Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1082 E. 2022/405 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1082
KARAR NO : 2022/405

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2016 (Dava) – 18/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/546 Esas – 2018/1058 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarihli 2016/546 Esas ve 2018/1058 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı …/… arasındaki evvelden süregelen ticaret nedeniyle müvekkilinin pekçok kez ilgili firmadan alışveriş yaptığını ve satın aldığı ürün bedellerini bazen nakden bazen de kredi kartı ile ödediğini, bu güne kadar sorunsuz gelen bir ticaretlerinin olduğunu, son olarak taraflar arasında 04/03/2015 tarihli sözleşme yapıldığını ve müvekkilinin sözleşme gereğince toplamda 140.500,00-TL olarak …’a ait kredi kartı ile ödeme yaptığını, ancak müvekkiline teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediğini, …’ın müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin harcamanın iptal edilmesi için kredi kartı bankası olan davalı banka ile irtibata geçtiğini, banka tarafından ödemeye yazılı olarak itiraz etmesi gerektiği, ancak bu süre içinde de ekstreye yansıyacak olan borcun ödenmesi gerektiğinin söylendiğini, charge-back sürecinin bu şekilde başladığını, kredi kartı ekstresine yansıyan bu harcama bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, Uluslararası Visa ve Mastercard kuralları gereğince 45 ile 180 gün arasında sorunu çözümlemesi gereken davalı bankanın bugüne kadar müvekkiline olumlu veya olumsuz hiçbir şekilde bilgi vermediği gibi müvekkilinin süresinde itiraz ettiği ve ödediği harcama bedelini de iade etmediğini, bu nedenle davalı banka aleyhine İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/404 sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, takibe itiraz edildiğini, bankanın itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira uluslararası charge back kurallarının gayet açık olduğunu, bankanın müvekkilinin harcama itirazını derhal işleme koyarak takas sistemi üzerinden işyeri bankasına bildirmesi ve böylelikle pos bankasının üye işyerine ödeme yapmasını engellemesi, şayet ödeme yapılmış ise de bunun üye işyerinden tahsil edilerek itirazında haklı olan müvekkiline iadesinin gerektiğini, oysa müvekkilinin mağduriyetiyle baş başa bırakıldığını belirterek, takibe itirazın iptaline, 140.500,00-TL’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline ve davalı borçlunun %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya husumet yüklenemeyeceğini, anlaşmazlıkların tarafının müvekkili banka olmadığını, davadışı … ile davacı arasında çözümlenmesi gerektiğini, sorumluluğun bir zarar varsa bu durumdan fayda sağlayan ve dava konusu işlemi gerçekleştiren üçüncü kişilerde olduğunu, öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, harcama itirazı yapılan kredi kartının davacı adına mevcut ticari kredi kartı olduğunu, kullanıcısının firmanın tek ortağı ve temsilcisi olan dava dışı … olduğunu, 30.03.2015 tarihinde dilekçe ekinde sunulu imzalı form ile ulaşan harcama itirazının müvekkili banka tarafından BKM/VİSA/MASTERCARD kuralları ve 5464 sayılı BKKKK hükümleri kapsamında incelemeye alındığını, itiraz nedeninin mal ürün hizmet almadığı yönünde olduğunu, bu gerekçe ile chargeback süreci başlatıldığını ve firma bankasına itirazın iletildiğini, ancak firma bankasının itirazı “Anlaşmalı İşlem” TBB başvurusu Dosya no: 71 açıklaması ile reddettiğini, Türkiye Bankalar Birliği ve Türk Katılım Bankası Birliği Fiktif İşlem Değerlendirme Komitesinin kararında dilekçe ekinde detayları yer alan üye işyerlerinin fiktif işlem yaptığının tespit edildiğini, söz konusu alışverişin yapıldığı …nin fiktif işlem yapan işyerlerinden olduğunun görüldüğünü, itiraza konu işlemlerin öncesinde işlem tutarlarını karşılamaya yetecek şekilde para yatırılmış olduğunu, kredi kartlarının amaç dışı kullanımı suretiyle gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi, sözleşme, nakit ödeme belgesi ya da alacak belgesi düzenlendiğinin tespit edildiğini, işyerinin çalıştığı bankadan tahsil edilemeyen itiraz tutarı nedeniyle 10/07/2015 tarihli müvekkili banka mektubu ile davacının itirazının olumsuz olarak sonuçlandırıldığını ve davacı kart hamilinin de bilgilendirildiğini, ayrıca kart numarası ve şifrenin kart/ek kart hamilinin sahip olduğu işyerlerinde veya üçüncü kişiye ait olsa dahi aynı işyerinde sürekli olarak ticari amaçla kullanılmasının yasak olduğunu, kartın bu şekilde kullanılmasından doğacak her türlü sorumluluğun kart/ek kart hamiline ait olduğunu, kartın bu şekilde kullanıldığının tespiti halinde bankanın bilgi vermeden kartı iptal etmeye yetkili olduğunu, faiz isteminin de haksız olup, faiz talebine, türüne, oran ve başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini, ayrıca bir an için davacı yanın iddialarına itibar edilmesi halinde, davacı yan işbu alacak kalemi ile ilgili müvekkili bankayı dava dilekçesinin tebliği tarihinden temerrüde düşürdüğünden ancak bu tarihten itibaren faiz yürütülmesinin talep edilebileceğini, icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “….Somut olayda; davacı … Şti. temsilcisi … ile dava dışı …-… arasında 04.03.2015 düzenleme tarihli mal alımı sözleşmesi akdedildiği, davacı alıcı ile dava dışı satıcı …’ın 20.000 kg gevreklik pekmezli susamın 140.500.00-TL bedelle satın alınması konusunda anlaştıkları, satış bedelinin 68.500.00-TL’sinin 20.03.2015 tarihinde kredi kartı ile kalan 72.000.00-TL’sinin 24.03.2015 tarihinde kredi kartı ile yapılmasında mutabık kaldıkları, davacının, davalı bankadan aldığı ticari kredi kartına önce ödeme tutarlarını nakit olarak yatırdıktan sonra, kredi kartını dava dışı …/…’a ait POS cihazından kullanarak 19.03.2015 tarihinde 68.500,00 TL ve 23.03.2015 tarihinde 72.000,00 TL olmak üzere toplam 140.500,00 TL ödeme yaptığı, dava dışı satıcının malı teslim etmemesi üzerine ‘chargeback’ kuralları gereğince davalı bankadan yapmış olduğu ödemenin iadesini talep ettiği, davalı bankanın ‘itiraza konu işlemler öncesinde kredi ve banka kartına, işlem tutarlarını karşılamaya yetecek şekilde para yatırılması nedeniyle POS cihazları ve kredi kartlarının amaç dışı kullanılması suretiyle gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi, sözleşme, nakit ödeme belgesi ya da alacak belgesi düzenlendiği’ gerekçesiyle davacının başvurusunu reddettiği, bunun üzerine davacı şirketin söz konusu ödemenin iadesi için davalı banka aleyhine davaya konu ilamsız icra takibini başlattığı, davacı şirket ile dava dışı …-… arasındaki kredi kartına ait işlemlerin Fiktif İşlem olduğunun 5411 sayılı Bankacılık Kanunun ile 5464 sayılı Kredi Kartları Kanunun uyarınca T. Bankalar Birliği nezdindeki ‘Fiktif İşlem Değerlendirme Komitesi Kararı’ ile belirlendiği, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu kredi kartı harcamalarında kredi kartı limitinin 75.000.00-TL olması sebebiyle 23.03.2015 tarihinde 72.000.00-TL tutarındaki işlemin POS cihazı ile çekilmesinden önce aynı tarihte kredi kartı hesabına 73.000.00-TL ödeme yapıldığı ve akabinde 72.000.00-TL işlemin gerçekleştirildiği, yani POS cihazından kredi kartı limitinin üzerinde çekim işlemi yapılabilmesi için işlem öncesinde kredi kartı hesabına nakit yatırılmış olduğu dikkate alındığında, davaya konu kredi kartı çekim işlemlerinin gerçekleşme biçiminin de hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve dolayısıyla, söz