Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1198 E. 2022/613 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1198
KARAR NO : 2022/613

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/08/2016 (Dava) – 16/04/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1356 Esas – 2019/371 Karar
DAVA :Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarihli 2017/1356 Esas ve 2019/371 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İzmir ili, Kemalpaşa ilçesinde …. Rent A Car – … Nakliyat çatısı altında ticari faaliyet yürüttüğünü, davaya konu … plakalı aracın 27/01/2016 tarihinden itibaren rent a car aracı olarak kullanıldığını, davacının oğlu … idaresinde iken Mürselpaşa bulvarından Bornova istikametine seyir halinde bulunduğu sırada önde bulunan … plakalı aracın önüne araç çıktığını ve öndeki aracın aniden fren yapması nedeniyle müvekkilinin oğlunun da aniden fren yaparak durduğunu, ancak arkadan gelen …’e ait … yönetimindeki … plakalı aracın hiç fren yapmaksızın tam kusurlu şekilde davacının aracına çarptığını, kaza neticesinde aracının hem ön hem arka kısmından hasar alıp çekici yardımı ile olay yerinden kaldırıldığını, … plakalı aracın zmms sigortasını üstlenen davalı sigorta şirketinin aracın hasar bedelinin yüksek olup pert olarak değerlendirileceği ve piyasa değeri üzerinden ödeme yapılacağının bildirdiğini, ancak kaza tarihi olan 23/03/2016 tarihinden 3 ay sonrasına kadar davacının oyalandığını, aracın rent a car aracı olması nedeni ile kazanç kaybı oluştuğunu, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/95 Değişik iş dosyasından tespit yaptırıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile davalıdan müştereken ve müteselsilen şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesine İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nden talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar …. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesi gereğince davalı sigorta şirketine zorunlu müracaatın yapılmadığını, bu ön koşulun sağlanılması gerektiğini, davacının ticari işletmesiyle ilgili araç için dava açıldığını, görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, savunmalar ve itirazlar dikkate alınarak müvekkili yönünden davanın reddine, hasar bedeli başta olmak üzere davacının talep ettiği tazminatlar tespit edildiği takdirde davalı sigortadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. ye 21/12/2016 tarihinde usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece , ”…Davanın ıslah talebi de dikkate alınarak KABULÜNE, 12.730,00 TL nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline…”şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin yerel mahkemede açılan davaya cevap dilekçesi sunmadığını, davaya cevap dilekçesi bile sunmayan davalının yargılama aşamasında ileri sürdüğü hususların iddia ve savunmanın genişletilmesi/değiştirilmesi yasağı kapsamında olduğunu, muvafakatleri bulunmadığını davalı sigorta şirketinin ileri sürdüğü hususların dikkate alınmaması gerektiğini, davaya konu kaza sebebiyle müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın tespiti için dava açılmadan önce ve yargılama sırasında olmak üzere iki kez uzman bilirkişi marifetiyle rapor tanzim edildiğini, yerel mahkemeye konu dava açılmadan önce İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/95 D. İş sayılı dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporuna göre müvekkilinin giderilmemiş zararının 17.050,00 TL, yerel mahkemede yapılan yargılamada tanzim edilen bilirkişi raporuna göre ise 15.050,00 TL olduğunun tespit edildiğini, raporlar mukayese edildiğinde iki rapor arasında fahiş bir fark olmadığı ve müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın aşağı yukarı bu miktarlarda olduğunun ortaya çıktığını, davalı sigorta şirketinin ise yerel mahkemede yargılama devam ederken müvekkiline 2.320,00 TL tutarında ödeme yaptığını ve yapılan işbu ödeme ile tüm sorumluluğunun ortadan kalktığını ileri sürdüğünü, bilirkişi raporlarına göre müvekkilinin giderilmemiş zararı yukarıda bahsedilen miktarlarda olmasına rağmen davalı sigorta şirketinin 2.320,00 TL gibi cüzi bir miktar ödeyerek tüm sorumluluğundan kurtulmasının mümkün olmadığını, yine ikame araç bedelinin sözleşme gereği sigorta teminatı kapsamında olduğunu, bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin istinaf taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalıların cevap dilekçesinde zamanaşımı defiinde bulunmayarak ıslaha karşı beyan ve istinafa başvuru dilekçelerinde zamanaşımı defiini ileri sürerek iddia ve savunmanın genişletilmesi/değiştirilmesi yasağına aykırı davrandığını, davalıların zamanaşımı defiinde bulunarak iddia ve savunmalarını değiştirmelerine/genişletmelerine muvafakatleri olmadığını, Türk Borçlar Kanunu 72. ve 154. maddesi gereğince, yerel mahkemede işbu davanın açılması, sigorta şirketine yazılı başvuru yapılması, sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapılması gibi birçok işlemle zamanaşımının defalarca kesildiğini ve yeniden işlemeye başladığını, bu sebeple dava konusu alacaklarının zamanaşımına uğramadığını, davalıların haksız ve hukuka aykırı zamanaşımı defiilerinin dikkate alınmaması gerektiğini, davaya konu olay haksız fiil olup haksız fiile dayalı tazminat davalarında temerrütün olay tarihinde gerçekleştiğini, davaya konu miktara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından, taleplerine rağmen dava tarihi itibarıyla faiz işletilmesine karar verildiğini, faiz başlangıcı yönünden hukuka aykırı olan yerel mahkeme kararının hüküm kısmının “haksız fiil tarihi olan 23.