Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2022/402 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1068
KARAR NO : 2022/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2014 (Dava) – 26/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/258 Esas – 2019/157 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019tarihli 2015/258 Esas ve 2019/157 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16/10/2013 tarihinde … plakalı otobüs sürücüsü davalı …’ın otobüs durağına dönüş yapmak istediği sırada karşı yönden gelen ve sürücüsü davadışı … olan … plakalı otomobil ile çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına bakıldığında davalı sürücü …’ın asli kusurlu olup, diğer araç sürücüsü …’nun ise kusursuz olduğunun belirlendiğini, … hakkında Kemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/35 E. sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, yargılama kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı …’ın asli kusurlu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kaza nedeniyle müvekkillerinden …’nun vücudunda kırık oluşacak şekilde, yine …’nun kemik kırığı oluşacak ve hayati tehlike yaşatacak şekilde, … ve …’nun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığını, müvekkillerinden …’nun burnunun kırıldığını, yüzünde şişlikler oluştuğunu, göğüs kafesinde su toplanması olduğunu, yüzü sargılı bir şekilde 7 gün boyunca her gün Ege Üniversitesi Hastanesinde kontrole gitmek zorunda kaldığını ve gidiş geliş için yol ve otopark masrafı ödediğini, bunun yanında tedavisi için sigorta kapsamında olmayan ilaçlara fazladan ilaç parası ödediğini, diğer müvekkili …’nun da vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyeceği şekilde yaralandığını, alnında kaza sebebiyle oluşan kesikten dolayı 14 dikiş atıldığını, dikiş izi kaldığını, müvekkilinin tüm yüzünün sargılı ve tamponlu şekilde 7 gün boyunca her gün Ege Üniversitesi Hastanesine gitmek zorunda kaldığını, çocuklarından birinin 7 aylık, diğerinin ise 4 yaşında olup kaza sonrası ağır derecede yaralanan müvekkilinin çocuklarının bakımını dahi yapamadığı gibi kaza sebebiyle efor kaybı yaşadığını, hastaneye gidiş gelişlerindeki yol masrafı ve eczane masraflarının da diğer maddi kayıpları olduğunu, alnında ve yüzünde kalan izler için estetik ameliyat olması gerektiğini, müvekkillerinden …’nun hava yastığının patlaması sonucu saçılan tozlar sebebiyle 3 gün görme kaybı yaşadığını, muayenesinde gözlerinde toz parçacıkları olduğunun belirtildiğini, vücudunda ezilmeler olan müvekkilinin halen bel ağrısı çektiğini, uzun süre çalışamadığını, son olarak …’nun yüzünde ve vücudunda sıyrıklar oluştuğunu, ayrıca diz kapağında kanama, yara ve şişme meydana geldiğini, bu sebeple uzun süre okula gidemediğini, aracın kaza sebebiyle hasar gördüğünü ve refakatlerinde bulunan kişiler ile beraber 9 kişinin İzmir’den dönüş masrafının toplam 450,00-TL tuttuğunu, 9 gün boyunca İzmir’de kalma masraflarının 500,00-TL, Ege Üniversitesi Hastanesine gidiş – geliş masraflarının da 9 gün boyunca 300,00-TL, eczane masraflarının 150,00-TL, çekici masrafının 100,00-TL, fotokopi, faks ve diğer evrakların ve kırtasiye masraflarının 100,00-TL, avukat vekalet ücreti noter masraflarının 150,00-TL, Konya Özel Harabi Hastanesi muayene masrafının iki kişilik 100,00-TL kaza yapan aracın benzin ve gaz depolarında 300,00-TL değerinde akaryakıt, Ege Üniversitesi otoparklarında park masrafının 50,00-TL, işe gidememekten kaynaklanan gelir kaybının 4 kişi için toplam 400,00-TL tuttuğunu, … ve …’nun yüzlerinde sabit eser kalma ihtimalinden dolayı psikolojilerinin bozulduğunu, manevi tazminat belirlenirken bu hususun göze alınarak mağduriyetin giderilmesi gerektiğini, tüm müvekkillerinin 9 günlük Kurban Bayramı tatilinin başlamadan hüsranla sonuçlandığını ve büyük eziyet çektiklerini, yaralanmaya sebebiyet veren davalılardan …’ın kullanmakta olduğu … plakalı aracın