Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1151 E. 2022/1046 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1151
KARAR NO : 2022/1046

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2015 (Dava) – 10/07/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/511 Esas-2018/857 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DAVA DOSYASI
TARİHİ : 17/05/2016 (Dava) – 27/12/2016 (Karar)
NUMARASI : 2016/666 Esas-2016/1295 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarihli 2015/511 Esas ve 2018/857 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
ASIL DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … , … ili … ilçesi … mevkiinde bulunan kooperatifin 28/12/2009 tarih ve 11 sayılı kararı ile …/… parsel … Nolu TI tipi bağımsız bölümün ortağıdır. Davalı hakkında 31/08/2014 tarihine kadar cari hesap borcu nedeni ile İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2014/12383 sayılı dosyası ile takip başlatılmış, davalınıın itirazı ile takip durmuştur. İzah edilen sebepleri ve resen araştırılacak sebepler göz önünde tutularak haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve takip miktarının % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifte …/… parsel … nolu T1 tipi bağımsız bölümün ortağı olduğunu, davalı hakkında 30/09/2015 tarihine kadar cari hesap borcu nedeniyle İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2015/723 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, alacaklı kooperatifin merkezinin İzmir olması nedeniyle yetkili icra dairesinin İzmir olduğunu, faize ilişkin itiraz yönünden ise kooperatifin tüm genel kurullarında kooperatif ortaklarının ödemelerinin zamanında yapılmaması halinde uygulanacak gecikme zammının gündemin 7. Maddesinde belirlendiğini ve ortaklardan aylık %1 gecikme zammı alınması konusunda karar verildiğini, davalının borca yönelik itiraz yönünden ise davalının kooperatif ortaklığının hali hazırda devam ettiğini, genel kurulda karar altına alınan ve tüm ortakların ödemesi gereken ödentilerin belirlendiğini, kooperatif ortaklığının bitmesinin söz konusu olmadığını, davalının kararlaştırılan aylık ödemeleri gerçekleştirmemesi nedeniyle hesaplanan bedel kadar borçlu olduğunu bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; incelenen; İzmir 12. İcra Müdürlüğnün 2015/15723 sayılı takip dosyası, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2014/12383 sayılı takip dosyası kooperatif kayıtları banka kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2014/12383 sayılı takip dosyasında 31/08/2014 tarihi itibariyle oluşan cari hesap bakiye borcu, İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2015/15723 esas sayılı dosyada ise 30/09/2015 tarihi itibariyle oluşan cari hesap bakiye borcu talep edilmiş olup, davalının 01/06/2016 tarihinde geçerli bir şekilde istifa ettiği kabul edilse dahi, icra takiplerinde istifa tarihinden önceki döneme ilişkin kararlaştırılmış olan parasal yükümlülüklerin talep edilmesi karşısında, söz konusu icra takipleri bakımından bu istifanın hüküm ifade etmeyeceği açıkça bellidir.
Tüm açıklananların ışığı altında İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2014/12383 sayılı takip dosyasında davalının davacı kooperatife 22.600,00 TL asıl alacak 2016,82 TL gecikme faizi borcunun bulunduğu,
Birleşen; İzmir 5 ATM nin 2016/666 esas 2016/1295 karar sayılı dosyası yönünden ise ;İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2015/15723 esas sayılı dosyasında ise davalının davacı kooperatife 27.150,00 TL asıl alacak ve 1693,59 TL gecikme faiz borcu bulunduğu anlaşılmakla her iki dava yönünden de davanın kısmen kabulü ile hüküm altına alınan kooperatif alacağı ve gecikme faiz miktarları likit ve hesaplanabilir olduğu …” gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin, bilirkişi raporuna dayanarak vermiş olduğu bu kararın, hatalı olduğunu, icra takibinin konusu olan borcun ödendiğini, İzmir 27.icra müdürlüğünün 2014/12383 esas sayılı dosyası ile takibe konu olan borcun, davacı kooperatif tarafından müvekkiline gönderilen, İzmir 27.Noterliğinin 12,04.2013 tarih ve, 08986 yevmiye sayılı ihtarnamesinde de beyan ve ikrar edildiği gibi müvekkilinin davacı kooperatifteki alacağından mahsupla, tahsil edilmiş olduğu tartışmasız şekilde ortada olduğunu, bu icra takibine konu olan alacakların, davacı kooperatif tarafından tahsil edilmiş olduğuna dair bu ihtarnamedeki kabul beyanına rağmen, bilirkişi heyetinin ikrar niteliğindeki bu ihtarnameyi yok sayarak ve kooperatif kayıtlarını baz alarak icra takibi ile talep edilen alacak kalemlerini dikkate almamak suretiyle verdiği bu rapora binaen mahkeme tarafından verilen bu kararın hatalı bir karar olduğunu, mahkemenin birleşen İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/666 esas sayılı dosyasına konu olan İzmir 12.icra müdürlüğünün 2015/15723 esas sayılı takibine konu olan borçlar da aynı şekilde İzmir 27.Noterliğinin 12.04.2013 tarih ve, 08986 yevmiye sayılı ihtarnamesinde de beyan ve ikrar edildiği gibi müvekkiline ait, 52.558,00-TL’den bu borçlara mahsup edilmesi için el konulmak