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsili” şeklinde düzelterek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava konusu kaza neticesinde başvuru üzerine müvekkili şirket nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıya hasar ile ilgili ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, ikame araç bedeli ZMMS Genel Şartları uyarınca teminat dışı kalan ikame araç bedeline ilişkin müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının sigortacılık prensiplerine ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı bulunduğunu, sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, bu sebeple araçta meydana gelen hasar tutarının ve aracın rayiç değerinin tespiti için dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde hasar bedeline ilişkin bilirkişi raporu alınması gerekirken davacı yanlı olarak alınan bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının kabul edilemez olduğunu, ikame bedelinin teminat kapsamına girip girmediğine ilişkin sigortacılık alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınması gerekirken, makine mühendisi bilirkişi tarafından alınan rapor ile hatalı tespitlerde bulunulduğu, teminat kapsamının hiç değerlendirilmediğini, müvekkili şirkete sigortalı araca atfedilen kusur oranı fahiş olduğundan, kusur tespiti bakımından dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; araçtan mahrum kalma tazminatı yansıma zarar olup trafik sigortası teminatında olmadığını, araçtan mahrum kalma tazminatı zamanaşımına uğramış olup, bu konuda davacının yaptığı ıslahın hukuken geçerli olmadığını, davalının ıslah dilekçesinde belirttiği ve davalı … Kooperatifinin itiraz etmediği 26/10/2017 tarihinde 2.320,00 TL tutarında hasar ödemesi yapılmış olduğunun öğrenildiğini, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini, yerel mahkemenin dava tarihi itibari ile faiz işletmiş olmasının hukuka uyarlı olmadığını, araçtan mahrum kalma tazminatı trafik sigortası teminatında olmayıp müvekkilinin sorumluluğunda olduğunu, davaya konu trafik kazası 23/03/2016 tarihinde olmuş olup; davanın 28/11/2017 de açılırken 250,00-TL tutar ile açıldığını fakat 23/03/2018 tarihinde zaman aşımına uğradığını, ıslah dilekçesinin tarihinin ise 24/12/2018 olduğunu, ıslah dilekçesinden sonra müvekkilinin sorumlu olduğu araçtan mahrum kalma
tazminatı yönünden mahkemeye zaman aşımı defi ileri sürülmüş olsa da dikkate alınmadığını, ıslah edilen tutarın reddedilerek müvekkilinin sorumlu olduğu tutarın 250,00-TL olduğunu, 22/03/2016 kaza tarihi itibari ile yasal faizden sorumlu olduğuna karar verilmesi gerektiğini, diğer davalı yönünden ortaya çıkan zarar müştereken ve müteselsilen olmakla beraber ıslah tarihi itibari ile faizden sorumlu olunması gerektiğini, müvekkili tehlike sorumluluğunu diğer davalıya trafik poliçesi ile devrettiğinden diğer davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, diğer davalı sigortacının kısmi ödeme yapmasından dolayı hasar tutarı üzerinden davaya konu
1.000,00 TL nin dava tarihi 28/11/2017 ile ;arttırılan 11.730,00 TL nin ıslah tarihi olan 24/12/2018 den itibaren yasal faize karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar ve ikame araç bedelinin, davalılar araç işleteni, sigortalı araç sürücüsü ve aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; 23/03/2016 günü 09:00 sıralarında tescil maliki … olan kaza anında sürücüsü … idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken öndeki … plakalı aracın önüne başka bir aracın çıkması sonucu aracın durduğu, davacının aracının da bu nedenle durmasından sonra davacı aracının arkasında seyretmekte olan davalı …’e ait kaza anında sürücüsü … olan … plakalı aracın duramayarak davacının aracına arkadan çarptığı, çarpmanın etkisi ile davacı aracının da kendi önünde duran araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası kazası meydana geldiği; davalı sigorta şirketi tarafından davalı … adına düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında … plakalı aracın 22/03/2016- 22/03/2017 tarihleri arasında kaza tarihini kapsar şekilde, araç başına maddi 31.000,00 TL ile teminat altına alındığı; dava öncesinde davacının tazminat istemli başvurusunun davalı sigortaya tebliğ edilmesine rağmen davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, yargılama sırasında davalı sigortanın eksper raporuna göre 26/10/2017 tarihinde 2.320,00 TL tutarında hasar ödemesi yapmış olduğu anlaşılmıştır.