davalı … AŞ.’ye 08/04/2013 başlangıç tarihli KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkillerinin dava konusu kaza sebebiyle meydana gelen maddi zararları için şimdilik toplam 5.000,00-TL (…:1.000-TL, …:2.000-TL, …:1.000-TL, …:1000-TL olmak üzere) maddi tazminatın sigorta şirketinden -teminat limitleri dahilinde sorumlu olması kaydıyla- dava tarihinden itibaren, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 100.000-TL, … için 50.000-TL, … için 20.000-TL ve … için 20.000-TL olmak üzere toplam 190.000-TL manevi tazminatın (sigorta şirketi hariç) davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini … için toplam 23.842,43-TL’ ye, … için toplam 14.660,97-TL’ ye çıkarttığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin kasıt ve kusurunun bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu, karşı tarafın hızını azaltmamış olmakla kusurlu olduğunu, müvekkillerinden …’ın … plakalı otobüsün sahibi olduğunu, ekonomik durumu parlak olmayan bir kimse olduğunu, diğer müvekkili …’ın ise geçimini şoförlük mesleği ile yapan bir kişi olduğunu, evinin ve arabasının olmadığını, kiracı olup asgari ücretle çalışan birisi olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat olarak talep ettiği 190.000,00 TL’nin aşırı fahiş olduğunu, kaldı ki olayda karşı tarafın da kusurlu olduğunu, faizlerin başlama tarihlerinin de yasal olmadığını, dava tarihinden başlaması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlikten reddinin gerektiğini, davacı tarafın kırtasiye masraflarını, avukat vekalet noter masraflarını, otopark masraflarını ve araba deposunda bulunan gaz ve benzin tutarını müvekkili şirketten talep ettiğini, ancak poliçede davacının işbu taleplerini karşılayacak herhangi bir poliçe teminatının bulunmadığını, bu nedenle davacının bu taleplerinin reddinin gerektiğini, kazanç kaybının motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatında olmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla geçici iş göremezlik taleplerinin hastaneye geliş gidiş masraflarının, eczane masraflarının, muayene masrafları vb. giderlerin tedavi gideri olup tedavi gideri taleplerinin reddinin gerektiğini, 6111 sayılı Kanun’un 25/02/2011 tarihli, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, buna göre 25/02/2011 tarihinden önceki ve sonraki tüm trafik kazaları ile ilgili tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı tarafın sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağının tespitinin mevzuata göre maluliyet raporu tanzime tek yetkili İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kuruluna sevk edilerek maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete davadan önce başvuru yapılmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatının 250,000-TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu iddia etmekte olup bunun ispatının gerektiğini, istenen meblağın da fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…Aldırılan EÜTF raporu ile bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davaya konu olayın, 16/10/2013 tarihinde davalı araç sürücüsü …’ın kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile çarpması neticesinde davacılardan … ve …’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, …’in kemik kırığı olacak şekilde, …’ün ise hem kemik kırığı hemde yüzde sabit iz kalacak şekilde yaralanmasıyla sonuçlandığı, toplanan delillerden, 16/10/2013 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası sonucunda; davacılardan …’nun geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 803,68 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 12.320,11 TL, anılan davacının toplam maddi tazminat alacağının 13.123,79 TL olduğu, davacı …’nun ise geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 2.430,79 TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 19.924,95 TL, toplam maddi tazminat alacağının ise 22.355,74 TL olduğunun