Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1124 E. 2022/494 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1124
KARAR NO : 2022/494

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017 (Dava) – 08/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/1327Esas- 2018/1136 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarihli 2017/1327 Esas ve 2018/1136 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/02/2017 tarihinde müvekkiline ait … plakalı … Çekici … model aracın Kemalpaşa- İzmir istikametine seyri sırasında çekiciye bağlı … plakalı yarı römorka ait kasanın açılması nedeni ile maddi hasarlı tarfik kazası meydana geldiği, bu tarfik kazası ile 300-02 devlet kara yolu 12 KM 300 m de bulunan yer bilgilendirme levhasının hasar görmesi nedeni ile davalı … şirketinin 08/11/2017 tarihli talep yazısı ile bu kaza neticesinde gidermiş olduğu 41.926,05 TL bedelin sürücünün ağır kusurlu olduğunu belirterek rucuen talep ettiği, dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, davalının gidermiş olduğu zararın rücuen talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, çekiciye bağlı yarı römorka ait kasanın istemsiz bir şekilde yukarı doğru açılması sonucu kazanın meydana geldiğini,, sıklıkla meydana gelmeyen bu tür kazaların sürücünün müdahale veya araç kullanıma bağlı olmadan istem dışı meydana gelen kazalar olduğunu, araç sürücüsü …’nun ağır kusuru bulunmadığı, yani kasıtlı bir eylemi kasta yakın bir kusurunun bulunmadığı ve davalı sigortalının bu talebi karşısında davacının ağır kusurunun bulunmadığının belirlenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile … plakalı mercedes çekici kamyonun maliki ve sigortalısı olduğunu, söz konusu aracın 14.02.2017 tarihinde saat 04.50 sularında Kemalpaşa İzmir yolunda Karayolları Genel Müdürlüğüne ait karayolu tabelasına çarparak hasar verdiğini, kaza ve hasarın, sigortalı araç sürücüsünün çekici kamyonun kasasının kapatılmaması /kontrol edilmemesi neticesi açık kasa ile şehirlerarası yolda seyiri sonucu yol üzerinde bulunan tabelalara çarparak parçalanmasına neden olunması sonucu oluştuğunu, oluşan zarar nedeni ile hak sahibi KGM’ne 11.10.2017 tarihinde 41.926,05 TL tazminat ödemesi yapıldığını, TTK , BK ve sigorta genel şartları gereğince müvekkili şirketin ödemiş olduğu tazminatı rücuen tahsil etme imkanına sahip olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları B.4.a maddesine göre sürücünün ağır kusuru nedeni ile rücunun söz konusu olduğunu, sürücünün şehirler arası yolda ticari olarak kullanılan kamyonun kasasını açık halde tutarak veya açık olduğunu herhangi bir nedenle fark etmeyerek yolda seyir edip trafik güvenliğini ve başkalarının can güvenliğini de tehlikeye sokarak zarara neden olduğunu, bunun başlı başına ağır kusur olduğunu, sürücünün ağır kusurunun varlığı sebebi ile ödenen tazminatı sigorta genel şartları gereğince sigortalıdan talep etmek usul ve yasaya uygun olduğundan, belirterek müvekkili şirketin ilgili mevzuat gereğince rücuen tazmin hakkı bulunduğundan, davacının davasının reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı yandan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”…davacı … ‘ e ait … plakalı çekicinin, davalı … Sigorta Şirketine 311000020512777 poliçe ile 04/06/2016-2017 tarihleri arasında geçerli ZMM trafik sigortası ile sigortlı olduğu , 14/02/2017 tarihinde, davalı … şirketinin KZMM sigortalı , … plakalı çekici, arkasında … plakalı yarı römork takılı olarak seyri sırasında römork ait alt kasa kapısının yukarı doğru açık olması sonucu N tipi başüstü yön bilgilendirme tabelasına çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazasının olduğu, davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün 1. Derecede etken olmakla asli ve % 100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeni ile karayolları genel müdürlüğüne ait trafik levhasında 45.587,59 TL zarar meydana geldiği ve bu levhaların sovtajının 3.661,54 TL olarak tespit edildiği ve neticesinde zararın 41.926,05 TL olarak kabul edildiği ve davalı … şirketinin Karayolları Genel Müdürlüğüne 41.926,05 TL bedelli zarar miktarını 11/10/2017 tarihinde banka hesabına ödediği, sigortalı araç sürücüsünde ağır kusur – kast hali tespit edilememiş olup, alınan bilirkişi raporunda da bu husus belirtildiğinden , davacının 2918 sayılı KTK, KTY , Karayolları motorlu araçlar ZMM si ve genel şartları ile Yüksek Yargıtay İçtihatları doğrultusunda; davalı … şirketinin zarar gören 3. Kişilere ödemek zorunda kaldığı zararı, sigorta şirketine ödeme zorunluluğunun tespit edilememiş olduğu…”gerekçesiyle; ”…Davanın kabülü ile; davacının, davalı … şirketine 41.926,05 TL borçlu bulunmadığının tespitine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sürücünün