Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1128 E. 2022/772 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1128
KARAR NO : 2022/772

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2016 (Dava) – 19/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/77 Esas – 2018/1096 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 11/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2018 tarihli 2016/77 E. – 2018/1096 K. sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/08/2015 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı … A.Ş’ ye ait … plakalı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, sigortalı araç sürücüsünün işbu trafik kazasına asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, müvekkilinin aracını kullanan sürücünün ise hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketinin kazaya sebep olan … plakalı aracın 06/04/2015-06/04/2016 tarihleri arasında geçerli trafik sigortacısı olması nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının, Almanya’da bulunan … bürosu tarafından düzenlenen 23/09/2015 tarihli fiyat teklifi ile KDV dahil 8.762,18 EURO olarak tespit edildiğini, ayrıca 970,08 EURO da ekspertiz masrafı faturası olduğunu, davalı … şirketinin başvurularına müteakip KTK 99.madde uyarınca 28.12.2015 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, 8.762,18 EURO maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüde düştüğü 28.12.2015 tarihinden itibaren teminatla sınırlı olmak üzere, diğer davalı şirketin ise kaza tarihi olan 12.08.2015’den itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 970,08 EURO’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde müvekkili davalı gösterilmediği halde dilekçenin müvekkiline tebliğ edildiğini, olay yeri kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, kazanın oluşumunda davacının da kusurunun belirlenmesi gerektiğini, sadece davacı tarafından Almanya’da yapılan tespit ve işlemlerle yetinilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira kazanın Türkiye sınırları içinde olduğunu, davayı kabul anlamında olmamak üzere, davacı tarafından ödenen hasar bedeli sigorta limiti dahilinde olduğundan sigorta şirketince işbu bedelin ödenmesi gerektiğini, davacının başka sigorta şirketinden almış olduğu bedel var ise ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI :
Mahkemece, “…Denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre davalı … şirketince sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu ve … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 8.762,18 Euro olduğu, dava konusu … plakalı aracın ekspertiz ücretinin 970,08 Euro olduğu, davalı sigortanın ZMMS poliçesi şartları kapsamında sorumlu olduğunun belirlendiği, davalı … şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, 2918 Sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b.maddesi uyarınca rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup, bu süre içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde sigorta şirketi yönünden temerrüdün gerçekleşmekte olduğu, somut olayda davacı tarafça davalı … şirketine 15/12/2015 tarihinde müracaat edilmiş olup 8 iş gününün ilavesiyle davalı … şirketinin 28/12/2015 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, dava konusu trafik kazası nedeniyle ekspertiz incelemesi açısından 970,08 Euro masraf yapıldığı belirtilmiş olup, dosya içinde bulunan ve tercümesi davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen fatura kapsamında 970,08 Euro ekspertiz ücretinin davacı tarafça karşılanmış olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/3828 Esas-2015/12514 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere 970,08 Euro ekspertiz ücretinin fiili ödeme tarihindeki T.C Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde yargılama giderleri kısmında değerlendirildiği, davacı tarafça, davalı olmaktan çıkartılan … A.Ş’ye trafik kaydı gereği işleten sıfatıyla husumet yöneltildiğinden, davacının bir kusuru bulunmadığı kanaatine varılarak, taraf olmaktan çıkartılan … A.Ş lehine yargılama ücreti ve vekalet ücreti hükmedilmediği, açıklanan sebeplerle; DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE, 8.762,18 Euro maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüde düştüğü 28/12/2015 tarihinden itibaren (temerüt tarihini itibariyle sigorta teminatı olarak belirlenen bedelin Euro karşılığı ile sınırlı kalmak kaydıyla) diğer davalı … A.Ş’den kaza tarihi olan 12/08/2015 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihinden Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … A.Ş vekili tarafından “….Tebliğ edilen dava dilekçesinde şirketlerinin davalı olarak gösterilmediği halde dava dilekçesinin şirketlerine tebliğ edildiği, dava dilekçesinin ekleri ve delillerin de tebliğ edilmediği, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığı, itirazlarının da bilirkişilerce ve mahkemece değerlendirilmediği, olayın gerçek oluş şeklinin ve kusur durumlarının belirlenmesi gerektiği, sadece davacı tarafından Almanya’da yapılan tespit ve işlemle yetinilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, zira hasarın yurt dışında yapılması maliyetleri artırdığından hasar bedelinin ödenecek olması halinde hakkaniyet ölçüsünde mahkemece indirim de yapılmadığı, yapılacak bilirkişi incelemesinde, aracın Almanya’daki tamir bedeli ile Türkiye’deki tamir bedelinin karşılaştırılmasının uygun olacağını belirtmişlerse de, bu durumun mahkemece dikkate alınmadığı, davacının aracı Almanya’da yapıldığından, yürüyen aksamında veya sürüşe engel olacak bir durumu sabit olmadığından, beyan edilen hasar bedelinin yüksek olduğu, ayrıca davacının başka sigorta şirketinden almış olduğu bedel var ise ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09.05.2016 tarihli 2016/213 Esas-2016/5627 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğu, mahkemece bu durumun da araştırılmadığı…” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazası nedeniyle araçtaki maddi hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
1-6100 S. HMK 124. maddede; “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davanın başta sigorta şirketi ile birlikte sigortalı aracın resmi kayıtlardaki malikine karşı dava açılmış olduğu, ancak ruhsat sahibi şirket tarafından aracın uzun süreli kiralama yoluyla …. A.Ş.’ye kiraya verilmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemece HMK 124. madde uyarınca davalı sıfatının anılan şirkete verilerek, başta dava açılan şirketin davalı konumundan çıkarıldığı görülmüş olup, re’sen gözetilecek olan husumet yönünden mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiş, davalı … A.Ş.’ye dava dilekçesinin bu nedenle sonradan tebliğ edildiği açık olmakla, bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı şirket vekili her ne kadar kendisine dava dilekçesi tebliğ edilirken, dilekçe eklerinin gönderilmediğini ileri sürmüşse de, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde dava dilekçesi ve eklerinin itirazı nedeniyle davalı araç işleten şirkete iki defa tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
3-Esasa ilişkin olarak ise; davalı vekilince kusura ve hasar miktarına yönelik istinaf itirazında bulunulmuş ise de, öncelikle davalı şirkete yargılama sırasında bilirkişi raporu tebliğ edildiği halde (11.01.2018’de) herhangi bir itiraz dilekçesi sunmadığı, duruşmada da herhangi bir itirazını bildirmemiş olmadığı görülmekle, HMK 357. madde dikkate alınarak ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen rapora yönelik itiraz ve savunmaların istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün görülmediği gibi, kaldı ki dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere göre de mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmekle bu yöndeki itirazların da reddi gerekmiştir.
4-Davalı vekilinin, davacının başka sigortacılardan da ödeme alıp almadığının araştırılması yönündeki talebinin, dosyada bu yönde hiçbir delil bulunmayıp farazi nitelikte olmasına, mükerrerlik iddiasının hiçbir somut veriye dayanmamasına göre bu husustaki itirazın da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/77 Esas – 2018/1096 Karar sayılı sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 1.974,41-TL istinaf karar harcından peşin alınan 906,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.048,41-TL’nin davalı … AŞ.’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.