Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1081 E. 2022/399 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1081
KARAR NO : 2022/399

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/07/2018 (Dava) – 07/03/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/199 Esas – 2019/44 Karar
DAVA : Faydalı Model Belgesi
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarihli 2018/199 Esas ve 2019/44 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 16.03.2015 başvuru tarihli 2015/03091 tescil nolu, 21.12.2015 tescil tarihli “Klemens Kapağı Korumalı Değiştirilebilir ve Tak-Çalıştır Uzaktan Haberleşme Modül Yuvasına Sahip Sayaç Kutusu” buluş başlıklı faydalı model belgesinin başvuru sahibi olduğunu, davaya konu faydalı model belgesinin 551 Sayılı KHK’ nın aradığı yenilik unsurunu taşımamakta olduğunu, 551 S.KHK madde 156’da; “Faydalı model belgesi başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce, Türkiye içinde veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya bir başka yolla açıklanmış veya yöresel veya ülke çapında kullanılmış ise, yeni değildir.” şeklinde düzenleme olduğunu, 6769 Sayılı Kanun’ un yayım tarihi 10/01/2017 olmakla, davaya konu faydalı modelin başvuru tarihi 16/03/2015 olduğundan, bu tarihte yürürlükte olan 551 Sayılı KHK hükümlerinin burada uygulama alanı bulacağını, yenilik unsuru konusunun kamu düzeninden olup uzman bilirkişi araştırması sonucunda tespit edilmesi gerektiğini, davalının faydalı model belgesinin gerek yasal mevzuat ve gerekse emsal Yargıtay içtihatları uyarınca, “yenilik unsuru” özelliğini taşımadığından hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğini, davaya konu buluşun özelliklerine bakıldığında, oluşturulma tarihi çok daha öncesine dayanan faydalı modellerin bulunmakta olduğunu, özelliklerine bakıldığında da davalıya ait faydalı modelin yenilik basamağını taşımadığını ve dünyanın çeşitli yerlerinde uzun yıllardır kullanıldığının görülmekte olduğunu, buna ilişkin örnekleri delil listesinde sunduklarını, bu sayaçların da çıkarılıp-takılabilir yapıda iletişim modülleri içermekte olup bahsedilen iletişim modüllerinin klemens kapağının (terminal kapağı) altında bulunmakta olduğunu ve izinsiz müdahale edildiğinde, müdahalenin anlaşılmasını sağlayan yapılanma içerdiklerini, ürünlerle ilgili olarak yapılacak mukayeseli bilirkişi incelemesi neticesinde davaya konu faydalı modelin yenilik unsurunu taşımadığına ilişkin iddialarının doğruluğunun görüleceğini, müvekkili şirketin, faydalı model belgesine konu su sayacı işinde uzun yıllardır faaliyet göstermekte olup, öncü bir kuruluş olduğunu, davalının elinde bulunan faydalı model belgesinin mahkeme kararı ile hükümsüz kılınana dek hukuken korunan bir belge olup, müvekkili açısından gelecekte hukuki riskler taşıdığı, bu nedenle dava açma zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, başvuru ve buluş sahibi davalı olan 16.03.2015 başvuru tarihli 2015/03091 tescil nolu 21.12.2015 tescil tarihli “Klemens Kapağı Korumalı Değiştirilebilir Ve Tak-Çalıştır Uzaktan Haberleşme Modül Yuvasına Sahip Sayaç Kutusu” buluş başlıklı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve TPE sicilinden silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin faydalı model belgesine konu buluşunun yeni olduğunu ve başvuru tarihi de göz önünde bulundurulduğunda uzun yıllardır sektörde bulunmakta olduğunu, yenilik incelemesi yapılırken faydalı modeldeki istemlerde bulunan unsurların, başvuru ya da rüçhan tarihindeki dokümanlardan birisinde ve bir bütün olarak yer alıp almadığının araştırılacağını, bir dokümanın istemin yeniliğini yok edebilmesi için istemlerdeki unsurların tamamının tek bir dökümanda bulunması gerektiğini, mahkemece görevlendirilecek olan bilirkişiler tarafından müvekkilinin faydalı modeline ilişkin araştırma raporu içeriğinin de dikkate alınacağına ve yenilik unsuru taşıdığının belirleneceğine dair şüphelerinin olmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde örnekleme yaptığı faydalı modellerin dünyadaki hangi ülkenin patent kurumunca verilen hangi tescil numaralı belgeler olduğu konusunda bir açıklama yapmadığını, davacının öncelikle bu hususları net olarak açıklaması ve ayrıca belgelerin