Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1127 E. 2022/771 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1127
KARAR NO : 2022/771

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2014 (Dava) – 26/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1442 Esas – 2018/1149 Karar
DAVA : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 tarihli 2016/1442 Esas ve 2018/1149 Karar sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 03.05.2002 tarihinden 07.07.2014 tarihine kadar davadışı … A.Ş. firmasında acente satış uzmanı olarak görev yaptığını, davalı tarafından tanzim edilen “gelir koruma sigorta poliçesi” ile sigortalı iken, iş akdinin 07.07.2014 tarihinde işverenince tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilinin işten çıkarılmaya karşı kendini sigorta ettirmiş olması nedeniyle davalıya tazminat için başvuruda bulunduğunu, ilk olarak 24.07.2014 tarihinde mesnetsiz olarak red cevabı verildiğini, müvekkilinin sonraki tüm başvurularının da müvekkilinin kusuru ile sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle teminat dışı denilerek reddedildiğini, sözleşme yapılırken kapsam dışı hallere dair müvekkiline bilgilendirme yapılmadığını, kaldı ki müvekkilinin iş sözleşmesinin işvereni tarafından tüm tazminatları ödenerek feshedildiğini belirterek, HMK 107. maddeye göre açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000-TL tazminatın ret tarihi olan 24.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra talep arttırım dilekçesi ile dava değerinin 9.000-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iş sözleşmesinin işvereni tarafından feshinin geçerli sebebe dayandığını, 4857 S. İş Kanunu 18. maddede iş sözleşmesi feshine dair sebeplerin belirtildiğini, davacının işvereninin fesih nedeni olarak sunduğu beyanda da açıkça davacının kusurlu davranışları sebebiyle sözleşmenin sona erdirildiğinin yazılı olduğunu, iş sözleşmesi geçerli bir nedene dayanılarak feshedilmiş olduğundan gelir koruma sigortasının teminat dışı olduğunu, Gelir Koruma Sigorta Poliçesi özel şartlarının 5.3.2.maddesinin e bendinde “iş sözleşmesinin haklı veya geçerli nedenlerle feshedilmesi” denildiğini, bu nedenle geçerli nedenlerle fesih halinin de sigorta kapsamının dışında olduğunu, yine özel şartlar 3.3.1.maddede de istek dışı işsizlik teminatının; sigortalının kusur ve kastı olmaksızın işsiz kalması halinde güvence sağlayacağının açıkça belirtilmiş olduğunu, tazminat hakkı doğmadığını, ayrıca tazminat talep şartlarından biri olan 30 günlük işsiz geçirilmesi gereken süreye uyulmadan başvuru yapıldığını, davacı tarafından iş akdinin feshine karşılık bir dava açılmış ise bunun beklenmesi gerektiğini, davacının tazminat ödenmeyecek durumlarla ilgili bilgi sahibi olduğunu, bu hususların internet sayfasında yayınlandığı gibi sözleşme kurulurken davacıya gerekli bilgilendirmelerin de yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince, “….Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı tarafından tanzim edilen gelir koruma poliçesi ile sigortalı bulunmakta iken iş aktinin fesih edilmesinden kaynaklı alacağın tahsili gerektiğinden bahisle davalı hakkında dava açıldığı, taraflar arasında 4668748 poliçe no ile ve 05/04/2014-2015 vadeli bir yıllık gelir koruma sigorta poliçesi düzenlendiği, davacının 07/07/2014 tarihinde işten çıkartıldığı, 93 gün poliçe süresinde çalıştığı, davacı ve sigortalı …’in iş akdinin feshinin SGK 04 kod tanımlamasında olması nedeni ile kredi kartı işsizlik sigortası genel ve özel şartlarının kapsamında olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre sigortalı …’in toplam 10.157,36 TL kredi kartı borcunun olduğu, poliçenin teminat limitinin 9.000 TL ile sınırlı olduğu, sigortalının toplam kredi kartının 9.000 TL toplam borcunun, davalı … A.Ş de 4668748 poliçe numaralı gelir koruma sigortası poliçesinden karşılanması gerektiği kanaatine varılarak; DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE, 9.000,00 TL maddi tazminatın 24/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, “….Mahkemenin eksik ve yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda, itirazlarını da dikkate almadan karar verdiği, davacının iş sözleşmesinin işvereni tarafından ‘geçerli sebebe’ dayanılarak feshedilmiş olduğu, bu hususun aynı zamanda SGK çıkış kodu ile de açıklanmış olduğu, davacının iş sözleşmesinin feshinin 07.07.2014 tarihli fesih bildiriminde açıkça belirtildiği üzere davacının kusurlu davranışına dayandığı, bu nedenle Gelir Koruma Sigortası Özel Şartları madde 3.3.1’de belirtilen istem dışı olarak herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işsiz kalma halinin davacı açısından geçerli olmadığı, ayrıca, Gelir Koruma Sigortası Özel Şartları