Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1071 E. 2022/392 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1071
KARAR NO : 2022/392

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016 (Dava) – 07/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/1506 Esas – 2019/131 Karar
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 03/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarihli 2016/1506 Esas ve 2019/131 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/01/2015 tarihinde, davacı yaya müvekkilinin karşıdan karşıya geçerken, istikametine göre sağından gelen ve plakası alınamayan bir aracın çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin hastanede tedavi gördüğünü ve söz konusu kaza ile ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/20881 Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, plakası alınamayan bir aracın çarpması nedeni ile davanın …na yöneltildiğini, davalıya yaptıkları başvurunun süresinde cevaplanmadığını, müvekkilinin işbu kaza nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile, fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin ise davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 12/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; neticeten 1.646,29 TL geçici iş göremezlik, 11.755,65 TL daimi iş gücü kaybı bedeli olmak üzere toplam 13.451,94 TL maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiğini, müvekkiline gönderilen belgelerden, soruşturma aşamasında polis memurlarınca düzenlenmiş olan 04.02.2015 tarihli CD izleme tutanağında bahsi geçen yerde olay anını gösterebilecek görüntülerin izlendiğini, ancak iddia edilen saat aralığında herhangi bir kaza gerçekleştiğinin tespit edilemediğinin işbu tutanağa yazıldığını, bu nedenle, kazanın ve davacının maluliyetinin sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle oluştuğunun davacı tarafça somut delillerle ispatı; aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulması halinde, zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, daimi maluliyetin varlığından söz edebilmek için tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi malûliyetin kati surette tespiti gerektiğini, …’nın sorumluluğunun, kaza tarihinde poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılama neticesine aleyhe hüküm kurulması halinde, …’nın sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle maluliyet hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı tutulması ve zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Davanın kabulü ile 1.646,29 TL geçici iş gücü kaybı bedeli ile 11.805,65 TL daimi iş gücü kaybı bedeli olmak üzere toplam 13.451,94 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kaza tarihinin 24.09.2016 olduğunu, 01.06.2015 tarihinden sonra KTK 97.maddede meydana gelen değişiklikle açılacak tüm davalarda, dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru şartı getirildiğini, dava şartı yokluğunun hakimin resen gözeteceği hususlardan olduğunu, davacı tarafın dava tarihinden önce müvekkiline başvuru yaptığının müvekkilinin 15 gün içerisinde dönüş yaparak davacıdan sağlık kurulu raporunu istediğini, ancak davacının raporu sunmadan dava açtığını bu durumda dava şartının yerine getirilmiş sayılamayacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun, aracının cinsinin, plakasının ve sürücüsünün tespit edilemediğinin, tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiğini, …nın sorumluluğunun plakası tespit edilemeyen aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu, …nın tazmin etmekle yükümlü olduğu zararların, zarar-kusur ilişkisine bağlı olup zararların kusur oranında karşılanması gerekliliğinin esas olduğunu, davacı tarafın öncelikle kazanın oluşumunda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusurlu olduğununun ispatının gerektiğini, ayrıca bu aracın …’ nın sorumluluğuna sebep olacak araçlardan olup olmadığının da bilinmediğini, soruşturma aşamasında polis memurlarınca düzenlenmiş olan 04.02.2015 tarihli CD izleme tutanağında bahsi geçen yerde olay anını gösterebilecek görüntülerin izlendiğini ancak iddia edilen saat aralığında herhangi bir kaza gerçekleştiğinin tespit edilemediğinin tutanağa yazıldığını, davacı tarafın öncelikle kazanın gerçekleşmiş olduğunu ve davacıda oluşan maluliyetin bu kazadan kaynaklandığı ispatlanamadığından müvekkili kurumun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, talep edildiği halde SGK dan bu husus sorulmadan hüküm kurulduğunu, eksik inceleme ile kurulan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, müvekkili kurum lehine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, plakası tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu meydana gelen kazadan kaynaklı yaralanma nedeniyle …ndan maddi tazimat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusu yapılmıştır.
Somut olayda; 21/01/2015 günü, saat 23.40 sıralarında plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen otomobilin, İzmir ili, Çamdibi, Kamil Tunca Bulvarı üzerinde seyri sırasında, aynı cadde üzerinde ışıklı yaya geçidini seçmeyip, araç yolu üzerinden karşı kaldırıma doğru geçmeye çalışan davacı yaya …’a çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının yaralandığı; davacıya çarpan aracın plakasının ve sürücüsünün tespit edilemediği; dava öncesi davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 02/04/2018 tarihli sağlık kurulu raporunda özetle; Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” kapsamında değerlendirildiğinde; maluliyet oranı % 12 olduğu, hastanın geçici işgörmezlik süresinin 180 gün olduğu belirtilmiştir.
