Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1196 E. 2022/859 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1196
KARAR NO : 2022/859

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2015 (Dava) – 19/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/319 Esas – 2019/223 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2019 tarihli 2015/319 Esas ve 2019/223 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın 09/03/2008 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresinde iken aracın kırmızı ışık ihlali yaparak diğer yönden gelen araç ile çarpıştığını, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır yaralandığını, kazaya ilişkin cezai tahkikatın Bodrum 1. Sulh Ceza Mahkeme’sinin 2009/788 esas ve 2009/1437 Karar sayılı dosyası karara bağlandığını, …’ın kullandığı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalının müvekkilinin geçici ve kalıcı maluliyet durumuna ilişkin rapor aldırılmak sureti ile maluliyetine tekabül edecek zararın tazmininin gerektiği, davalının kaza mahalline en yakın Bölge Müdürlüğünün İzmir’de bulunması sebebi ile iş bu davanın İzmir Mahkemelerinde açıldığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL geçici, 500,00 TL kalıcı iş görememezlik tazminatı ile geçici iş görememezlik döneminde davacının bakıma muhtaç olması nedeniyle 500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davacı vekili sunmuş olduğu 11/01/2019 tarihli dava değerinin artırılmasına ilişkin dilekçe ile geçici iş görmezlik için 7.557,27 TL, bakıcı gideri için 9.715,01 TL olmak üzere artırarak toplam 18.272,28 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada yetkili mahkemenin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. ihtisas Kurumuna sevk edilmesinin gerektiği, kusur oranının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi belirlenmesi gerektiği, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında kusurlu olduğunu, davacının talebi içerisinde geçici iş görmezlik ve tedavi giderleri bulunması durumunda ve bakıcı giderinin 611 sayılı yasa gereği teminat dışı olduğundan davacının bu talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği, tazminatın aktüer siciline kayıtlı bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiği, davacı tarafından resmi belge sunulmaması halinde asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerektiği, hazine Müsteşarlığı genelgesine göre CSO 1980 mortalite ve %3 teknik faiz üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, davacının herhangi bir ücret karşılığı olmadan hatır için bindiği hatır taşıması tenzili gerektiği, davacının ceza dosyasında şikayetçi olmaması durumunda ve uzlaşma olması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkacağından davanın reddine karar verilmesinin gerektiği, SGK dan davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması ve tazminattan düşülmesi müvekkil şirketin söz konusu zarardan poliçe teminatı limitleri dahilinde sorumlu olduğu, kabul manasında olmamak üzere işbu dava tarihine kadar müvekkili şirkete herhangi bir başvurunun yapılmadığı, iş bu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olmasının gerektiği ve sonuç olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Davanın KISMEN KABULÜNE, 8.057,27 TL geçici iş görememezlik tazminatı, 10.215,01 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 18.272,28 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalıcı iş görememezlik tazminatına ilişkin talebin yerinde görülmediğinden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; alınan maluliyet raporlarında davacının %100 malül sayıldığı dönem için bakıma muhtaç olduğuna ilişkin hiçbir ibare ve değerlendirme yer almamasına rağmen, mahkemece bu hususta herhangi bir tespit yapılmadığını, usul ve yasaya aykırı bir şekilde doğrudan bakıcı giderine hükmedildiğini, diğer yandan davacının bakıcı giderine ilişkin talepleri temimat dışında olduğundan reddi gerektiğini, tedavi/sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, sürekli maluliyet raporu alınmadan önce ortaya çıkan bakıcı giderlerine ilişkin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, sürekli maluliyet raporu alındıktan sonra ortaya çıkacak bakıcı giderlerine ilişkin davalı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun ise sakatlık teminatı limitleri ile ve genel şartlar dahilinde açıklanan hesaplama yöntemine uygun olarak belirlenecek tutar ile sınırlı olduğunu, %69 maluliyet oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlık sebebiyle talep edilen bakıcı giderlerinden davalı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, başvuru sahibinin talebine konu geçici iş göremezlik ve sair tedavi masraflarından da sgk sorumlu olduğundan davanın reddi gerektiğini davacı taraf araca herhangi bir ücret ödemeksizin hatır karşılığı bindiğini, bu nedenle hatır taşıması oranının tenzil edilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı cismani zarara dayalı ZMMS kapsamında geçici ve daimi iş görememezlik tazminatı ile bakıcı giderine ilişkin tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir
Somut olayda, 09.03 2008 günü saat 21.50 sıralarında tescil maliki … Şti.’ye ait, kaza anında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile ve 305 promil alkollü bir vaziyette seyir halinde iken sürücü … (…) sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacı …’nın yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, aracın davalı sigorta tarafından 26/03/2007-26/03/2008 tarihleri arasında ZMMS poliçesi kapsamında teminat altına alındığı, kişi başına maddi teminat limitinin 60.000 YTL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Trafik bilirkişisinin düzenlediği 14/03/2016 tarihli raporda özetle; … plakalı araç sürücüsü ….’nun kazanın oluşunda (%100 oranında ) asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …. (….)’