Makine mühendisi … tarafından düzenlenen 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı …’e ait … yönetimindeki … plakalı araç sürücüsünün olayda asli derecede %100 kusurlu bulunduğu, davacıya ait … plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, söz konusu aracın kaza tarihinde ikinci el piyasa değerinin 25.000,00 TL olup onarımının ekonomik olmadığı, pert total işlemine tabi tutulması gerektiği, sovtaj değerinin 11.000,00 TL olduğu, araçtaki hasar bedelinin 14.000,00 TL, araç temin bedelinin 1.050,00 TL olabileceği bildirilmiştir.
1-Her ne kadar yerel mahkemece, hükmedilen tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de; dava haksız fiile dayalı tazminat davası olup, haksız fiile dayalı tazminat davalarında alacak haksız fiil tarihinde muaccel hale geldiğinden, davalı … ve … yönünden hükmedilen tazminata haksız fiil tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği halde yazılı olduğu şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu hususa ilişkin itirazının kabulü ile kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketi yönünden ise; 2918 sayılı KTK’nın 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Dosya kapsamına göre somut olayda, davacının davalı sigorta şirketine Karşıyaka 5. Noterliği vasıtasıyla 20/03/2018 tarihli 08850 yevmiye nolu ihtarı ile yapmış olduğu başvurunun tarihi nazara alındığında dava tarihinden önce davacının davalı sigorta şirketine başvuru yapmadığı, yargılama sürecinde yapmış olduğu başvuruya istinaden davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme yapmış olduğu, bu durumda zorunlu mali sorumluluk sigortacısının en geç dava tarihi itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağından davadan önce usulunce başvuru yapılmamışsa zararın tamamı için davacının bu davalı yönünden ancak 31/08/2016 tarihi olan dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi yönünden faizin dava tarihinden başlatılması doğru olup, davalı sigorta şirketi yönünden esas alınan faiz başlangıç tarihi yönünden mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nun 49. md haksız fiil tanımlanmış, 72. md haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren TBK’nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüş, kaza tarihinin 23/03/2016, dava tarihinin ise 31/08/2016 tarihi olduğu nazara alındığında ikame araç bedeli tazminatına ilişkin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından, bu yöne ilişkin davalılar … ve … vekilinin itirazının reddi gerekmiştir.
4-Diğer taraftan dava dilekçesi içeriğinden açıkça davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olduğu ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu, 24/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile de toplam maddi tazminat tutarının talep edildiği görülmekte olup; talep edilen tazminatın tamamına tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği yönünden yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
5-Dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun içerik olarak yeterli ve denetime elverişli olduğu, kusur tespiti ve tazminat tutarı yönünden yapılan tespitlere ilişkin itirazın yerinde olmadığı, mahkemece raporun hükme esas alınmasında usule ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … A.Ş. vekilinin bu hususlara ilişkin olarak yapılan itirazın reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE, davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarihli 2017/1356 Esas ve 2019/371 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın ıslah talebi de dikkate alınarak davanın KABULÜNE, 12.730,00 TL’ nin davalı … A.Ş. yönünden dava tarihi olan 31/08/2016 tarihinden, davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 23/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 869,58 TL harçtan peşin alınan 34,16 TL harç ile 184,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 651,42 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine irat kaydına,
3-Davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 218,16 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ilk masraf 33,50 TL, posta giderleri 187,19 TL, bilirkişi ücreti 400,00 TL ile toplam toplamı 620,69 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
C-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebi yönünden alınması gereken 869,58 TL istinaf karar harcından peşin alınan 217,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 652,08 TL’nin davalılar … ve …’den alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf talebi yönünden alınması gereken 869,58 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 218,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 651,18 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 22,50 TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 143,80-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi esnasında davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
8-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/04/2022