Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1108 E. 2022/533 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1108
KARAR NO : 2022/533

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/08/2016 (Dava) – 18/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/981 Esas – 2018/1356 Karar
DAVA :Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 24/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarihli 2016/981 Esas ve 2018/1356 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/02/2016 tarihinde … ili, … İlçesi, … mevkiinde bulunan otel inşaatında şantiye sahası içerisinde çalışan davalı … Şti.ne ait sürücü … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı … şirketince zorunlu trafik poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı kamyonun, davacıya ait, operatör … sevk ve idaresinde bulunan … tescil plakalı iş makinesine çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, davacı tarafından aracın hasarının giderimi için davalı … şirketine yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyasında, hasarın karayolu dışında meydana gelmesi nedeniyle taleplerinin reddedildiğini, davacıya ait iş makinesinin … A.Ş tarafından tanzim edilen kasko poliçesi kapsamında 22/395,59 TL (kdv dahil) hasar tespit edildiğini, ancak 6.424,38 TL’ lik kısmının karşılandığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.424,38 TL hasar bedeli (KDV ve işçilik dahil)100,00 TL değer kaybı bedeli ile 100,00 TL kazanç kaybı bedeline ilişkin maddi tazminat tutarlarının, davalı şirketten, kaza tarihi olan 26/02/2016 tarihinden, davalı … şirketinden ise 04/05/2016 hasar ret tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili 21/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğun, davacı Karayolları Trafik kanunun 97. Maddesi gereğince değer kaybı talebi için başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığını müvekkili şirketin zarardan poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının talebinin trafik sigortası genel şartları uyarınca teminat dışı bulunduğunu, kazanç kaybının dolaylı zararlardan olması nedeniyle poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, davacının onarım masrafları ile kazan kaybı talebinin fahiş olduğunu, davacı tarafının ekspertiz ücreti talebinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Şti. vekili 21/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin merkezinin Bursa ili olmasından dolayı davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı şirkete ait araç sürücüsünün asli tam kusuru ile kazanın meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait … plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru olmadığını, olayda dava dışı üçüncü kişilere atfedilebilecek herhangi bir kusur olup olmadığının araştırılması gerektiğini, kazanın oluş şekline dair tutulan tutanaklar kusur konusunda değerlendirme yapmaya elverişli olmadığını, mahallinde keşif yapılması gerektiğini, davacı şirkete ait araçta oluşan hasar miktarının da fahiş olduğunu davacı aracının kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi tarafından yapılan 22.395,59 TL ödeme ile gerçek hasar miktarının fazlasıyla karşılanmış olduğunu, kazayla hasar arasında uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı aracında tamir sonunda değer kaybı oluşmadığını, araçta meydana gelen hasarlardan diğer davalı … A.Ş.nin sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece;”…meydana gelen 26/02/2016 tarihli trafik kazasında davalı … ŞTİ adına kayıtlı olup, diğer davalı … A.