko sigorta poliçesi faaliyet klozu konusunda “…ilaç firmaları ve ecza depolarına ait araçlar, kurye/kargo araçlarına teminat verilmez. Sigortacı tarafından bu tarz bir kullanımın tespit edilmesi halinde her hasar bedeli üzerinden %80 tenzili muafiyet uygulanacaktır..” denildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.020,80 TL nin ödeme tarihi olan 28/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, müvekkilinin aracının kargo aracı olarak kullandığını, hasarın bu kullanım sırasında meydana geldiği hususlarının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davacı … şirketinin araç ruhsatında “… logoludur” ibaresini görerek dava konusu aracın sigortasını yaptığını, davacı şirketin sehven ödeme yapıldığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın davranışının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;”…. davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı Vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin somut olaya aykırı ve tamamen öznel değerlendirme olan bilirkişi raporunu esas alarak davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılması geratiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari genişletilmiş kasko poliçesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesinde; sigortalı aracın faaliyet konusu olarak “diğer işletmeler”, alt kullanım türünün ise “yok” ibaresi ile belirtildiği, poliçenin 4.2 bendinin ” faaliyet konusu kloz ” başlığında “ilaç firmaları ve ecza depolarına ait araçlar, kurye kargo araçları, sağlık sektörü (dağıtım ve satış faaliyet olan firmalar) ,tekel maddeleri depolama, dağıtım ve satış faaliyeti olan firmalar, Taş ve Maden ocaklarına ait araçlar ile taş ve maden ocaklarında kullanılan (hususi ve hafif ticari araçlar hariç) araçlar,hazır beton firmalarına ait”Hususi ve hafif ticari araçlar hariç araçlara teminat verilmez,tam ziya,hırsızlak ve her türlü kısmı hasarda bu tarz bir kullanımın sigortacı tarafından tespit edilmesi ve teminat kapsamında olmayan bu faaliyet kollarına teminat verildiğinin anlaşılması halinde her hasarda hasar bedeli üzerinden % 80 oranında tenzili muafiyet uygulanacaktır ” yazılı olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden ise, davacı … şirketine 25/09/2016-25/09/2017 tarihleri arasında ticari genişletilmiş kasko poliçesi ile teminat altına alınan sigortalı aracın … plakalı kapalı kasa kamyon niteliğinde olduğu, 13/06/2017 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu … plakalı kamyonun hasara uğradığı, davacı … şirketine davalı tarafından yapılan başvuru üzerine 28/08/2017 tarihinde 11.531,27 TL ödemenin faaliyet konusu klozu kapsamında muafiyet tenzilatı yapılmadan gerçekleştirildiği, davalı sigortalının gerçek kişi olup, poliçenin “faaliyet konusu klozu” kapsamında faaliyet de bulunduğuna dair belge ve bilgi olmadığı, davacı tarafça bu yönde delil sunulmadığı, kaza tespit tutanağında davalıya ait kamyonun anılan klozda belirtilen işi yaptığına dair bir ibare yer almadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu poliçede yer alan % 80 tenzili muafiyet uygulanma şartı somut olayda gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarihli ve 2018/738 Esas – 2019/328 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilamı harcından, istinafa gelirken peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davacıdan alınan 121,30 TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı … şirketince istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.