Trafik Bilirkişisi ve Aktüerya Hesap Bilirkişi tarafından düzenlenen 17/08/2018 tarihli raporda özetle; 21/05/2015 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle, davacı yaya …’ın kazanın oluşumunda %75 oranında asli düzeyde kusurlu olduğunun, kazaya karışan araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun, davacının %75 oranındaki kusurunun düşülmesi sonrası geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.646,29 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 11.805,65 TL olmak üzere toplam 13.451,94 TL olduğu belirtilmiştir.
1-Davalı vekilinin davanın başvuru dava şartı yokluğundan reddi gerektiğine yönelik istinaf itirazı yönünden yapılan incelemede; dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, 2918 Sayılı Kanunun 97 nci maddesi gereğince davacı tarafından davalı …na 21/11/2016 tarihinde başvuru yapılarak dava konusu kazadan kaynaklı yaralanma nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı talep edildiği, davalının 05/12/2016 tarihli cevabi yazı ile davacıdan maluliyet oranını gösteren yeni tarihli sağlık kurulu raporunun aslının sunulmasını istediği dosya kapsamından anlaşıldığından, dava tarihi 28/12/2016 olup sigorta şirketine başvuru dava şartı niteliğinde olmakla birlikte, davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulmuş olduğu, davalı sigorta şirketinin sağlık kurulu raporu gibi belgelerin eksik olduğundan bahisle herhangi bir ödeme yapmamış olduğu, bahse konu raporun yargılama sırasında alınması gerekliliği de dikkate alındığında başvuru şartının yerine getirilmiş olduğu anlaşılmış, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dosyada mevcut 19/07/2017 tarihli Konak SGK yazısı içeriğine göre davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığının anlaşıldığı gibi dosya kapsamından da SGK tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme de tespit edilmemiş olup, dosyada itiraz edilen hususa ilişkin eksiklik bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki itirazının reddi gerekmiştir.
3- Olay sonrasında olay yerinde inceleme yapılmak suretiyle İzmir Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen 21/01/2015 tarihli kaza tespit tutanağında, plakası alınamayan aracın kazaya sebebiyet verdikten sonra olay yerini terk ettiği belirtilerek eki krokide olayın trafiğe açık cadde üzerinde meydana geldiğinin gösterildiği ve çarpmanın gerçekleştiği noktada cadde üzerinde kan izlerinin bulunduğu alanların krokide işaretlendiği anlaşılmış; yine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/20881 sayılı soruşturma dosyası kapsamında ifadeleri alınan görgü tanıkları … ve …’in davacının beyanlarını doğrular şekilde dosya kapsamı ile çelişmeyen dosyadaki deliller ile uyumlu beyanları nazara alındığında, olayın bizzat görgü tanıkları olarak davacıya çarpan aracın hususi otomobil vasfında olduğu, çarpma sonrasında olay yerinden kaçtığı anlaşılmış; diğer taraftan davalı vekilinin istinaf itirazında dayandığı 04/02/2015 tarihli CD inceleme tutanağında cadde üzerinden geçen araçların plakalarının tespit edilemediği belirtilmiş, kamera görüntülerinin plaka tespitine dahi imkan vermeyecek nitelikte olduğu anlaşılmış, ancak kazanın iki aracın çarpışması neticesinde meydana gelmediği, olayın meydana geldiği saatin gece vakti oluşu, ayrıca tutanakta … veya … marka aracın seyir halinde iken yavaşlayarak yolun sağ tarafına yanaştığı, duraksamadan tekrardan sol şeride geçerek yoluna devam ettiği belirtildiğine göre bu görüntünün görgü tanıklarının anlatımları ile örtüştügü, yayanın görüntülerde görülememiş olmasının görüntülerin net olmamasından kaynaklandığı anlaşılmış, mahkemece verilen karada usule ve hukuka aykırı bir yön bulunmamakla davalı vekilinin belirtilen hususlara yönelik itirazlarının reddi gerekmiştir.
4- Trafik Bilirkişisi … ile Aktüerya Hesap Bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen 17/08/2018 tarihli raporda; 21/05/2015 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle, davacı yaya …’ın kazanın oluşumunda %75 oranında asli düzeyde kusurlu olduğunun, kazaya karışan araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve denetime elverişli olduğu; tazminat hesabında tazminat tutarı belirlenirken plakası tespit edilemeyen aracın %25 oranında kusurlu olduğu gözetilerek davalının ödemesi gereken tazminat tutarı belirlemiş olduğundan mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön bulunmamakla davalı vekilinin bu yöndeki itirazının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarihli 2016/1506 Esas ve 2019/131 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 918,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 230,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 688,90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022