anlaşıldığı, davalı …’ın trafik kazasının oluşumuna %100 kusur oranı ile sebebiyet vermiş olduğu, davacılar vekili, davacılardan … ve … için tedavi amacıyla ulaşım gideri talep etmişse de buna dair mahkemeye yazılı bir delil sunulmadığından, sunulan biletlerin ise davacılara ait olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiği, davacılar vekili, davacılardan … ve … için talep etikleri maddi tazminat taleplerinden 19/02/2019 tarihli celsede feragat ettiklerini bildirdiklerinden, anılan davacıların tüm maddi tazminat taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerektiği, davacılardan … ve …’nin dava konusu kaza nedeniyle yaralanmaları basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olduğundan her bir davacı yönünden 2.000.00-er, davacı …’in dava konusu trafik kazasında kemik kırığı olacak ve %3,3 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak şekilde yaralandığı anlaşıldığından anılan davacı yararına 5.000.00-TL, davacı …’ün ise aynı kazada kemik kırığı olacak ve yüzde sabit iz kalacak şekilde %2,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak şekilde yaralandığı sabit olduğundan lehine 6.000.00-TL manevi tazminat takdiri gerekmiş olup, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; Davacılardan … ve … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, Davacılardan … için hesaplanan 803,68 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 12.320,11 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 13.123,79 TL maddi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılardan … için hesaplanan 2.430,79 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 19.924,95 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 22.355,74 TL maddi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; Davacılardan …’ nun davaya konu kaza sebebiyle basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı görülmekle davacı için takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılardan …’ nun davaya konu kaza sebebiyle basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı görülmekle davacı için takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılardan … ‘nun davaya konu kaza sebebiyle yaralandığı görülmekle davacı için takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacılardan …’ nun davaya konu kaza sebebiyle yaralandığı görülmekle davacı için takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihi olan 16/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…Dava dilekçesinde … için maddi tazminat taleplerinin 2.000,00-TL olduğunu belirttiklerini, ıslah dilekleri ile taleplerini arttırarak toplamda 23.842,43-TL olarak düzenlediklerini, mahkemenin bu maddi tazminat taleplerinin 22.355,74-TL’lik kısmını kabul edip 1.486,69-TL’lik kısmını ise reddettiğini, bilirkişi raporuna göre talep olunabilecek alacak miktarı 23.892,93-TL iken daha az bir meblağ olarak (sehven) 23.842,43-TL talep ettiklerini, faturalarını ibraz ettikleri 1.145,49-TL’lik tedavi gideri ile kaza sonrası 7 gün süren tedavi için müvekkilinin akrabasının evinde misafir olduğu Bayraklı’dan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin bulunduğu Bornova’ya gidiş geliş yol ücreti olan 100,05-TL ve ayrıca müvekkilinin yaşamış olduğu Seydişehir’den mahkeme tarafından adli tıp raporu istenen Ege Ünivesitesi Tıp Fakültesi-İzmir’e gidip gelirken yaptığı otobüs yol masrafı olan 583,29-TL’ den müvekkili …’ün birlikte gidip geldiği … ile yarı yarıya karşılamış olmaları çerçevesinde yarı miktarı olan 291,65-TL’lik kısım toplamından oluşan 1.486,69-TL’nin reddolduğunu, bunun hukuka, gerçeklere ve hakkaniyete aykırı olduğunu, adli tıp raporu giderinin işbu dava konusunun trafik kazasından kaynaklı olduğunu, bu masrafın davalı yana yüklenmesinin zorunlu olduğunu, öte yandan söz konusu adli tıp raporunun tanzimi için hastane tarafından tahsil olunan 1.145,49-TL’nin de işbu dava kapsamında ve dava konusu