ağır kusurunun varlığı sebebi ile ödenen tazminatı sigorta genel şartları gereğince sigortalıdan talep etmek usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının davası haksız olup reddi gerektiğini belirterek müvekkili şirketin ilgili mevzuat gereğince rücuen tazmin hakkı bulunduğundan, alacaklı olunmasından dolayı, ilamının bozularak ortadan kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı yandan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS poliçesinden kapsamında davacı sigortalının açtığı, davalı sigortacının dava dışı zarar gören üçüncü kişiye ödemiş olduğu tazminattan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili kararı istinaf etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; 14/02/2017 günü davacı …’e ait … plakalı çekici, arkasında … plakalı yarı römork takılı olarak seyri sırasında, römorka at kasa kapısının yukarı doğru açık olması sonucu Karayalları Genel Müdürlüğüne ait N tipi baş üstü yön bilgilendirme tabelasına çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, hasara neden olan aracın davalı … Sigorta şirketine 311000020512777 poliçe numaralı 04/04/2016-04/04/2017 tarihleri arasında kaza tarihini de kapsar şekilde geçerli ZMM (Trafik) sigortası ile sigortalı olduğu; Karayolları Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün 14/09/2017 tarihli hasar bedelinin ödenmesi talepli yazısı üzerine davalı … şirketinin talep edilen 41.925,05 TI hasar bedelini 11/10/2017 tarihinde kuruma ödediği; davalı … tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle dava dışı 3. kişiye yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla kendi akidi davacıya 08/11/2017 tarihli ihtar yazısı ile ile talepte bulunması üzerine davacı tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Sigorta bilirkişisi ve trafik bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/06/2018 tarihli raporda özetle; kazanın meydana gelmesinde, davalı … şirketine sigartalı … plakalı araç sürüçüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Madde 47/d maddesine aykırı davranışı nedeniyle, 1.derecede etken olmakla, ASLİ ve %100 oranında kusurlu bulunduğu, ağır kusur kasta yakın bir kusur olmakla, sürücünün ” römorka ait kasa kapsısının yukarı doğru açık” iken seyri halinde kasta yakın ağır kusur hali olarak tespit edilememiş olduğu, kaza nedeniyle; Karayalları Genel Müdürlüğüne ait trafik levhasında 45, 587,59 TL sı zarar meydana geldiği ve bu levhaların sovtajının 3.661,54 TI sı olarak tespit edildiği ve neticesinde zararın 41.926,05 TL sı kabul edildiği, Ancak, sigortalı araç sürücüsünde ağır kusur / kast hali tespit edilemediği nedeniyle, davacının 2918 sayılı KTK, Karayolları Trafik Yönetmeliği , Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile Yüksek Yargıtay İçtihatları doğrultusunda; davalı … şirketinin zarar gören 3.kişilere ödemek zorunda kaldığı zararı, sigorta şirketine ödeme sorumluluğunun tespit edilememiş olduğu belirtilmiştir.
K.T.K. 95 ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında koşulları varsa sigorta zarar görene ödediği tazminatı sigortalısına rücu edebilir. Genel Şartların B.4. Maddesinde sigortacının sigorta ettirene rücu koşulları düzenlenmiş (a) bendinde “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,” rücu edebileceği düzenlenmiş, ancak ödenen tazminatın ağır kusur nedeni ile sigorta ettirenden rücu edilebilmesi için aranan kusurun asli kusur değil, kasta yaklaşan bir kusur olması gerekir. HGK’nun 10/12/2003,2003/11-756-743 sayılı ilamında da” ağır kusurda hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikli olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır” şeklinde açıklanmıştır.( kapatılan Yargıtay 17 HD. 25/12/2017, 2017/1914E.-2017/12055K. ; 14/06/2017, 2016/13893E.-2017/6754K.sayılı kararları da bu yöndedir.)
Yargıtay kararları ve yerleşik uygulamaya göre, yukarıda açıklanan nedenlerle somut olayın gerçekleşme şekline göre, davacıya ait sigortalı araç sürücüsü her ne kadar kazanın oluşumunda %100 kusurlu ise de, salt tam kusurlu olmanın ağır kusurlu sayılmasını gerektirmeyeceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği şekilde hasara neden olan kazanın seyir halinde iken sürücünün elinde olmayan teknik bir sebeple açıldığının kabulüne engel, sürücünün kullanımına bağlı olarak açıldığını gösterir dosyada başkaca bilgi ve belgenin de bulunmadığı; bu nedenle rücu şartlarının oluşmadığı nazara alınarak mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarihli, 2017/1327 Esas ve 2018/1136 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.863,96 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL+671,59 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.147,97 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022