konusu fiktif işlem kararına göre, davacı şirket ile dava dışı …/… arasında yapılan mal alım sözleşmesinin de gerçek bir işlem olmayıp tarafları arasında danışıklı olarak yapılan fiktif bir işlem mahiyetini taşıdığı tespit edilmekle, dava konusu fiktif işlemin tarafı olan davacı şirketin bu işleme dayanarak dava dışı …’ın mal teslim etmediği gerekçesiyle kredi kartı ile yapılan harcamayı chargeback kurallarına göre davalı bankadan talep edemeyeceği anlaşılmakla, davacının DAVASININ REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “….Mahkemece verilen kararın, eksik inceleme sonucu verildiğini, gerekli ve yeterli araştırma yapılmaksızın, taraflı olduğu kendi tüzüğünde yazan Bankalar Birliğinin tek taraflı komite kararına göre verildiğini, gerçek hak durumuna uymayan bir karar olduğunu, mahkeme kararının dayanağı olan komisyon kararının, üyeleri Bankaların temsilcilerinden oluşan bir Komiteye ait olduğunu, bilirkişi heyetinin düzenlediği rapor içeriğinin, Bankalar Birliği nezdindeki Fiktif İşlem Komitesi kararının tekrarından ibaret olduğunu, bağımsız bir değerlendirme içermediğini, müvekkilinin defterleri incelenmeden, eksik inceleme ile düzenlenen rapora karşı itirazlarını sunduklarını, fakat itirazları nazara alınmadan hüküm kurulduğunu, raporun hüküm kurmaya uygun, denetime elverişli bir rapor olmadığını, raporun, bilirkişi delilinin amacına da uygun olmadığını, şayet Bankalar Birliği kararları mahkemeyi ve müvekkilini bağlayan bir karar olsaydı zaten bilirkişiden de görüş almaya gerek kalmadan bu komitenin kararına göre karar verileceğini, bu nedenle, davaya konu olay müstakilen değerlendirilmeden, POS bankasının üye işyeri sözleşmesine bağlı sorumlulukları değerlendirilmeden, taraflı bir komite kararına istinaden hüküm tesis etmenin yasaya ve hakkaniyete uygun düşmediğini, Türkiye Katılım Bankaları Birliği POS Cihazları, Banka Kartları veya Kredi Kartlarının Amaç Dışı Kullanım Hallerinin Tespiti Hakkında Mesleki Tanzim Kararında; IV. Numaralı maddesine göre; Fiktif İşlem Komitesinin ‘fiktif işlem tespit kararı aldığı’ bir işlemin ‘fiktif işlem olmadığına dair’ yargı kararının alınması halinde, Fiktif İşlem Komitesinin ‘fiktif işlem kararı’nın kaldırılabileceğinin belirtildiğini, somut olayda, Fiktif İşlem Komitesinin ‘fiktif işlem kararı’ bulunsa dahi, genel mahkemede, komite kararına aykırı olarak o somut olayda fiktif işlem bulunmadığına karar verilebileceğini, ancak bunun için de yargı yolunda bağımsız bir değerlendirme yapılması gerektiğini, demek ki, Fiktif İşlem Komitesinin kararlarının, mahkemeler nezdinde bağlayıcı olmadığını, dolayısıyla, mahkeme önüne gelen bir somut olayda, bilirkişilerin görevinin komitenin aldığı kararı tekrar edip, kart hamilinin fiktif işlem yaptığını teyit etmek değil, bağımsız olarak, charge back kuralları nezdinde değerlendirme yapmak olduğunu, aksi halde, komite kararının aksi yönünde bir yargı kararı alınması fiilen mümkün olmayacağını, Türkiye Fiktif İşlem Değerlendirme Komitesi kararlarının bağlayıcılığının sadece kendi üyeleri için olduğunu, Bankalar Birliğinin bizzat kendi statüsünde; birliğin amacının bankaların hak ve menfaatlerini savunmak denildiğini, dolayısıyla kuruluş amacı, üyesi bankaların hak ve menfaatlerini savunmak olan birliğin, en küçük bir karineyi dahi bankalar lehine yorumlayarak kararlar vereceğinin ortada olduğunu, … hakkındaki bir kanaatin müvekkiline tahviline olanak olmadığını, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan bir bankanın, işlem tarafları arasında organik bir bağ ya da işbirliğini ortaya koyan somut bir veri olmaksızın, yasal yükümlülüğünden kaçmasının mümkün olmadığını, ‘hayatın olağan akışına aykırı’ gibi genel bir ifadeyle chargeback