Ş ye 13/01/2016-2017 tarihleri arasında 3110000151644631 sayılı ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı … model … marka vinçli açık kasa kamyon tipi , dava dışı Fetullah Kara ‘nın % 100 asli tam kusurlu olduğu, davacı şirket adına kayıtlı aracın kazanın oluşumunda kusursuz oldugu 17.340,54 TL hasar 5000 TL değer kaybının olduğu, kazanç kaybının 3000 TL olup, 8268,41 TL lik ödemenin yapıldığı…” gerekçesiyle; ”…Davanın kabulü ile, 17.072,14 TL den (poliçe limitleri dahilinde, 3.000,00 TL’ lik kazanç kaybı bedelinden sigorta şirketi sorumlu olmayarak sadece davalı … Şti.’ nin kaza tarihi olan 26/02/2016 tarihinden itibaren) işleten davalı … Şti. tarafından 26/02/2016 kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi açısından ise, 17/05/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araç sürücüsüne atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur durumunu belirlerken dikkate alınan belgelerin davacı tarafından tahrif edilmiş olduğunu, hasarın mezkur kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasarının fahiş olarak belirlendiğini, hasarlandığı iddia olunan parçaların birim fiyatlarının ve yine işçilik bedellerinin piyasa rayiçlerinin üzerinde hesaplandığını, yapılan tamirat nedeniyle sigortalı araçta oluşabilecek kıymet artışının, gerçek zararın tespiti aşamasında gözönünde tutulması gerektiğini, aracın saatlik kira bedelinin 125,00-TL olduğu iddia edilse de bu iddianın somut kanıtlarla desteklenmediğini, kazanç kaybı hesaplanırken ; davacı yanın aracın kullanılmadığı günlerde yapmadığı yakıt gideri, olağan bakım gideri, sürücü gideri ve meydana gelmeyen yıpranma payının (kabul anlamına gelmemek üzere) kazanç kaybı tutarından düşülmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Yerel Mahkemece 17.072,14-TL üzerinden hüküm kurulmuş olup gerekçeli kararın hüküm başlıklı kısmının 2.bendinde müvekkilinin 11.548,84-TL harçtan sorumlu tutulduğunu, iş bu hususun da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan ekspertizde, şantiye sahasının Pamucak-Kuşadası yolu üzerinde olduğu, Pamucak yolundan şantiye tali yol ile girildiği, şantiye girişinde bariyer ve bekçi olduğu giren-çıkan tüm taşıtların kontrol edildiğinin tespit edildiğini, otel inşaatı şantiye sahası içinde hizmet veren oto kurtarma aracı olarak tanzim edilmiş ancak vinç aksamı sebebiyle inşaatta yükleme/boşaltma/aktarma işleri yapan sigortalı … Şti. firmasına ait … plakalı … marka … tipi aracın yetersiz manevra yaparak geri gidişinde şantiye sahası içinde bulunan … Şti. firmasına ait … plakalı … marka … tipi … forklift iş makinesine çarptığı kanaatinin elde edildiğini, iş makinesinin üzerinde yapılan ekspertizde çarpışma sebebiyle hasarlandığı beyan edilen parçaların değiştirilmiş olduğu, parçalarda oksitlenme veya korozyon bulunmadığı, parçaların yeni olduğunun tespit edildiğini, otel inşaatı şantiye sahası içinde meydana gelen uyuşmazlık konusu olaya ilişkin taleplerin teminat dışı değerlendirilmesi gerektiğini, maddi hasar için hükmedilen tazminat tutarı fahiş olup, kabulünün mümkün olmadığını belirterek, kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Bir rizikonun meydana getirdiği zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3. maddesinde, karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 2/2. maddesinde, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık alanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrolü kara yollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından karayolu olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda, davalılardan sigorta şirketi vekili, davalı şirkete ait aracın, müvekkili şirket nezdinde 13/01/2016-13/01/2017 tarihleri arasında geçerli bulunan zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınmakla birlikte, olayın karayolunda meydana gelmediğini, otel şantiye sahası içinde kaldığını, bu nedenle rizikonun teminat dışında kaldığını savunmuş ise de, mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2011 tarih ve 2010/ 7847 Esas, 2011/1728 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
O halde mahkemece, olay yerinde keşif yapılarak, kazanın meydana geldiği yerin, yukarıdaki açıklamalar ışığında karayolu sayılan bir yer olup olmadığı, bu suretle rizikonun teminat kapsamında kalıp kalmayacağı saptanarak, karayolu olduğu sonucuna varılırsa, aracın sebep olduğu hasarın zorunlu trafik mali sorumluluk sigortası teminatı dahilinde olduğu dikkate alınarak, aksi halde sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/12/2018 tarih ve 2016/981 Esas, 2018/1356 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf edenler tarafından istinaf başvuruları için yapılan giderlerin, yeniden yapılacak yargılama sonuda esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.