kazadan kaynaklı bir masraf olduğunu, müvekkilinin, kazanın hemen sonrasında kaza nedeniyle yaralanması nedeniyle, her gün hastaneye pansuman, kontrol, film vs. nedenlerle tedaviye gitmek zorunda olduğuna göre ve o yaralı haliyle elbette taksiye binmek durumunda kaldığını (İzmir’e geldiği aracın kaza nedeniyle kullanılamayacak durumda olduğu da nazara alındığında) ve bu yol ücretinin de davalıların karşılamasının yasa gereği olduğunu, ilk derece mahkemesinin bariz ve esaslı pek çok hataya düştüğünün alenen ortada olduğunu, maddi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, öte yandan Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 3. maddesi 2. fıkrası hükmüne de aykırı davranıldığını, her bir davalı için ayrı ayrı 3 adet vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, bunun çok bariz ve büyük bir hata olduğunu, müvekkili … açısından da dava dilekçesinde; maddi tazminat taleplerinin 1.000,00-TL olduğunu belirttiklerini, ıslah dilekçesi ile artırarak toplamda 14.660,97-TL olarak düzenlediklerini, mahkemenin 1.537,18-TL’lik kısmı yine reddettiğini, hesap bilirkişi raporuna göre talep olunabilecek alacak miktarı 14.611,17-TL iken kendilerinin maddi hesap hatası ile daha az 14.660,97-TL talep ettiklerini, ancak mahkemece faturalarını ibraz ettikleri 1.095,68-TL’lik tedavi gideri, kaza sonrası 7 gün süren tedavi için müvekkilinin akrabasının evinde misafir olduğu Bayraklı’dan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin bulunduğu Bornova’ya gidiş geliş yol ücreti olan 100,05-TL, müvekkilinin yaşamış olduğu Konya/Seydişehir’den -mahkeme tarafından adli tıp raporu istenen- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine (İzmir’e) gidip gelirken yaptığı otobüs yol masrafı olan 583,29-TL’den birlikte gidip geldiği … ile yarı yarıya karşılamış olmaları çerçevesinde yarı miktarı olan 291,65-TL’lik kısım toplamından oluşan 1.537,18-TL’nin reddedildiğini, bunun hukuka, gerçeklere ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yol giderinin işbu dava konusunun trafik kazasından kaynaklandığını, davalı yana yüklenmesinin zorunlu olduğunu, adli tıp raporunun tanzimi için hastane tarafından tahsil olunan 1.095,68-TL’nin de işbu dava kapsamında ve dava konusu kazadan kaynaklı bir masraf olduğunu, bunun da davalılar tarafından karşılanmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin kazanın hemen sonrasında kaza nedeniyle yaralanması nedeniyle, her gün hastaneye pansuman, kontrol, film vs nedenlerle tedaviye gitmek zorunda olduğuna göre ve o yaralı haliyle elbette taksiye binmek durumunda kaldığı (İzmir’e geldiği aracın kaza nedeniyle kullanılamayacak durumda olduğu da nazara alındığında) ve bu yol ücretinin de davalı tarafından karşılanmasının yasa gereği olduğunu, çok bariz ve esaslı bir hataya düştüğünün de alenen ortada olduğunu, öte yandan Avukatlık Ücret Tarifesi 3. maddesi 2. fıkrası hükmüne aykırı hüküm tesis ettiğini, her bir davalı için ayrı ayrı 3 adet 1.537,18-TL’şer olmak üzere davacı müvekkili …’in toplam 4.611,54-TL davalı yan vekalet ücreti ödemesine karar verildiğini, bunun bariz ve büyük bir hata olduğunu, müvekkili … açısından dava dilekçesinde, maddi tazminat taleplerinin 1.000,00-TL olduğunu belirttiklerini, davanın sonraki safhasında ise feragat ettiklerini, mahkemenin de bu yönde davanın reddine karar verdiğini, bu açıdan karara diyeceklerinin olmadığını, ancak davalılar lehine tayin olunan vekalet ücreti değerlendirmesinin çok yanlış ve hatalı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğunu, taleplerin ve sorumlulukların müşterek ve müteselsil sorumluluk ve haklar olmasına rağmen reddinde sebep tek ve aynı iken her 3 davalıya ayrı ayrı 1.000,00-TL’ şerden toplam 3.000,00-TL davalı vekalet ücreti tayin olduğunu, bunun da bariz ve ağır bir hata olduğunu, müvekkili … (dava tarihinde reşit olmadığı için vekili …) için dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerinin 1.000,00-TL olduğunu belirttiklerini, daha sonra feragat ettiklerinden … açısından maddi tazminat davasının reddine karar verildiğini, bu açıdan karara diyeceklerinin olmadığını, ancak bu doğrultuda davalılar lehine tayin olunan vekalet ücreti değerlendirmesinin çok yanlış ve hatalı olduğunu, reddinde sebep tek ve aynı iken her 3 davalıya ayrı ayrı 2.000,00-TL’şerden toplam 6.000,00-TL davalı vekalet ücreti tayin olduğunu, vekalet ücretinin sadece 1.000,00-TL olması gerektiğini, manevi tazminata dair de kararı istinaf ettiklerini, müvekkili … açısından; …’ün, % 2,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybına maruz kaldığını, yüzünde sabit iz kaldığını, bunların sundukları fotoğraf ile ortaya konulduğunu, mahkeme huzuruna çağrılmakla yüzündeki sabit izin hakim tarafından da bizzat görüldüğünü, müvekkilinin 1990 doğumlu olduğunu, kaza tarihi itibariyle 23 yaşında olduğunu, üzüntüsünün ve psikolojik olumsuzluğunun da oldukça yüksek olduğunu, davalı sürücünün % 100 kusurlu bir şekilde dikkatsiz ve özensiz araç kullanması nedeniyle işbu dava konusu kazada yaralandığını, otobüs işleten …’ın, ekonomik olarak davacı müvekkilinden çok çok daha iyi olanaklara sahip bir konumda olduğunu, olguları gözardı ederek çok cüz’i ve az bir manevi tazminat miktarı yani 6.000,00-TL öngörüldüğünü, öte yandan hem … hem de … için ayrı ayrı (2 defa) vekalet ücreti tayin etmekle manevi tazminat miktarının tamamına yakınının davalılara iade edilmiş olduğunu, talep etmiş oldukları 100.000,00-TL manevi tazminatın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili … açısından, % 3,3 oranında meslekte kazanma gücü nedeniyle 50.000,00-TL manevi tazminat talep ettiklerini, mahkemenin 5.000,00-TL’ lik kısmını kabul ettiğini, 45.000,00-TL’ lik kısmı ise reddettiğini, bu tazminat miktarının çok çok düşük kaldığını, öte yandan vekalet ücretlerini her iki davalı (davalı işleten ve davalı sürücü) başına 2.725,00-TL’ şerden ayrı ayrı iki defa toplamda 5.450-TL olarak hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, talep ettikleri 50.000,00-TL manevi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesini talep ettikleri, müvekkili …’nun trafik kazasında basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığını, 20.000,00-TL manevi tazminat talep ettiklerini, mahkemenin 2.000,00-TL’lik kısmını kabul etmiş olup bu kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin kazadan kaynaklı korku, panik ve endişeyi yaşadığını, kazanın Kurban Bayramı tatilinde meydana geldiğini, bu kazada yaralanan diğer davacı olan eşi …’nun yaralanmasından kaynaklanan tedavi işlemleri, hastane, pansuman ve diğer işlemleri için birebir ilgilenmek zorunda kaldığını, kaza nedeniyle davacı eşinin yüzünde sabit iz kalmasından ötürü davacı …’un da etkilendiğini, bu bağlamda eşinin yaşadığı psikolojik rahatsızlık ve manevi ızdırapları eşi olması çerçevesinde birebir en yakını olmakla …’ un da yaşadığını, eşinin moral motivasyonunu iyileştirmek için ekstra çaba sarf edeceğinin de ortada olduğunu, bu nedenle hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük bir oranda kaldığını, öte yandan reddolunan kısma ilişkin her iki davalıya 2.000,00-TL’ şerden ayrı ayrı iki defa vekalet ücreti verildiğini, hakeza vekalet ücreti ile ilgili hatanın düzeltilerek tek vekalet ücretine karar verilse dahi 2.000,00-TL-2.000,00-TL= 0,00-TL olmakla müvekkili …’un işbu kazada yaralanması, yaşadığı ızdırap ve acı, dava konusu kaza nedeniyle aile ziyaretleri ve bayram coşkusunu yaşamaktan mahrum kalması çerçevesinde manevi tazminatın çok düşük ve hatta tabiri caiz ise komik bir miktarda kaldığının ortada olduğunu, müvekkili … basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmış olup … için mahkemece 2.000,00-TL manevi tazminata hükmolunduğunu, bu kararın da hatalı olduğunu, …’nin kaza tarihinde henüz 16 yaşında ergen bir kız olduğunu, yoğun bir panik, korku