sorumluluğu bertaraf edilebiliyorsa, bankaların chargeback sorumluluğuna dair yasal düzenlemenin de bir anlamının olmadığını, uluslararası chargeback kuralları gereğince, davalı bankanın, müvekkilinin zararını POS bankasından tahsil ederek müvekkiline ödemesi gerektiğini, POS bankası ile üye işyeri olan … arasındaki münasebet tüm bankalar nezdinde ortak bir sorun olarak değerlendirilmekteyse, bu kere de POS bankasının üye işyeri sözleşmesi gereğince sorumluluğunun ve basiretli davranma yükümlülüğünün irdelenmesi gerektiğini, bu itirazlarını ileri sürerek rapora itiraz edip, yeni rapor talep etmişlerse de yerel mahkemece ek rapor dahi alınmadan davalarının reddine karar verildiğini…” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi kartıyla yapılan karşılıksız işlemlerin uluslararası charge back kuralları gereğince iptaliyle yapılan ödemenin iadesi için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça charge back kuralları uyarınca kredi kartıyla yapılıp karşılığı alınamayan miktarların iadesi talep edilmiş olup, dosya kapsamındaki Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği Fiktif İşlem Değerlendirme Komitesinin Fiktif İşlem Tespit Kararında davadışı …/…’ın fiktif işlem yapan işyerlerinden olduğunun tespit edilmiş olduğu, yine mahkemece bilirkişi heyetinden alınan rapor içeriğinde, davacı tarafından kredi kartı limiti nedeniyle önce hesaba para yatırılıp akabinde kredi kartı ödemesi yapılması durumunun şüpheli bulunduğu, bu doğrultuda davalı bankanın davacının talebini red gerekçesi olan davacı-davadışı firma arasındaki işlemin muvazaalı olduğu, gerçek bir mal alışverişi bulunmayıp fiktif işlemlerin sözkonusu olduğu, davacı vekili defaten aranmasına rağmen davacı defterleri sunulmadığından davacı defterlerinin incelenemediği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından süresinde rapora itiraz edilmiş olup, aynı nedenlerle istinaf itirazında bulunulmuştur.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının, davadışı şahıs işletmesi ile olan ticari ilişkisinin ortaya konulması bakımından gerekli olması nedeniyle, mahkemece alınan bilirkişi raporunun davacı defterleri incelenmeden düzenlenmiş olması bakımından eksik incelemeye dayalı olduğunun kabulü gerekmiştir. Şöyle ki, mahkemece 06.04.2017 tarihli celsede davacı vekiline defterleri sunması ya da yerini bildirmesi için kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından da bu süre içerisinde defterlerin bulunduğu yerin mahkemeye 12.04.2017 havale tarihli dilekçe ile bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Buna rağmen sözkonusu defterlerin bilirkişilerce incelenmemiş olması doğru olmamıştır.
Mahkemece, sözkonusu komite kararının dayanağı tüm belge ve raporlar da dosyaya getirtilip, davacı defterleri davacı taraftan istenip getirtilerek ya da bilirkişi heyetine davacının bildirdiği adreste yerinde inceleme yetkisi verilerek, dosya kapsamına alınan tüm bilgi ve belgelerin davacı itirazları da dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesiyle alınacak hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi heyet raporuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
İlaveten; davacı ile dava dışı aynı şahıs işletmesi arasında görülüp sonuçlanan ve Dairemizin 2020/909 E.-2022/65 K. sayılı kararına konu mahkeme dosyasının da getirtilip incelenmesi, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alışverişlerin gerçek ya da muvazaalı oluşunun değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi öncesinde ilgili dosyanın da getirtilip, ayrıca taraflar arasında başka benzer davalar olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/546 Esas – 2018/1058 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 09/03/2022