Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1084 E. 2022/400 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1084
KARAR NO : 2022/400

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2017 (Dava) – 22/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/1134 Esas – 2018/1194 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2018 tarihli 2017/1134 Esas ve 2018/1194 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.07.2017 tarihinde davadışı …’e ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait olup onun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsünün aracının uzunluğunu ve kamyonet vasfını gözetmeden hareket etmek suretiyle müvekkilinin aracına sol yan kısmından çarptığını, kaza tespit tutanağı ile de sigortalı araç sürücüsünün işbu trafik kazasına asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, davalı …’in kusuru ile kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü ve kaza tarihindeki araç işleten sıfatıyla, davalı sigorta şirketinin ise, ZMMS poliçesi nedeniyle kaza neticesi oluşan maddi zarardan sorumlu olduğunu, Alman trafiğine kayıtlı müvekkili aracının kaza sonrası tamir masrafının Almanya’da bulunan … Bilirkişi Bürosu tarafından düzenlenen 25.08.2017 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 8.600,76 EUR olarak tespit edildiğini, davalılar gerçek zararı ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemeleri gerektiğini, müvekkilinin aracı yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgahı da Almanya olduğundan araçtaki zararın Almanya rayiç değerlerine göre EURO üzerinden belirlenmesi gerektiğini, ayrıca, araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkili tarafından 895,36 EURO ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketinin KTK 99.maddeye göre 22.09.2017 tarihinde temerrüde düşmüş olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak şartıyla, 8.600,76 EURO maddi tazminatın davalı … bakımından kaza tarihi olan 24.07.2017 tarihinden, davalı sigorta şirketi bakımından ise 22.09.2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limitiyle ve sigortalının kusuruyla sınırlı olduğunu, davacının kusuru ve zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının istediği zarar miktarının fahiş olduğunu, gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, kusur bakımından ATK’ dan rapor alınmasını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini beyanla, davanın reddi talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin HMK 16. madde nedeniyle yetkisizlik kararı vermesini talep ettiğini, açılan işbu davada tazminat olarak talep edilen tutarın davacı tarafın yurt dışında aracını yaptırması sebebiyle ödediği bedel olduğunu, ancak bu tutarın ne kadarının aracın yaptırılması için zorunlu masraf ne kadarının lüks masraf olduğunun belli olmadığını, mahkeme tarafından bu hususun araştırılarak tespit edilmesini talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen bu tutar doğru olsa bile 33.000,00 TL’ ye kadar kendi sigorta şirketinin sorumluluğu olduğunu, mahkemenin davayı bu tutar üzerinden kabul etse bile 33.000,00 TL’lik kısımdan sorumlu tutulmamasını talep ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…Kusur ve tazminat hesabının belirlenmesi amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alındığı, buna göre davalının % 100 kusurlu olan … plakalı aracının ZMMS sigorta poliçesinin diğer davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilmiş olduğu, TTK 1409 uyarınca sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, kaza tarihi itibariyle maddi kazalarda araç başına 33.000,00 TL teminatın bulunduğu, dosya içindeki ekspertiz raporunun incelendiği, davalı sigorta şirketinden sigorta poliçesinin getirtildiği, ticaret sicil kaydı, hasarı gösteren fotoğraflar, ihtarname ve tüm belgelerle, kusur ve tazminatın belirlenmesi amacıyla bilirkişi heyetinden alınan 10/07/2018 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı sürücünün meydana gelen trafik kazasında yeterli dikkat ve özeni göstermediği ve 2918 sayılı KTK’ nın 53/1A maddesince %100 kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün trafik kazasının meydana gelmesinde kusursuz olduğu, davacıya ait … plakalı aracın KDV dahil 8.600,76 Euro zararının olduğu ve bu miktarın poliçe teminat limiti 33.000,00 TL dikkate alınarak Euro’ nun kur hesabı yapılmak suretiyle davalı sigorta şirketi yönünden 7.623,888 Euro olmak üzere davalı … yönünden kaza tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren 8.600,76 Euro, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 22/09/2017 tarihinde itibaren, yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre yönetilecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme günündeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru tutarı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının yapmış olduğu 895,36 Euro’ luk bilirkişi ücretinin dava tarihindeki 4,3285 Euro karşılığı ile çarpılmak suretiyle bulunan değerin yargılama giderlerine eklenmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair hüküm tesis edilmesi gerekmekle; DAVANIN KABULÜ İLE, davalı … yönünden kaza tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren 8.600,76 Euro, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 22/09/2017 tarihinden itibaren -teminat limiti 33.000,00 TL dikkate alınarak- dava tarihindeki Euro’ nun kur hesabı yapılmak suretiyle 7.623,888 Euro’ nun yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı sigorta şirketi vekili tarafından, “…Mahkemece alınan rapordaki sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranını kabul etmedikleri, kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmamış olduğu, dolayısıyla eksik inceleme sonucu oluşturulan raporun kabulünün mümkün olmadığı, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin her durumda araştırılmasının gerektiği, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığının da ayrıca belirlenmesi gerektiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasını talep ettikleri, ayrıca hesaplanan hasar bedelini de kabul etmedikleri, davacının işbu dava dosyasında oldukça fahiş bir miktar talep etmiş olup, bu şekilde müvekkili aleyhine zenginleşeceğinin açıkça ortada olduğu, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğu, yapılacak yeni bir bilirkişi incelemesi ile davacı tarafından talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunun sübuta ereceği, kaldı ki; hasar bedeli hesaplaması yapılırken eklenen %19 KDV oranının da oldukça yüksek olduğu, hesaplamaya dahil edilen onarım işçilik ücretlerinin fahiş olduğu, alınan bilirkişi heyet raporunda sadece davacı yan tarafından gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinin baz alınmış olup, aracın piyasa rayiç değeri incelemesinin yapılmadığı, dolayısıyla eksik inceleme ile hasar miktarının ve davacıya ait … plakalı aracın onarımının uygun olduğu saptamasının yapıldığı, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 maddesi uyarınca sigortacının hukuki sorumluluğunun gerçek zararla sınırlı olup, poliçede gösterilen ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların muaccel ve maktu meblağlar olmadığı, sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamının değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptanarak ödenebileceği, müvekkili şirketin hasar tespiti için davacının yaptırmış olduğu bilirkişi masrafından sorumlu tutulmasının kabulünün mümkün olmadığı, davacının müvekkili şirkete ihbar yükümlülüğünü usulüne uygun yerine getirmediği gibi, yargılama öncesi yapılan harcamaların sorumlusunun da müvekkili olmadığı, müvekkili şirketin yokluğunda, tek taraflı beyana dayanarak yapılan işbu bilirkişi raporunun mahkeme tarafından yapılan tahkikat neticesinde yargılama gideri olarak nitelendirilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle araçtaki maddi hasarın karşı araç zorunlu trafik sigortacısından ve araç işleteni/sürücüsünden tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, Almanya’da yapılan ekspertiz incelemesi asıl ve tercümelerinin dosya arasına alınmış olduğu, bilirkişi heyetinden kusur ve hasara ilişkin rapor alındığı, alınan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu, raporda belirlenen kusur durumunun kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olup davalı vekilinin bu husustaki itirazının somutlaştırılmış bir nedene dayalı olmadığının görüldüğü, bu nedenle mahkemece alınan raporda da aynı yönde görüş bildirilmesi karşısında kusura yönelik itirazın reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Hasar bakımından da dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile, davacı aracının yabancı plakalı olmasına ve davacının Almanya’da ikamet etmesine göre, mahkemece alınan bilirkişi raporunun aracın Almanya’daki piyasasına ve geçerli KDV oranlarına göre düzenlenmiş olmasında usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmemiş olup, hasar tespitine dair raporun hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle, bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1134 Esas – 2018/1194 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.908,00-TL istinaf karar harcından peşin alınan 636,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.272,00-TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2022