Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1093 E. 2022/388 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1093
KARAR NO : 2022/388

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2016 (Dava) – 20/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/775 Esas – 2018/1176 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2016/775 Esas ve 2018/1176 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, işleteni olduğu ancak dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı araca 14/02/2015 tarihinde Gaziemir yönünden Yeşillik Caddesi yönüne seyir halindeyken döner kavşağa geldiğinde Gaziemir yönüne doğru seyreden dava dışı … yönetimindeki … plakalı aracın müvekkilinin yolcu olarak içerisinde bulunduğu araca çarptığını, müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsünün asli, … plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybının % 41,2 oranında olduğunun belirlendiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi bulunmadığı için davayı davalı … karşı da yönelttiklerini, … plakalı aracın ise ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, müvekkili tarafından davalılara ayrı ayrı başvuru yapıldığını, ancak evrak eksikliği nedeniyle bu başvurulara olumlu cevap verilmediğini, davalı sigorta şirketinin cevabı yazısına göre eksik evraklardan birinin de sağlık raporu olduğunu, kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam raporun alınabilmesi için tedavi sürecisinin bitmesi ve en azından kaza üzerinden bir yıl geçmemiş olması gerektiğini, müvekkilinin yasanın öngördüğü başvuru şartını yerine getirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 2.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 31/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 21/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar doğrultusunda ıslah ettiklerini, toplam 48.423,10-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi (olan ödeme tarihi) 15/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davadan önce davacı tarafça Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/646 Esas sayılı davanın açıldığını ve aynı alacak kalemlerinin istendiğini, bu dosyaya sunulan sulh protokolü ile davacıya ödemeler yapıldıktan sonra maddi tazminat ve fer’i istekler yönünden davadan karşılıklı olarak feragat edildiğini, davacının müvekkilini ibra ettiğini, böylece müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını ve Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 19/01/2016 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, böylece davacının tazminat isteğinin düştüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; 2918 sayılı KTK’nın 92. maddesine eklenen (g) ve (i) bentleri ile 01/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6/b bendi gereğince sürücü ölümlerinden kaynaklı olarak müvekkili aleyhine açılan davaların reddi gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacıya müvekkili tarafından tazminat ödemesi yapılmadığını, alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini, kazada … plakalı araç işleteni olan davacı …’ya ait aracın sürücüsü olan …’nun asli kusurlu olduğunu, kusurlu aracın işleteni tarafından ileri sürülecek isteklerin teminat dışında kaldığını, müvekkilinin yaptığı ödemeler için sigortası bulunmayan aracın sürücüsüne, işletenine ve diğer sorumlularına rücu edeceğini, davacıya maluliyeti ile ilgili bir ödeme yapılması durumda bu kez kusurlu aracın sahibi olarak kendisine rücu edilebileceğini, böylece alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere olayda hatır taşıması bulunduğunu, zararın davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece,”… davalı … A.Ş. hakkındaki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, davalı … hakkındaki davanın esastan reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi karar gerekçesinde zarar gören davacının aynı zamanda işleten olduğu ve 3. kişi konumunda olmadığını, alacaklı borçlu sıfatının birleştiğini belirtmişse de, 2918 sayılı KTK’nun 91-99 maddelerinde yer alan Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’ndan (kural olarak) zarar gören “üçüncü kişiler” yararlanacağını, ancak, Yasa’nın 92.maddesi (b) bendinde özel ve ayrık bir hükme yer verilmiş; işleten ve sürücünün yakınları da “üçüncü kişi” kabul edilip, onların “mal “ zararları dışındaki “can“ zararları sigorta kapsamına alındığını, Yasa’nın 92 maddesi (b) bendinde, işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin) “her türlü zararları” değil, yalnızca “mallarına” gelen zararların sigorta kapsamı dışında bırakıldığını, buna karşılık “canlarına” gelen zararlar sigorta kapsamında olduğunu, anılan yakınların, işletenler destekten yoksunluk ve bedensel zararlar söz konusu olduğunda “üçüncü kişi” konumunda olduğunu, işleten ve sürücü yakınlarının can zararları sözkonusu olduğunda, Trafik Sigortasından tazminat alabileceklerini, ilk derece mahkemesince davanın konusu olan kaza nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın öncesinde davalı … A.Ş.’ye karşı açılan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/646 Esas ve 2016/3 Karar sayılı dava dosyasında dava konusu edildiğini, davacı vekilinin 19.01.2016 tarihinde sunduğu dilekçesiyle davasından feragat ettiğini, işbu davada ileri sürdüğü isteği davalı … A.