Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1131 E. 2022/438 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1131
KARAR NO : 2022/438

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018 (Dava) – 27/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2018/776 Esas – 2018/1226 Karar
DAVA : İş Yeri Sigorta Poliçesinden Kaynaklı Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. asliye ticaret mahkemesi’nin 27/11/2018 tarihli 2018/776 Esas ve 2018/1226 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait Denizli Organize Sanayi Bölgesinde bulunan fabrikasında 16.01.2009 tarihinde hırsızlık olayı vuku bulduğunu, söz konusu hırsızlık olayı sonucu müvekkiline ait fabrikada meydana gelen zararlara ilişkin olarak davalı … şirketine hasar tazmini için başvurulduğunu, hasar bedelinde anlaşılamaması üzerine Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını ve neticede Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/781 E. – 2015/290 K. Sayılı kararı ile toplamda 28.947,98 TL tazminat alacağı olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 15.000,00 TL tazminata ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verildiğini, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin söz konusu kararının Yargıtay tarafından onandığını, müvekkili şirketin davalı … şirketinden 13.947,98 TL bakiye sigorta tazminat alacağı bulunduğunu bildirerek, bakiye alacağı olan 16.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, Türk Ticaret Kanununun zamanaşımı başlıklı 1420. maddesinde “ (1) sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar “ şeklinde düzenlendiğini, davalı müvekkili şirket ve davacı şirket arasında akdedilen yangın sigorta sözleşmesine istinaden ; 16.01.2009 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle talep konusu yapılan alacağın 16.01.2009 hasar tarihi ve işbu davanın ikame edildiği 02.07.2018 dava tarihi dikkate alındığında TTK uyarınca zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça dava konusu yapılan alacak zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması halinde, zamanaşımının sadece kısmi davada talep edilen kısım yönünden kesilmiş olup varsa bakiye zarar için zamanaşımı süresinin kesilmesinin mümkün olmadığını, işlemeye devam edeceğini, kısmi davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasının, zamanaşımı süresi içinde talep edilecek zarar yönünden önem taşıyacağını, bu nedenle zamanaşımının başladığı tarihten itibaren yine aynı zamanaşımı süresi içinde, bakiye zarar için ek dava açılabileceği gibi kısmi davada talep edilen zarar miktarının ıslah yolu ile de artırılabileceğini, yasal düzenlemeler ve yerleşik yargı kararları uyarınca davacının işbu davasının zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın 13.947,98 tl bakiye tazminat alacağının kaldığı yönündeki iddiaları da hukuka aykırı olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından iş bu dava öncesi poliçeye dayalı tüm yükümlülükleri yerine getirildiğini, davacı tarafça her ne kadar Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/781 esas sayılı dosyası ile toplamda 28.947,98 tl alacaklı olduklarının tespit edildiği ileri sürülmüş ise de bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, ticari değeri olmayan malzemelerin alacak konusu yapılmasının tamamen haksız olup hukuka açıkça aykırı bulunduğunu, ayrıca davacının talebine dayanak Denizli Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/781 esas sayılı dosyasında karar esas teşkil eden bilirkişi raporlarında, yapılan hesaplamalar ile davacı tarafın bu davasında talebine konu edilen talepleri, poliçe özel şartları gereğince teminat dışı ve fahiş olduğu gibi ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulu 25.10.2010 tarihli yazılı beyanında çalınan alüminyum trapez levha ağırlığının 2 ton olduğunun açıkça kabulü karşısında 9,5 ton levha hesap edilmesinin de hakkaniyetli olmayıp karşı tarafın gerçek zararını karşılamaktan uzak zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğundan davacı tarafın taleplerinin bu yönden de hukuka aykırı ve reddi gerektiğini bildirerek, davanın zamanaşımı yönünden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece;” …Davanın kabulü ile 13.947,98 TL’ nin 16/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, faizin başlangıç tarihine yönelik talebin reddine,….”şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen yangın sigorta sözleşmesine istinaden 16.01.2009 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle talep konusu yapılan alacağın 16.01.2009 hasar tarihi ve istinafa konu işbu davanın ikame edildiği 02.07.2018 dava tarihi dikkate alındığında TTK uyarınca zaman aşımına uğradığını, davanın zaman aşımından reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hırsızlık teminatlı iş yeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Eldeki davaya dayanak yapılan, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen 2014/781 Esas, 2015/290 Karar sayılı dosyasının dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’da bu konuda yapılmış bir yasal düzenleme olmadığından anılan davanın belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığı gibi 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’da düzenlenen belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerin bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalara uygulanması mümkün olmadığından, anılan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü zorunludur. (Yargıtay Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin 2020/1166 Esas, 2020/2875 Karar sayılı ilamı aynı yöndedir.)
Riziko ve poliçe tarihinde yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK 1268. maddesi ve Yangın Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler iki yılda zamanaşımına uğrayacak olup, sigorta tazminatının tabi olduğu zamanaşımı süresi de bu alacağın muacceliyet tarihine göre belirlenecektir. 6762 Sayılı TTK 1299/1 maddesi hükmünün atfı ile aynı yasanın 1292. maddesi hükmü uyarınca yapılacak ihbar borcunun doğduğu tarihte de tazminat alacağının muaccel olduğu, 818 Sayılı BK 128/1, 6762 Sayılı TTK 1299 ve 1292. maddeleri göz önünde tutulduğunda zamanaşımı başlangıç tarihi rizikonun gerçekleştiğinin sigortalı tarafından haber alınmasından itibaren ihbar yapılması gereken beşinci günün sonu olup, 6762 Sayılı TTK 1268. maddesi uyarınca bu tarihten iki yıl sonra sona erecektir.
Somut olayda; riziko 16/01/2009 tarihlerinde meydana gelmiş ve buna göre 5 günlük ihbar süresi de eklendiğinde 2 yıllık süre 22/01/2011 tarihinde dolacak olduğundan ve dava açılmayan kısım için zaman aşımı işlemeye devam edeceğinden, bu durumda mahkemece, süresi içinde davalı tarafça ileri sürülen zaman aşımı defi nedeni ile davanın zaman aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurularak, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2018 tarih ve 2018/776 Esas – 2018/1226 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın zaman aşımı nedeniyle reddine,
b-Peşin alınan 238,20 TL’den alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 157,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
c-Davacının yargılama sırasında yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına,
d-Kullanılmayan gider avansının yatırana RESEN iadesine,
e-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiye temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TLnin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
ç-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.