Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1122 E. 2022/755 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1122
KARAR NO : 2022/755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2016 (Dava) – 07/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/869 Esas-2018/1134 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2018 tarihli 2016/869 Esas ve 2018/1134 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı banka ile akdettiği genel kredi sözleşmeleri uyarınca davalının Pınarbaşı Şubesinden ticari nitelikli krediler kullandığını, kredileri vadesinden önce kapatmak istediğini ve 12.10.2015, 13.10.2015, 15.10.2015 tarihlerinde kredilerin tamamını ödeyerek kapattığını, ancak davalı bankanın kredilerin kapanması için müvekkilinden fahiş miktarda erken kapama ücreti, komisyon ve BSMV ücreti tahsil ettiğini, ayrıca kredi sözleşmelerinin akdedildiği tarihte tutarları bilinmeyen dosya masrafı ve sair masraflar adı altında tahsilatlar yaptığını, müvekkiline bu tutarlara müdahalede bulunma hakkı verilmediğini, genel kredi sözleşmelerine binaen ipotek fekki masrafı adı altında kesintiler yapıldığını, bu tutarlara ilişkin masraf dekontları talep edildiği halde davalı bankanın dekont ibrazından kaçındığını, sözleşmede belirtilmiş olsa dahi erken kapama komisyon bedeli ve ipotek fek ücreti gibi masrafların banka tarafından tahsil edilmiş olmasının genel işlem koşullarına açıkça aykırı olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, erken kapama komisyonu ve BSMV bedeli bakımından 12.000,00 TL, dosya masrafı için 1.000,00 TL ve ipotek fekki masrafı için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra sunduğu ıslah dilekçesi ile talebini 38.393,04-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili banka ile imzaladığı 08.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında Pınarbaşı Şubesinden krediler kullandığını, kredi taksitlerini bir süre ödedikten sonra kapatmak istediğini, bu kapsamda bakiye meblağın erken kapama ücretinin bankada yer alan hesaplarından tahsil edildiğini, tahsil edilen tutarın davacının bilgisi dahilinde olduğunu, genel kredi sözleşmesinin faiz, komisyon, masraf, vergi, resim, harç ve fonlar başlıklı 12.3. maddesinde masrafların davacı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, davacının tacir olduğunu ve ticari krediler kullandığını, erken kapama ücretlerinin tahsili suretiyle kredilerinin erken kapatılması konusunda davacının müvekkili bankaya göndermiş olduğu talimatları dilekçe ekinde sunduklarını, kredi işlemlerinde komisyon, ücret ve masraf talebinin bankanın yasal hakkı olduğunu, müvekkili bankanın Merkez Bankasına bildirilmiş olduğu komisyon ve masraf listesinde erken kapama ücretinin % 5 olarak belirlendiğini, davacıya da bu oranların uygulandığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince, “…..Davalı bankanın BDDK’ya bildirdiği ve yayınladığı masraf komisyon cetvellerinde erken ödeme komisyon oranının kredinin kapama bakiyesi üzerinden %5 olarak belirtildiği, 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesinde; ‘Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar’ şeklinde değiştirildiği, bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü gerektiği, somut olayda, davalı bankanın, kredinin erken ödendiği tarih olan 12.10.2015, 13.10.2015 ve 15.10.2015 tarihleri itibariyle, Merkez Bankasına, bu nitelikli krediler için bildirdiği erken kapama komisyon oranı % 5 olup; taraflar arasındaki imzalanan muhtelif tarihli 6 farklı genel kredi sözleşmesinin Faiz ,Komisyon, Masraf, Vergi, Resim Harç ve Fonlar başlıklı 12.3. maddelerinde; ‘Müşteri, iş bu sözleşme uyarınca kullandığı ve kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret, KKDF gibi sair teferruat ve ayrıca yasalarla yetkilendirilmiş yetkili mercilerce tayin edilen miktar ve oranlarda gider vergisi, sair vergi, resim, harçları nakden ve hesabın ödemeyi taahhüt eder.’ hükmünün bulunduğu, erken kapama komisyonunun dosyada bulunan kredi kapama belgelerine göre %5 oranı üzerinden tahsil edildiği, davalı bankanın, Merkez Bankasına bildirdiği azami oranı geçmeyecek şekilde erken kapama komisyonu tahsil ettiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ‘erken ifa’ başlığını taşıyan 96. maddesinin, (818 Sayılı Kanun 80. madde) borçlunun, erken ifa sebebiyle kanun sözleşme ya da adet gereği