Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1086 E. 2022/374 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1086
KARAR NO : 2022/374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2017 (Dava) – 04/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/548 Esas – 2018/1269 Karar
DAVA :Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 03/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2018 tarihli 2017/548 Esas ve 2018/1269 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/02/2012 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … plakalı park halindeki aracı ile geri geri giderken, arkadan geçmekte olan müvekkili …’a çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında yaya olarak bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza sonucunda … Devlet Hastanesi ile … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, söz konusu kazanın, Menemen Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2012/1616 soruşturma 2012/552 karar numaralı dosyası üzerinden soruşturmasının yürütüldüğünü, kaza ile ilgili görgü tespit tutanağı düzenlendiğinden kusur durumu hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamadığını, kusur durumunun yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu İle netlik kazanacağını, … plaka, sayılı aracın davalı … şirketince kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesinin bulunduğunu, davalının anılan zarardan poliçe kapsamı nedeniyle sorumlu olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını ve müvekkili kuruma dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılması şartı getirildiğini, gerekli evraklarla başvuru yapılmadığından, işbu davanın usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 23.12.2011-2012 tarihlerini kapsamak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, işbu poliçe ile kişi başına toplam 200.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili kurumun kural olarak zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve … plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;”…. davalı sigortanın sorumlu tutulabilmesi için sigortalı araç sürücüsünün kusurunun varlığının şart olduğu, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı sigortalı sürücünün kusurunun bulunmadığı ” gerekçesiye “…. davacının davasının reddine ….”şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükmün “miktar itibariyle kesin” olarak verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın kısmi dava olmayıp, belirsiz alacak davası olarak açıldığını, somut olayda davacı için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 200,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ise de, dava dilekçeleri ile; maluliyet oranı ve tazminat miktarının dava sırasında tesbit edilebileceğinin bildirildiğini, dolayısıyla davanın kısmi dava olarak kabulünün mümkün olmayıp, belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğunu, kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz veya istinaf kesinlik sınırı belirlenirken dava konusu edilen alacağın değerinin dikkate alınacağını, alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde kısmi davada kesinlik sınırının dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirleneceğini, belirsiz alacak davasında alacağın bir kısmının dava edilmesi ve mahkemece bu alacağa ilişkin davanın tümden reddedilmiş olması halinde davacı yönünden kararın kesin olduğundan söz edilemeyeceğini, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesince davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsünün ve davacı müvekkilin kazanın meydana gelişinde kusur durumlarının tespiti için dosyanın Ankara Karayolları Fen Heyetine tevdi edilmesi sonucu düzenlenen 05.02.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacı …’ın meydana gelen olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün ise olayda kusurunun bulunmadığından davalı … şirketinin de sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığını, raporda olayın geçtiği mahalde hız sınırının kaç olabileceği ve dava dışı sürücünün hızı ve başkaca etmenler araştırılıp değerlendirme yapılmadığını, ayrıca sokağa hayvan da çıkabileceğini, dava dışı sürücünün bunu öngörmesi gerekirken, raporda bir anlık dalgınlık, kendisinin göremeyeceğinin zor olduğunu hiç düşünmemekle gibi gerekçelerle davacı …’a 2918 sayılı KTK’nın m.68/b-2 hükmüne aykırılıktan tüm kusurun davacıya yüklenmesinin hatalı olduğunu, 09.04.2018 tarihli dilekçeleri ile, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdi edilerek yeniden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması yönünde itiraz etmelerine rağmen ilk derece mahkemesince taleplerinin reddolunduğunu, İlk derece mahkemesince eksik ve hatalı incelemeye dayalı hüküm kurulması nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar sebebiyle, zorunlu trafik sigorta poliçesine açılan maddi tazminat davasına ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince karar, kesin olarak verilmiş ise de; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olduğu gözetildiğinde, kararın kesin nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülüp sonuçlandırılması, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz olarak toplanıp değerlendirilmesi ile mümkündür.
6100 sayılı HMK’nın 288. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur. Keşif kararı, mahkemece sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen alınır.” hükmü gereğince iddia ve savunmaya göre, hakim, gerekli görüyor ise re’sen de keşif kararı vermek suretiyle uyuşmazlığın esasını çözme hak ve yetkisini haizdir. Mahkeme, taraflarca hazırlanma ilkesinin uygulandığı davalarda da kendiliğinden keşfe karar verebilir. Özellikle hakim, davayı aydınlatma ödevi (HMK’nın 37. maddesi gereği) ilkesi gereği olarak toplanan delillere ve tarafların iddia ve savunmalarına göre keşif yapılması gerekiyor ise keşfe karar vermelidir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/3974 Esas, 2018/9760 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
Somut olayda, davacılar vekili, dava dilekçesi ile hastane evrakları Menemen CSB 2021/552 soruşturma sayılı dosyası, kaza ile ilgili tutanaklar, poliçe, yemin ve her türlü yasal delile dayanmış, aynı delilleri 22/06/2017 havale tarihli delil dilekçesinde de mahkemeye sunmuştur. Yargılama sırasında istinabe yoluyla Karayolları Fen Heyetinden alınan 05/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre; davacı taraf süresi içinde itiraz ederek, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden yeniden rapor alınmasını ve mahallinde keşif yapılmasını talep etmiş, mahkemece aynı oturum da davacı vekilinin dava ve cevaba cevap dilekçesi ile tanık ve keşif deliline dayanmadığından anılan taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının oluşumunda kusur durumunun ve davacı …’ın sürekli ve geçici iş göremezliğinin tespiti gerektiğine göre, bu kapsamda davacının ispat hakkını etkin biçimde kullanmasını teminen, kaza mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu aldırılarak, değerlendirme yapılması gerektiğinden, keşif avansının yatırılması için davacılar vekiline süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş, usul hükümlerine uygun biçimde kaza mahalinde keşif icra olunarak, olayın meydana geliş şekli tam olarak açıklığa kavuşturularak, davacılar vekilinin Karayolları Fen Heyetinden alınan bilirkişi raporuna itirazlarını kapsar şekilde ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2018 tarihli ve 2017/548 Esas – 2018/1269 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.