Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1070 E. 2022/720 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1070
KARAR NO : 2022/720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2016 (Dava) – 16/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/94 Esas – 2018/1035 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/424 ESAS – 2016/360 KARAR SAYILI DOSYASI:
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2018 tarihli 2016/94 Esas ve 2018/1035 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 21/10/2015 tarihli kaza sonucu davalı … Sigorta A.Ş nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı araç ile, davalı … Sigorta A.Ş nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu … plakalı aracın sürücüsü olan müvekkili …’nın eşi, …’ın babası olan …’in vefat ettiğini, geriye kalan eş ve çocukların destekten yoksun kaldıklarını, davalı … Sigorta AŞ ye sigortalı araç sürücüsünün kaza tespit tutanağı ile tali kusurlu olduğunun saptandığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak dava tarihi itibarı ile Gelibolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/1669 soruşturma sayılı dosyasının derdest olduğunu, davalıların kaza tarihi itibari ile geçerli poliçe limiti ve sigortalı araçların kusuru nispetinde davacıların gerçek destek zararından sorumlu olduklarını bildirerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacılardan eş … için 500,00-TL, çocuk … için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili değer arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini, davacı … için, 8.067,80 TL, … için 34.507,03 TL, … için 11.151,60 TL olmak üzere toplam 53.726,43 TL’ ye yükseltmiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirkete 31/03/2015-31/03/2016 tarihleri arasında geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, iş bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında, kaza tarihi itibarı ile bedeni zararlarda şahıs başına azami, 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacılar için 24.334,00-TL tutarında tazminatın müvekkili şirket tarafından 11/01/2016 tarihinde davacılar vekiline ödendiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımından davanın reddi gerektiğini, trafik kazası sonucu müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nden veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, müteveffanın, davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, ölüm nedeniyle SGK’dan herhangi bir gelir elde edilip edilmediğinin sorulmasına ve gelir elde edilmişse olası tazminattan mahsubuna; aksi halde davacı tarafa SGK’ya (veya ilgili kuruma) karşı dava açması için önel verilmesine; açılacak bu yeni dava sonuçlanıncaya kadar da, mahkeme huzurundaki işbu davada bekletici mesele yapılmasına, varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş.’ye 241106628 numaralı ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın 21/10/2015 tarihinde karıştığı kaza sonucunda … plakalı aracın sürücüsü olan müvekkilinin babası …’in vefat ettiğini, bu kazaya ilişkin olarak müvekkilinin annesi ve kardeşleri adına İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/94 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu belirterek, bu davanın HMK’nın 166/1. maddesi gereğince İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/94 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”…..1-Asıl dava dosyasında,
Davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
Davacı … yönünden davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan 34,507,03-TL maddi tazminat alacağı davasının 10.750,00-TL lik kısmı yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, 23.757,00-TL lik kısım yönünden davanın kabulü ile 23.757,00-TL sı destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı … yönünden davalı … Sigorta Aş aleyhine açılan davanın KABULÜ ile, 8.067,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ den alınarak davacı …’E verilmesine,
2-Birleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/424 Esas sayılı dava dosyasında;
Davanın KABULÜ ile 11.151,60-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sİgorta AŞ den alınarak davacı …’e verilmesine…. “şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı asıl dava davacılar vekili ile asıl ve birleşen davaların davalısı … Sigorta A.Ş.vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili asıl dava yönünden istinaf talep dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş.’ nin yargılama sırasında 04.03.2016 tarihinde davacı … için 83.456,00 TL, … için 12.399,00 TL olmak üzere toplamda 95.855,00 TL ödemede bulunulduğunu, ödemenin sadece destek tazminatı aslına dair olup içinde faiz ve yargılama gideri olmadığını, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararının dava safahatında davalı yanca yapılan ödemeye denk gelen kısım bakımından kaldırılarak, her iki davacı için lehlerine ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa …’in müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsü olup ZMMS genel şartları ve Karayolları Trafik Kanunu uyarınca müteveffanın mirasçılarının müvekkili şirketten tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacılardan … ve …’e gerekli ödemeler yapılmak suretiyle dava konusu vefata ilişkin tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, davacılara müvekkili şirket tarafından ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.tarafından yapılan ödemelerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmediğini, hesap bilirkişisi raporunda müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin güncel değerinin tenzil edilmeden tazminatın hüküm altına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde olduğunu, %100 kusur oranı üzerinden kurulan hükmün kabulünün mümkün olmadığını, davacılardan …’in destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunun yeterince incelenmediğini, hükümde faiz türü ve faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine ancak yasal faize hükmedilebileceğini, müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2.) maddesi gereğince, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl dava dosyasında, davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen dava dosyasında davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm asıl davanın davacılar vekili ile asıl ve birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası, 21/10/2015 günü saat 15:00 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile Malkara yönünden Çakal yönüne seyrederken, Evrese Beldesi yönünden gelip Malkara yönüne seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonun sol kısmıyla çarpışması şeklinde gerçekleşmiş, kaza sonucu davacıların murisi … vefat etmiş, geriye mirasçı olarak asıl ve birleşen davanın davacılarını bırakmıştır.
