Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1083 E. 2022/573 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1083
KARAR NO : 2022/573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2016 (Dava) – 26/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/15 Esas – 2018/1431Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 tarihli 2016/15 Esas ve 2018/1431 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;18/08/2015 günü, davacı sürücü … yönetimindeki … yabancı plakalı otomobil ile Afyonkarahisar yönünden, Denizli yönüne seyir halinde iken, önde seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı davalı şirkete sigortalı çekici ve … plakalı yarı römorklu aracın sağ arka köşe kısmından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının aracı yabancı plakalı olduğundan ve daimi ikametgahı da Almanya ülkesi bulunduğundan araçtaki zararın da Alman Rayiç değerlerine göre belirlenmesi ve zararının tazmininin de Euro üzerinden hesaplanması gerektiğini bildirerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000 Euro maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinden temerrüte düşdüğü 14/12/2015 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, davacının bilirkişi ücreti olarak ödediği 100,00 Euro nun karar tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalının kusuru ve poliçe limiti oranında olduğunu, kusurun ATK Trafik İhtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin gerçek zarardan sorumlu olduğunu bildirerek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece;”…. Davanın kabulü ile 5.000,00 Euro maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 14/12/2015 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak tahsiline,( davalı sigortanın kaza tarihindeki poliçe teminat limitinin Euro karşılığının tazminat tutarını karşıladığı dikkate alınarak )
Davacının;dava açılmadan önce bilirkişi ücreti olarak yatırmış olduğu, bilirkişi ücreti olan 100 Euro’ nun yargılama gideri olarak, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası Karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,… ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı; davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanıkların yemin etmeden beyanlarına başvurulduğunu, bilirkişilerce kazanın oluşumuna ilişkin şoförlere ait kusur durumlarının net bir şekilde tespit edilmediğini, tanık beyanları ile kaza tespit tutanağındaki çelişkilerin giderilmediğini, ayrıca; mezkur raporda dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların da dikkate alınmadığını, kusur durumlarının aydınlatılması anlamında keşif gerçekleştirilmediğini, dolayısıyla işbu raporun eksik inceleme sonucu oluşturulduğunu, hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, yeni kusur durumunun tespiti ile kusur oranları arasında bulunan çelişkilerin giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınması gerektiğini, bilirkişilerce piyasa rayiç değeri, hasar miktarı araştırılmadan, hasar bedelinin fahiş tespitine sebebiyet verdiğini, yerel Mahkeme tarafından; davacıya ait aracın gümrüğe kati olarak terk edildiğinden aracın sovtaj değerinin hasar miktarından mahsup edilemeyeceğinin hatalı olduğunu, davacının Almanya ülkesinde yaptırmış olduğu bilirkişi masrafından sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın (hasar bedeli) tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm; davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası 18/08/2015 tarihinde, maliki ve sürücüsü davacı olan Almanya trafiğine kayıtlı … plakalı aracın, önünde seyir halinde bulunan dava dışı … Şti ‘ne ait, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekiciye çarpması sonucunda, davacıya ait aracın hasarlanması şeklinde gerçekleşmiştir.
Dava konusu kazaya karışan plakalı araç, davalı sigorta şirketince 08/11/2014-08/11/2015 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olup, teminat limiti kaza tarihi itibariyle 26.800,00 TL olarak belirlenmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, yargılama sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 19/04/2018 tarihli raporda, davaya konu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, … aracın sürücüsü davacının kusursuz olduğu, davacıya ait aracın kati surette gümrüğe terki sağlandığından hasar durumuna ilişkin bir tespitin yapılamadığının bildirildiği, rapora itiraz üzerine Karayolları Fen Heyetinden alınan 06/07/2018 tarihli üçlü bilirkişi raporunda ise, 42 ANC 49 plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, … aracın sürücüsü davacının kusursuz olduğu, meydana gelen kazada davacıya ait … aracın tescilli olduğu Almanya koşullarında 5000- Euro hasar bedeli, sovtaj değerinin 1000 Euro, ekspertiz ücretinin ise 100,00 Euro olduğu bildirilmiştir.