ın ise kazanın oluşunda kusursuz olduğu, davacı …’ın ise olay anında aşırı alkollü olarak araç kullandığı anlaşılan sürücü … idaresindeki … plakalı araca sürücünün aşırı alkolü olması nedeniyle her an kendisinin de zarar görebileceği bir kazaya sebebiyet verebileceği olasılığını düşünemeyerek bile bile araca binerek kendi yaralanmasıyla sonuçlanan kazada talı kusurlu olduğu belirtilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 02/04/2018 tarihli 9374 sayılı raporda özetle: … plakalı otomobil sürücüsü …’nun % 90 oranında kusurlu olduğu, … plakalı sayılı otomobil sürücüsü …’nın kusurunun bulunmadığı, davacı yolcu …’ nın ise … plakalı araç sürücüsü …’ nun alkollü olduğunu bildiği halde iş bu araçta yolculuk yapması neticesinde kendi can güvenliğini tehlikeye attığı, bu nedenle kendi tedbirsizliği sonucu kendisinin yaralanması olayında alt düzeyde tali olarak % 10 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 19/04/2017 tarihli 604 sayılı raporda özetle; ” Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğünde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tüzük” hükümlerine göre, dava konusu olayın davacının meslekte kazanma gücünde azalmaya neden olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği, sürekli bakıma ihtiyacı olmadığı belirtilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 09/01/2019 tarihli raporda özetle; sadece geçici maluliyetine ilişkin 9 aylık iyileşme süresinde % 100 oranında malul olduğu kabul edilerek geçici iş görememezliğine ilişkin olarak yapılan hesaplama neticesinde davacının 8.057,27 TL geçici iş görememezlik tazminatı talep edebileceğinin hesaplandığı ayrıca davacının geçici iş görememez olduğu dönemde davacının bakıma muhtaç olduğu, iş bu bakımın dışarıdan hizmet alınarak karşılandığı kanaatiyle brüt asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama neticesinde geçici iş görememezlik dönemi olan 9 ay için davacının toplam 10.215,01 TL bakıcı gideri talep edebileceği sonuç olarak davacının 8.057,27 TL geçici iş görememezlik tazminatı, 10.215,01 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 18.272,28 TL tazminat talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
1- Mahkemece davacının maluliyetinin tespiti için alınan, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı bilirkişi heyetinin düzenlediği 19/04/2017 tarihli 604 sayılı raporda, dava konusu olayın davacının meslekte kazanma gücünde azalmaya neden olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olarak belirlendiği, sürekli bakıma ihtiyacı olmadığı belirtilmiştir. Hükme esas alınan söz konusu raporda maluliyet raporunda davacının sürekli bakıma ihtiyacı olmadığı belirtilmiş ise de davacının geçici iş göremezlik süresinde bakıcıyı ihtiyacı olduğu yönünde herhangi bir tespit yapılmadığı, ancak mahkemenin gerekçeli kararında davacının geçici iş görememez olduğu dönemde bakıma muhtaç olduğu, bu bakımın dışarıdan hizmet alınarak karşılandığı kanaatine varıldığından bahisle davacı lehine 9 ay iş göremez olduğu süre için bakıcı giderine hükmedilmiş ise de, dosya kapsamında davacının bu dönem için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığına dair rapor alınmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davacının geçici işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde hangi tarihten itibaren bakıcıya ihtiyaç duyacağı, bakıcı ihtiyacının süresi(tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup (Yargıtay 17. HD, 2019/6471-2020/8916 ve 4. HD 2021/17167-2021/4326) ; mahkemece yukarıda belirtilen eksik hususların (usuli kazanılmış haklar gözetilerek) giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın kaldırılması gerektirmiştir.
2-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK. md. 44’de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün arkadaşı olduğu, 12/03/2008 tarihli emniyetteki ifadesinde davacının …’dan şikayetçi olmadığını beyan ettiği ve uzlaşmayı kabul ettiği; 09/07/2009 tarihli Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/925 soruşturma sayılı dosyasında verdiği imzalı dilekçesinde sürücü ile yakın arkadaş olduğunu kazayla ilgili kendisinden hiçbir şahsi hak ve alacak talebinin bulunmadığını beyan ettiği, her ne kadar uzlaştırmanın usulüne uygun olarak yapılmamış olduğu anlaşılmış ise de, dosya içerisindeki aynı tarihli uzlaştırma tutanağında da kaza nedeniyle arkadaşını suçlamadığı beyanını içeren tutanağı imzaladığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan, incelenen ceza yargılaması dosyasında, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/925 soruşturma dosyasında düzenlenen 2009/1404 numaralı iddianame ile şüphelinin kaza sonunda yapılan ölçümlerde 305 promil alkollü olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle cezalandırılması talebiyle açılan davada, Bodrum 1. Sulh Ceza Mahkeme’sinin 11/112009 tarihli, 2009/788 esas ve 2009/1437 Karar sayılı gerekçeli kararında sanık …’nun alkolün etkisindeyken araç kullanma suçundan TCK 179/3 maddesi delaletiyle,179/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına ve hükmün 5 yıl açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın14/12/2009 temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının yolcusu olduğu dava dışı araç sürücüsünün kazadan sonra yapılan alkol ölçümünde 305 promil alkollü olduğunun sabit olduğu, ölçülen alkol oranı nazara alınarak davacının alkol aldığını bildiği halde sürücü arkadaşı …’ın alkollü olarak kullandığı sigortalı araca bindiği için müterafik kusurlu olup, bu vesileyle kendi yaralanması ile neticelenen kazada etkenliğinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayın özelliği dikkate alındığında, belirlenen zarardan %20 indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Yargıtayın yerleşmiş içtihatları (Yargıtay 4. HD, 2021/12264- 2022/5664) göz gönüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan 818 sayılı BK’nın 44. maddesinde belirtilen uygun ölçülere göre %20 oranında bir müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince esastan kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma şekli ve sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2019 tarihli 2015/319 Esas ve 2019/223 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın kaldırılma şekline ve sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 26/05/2022