Ş.’ye karşı yeniden ileri süremeyeceğinden bahisle davanın kesin hüküm nedeniyle reddolunduğunu, ancak sürekli işgöremezlik oranında her artış yeni bir olgu, yeni bir dava konusu olduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmamasının gelecekte artan zararın istenmesini engelleyen kesin hüküm olamayacağını belirterek, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; 14/02/2015 günü, tescil maliki davacı olan, kaza sırasında dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Gaziemir istikametinden İzmir merkez istikametine doğru seyir halinde iken, kaza mahalline geldiğinde Buca köprüsü istikametinden, Gaziemir istikametine doğru seyır halinde bulunan, maliki … olan kaza sırasında sürücüsü …’ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği; kazada ZMMS sigortası bulunmayan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan ve aracın işleteni olan …’ nın yaralandığı; kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile davalı … A.Ş. tarafından kaza tarihini de kapsayacak şekilde 16/01/2015-16/01/2016 tarihleri arasında teminat kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 09/01/2018 tarihli kusur raporunda özetle; sürücü …’nun %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli derecede kusurlu olduğu; davalı taraf sürücü …’ ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında tali derecede kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı … A.Ş. vekilinin dayandığı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/646 Esas ve 2016/3 Karar sayılı dava dosyasında aynı kaza nedeniyle davacı tarafça … A.Ş. hakkında bedensel zarara ilişkin 10.000,00 TL maddi tazminatın tahsili istemiyle açıldığı, dava tarihinin 23/11/2015 olduğu, davacı vekilinin 19/01/2016 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirdiği, mahkemece 19/01/2016 tarihli karar ile “davanın feragat nedeniyle reddine” karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek 02/03/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
1-Davacı vekilinin davalı … A.Ş. yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Davacı vekili her ne kadar istinaf itirazında aldırılan bilirkişi raporunda müvekkilinin iş göremezlik oranının daha yüksek çıktığını, sürekli iş göremezlik oranında her artışın yeni bir olgu, yeni bir dava konusu olduğunu, zarar görenin önceki davada hakkını saklı tutmamış olmasının yeni bir dava ile artan zararını istemesini engelleyen bir kesin hüküm teşkil edemeyeceğini belirtmiş ise de; dava konusu kaza nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın eldeki dava öncesinde davacı tarafından davalı … A.Ş.’ye karşı açılan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/646 Esas ve 2016/3 Karar sayılı dava dosyasında dava konusu edildiğini, davacı ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenen, içeriğine ve altındaki imzaya davacı tarafça itiraz edilmeyen 07/01/2016 tarihli protokolde, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu belirtilmeksizin ve herhangi bir çekince konulmaksızın davacı “davaya konu talep nedeniyle her nam altında başka alacağı kalmadığını davalı sigortayı gayrıkabili rücu ibra ettiğini” beyan etmiş; protokole istinaden davacı vekili mahkeme dosyasına 19/01/2016 tarihinde sunduğu dilekçesiyle, müvekkilinin davalı ile uzlaşması nedeniyle müvekilinin talimatı doğrultusunda davasından feragat ettiğini ve dava ile ilgili taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği; feragat dilekçesine dayanarak mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, tarafların verilen kararı temyiz etmemeleri nedeniyle kararın 02/03/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış, diğer taraftan davacı vekilinin dava dilekçesinde artan maluliyet nedeniyle tazminat talebinde bulunduklarını da beyan etmediği nazara alınarak; mahkemenin bu davalı yönünden açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazının reddine karar verilmiştir.
2-Davacı vekilinin davalı … yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı …, kazaya %75 kusuru ile neden olan araç işleteni ve davalı da kazaya neden olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası olmaması nedeniyle sorumlu olduğu kurum olup, davacı … işleteni olduğu araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kaza nedeniyle yaralanmış olması nedeniyle davalıdan maddi tazminat talep etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür.
Kaza tarihinde yürürlükte olan ZMMS Genel Şartlar’ın A.3-b maddesinde açıkça, “işleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” teminat dışında kalan haller olarak gösterilmiş olup, işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğu düzenlenmiştir. O halde davacının araç işleteni olarak, üçüncü kişi olduğu söylenemez.
ZMMS sigortası bulunmayan aracın işleteni davacı olup, 2918 sayılı KTK’nın 85/son maddesindeki düzenleme gereğince davacı işleten, aracın sürücüsü olan kişinin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacaktır. Davacının işleteni olduğu … plakalı aracın sürücüsü ise alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu kazanın oluşunda % 75 oranında kusurlu olup, 3. Kişi konumunda bulunmayan davacının 6098 sayılı TBK’nın 135. maddesi gereğince alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiş olduğundan, mahkemece bu davalı yönünden yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetli olduğundan, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön bulunmamakla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2016/775 Esas ve 2018/1176 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022