1-Dosya kapsamında hükme esas alınan Karayolları Fen Heyetinin 06/07/2018 kusur raporunun, ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu ile uyumlu olup çelişki içermediği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- 6100 Sayılı HMK nın 26. Maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin Almanya’da yaptırdığı ekspertiz ücretinin, yargılama gideri olarak karar tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığının yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınmasını talep etmiş, mahkemece eksper ücreti yargılama giderlerine dahil edilerek, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası Karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Yargıtay 17. H.D’nin 21.11.2017 tarih 2016/17807E- 2017/10786K, 05.03.2015 tarih 2014/2413E- 2015/3870K ve 22.12.2014 tarih 2014/21991 E- 2014/19194 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere, Almanya’da yapılan ekspertiz masrafının, karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir.
Buna göre, ilk derece mahkemesince davacının Almanya’ da yapmış olduğu 100,00 Euro eksper giderinin, karar tarihi itibariyle TL’ na çevrilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle, kamu düzenine ilişkin nedenlerden ötürü kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
3-Davalı sigorta şirketince düzenlenen poliçe içeriğine göre, 18/08/2015 tarihinde gerçekleşmiş bulunan kazaya ilişkin olarak davalı sigorta şirketinin 26.800,00-TL poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğuna dikkat edilmeksizin, hükmedilen tutarın “14/12/2015 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak tahsiline,( davalı sigortanın kaza tarihindeki poliçe teminat limitinin Euro karşılığının tazminat tutarını karşıladığı dikkate alınarak )” denilmek suretiyle hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
4-Türk Mahkemeleri ile Yabancı mahkemeler arasında hukuki yardımın (istinabenin) caiz olup olmadığı, caiz ise nasıl yapılacağı devletler arası anlaşmalara, böyle bir anlaşma yoksa mütekabiliyet esasına göre belirlenir. Bu konudaki en önemli anlaşma 01/03/1954 günlü hukuk usulüne dair Lahey Sözleşmesidir. Türkiye 1972 yılında 1574 sayılı Kanunla Lahey Sözleşmesine katılmıştır. Anılan sözleşmeye katılan devletler arasında Almanya da vardır. Bu sözleşmenin 8-16. Maddeleri istinabeleri düzenlemektedir. Yabancı Mahkeme, Türk Mahkemesinin istinabe talebini yerine getirirken kendi ülkesinin usul kanununu uygular.
Davalı vekilince, Almanya’da dinlenen davacı tanık beyanlarının, yeminleri yaptırılmadan dinlendikleri hususu istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise de, kural olarak” her mahkeme kendi usul hükümlerini uygular ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olması, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmaz. Kaldı ki tanık delili takdiri delillerden olduğundan, tanık beyanlarının hükme esas alınması sonuca etkili görülmemiş, bu itibarla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
5-Davacıya ait araç, Adnan Menderes Gümrük Müdürlüğü’ nün 21/08/2015 tarihli yazısı ile kati olarak davacı yanca gümrüğe terk edilmiştir. Söz konusu aracın satışının sovtajından davacı yararlanamayacağından, sovtaj bedelinin hasar miktarından düşülmemesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı gözetildiğinde davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın anılan yönlerden kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2018 tarihli 2016/15 Esas ve 2018/1431 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KABULÜ ile 5.000,00 Euro hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinden 14/12/2015 temerrüt tarihinden itibaren, 3095 sayılı yasanın 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak (poliçe teminat limiti 26.800,00 TL ile sınırlı olmak üzere) tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.105,28 TL harçtan peşin alınan 54,94 TL peşin harç ile 220,00 TL ıslah harcı toplamı 274,94 TL harcın mahsubu ile 830,34 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınıp hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A. A. Ü. T. Uyarınca hesaplanan ve istinaf edenin sıfatı nazara alınarak 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 54,94 TL peşin harç, 220,00 TL ıslah harcı, 134,00 TL tebligat masrafı, 74,80 TL posta masrafı, 1500,00 TL bilirkişi ücreti ve 100,00 Euro ( ilk derece mahkemesinin karar tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL 100.00 X 6.0384 TL=603,84 ) ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 2.621,08- TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B)İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında, davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.