suretiyle ödendiğini, mahkemenin bu davanın sonucunu etkileyebilecek İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/828 esas ve İzmir 2.Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/205 esas sayılı dosyalarının kesinleşmesinin beklenmesine dair taleplerini kabul etmediğini bu kararı verdiğini, oysa İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/828 esas ve İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/205 esas sayılı dosyaları ile derdest bulunan davaların genel kurul kararlarının iptali davaları olduğunu, İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/205 esas sayılı dosyaşında alacak talepleri olduğundan ve bilirkişi raporu ile de 35.582,96-TL alacaklı olduklarının tespit edildiği için iş bu dava ile birleşen davada müvekkilinin, takas talebi olduğundan dolayı bu davaların kesinleşmesinin beklenmesinin yasal zorunluluk olduğunu, nitekim, kooperatif üyesinin başka üyeler aleyhine benzer şekilde icra takibine itirazın iptaline yönelik davacı kooperatif tarafından İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/472 esas sayılı dosyası ve İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/670 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davalarında mahkemelerce her iki dosyada genel kurul kararlarının iptalinin istendiğini ve icra takibine konu olan alacakların da bu genel kurul kararına dayanak olan alacaklar olduğu için dosyaların kesinleşmesinin beklenmesine karar verdiğini, mahkemece bu davaların kesinleşmesini beklemeden verilen iş bu kararın bu nedenle de hatalı bir karar olduğunu, çünkü, kooperatif genel kurul kararları iptal edildiği takdirde bu davanın dayanağını oluşturan icra takiplerindeki alacakların da dayanaksız hale geleceğini ve iş bu kararla müvekkilinden dayanağı olmayan alacakların tahsil edilmiş olacağını, mahkeme iş bu kararı verirken, icra takipleri ile talep edilen alacakların, genel kurul kararına dayanmasını yeterli kabul ettiğini; müvekkilinin, bu genel kurul kararlarına karşı açmış olduğu, İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/828 esas ve İzmir 2.Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/205 esas sayılı dosyaları ile derdest bulunan bu genel kurul kararlarının iptaline dair davaları dikkate almadığı gibi genel kurul kararı ile alınmasına karar verilen bu tutarların gerçekten kooperatif tarafından harcanıp harçanmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasını taleplerine rağmen yaptırmadığını beyan ederek istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, kooperatif üyeliğine dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 6100 Sayılı HMK’nun 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bununla birlikte, mahkemece davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de, 6100 sayılı HMK’nun 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması, taraf taleplerinin değerlendirilmesi, kabul ve red gerekçelerinin açıklanması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
Bu açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta, karar başlığında birleşen davanın numarasının, taraflarının, asıl davadan ayrı olarak belirtilmemesi doğru olmamıştır.
2-) Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2014/12383 Esas sayılı icra takibine konu borçların ödendiğini, bu hususun davacı kooperatifçe kendisine gönderilen 12.04.2013 tarihli ihtarname ile beyan ve ikrar edildiğini, itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olup icra takibinde talep edilenlerle bağlı olunduğunu savunmuş ise de, asıl ve birleşen davaya esas icra takiplerinin cari hesaba dayalı olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların da cari hesaba dayalı olarak hesaplandığı, söz konusu hesaplamada 12.04.2013 tarihli ihtarda belirtilen bakiye bedel 44.442,00 TL’nin bu tarihten sonra icra takip tarihi olan 22.09.2014 tarihine kadar tutulan cari hesaptaki borçlardan düşüldüğü, bu hususun davalının asıl rapora yaptığı itiraz üzerine alınan ek raporda bilirkişilerce ayrıca irdelendiği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları haklı görülmemiştir.
3-) Davalı her ne kadar İzmir 1. ATM 2016/205 E. Sayılı dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuş ise de, davalının anılan davasının reddedildiği ve kararın karar düzeltme aşamasından da geçip kesinleştiği anlaşılmıştır. Ancak davalının yine bekletici mesele yapılmasını istediği İzmir 3. ATM 2014/828 E. Sayılı dava dosyasının uyap sistemi üzerinden yapılan incelemesinde, davanın davacı kooperatifin 26/06/2014 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısının 8 ve 9. maddelerinin iptaline yönelik olduğu, kararın Dairemizin 01.12.2021 tarih ve 2021/1383-1243 E.-K. Sayılı ilamı ile kaldırıldığı ve henüz kesinleşmediği, söz konusu dava dosyasının eldeki davaya esas takip konusu alacağın dayanağını oluşturan cari hesapta yer alan ve davalının borç hanesinde gösterilen üst yapı bedelini ilgilendirdiği, bu sebeple 26.06.2014 tarihli olağan genel kurul kararının iptali talebiyle açılan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/828 esas sayılı dosyasının sonucu bu dosyayı da etkileyeceğinden, söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılarak yargılama sonunda verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davalının bu yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarihli 2015/511 Esas ve 2018/857 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; yatırılan 493,00-TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022