Davacılar desteği …’in, davalılardan … Sigorta Anonim Şirketince zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile 24/12/2014-24/12/2015 tarihleri arasında teminat altına alınan … sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü iken 21/10/2015 tarihinde gerçekleşen kazada, %70 oranında asli, … plakalı kamyon sürücüsü …’un ise %30 oranında tali kusurlu oldukları ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08/06/2017 tarihli raporundan anlaşılmaktadır.
Kaza tarihi itibariyle … sigortalı aracın teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davalılardan … Sigorta A.Ş ise; dava dışı …’un sürücüsü bulunduğu dava dışı … Şti’ne ait … plakalı kamyonun 31/03/2015-31/03/2016 tarihlerini kapsar zorunlu trafik sigortacısıdır. Poliçe teminat limiti 290.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davadan önce, asıl davanın davacıları tarafından davalılardan … Sigorta A.Ş’ ne yapılan başvuru üzerine, 11/01/2016 tarihinde davacı …’e 21.024,24 TL, …’e 3.309,35 TL olmak üzere toplam 24.334,00- TL, davalı … Sigorta A.Ş tarafından ise yargılama sırasında 04/03/2016 tarihinde davacı eş … için 83.456,00 TL, çocuk … için 12.398,00 TL olmak üzere toplam 95.855,00 TL tazminat ödendiği, birleşen davanın davacısı … için destek tazminatı ödenmediği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan ve Dr. … tarafından tanzim edilen 27/02/2018 tarihli ek aktüer raporunda, davacı eş …’in destek zararının 116.631,99 TL olduğu, …’in destek zararının 46.905,91 TL olduğu, …’in ise 11.151,60 TL olduğunun, davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan ödemelerin güncelleştirildiğinde … için 25.108,19 TL, … için 3.952,19 TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş davadan sonra ödeme yaptığı için ödemelerin günleştirilmediği, davacı … için her iki davalı sigorta şirketi tarafından davacı …’e yapılan ödemeler(108.564,19 TL) düşüldüğünde davacı …’in bakiye destek zararının 8.067,80 TL, …’e yapılan ödemeler(12.398,88 TL) düşüldüğünde davacı …’in bakiye destek zararının 34.507,03 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
1-2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Poliçe tanzim tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlükte olduğu açıktır.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu anlaşıldığından, davalılardan sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları aynı doğrultudadır.)
Yine, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu tür sözleşmeler, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğuna ve ticari nitelikte faiz istenebileceğine; davacılar vekilinin avans faiz talep etmiş olmasına göre, davacılar lehine hükmedilen tazminat yönünden avans faiz hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
2-Davadan önce davalı sigorta şirketine (… Sigorta A.Ş) başvuru yapıldığı için ödeme tarihi olan 30/11/2015 tarihinin temerrüt tarihi olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır.
3- İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 27/02/2018 tarihli ek aktüer raporu PMF Yaşam tablosuna göre hazırlanmıştır.
Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Şu durumda; açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında destek için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişi yanına sigorta hesap uzmanı bilirkişi de katılarak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınıp, davalı sigorta şirketlerinin, sigortalılarının kusur oranları gözetilerek ne kadar tazminattan sorumlu tutulacakları hususu açıklığa kavuşturulup belirlendikten, dava tarihinden önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek tenzili, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ise güncelleştirilmeden tenzilinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 Esas -2021/34 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu itibarla; ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca asıl davanın davacılar vekili ile asıl ve birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş.vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sigorta A.Ş ve asıl dava davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın davacılar vekili ile asıl ve birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş.vekilinin istinaf başvurularının kısmen KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli 2016/94 Esas ve 2018/1035 Karar sayılı Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; asıl davanın davacıları ile asıl ve birleşen davanın davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde ilgili taraflara iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında istinaf edenlerce yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.