madde 5.3.2’nin İstek Dışı İşsizlik Durumunda teminat dışında kalan halleri düzenlediği, ilgili maddenin e bendinde ‘..Sigortalı’nın iş sözleşmesinin işveren tarafından ilgili mevzuata veya iş sözleşmesine göre haklı veya geçerli nedenlerle feshedilmesi’ nin teminat dışında kalan bir hal olarak düzenlenmiş olduğu, somut olay da işverenin geçerli nedenle feshine ilişkin olduğu için davacı tarafın tazminat talebinin müvekkilince reddedilmesinin hukuka uygun olduğu, uygulamada genel olarak işçilerin iş sözleşmelerinin haksız feshedildiklerini düşündükleri noktada işe iade davaları açmakta oldukları, ancak davacının böyle bir dava açmamış olduğu, bunun bile müvekkilinin haklılığını ortaya koyduğu, bilirkişi raporunun 7.sayfasında; ‘işveren tarafından haklı nedenlerle değil haklı neden bildirilmeden fesih söz konusudur.’ dendiği, sigorta uzmanı olan bilirkişinin bu hususu hukuk bilgisinin eksikliğinden dolayı yanlış yorumlamış olduğu, zira haklı sebep bildirilmeden feshin içine, geçerli sebeple fesih kavramının da girmekte olup, somut olaydaki durumun da geçerli feshe dayalı olması nedeniyle müvekkilinin herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğünün kesinlikle doğmadığı, müvekkilinin davacının işvereni ile olan iş sözleşmesinin feshini hukuken denetlemesinin ve ona göre yorum yapmasının mümkün olmadığı, bunun hiçbir hukuk ilkesiyle de bağdaşmadığı, bu nedenle somut olay nezdinde müvekkilinin sadece işverenin belirtmiş olduğu sebep ile bağlı olduğu, işveren tarafından yapılan feshin de ‘işçinin yeterliliğinden veya kusurlu davranışından’ kaynaklandığı göz önüne alındığında, ilgili hususun 4857 sayılı İş Kanunu madde 18 uyarınca ‘geçerli nedenle fesih’ teşkil ettiği, davacının bu fesih karşısında işe iade davası açmamasının da feshi kabul ettiğine ilişkin bir karine teşkil ettiği, tüm bu hususlar ışığında, müvekkili şirketin somut olayı ‘geçerli nedenle fesih’ olarak yorumlamasının hukuken doğru olup, aksi bir yorumun hukuk mantığına uygun olmayacağı, bu nedenle mahkemenin eksik hukuki inceleme yaparak hukuk alanında eksik olan bilirkişinin raporu doğrultusunda karar vermiş olduğu….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, gelir koruma poliçesi kapsamında iş akdinin feshinden kaynaklı tazminat alacağının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesi uyarınca işveren tarafından sözleşmenin “geçerli nedenle feshi” mümkün olduğu gibi, 25.madde uyarınca haklı sebeplerle feshi de mümkün olup, her iki maddenin farklı hususları düzenlediği anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça tüm aşamalarda, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmediği, ancak geçerli nedenle feshedildiği, bu fesihte de işçilik haklarının ödenmekte olduğu, davacının bu feshe dair işe iade davası da açmamış olduğu, poliçenin özel şartlarındaki 2/e, 3.3.1 ve özellikle 5.3.2/e maddeleri incelendiğinde geçerli nedenle iş sözleşmesinin işverence feshi halinin de teminat dışı olduğu ileri sürülmüş, bu konuda mahkemece sigorta bilirkişisinden alınan rapora da aynı yönde itirazda bulunulmuştur.
Dosyada mevcut 07.07.2014 tarihli işveren fesih bildiriminde, davacının izinsiz olarak rakip bir işletmede eğitmenlik yapması ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması gibi nedenler bildirilerek iş akdinin feshedilmiş olduğu ve bu bildirimin taraflarca imzalanmış olduğu, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde işe iade davası açmadıklarını da beyan etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosyadaki sigorta poliçe evrakları incelendiğinde; özel şartların 5.3.2/e maddesinde iş akdinin “…haklı veya geçerli nedenle feshedilmesi…” durumunun teminatdışı olduğunun belirtildiği, ancak mahkemece bu yön üzerinde hiç durulmadığı, bilirkişi raporunda da yalnızca SGK çıkış kodunun işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden fesih kodu olduğu belirtilerek, davalı tarafın geçerli nedenle fesih yönündeki iddiaları ve bu şekilde fesih halinde SGK çıkış kod tanımlamasının ne yönde olacağı hiç değerlendirilmeden sonuca gidilmiş olduğu, raporun bu haliyle yetersiz ve itirazları karşılamaktan uzak olduğu, bu nedenle sözkonusu rapora dayalı olarak verilen kararın da eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş; davadışı işverenin fesih bildirimi ve SGK çıkış belgeleriyle tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davalı taraf itirazlarını da karşılayacak şekilde SGK konusunda uzmanlığı da bulunan bir bilirkişiden rapor alınarak, tüm bu hususların tartışılıp değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1442 Esas – 2018/1149 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 162,67-TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11/05/2022