Türkçe’ye çevrilmiş hallerini de sunmasının gerekli olduğunu, bu davanın açılma sebebinin; davacının, müvekkilinin faydalı modeline tecavüz teşkil eden eylemleri için zaman kazanmak ve pazarlama sürecinde müvekkiline dava açıldığı söylentisini kullanarak ticari rekabette müvekkiline zarar vermek olduğu kanaatinde olduklarını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “….Dava konusu olan 2015/03091 sayılı faydalı modelin davalı adına kayıtlı olduğu, geçerliliğinin devam ettiği, bu nedenle hükümsüzlük davasına konu olabileceğinin anlaşıldığı, 10.01.2017 tarihinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girmiş ise de, dava konusu belgenin 551 sayılı PatKHK yürürlüğü döneminde başvurularak tescillenmiş olduğu, SMK’nın geçici 1. maddesi uyarınca hükümsüzlük konusunun önceki mevzuata göre inceleneceği, bununla birlikte faydalı modelin tescil şartları bakımından yasal ilkelerin değişmediği, yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik kriterlerini karşılayan teknik fikirlerin, faydalı model tesciliyle ödüllendirildiği, davacının, söz konusu belgenin başvuru tarihi olan 16.03.2015 tarihinden önce kamuya açıklanmış bir tekniği ifade ettiğini ileri sürerek Çin ve İngiltere ofislerinde tescilli belgelere dayandığı, görevlendirilen teknik bilirkişinin faydalı modelin istemlerini analiz ettiği, bu istemlerin kamuya sunum tarihi belirsiz olan ‘Pax Electricity’ belgesinde tümüyle açıklandığını tespit ettiği, ancak faydalı modelin yeniliğini bozucu olduğu belirtilen bu belgenin kamuya sunum tarihi içermemesi nedeniyle, 16.03.2015’ten önce mevcut olup olmadığının belli olmadığı, bununla birlikte, Elster belgesi 2004 ve 2012 modellere ilişkin broşürlerin incelendiği, bu belgelerin tarih taşıdığı ve faydalı modelin iki istemini de içerdiğinin belirlendiği, buna bağlı olarak, bilirkişinin 11.02.2019 tarihli raporuyla, yenilik bulunmadığını belirttiği, öte yandan davacı tarafından, yine ilgili teknik alanda uzman öğretim üyesinin hazırladığı uzman mütalaasının sunulmuş olduğu, uzman raporunun da aynı teknik sonucu gerekçeleriyle ortaya koymuş olduğu, bu durumda faydalı model tescili belgesinin yasaya uygun tescillenmediğinin anlaşıldığı, SMK’dan önceki mevzuata göre, faydalı model başvurularında araştırma raporu düzenlenmesi zorunluluğu bulunmadığından, başvurunun önceki teknik kapsamındaki anılan, Elster vb. belgelere rağmen, tescilinin yapıldığının anlaşıldığı, buna göre, PatKHK’ nın 165. maddesi uyarınca; yasal ‘yenilik’ kriteri bulunmadığı sonucuna varılarak hükümsüzlük kararı vermek gerekmekle, sonuç olarak; davalı adına kayıtlı 2015/03091 sayılı 16.03.2015 tarihli FAYDALI MODELİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili; “….Mahkemenin vermiş olduğu kararın kendilerince itiraz edilen ve karar vermeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanmış olduğu ve yeni bir bilirkişiden rapor alınması taleplerinin ilk derece mahkemesi tarafından reddedilerek eksik inceleme ile karar verilmiş olduğu, bu nedenle istinaf gerekçelerinin de rapora itirazlarıyla aynı olduğu, sundukları marka ve patent vekilince hazırlanan teknik değerlendirme raporunun adeta yok sayıldığı, sadece ilk sayfada sunulan evraklardan biri olarak belirtilmiş olduğu, ancak üzerinde hiçbir değerlendirilme yapılmadığı, bilirkişi tarafından ilk değerlendirmede ‘…ana istem olan 1 nolu istem ele alındığında ilgili yönetmelik hükümlerine uygun yazılmamış olduğu düşünülen bu istemde sayaç kutusunun…’ şeklinde bir ifade bulunmakta olup bilirkişi tarafından istemin yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmadığına ilişkin bu ifadenin izaha muhtaç olduğu, Türk Patent Enstitüsü olarak hazırlanan ‘Faydalı Model Başvurusu Nasıl Hazırlanır?’ başlıklı, Ocak 2012 tarihli kılavuza bakıldığında, başvuruda olması gerekenlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı, müvekkili adına faydalı model isteminin de olması gerektiği gibi ve yönetmeliğe, Türk Patent tarafından bizzat hazırlanan başvuru kılavuzuna uygun olduğu, kaldı ki müvekkili adına kayıtlı faydalı model başvurusunun, tek yetkili mercii olan Türk Patent Kurumu’na yapılmış olup tescil aşamasındaki incelemenin de yine tek yetkili Türk Patent Kurumu tarafından gerçekleştirilmiş olduğu, hal böyleyken bilirkişinin bu şekilde bir ifade kullanmasının kabulünün mümkün olmadığı, bilirkişi tarafından davacı delili olarak sunulan dokümanlardan en çok Cn203191420 İlan (Cn20132180783 Başvuru Numaralı Faydalı Model) üzerinde durulmuş olup müvekkilinin faydalı modelinin yenilik vasfını kırdığı kanaatine varıldığı, dosyaya sundukları teknik değerlendirmelerin yapıldığı marka ve patent vekili tarafından hazırlanan raporda belirtildiği üzere; söz konusu CN203191420 ilan ve CN20132180783 başvuru numaralı faydalı model dokümanında, 2015/03091 numaralı faydalı modelde korunmak istenen yapılardan sadece iletişim modülünün var olduğu, ancak müvekkili faydalı model isteminde bahsedilen iletişim modülünün değiştirilebilir, takılıp- çıkarılabilir vb. herhangi bir teknik özelliğinden bahsedilmemiş olduğu, bu bakımdan kanaatlerine göre yenilik unsurunu kırıcı herhangi bir bilgi içermediği, oysa bilirkişi tarafından aksi yönde kanaat belirtilmiş olup, bu hususta 1 nolu istemde yenilik kriterinin tamamen kırıldığına dair dayanak olaraksa ‘bahsedilen sayacın kapağının mühürlenebileceği de teknik alandaki uzman kişi için rutin alalade bir durumdur.’ denildiği, bu ifadenin bilindiği üzere ‘yenilik’ değil, ‘buluş’ basamağına ilişkin olduğu, dünyanın bir çok ülkesinde de uygulandığı üzere, müvekkilince gerçekleştirilen geliştirmenin ise faydalı model konusu olduğu, 551 Sayılı KHK ve literatürde açıkça belirtildiği gibi faydalı model konusu geliştirmelerde buluş basamağı aranmamakta olduğu, son olarak bilirkişi tarafından Elster dökümanı 2004 ve 2012 A1700 model broşürlerine ilişkin ‘tak-çıkar yapıda haberleşme modülü’ içerdiği ve bu nedenlerle de müvekkil faydalı modelinde bulunan istemleri içinde barındırdığı yani yenilik kırıcı olduğunun belirtildiği, daha önce sunulan teknik raporda ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bu kanaate katılmalarının mümkün olmadığı, zira var olduğu iddia edilen yenilik kırıcı unsurların söz konusu dokümanlarda bulunmamakta olduğu, müvekkili faydalı modelindeki istemleri yenilik kırıcı olacak şekilde ihtiva etmemekte olduğu…” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalıya ait faydalı modelin hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalıya ait faydalı modelin yenilik unsuru bulunmadığını, davalının başvuru tarihi olan 16.03.2015 tarihinden çok önce dünyada pek çok örneğinin bulunduğunu ileri sürerek örnekler sunmuş, davalı taraf ise; faydalı modeli ile klemens kapağı altında mühürlü olarak konumlanan, tak-çalıştır yapıya sahip, beslemesini ve sayaçla haberleşmesini standart konnektörle yapan, değiştirilebilir haberleşme modülüne izin veren bir sayaç yapısı olup buluşun korunmak istenen bölümlerinin bunlar olduğunu ve bunların yenilik unsuru taşıdığını savunmuş, 28.01.2019 tarihli dilekçesi içeriğinde de teknik yönden diğer örneklerle karşılaştırmalı olarak davaya ilişkin beyanlarını sunmuş olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanacak olan 551 sayılı Patent KHK’nın 154 vd. maddeleri uyarınca, faydalı model belgeleri yeni ve sanayiye uygulanabilir bir buluş olması koşuluyla on yıl süreyle korunurlar. Kanunda geçen yenilik unsuru mutlak nitelikte olup, faydalı model ile teknik soruna getirilen çözümün daha önce Türkiye içinde veya dünyada kamuya açıklanmamış olması gerekir. Faydalı model belgelerinde, patentler yönünden geçerli “buluş basamağı” şartı yok ise de, mutlaka “küçük buluş” niteliğinde basit çözümlerle teknik bir soruna çözüm getiriliyor olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan ve konunun uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenmiş bulunan, denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporda, tüm bu hususlar değerlendirilerek dava konusu faydalı modelin tüm istemleri yönünden yeni olmadığının gerekçeleriyle ve karşılaştırmalı olarak açıklandığı görülmekle, mahkemece bu rapora dayalı olarak hüküm kurulmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön görülmemiş, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/199 Esas – 2019/44 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 73,10-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 7,60-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2022