Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1138 E. 2022/497 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1138
KARAR NO : 2022/497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017 (Dava) – 24/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/589 Esas – 2018/1357 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarihli 2017/589 Esas ve 2018/1357 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı olan … plakalı kamyonun Şanlıurfa Suruç ilçesinde 20/03/2017 tarihinde meydana gelen kazada hasarlandığını, 20/02/2017-2018 tarihlerini kapsayacak şekilde davalı sigorta şirketi tarafından 27592775/1 poliçe numarası ile kasko sigortalı olduğunu, davaya konu aracın, kasko değerinin 152.285,00-TL olduğunu, kasko poliçesinde teminat altına alınan araç üzerindeki frigofrik polyester kasa, körüklü dingil, klima, lift ve logo ile birlikte toplam değerinin 244.585,00-TL olduğunu, yine davaya konu aracın çıplak ikinci el değerinin 183.000,00-TL olduğunu, araç üzerindeki ekipmanlar eklendiğinde toplam araç değerinin 275.300,00-TL olduğunu, trafik kazasının davalı sigorta şirketine bildirildiğini, davalı tarafından hasar dosyası açıldığını ve ekspertiz incelemesi yapıldığını, aracın hurdaya ayrılmasına karar verildiğini, davacı şirket tarafından davaya konu aracın kasko poliçe teminatları dahilinde üzerindeki aksesuarları ile birlikte riziko tarihindeki rayiç değerinin belirlenmesinin ve ödenmesinin talep edildiğini, ancak bu konuda davalı ile mutabakat sağlanamadığını, davalı sigorta şirketinin aracın rayiç değerini 201.000,00-TL olarak tespit ettiğini, davacının talebi ile davaya konu hurda aracın (45.600,00 TL bedel tespit edilerek) davacıya teslim edildiğini ve davalı sigorta şirketi tarafından 16/05/2017 tarihinde davacı şirketin banka hesabına 155.400,00-TL ödeme yapıldığını, aracın rayiç değeri ile ilgili olarak mutabık olmadıklarını davalıya bildirdiğini, davalı sigorta şirketinin davaya konu aracın poliçe ile teminatlandırılmış tüm aksesuarları ile birlikte kaza tarihindeki rayiç değerinden sorumlu olduğunu, araçta meydana gelen hasar ve aracın rayiç değerinin yargılama sırasında bilirkişi incelemesi ile belli olacağından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davacı şirket adına kayıtlı olan … plakalı araçta meydana gelen hasar sebebi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL belirsiz alacağın, dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; 39.000,00-TL ‘nın davalıdan, dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen … plakalı aracın davacı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davacı şirket tarafından hasar nedeniyle başvuru yapıldığını, bu başvuru neticesinde 339503 numaralı hasar dosyasının açıldığını ve ekpertiz incelemesi yapıldığını, yapılan incelemeye göre araçta KDV, termokin ve kasa hariç 90.000,00-TL hasar olduğunun tespit edildiğini, dava dilekçesinde de belirtilen aksesuarlar dahil aracın onarım ve işçilik bedelinin 155.400,00-TL olarak tespit edildiğini ve bu bedelin davacı tarafa ödendiğini, araçta meydana gelen hasarın karşılandığını, zararın usulen ispat edilmesi gerektiği, davacının talebinin fahiş olduğu, yapılan pirim ödemesinin belirlenecek tutardan mahsup edilmesi gerektiğini, davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, kararda belirtilen gerekçe ile ”…Davanın KABULÜNE, 39.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava aşamasında 08.02.2018 tarihli bir bilirkişi raporunun alındığını ve raporda ödenmeyen tazminatın 18.176,07 TL olarak tespit edildiğini, tarafların rapora itirazları neticesi yeni bir heyetten yeni bir rapor alındığını, yeni raporda ise ödenmeyen tutarın 39.000,00 TL olarak tespit edildiğini ancak, yeni raporun çok açık bir şekilde hatalı olduğunu, zira, sigortalı aracın pert işlemine tabi tutulduğunu ve piyasa rayiç değerinin ise sıfır km araç ile aynı tutulduğunu, hatta davaya konu araçtan daha dolu modelin sıfır değerinin esas alındığını, bu sebeple hesabın fahiş ve hatalı olduğunu, rapora itiraz ettiklerini ancak itirazlarının dikkate alınmadığını, rapordaki açık hatanın düzeltilmesi bir tarafa iki rapor arasındaki çelişkinin bile izale edilmeden hatalı olan ikinci rapora istibar ederek yine hatalı hüküm ihdas edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasına, karar ittihazına kadar icranın tehirine, masraf ve ücreti vekâletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigortalı araç sürücüsünün tek taraflı olarak yapmış olduğu kaza nedeniyle sigortalı kamyonda meydana gelen bakiye hasar bedelinin genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında sigortacıdan tahsili istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda;incelenmesinden; 20/03/2017 Pazartesi günü saat 04:15 sıralarında sürücü dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı … marka kapalı kasa frigorifik kamyon ile Şanlıurfa otoyolunda seyri esnasında sürücünün aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun gidiş istikametine göre sol tarafına doğru yoldan çıkarak yol kenarındaki levhalara çarpmasıyla tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davalı tarafından araç maliki davacı adına düzenlenen kasko sigorta poliçesi ile 20/02/2017-20/02/2018 tarihleri arasında hasara uğrayan aracı teminatı kapsamına alındığı ve bahse konu trafik kazasının poliçe teminat süresi içinde gerçekleştiği, davacının başvurusu üzerine davalı tarafından hasara ilişkin olarak dava öncesinde düzenlenen eksper raporuna istinaden 16/05/2017 tarihinde 155.400,00-TL ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Makine mühendisi ve sigorta- tazminat bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinin düzenlediği 09/02/2018 havale tarihli raporunda özetle; davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı, … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davaya konu araçta meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olduğunu, araçta meydana gelen toplam hasar miktarının (parça bedeli+işçilik+KDV dahil) 183.372,00-TL olduğu, aracın kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki kamyonun aksesuarları dahil 2. El değerinin 226.500,00-TL olduğu, aracın sovtaj değerinin 45.600,00-TL olduğu, sovtaj değerinin 30.000,00-TL’sinin kamyon ve kasasına, 15.600,00-TL’sinin aksesuarlara ait kabul edildiği, aracın onarım tutarının rayiç değerinin %81’ine ulaştığı için tamirinin ekonomik olmadığı, pert-total uygulaması yapılmasının gerekli olduğu, dava konusu araca ait aksesuarların kaza tarihi itibariyle belirlenen gerçek değerlerinin 76.500,00-TL olduğu halde 67.300,00-TL üzerinden sigortalandığı, bu nedenle TTK Md. 1462 hükmü uyarınca aksesuarlara ait hasarın eksik sigorta hükümlerine göre toplam hasar miktarının 173.576,00-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 155.400,00-TL hasar ödemesi mahsup edildiğinde, bakiye hasar miktarının 18.176,07-TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacı ve davalı vekilinin süresinde rapor içeriğine yönelik itirazı üzerine, Sigorta bilirkişisi ve otomotiv bilirkişisinden alınan 10/09/2018 havale tarihli raporda özetle; aracın hasar tarihindeki piyasa rayiç değerinin 240.000,00-TL olduğu, dava konusu aracın sovtaj değerinin 45.600,00-TL olduğu, gerçek hasar değerinin 194.400,00-TL olduğu, hasar sonrası davalı şirket tarafından yapılan 155.400,00-TL mahsup edildiğinde toplam hasar bedelinin bakiye 39.000,00-TL olduğu, bu bedelin davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi kapsamında karşılanması gerektiği yönünde kanat bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında yapılan incelemede; yargılama sırasında alınan 09/02/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 155.400,00-TL hasar ödemesi mahsup edildiğinde, bakiye hasar miktarının 18.176,07-TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği; 10/09/2018 havale tarihli raporda ise davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra bakiye hasar bedelinin 39.000,00-TL olduğu belirtilmiş olduğu nazara alındığında raporlar arasında fahiş sayılacak derecede çelişki meydana geldiği anlaşılmış; davalı vekilince alınan son rapora süresi içinde yapılan itiraza ilişkin mahkemece olumlu veya olumsuz karar verilmeksizin ve raporlar arasındaki çelişki de giderilmeksizin hüküm kurulduğu; diğer yandan mahkemece gerekçeli kararda hükme esas alınan raporun diğer rapora hangi nedenle üstün tutularak hükme esas alındığının da kararda tartışılmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
Mahkemece, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilerek davalı tarafın itirazlarının da değerlendirildiği, dosya kapsamına uygun ve dosyadaki delillerin denetime elverişli şekilde değerlendirildiği İTÜ Karayolları Kürsüsünden veya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden yeni bir heyet raporu alınarak, sonucuna göre gerekçeli kararda da üstün tutulan rapora ilişkin kabul gerekçesi de değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinden; söz konusu eksikliklerin giderilerek sonucuna göre karar verilmesi için mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Belirtilen gerekçeye göre, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK ‘nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarihli 2017/589 Esas ve 2018/1357 Karar sayılı hükmünün HMK’ nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA;
4-İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan istinaf nispi karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a)-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/03/2022