Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1080 E. 2022/404 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1080
KARAR NO : 2022/404

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016 (Dava) – 25/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1487 Esas – 2018/1410 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2018 tarihli 2016/1487 Esas ve 2018/1410 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.10.2015 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı kamyonun çarpışması neticesinde … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’ın yaralanıp sakat kaldığını, Artvin Devlet Hastanesi raporuna göre müvekkilinin % 43 kalıcı iş görmezliği olduğunu, ayrıca kazadan sonra iyileşme sürecinde çalışamamış olup geçici iş göremezliğinin de bulunduğunu, düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı aracın kazaya sebebiyet verdiğinin ve diğer sürücü …’ın herhangi bir kural ihlalinin olmadığının belirtildiğini, … plakalı aracın ZMM trafik sigortacısının davalı olduğunu, Yargıtay 17 HD’nin 2012/10581 E.-2013/6714 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere geçici çalışma gücü kaybının sigorta teminatı kapsamında olduğunu, davalıya yaptıkları başvurunun 17.11.2016 tarihli yazı ile reddedildiğini, davalarını HMK 107. madde gereğince belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, hesaplamada asgari ücretin esas alınmasını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 100 TL geçici iş görmezlik tazminatı ve 100 TL kalıcı iş görmezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile talebini 128.952,08 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı, 15.232,62 TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 144.184,70 TL tazminata yükselttiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 05.05.2015/2016 tarihlerini kapsar şekilde ZMM sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının herhangi bir maluliyetinin bulunmadığını, başvuru üzerine açılan hasar dosyası kapsamında yapılan incelemede Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ nden verilen hakem hastane sağlık kurulu raporunda belirtildiği üzere davacının kaza nedeniyle kalıcı bir özürlülüğünün bulunmadığının belirtildiğini, bu nedenle tazminat talebinin müvekkilince reddedildiğini, işbu davanın da reddi gerektiğini, ATK’dan rapor alınarak kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, hesaplama yapılacak ise genel şartlardaki hükümlerin dikkate alınmasını, maluliyetin varlığı ve oranının ATK raporuyla belirlenmesini, davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının da tespit edilmesini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…Davaya konu, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinin teminat başlangıç tarihi 04.06.2015 tarihi olup, poliçenin de 04.06.2015 tarihinde düzenlendiği, bu nedenle davaya konu sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçesi genel şartları ekinde belirtilen ‘Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü’, TRH-2010 yaşam tablosu ve 1,8 iskonto faizinin esas alınması gerektiği, yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihi olan 24.10.2015 tarihinde davalı tarafından ZMMS poliçesi sigortalanan, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun, kavşakta geçiş üstünlüğü kuralına uymadan, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde ani olarak sola dönüş manevrası yapması neticesinde, davacının yolcu olarak içinde bulunduğu, kendi şeridinde seyreden dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ yan tarafına çarptığı, bilirkişi heyet raporunda belirlenen gerekçelerle davalı sigortalısına ait araç sürücüsü …’nun 2918 s. KTK’nın 53/B-5 maddesi, 57/1-A maddesi ile asli kusurlardan 84/F maddelerini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü … ise cadde üzerinde kurallara uygun şekilde seyrettiğinden kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, davacının söz konusu trafik kazası neticesinde İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’nun maluliyet raporunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine göre %21 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve 12 ay süreyle geçici iş göremezliğe neden olacak şekilde yaralandığı, davacının yaralanması nedeniyle talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 102.445,01-TL, geçici iş göremezlik tazminatının 15.232,62 TL olduğu, davacıya SGK tarafından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ödenmediği, davalı … şirketinin KTK.nın 85 ve 91. maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, bilirkişi heyeti hesap raporunun 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçesi genel şartları ekinde belirtilen ‘Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü’, TRH-2010 yaşam tablosu ve 1,8 iskonto faizi esas alınarak hesaplama yapılan bölümünün usulüne uygun ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmakla; DAVACININ GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ İLE 15.232,62 TL geçici iş göremezlik tazminatının talep gibi dava tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE 102.445,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…Bilirkişi raporunda seçenekli hesaplama yapıldığını, kalıcı işgöremezlik tazminatı açısından raporda belirtilmiş olan a seçeneğinin yerine b seçeneğinin hükme dayanak yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, poliçenin tanzimi ve kazanın oluşunun Genel Şartların yayımlanmasından sonraki bir tarihte meydana geldiği hususunun kendilerinin de kabulünde olduğunu, ancak tazminatların Genel Şartlarda belirlenen usul ve esaslara tabi olduğunu düzenleyen (2918 sayılı KTK’nın 90.maddesinde değişiklik yapan) 6704 sayılı Yasa’nın 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu değişiklik ile, tazminat hesabına yönelik genel şartlarda düzenlenen usul ve esaslar ile hesaplama yöntemlerinin uygulanabilir hale geldiğini, dolayısıyla, ancak bu tarihten sonraki olaylarda, genel şartlarda yer alan tazminat hesabı ilkelerinin dikkate alınması gerektiğini, dava konusu kaza 6704 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana geldiğinden, bilirkişi raporundaki kalıcı işgöremezlik açısından a seçeneği yerine b seçeneğinin hükme dayanak yapılmasının yasaya aykırı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi 24.10.2015 olup ZMM poliçesinin düzenlenme tarihinin ise 04.06.2015 olduğu ve buna göre yeni genel şartlara tabi olduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere, Yargıtay içtihatlarıyla yerleşmiş bir şekilde hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği gerekçeleriyle Yargıtay tarafından içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiğinden, davacı vekilinin 1931 tarihli “PMF 1931” cetveline göre yapılan hesabın esas alınması gerektiği itirazı yerinde değildir. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Yargıtayca da kabul edilmektedir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/3115 E.- 2021/2010 K., 2021/3407 E.-2021/6532 K.).
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan pregresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre (istinafa gelen davacı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilerek) bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf itirazları bu yön itibariyle yerinde görülmekle mahkeme kararının eksik incelemeden dolayı kaldırılıp dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1487 Esas – 2018/1410 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 09/03/2022