olmadıkça indirim talep edemeyeceğine ilişkin hükmü birlikte değerlendirildiğinde, davacıdan erken kapama nedeniyle fazladan komisyon tahsil edildiğinden söz etmek mümkün olmayacağından, bilirkişi raporu doğrultusunda davacıdan dosya masrafı ve ipotek fekkine dair bir kesintinin bulunmadığı anlaşıldığından DAVACININ DAVASININ REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, “….Türk Borçlar Kanunu’nun genel işlem koşulları başlıklı 20. maddesinde de belirtildiği üzere sözleşmenin yapıldığı sırada düzenleyenin karşı tarafa bu koşulların varlığı konusunda açıkça bilgi verip, öğrenme imkanı sağlaması ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesi gerektiği, aksi halde genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, davalı bankanın müvekkiline karşı gerekli aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği, kaldı ki, sözleşme yapılırken güçsüz konumda bulunan müvekkiline müdahale hakkı verilmeyeceğinin de izahtan vareste olduğu, her ne kadar bir an için müvekkilinin basiretli tacir olduğu düşünülecek olsa da, davalı bankanın müvekkilinden daha güçlü bir konumda olduğunun gözden kaçmaması gerektiği, davalı bankanın hakim durumunu kötüye kullandığı, haksız ve kötüniyetli olarak komisyon ücreti tahsil ettiği, Yargıtay 11 HD’nin 2016/7616 E.-2017/6215 K. sayılı kararının da beyanları doğrultusunda olduğu, öte yandan; erken kapama komisyon oranı belirlenirken diğer bankaların erken kapama komisyon oranları incelenerek, bu oranların ortalamasının alındığı ve hesap edilen oranın, bankaların komisyon olarak alabileceği makul tutar olarak adlandırıldığı, ancak yerel mahkemenin yanlış değerlendirme ile tahsil edilen %5′ lik erken kapama komisyon oranının, makul oran olduğuna karar verdiği, halbuki Merkez Bankası verilerine göre 12 banka tarafından tahsil edilebilecek erken kapama komisyon oranları ortalamasının %3.5′ e tekabül etmekte olduğu, dolayısıyla davalı bankanın ortalama tahsil edilebilecek oranın dahi üstünde tahsil ettiği %5′ lik fahiş komisyon oranının hakkaniyete aykırı olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere, genel işlem olarak kabul edilmemesi halinde de, akdedilen sözleşme içeriğinde; kullanılan kredi dolayısıyla tahsil edilecek masrafın ve erken kapama komisyon oranının belirli olması durumunda dahi bu konuda tahsil edilebilecek miktar oranı belirlenirken, öncelikle başkaca bankaların uygulamaları araştırılarak karşılaştırma yapılması ve tahsil edilen tutarın hakkaniyete uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7538 E.- 2016/7764 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, kararın eksik incelemeye dayalı olduğu….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kredilerin erken kapatılması nedeniyle haksız tahsil edildiği iddia edilen erken kapama bedeli, komisyon, BSMV ücreti, dosya masrafı ve ipotek fekki masrafının iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin 05.07.2017 tarihinde sunduğu dilekçesi ile, gelen belgelere göre müvekkilinden dosya masrafı ve ipotek fek masrafı alınmamış olduğunu gördüklerinden, bu yöndeki taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği anlaşılmış olup, bu hususun istinaf konusu da yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, somut uyuşmazlıktaki gibi ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan erken kapama komisyon ve masraflarının hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir (Bu yönde bknz. Yargıtay 11 HD 2016/13435 E.-2018/4728 K., 2018/3220 E.-2019/4725 K).
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmelerine göre bankanın komisyon ücreti alabileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre davalı bankanın sözleşme ve bankacılık teamüllerine göre davacıdan erken kapama komisyonu talep edebileceği, ancak net olarak hangi oranda komisyon uygulanacağı konusunda belirleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalı bankanın TCMB’na bildirmiş olduğu ticari kredi erken kapama komisyon oranının %5 olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre de davalı bankanın davacıdan %5 oranına göre erken kapama komisyon ücreti almış olduğu anlaşıldığından, davalı banka işleminde usule aykırı bir yön bulunmamakla, yerel mahkemece davanın reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/869 Esas-2018/1134 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.