ve telaş yaşadığını, öte yandan vekalet ücretleri bakımından mahkemece davalı başına 2.000,00-TL’ şerden ayrı ayrı iki defa vekalet ücreti öngörülmekle toplamda 4.000,00-TL davalı yan lehine vekalet ücretine karar vermiş olmakla, müvekkilinin tabiri caiz ise dava konusu kaza nedeniyle yaralandığı için bir nevi cezalandırılmış olduğunu, 20.000,00-TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri hususunda da mahkemece hata yapıldığını, eksik hesaplandığını, taraflara yüklenmesi konusunda da hata yapıldığını, maddi tazminat talepleri dikkate alınmalı iken sehven manevi tazminat taleplerine de bakarak yargılama giderlerinin büyük kısmının davacı müvekkilleri üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olduğunu, yargılama giderlerinin tamamının davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, davalı yan lehine vekalet ücreti tayin olunurken 2 ayrı hata yapıldığını, birinci hatanın; … ile ilgili talebin 1.000,00-TL olmasına rağmen, talep edilen meblağdan fazla olamaz kuralı çiğnenerek 2.000,00-TL öngörülmesi olduğunu, ikinci hatanın ise; reddolma nedeni tek ve aynı olmasına rağmen her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi olduğunu, manevi tazminattan reddolunan kısımlarla ilgili olarak da 2 davalı (davalı işleten ve davalı sürücü) için tek bir vekalet ücreti öngörülmesi gerekir iken her nasıl ki davacılar için öngörülen vekalet ücretleri tek olup, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına yani davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları öngörüldü ise aynı şekilde davalı yan vekalet ücreti tayininde de davalıların müştereken ve müteselsilen hak sahibi olduklarının öngörülmesi gerektiğini, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bölümünce, rapor tanzimi için alınan ve davacı müvekkillerinin ödemiş oldukları fatura bedellerinin davacı müvekkilleri üzerinde bırakıldığını, 1.145,49-TL ve 1.095,68-TL’nin davalı …, davalı işleten ve davalı sürücüden müştereken ve müteselsilen alınmak zorunda olduğunu, otobüs kullanmak zorunda kaldıklarını, otobüsün bedava yolcu taşımayacağını, otobüs biletlerinde kendi isimlerinin yazmamış olması, aile bireylerinin isimlerinin yazılı olmasının red sebebi olamayacağını, hakeza yargılamanın seyri esnasında da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine yani İzmir’e gelebilmek için yine iki defa otobüs yolculuğu yapmak durumunda kaldıklarını, bu ulaşım bedelinin de kazadan ve davadan ötürü sarf ettikleri masrafların davacı müvekkilleri üzerinde bırakılmasının mevzuata da hakkaniyete aykırı olduğunu” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi ve yol masrafları ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı yalnızca davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki kusur tespitine ve maluliyet oranına dair bir istinaf itiraz bulunmayıp bu hususların kesinleştiği anlaşılmıştır.
1-Bilindiği üzere, 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ve geçici 1. maddesi ile, trafik kazası sebebiyle kazazedelerin sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; 6111 sayılı Kanun gereği Kanun’un yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeniyle sunulan “belgeli” sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacıların dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden SGK, (belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı) sorumlu olacaktır. SGK’nın taraf olmadığı eldeki dava bakımından, mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davalıların sorumluluğu altındaki tedavi ve tedaviyle bağlantılı giderlerin usulünce belirlenmesi gerekirken, bu hususta eksik inceleme yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan rapor yeterli ve denetime elverişli olmadığı gibi, raporda belirlenmiş kısımlara ilişkin olarak da mahkeme gerekçesindeki; “…Davacılar vekili, davacılardan … ve … için tedavi amacıyla ulaşım gideri talep etmişse de buna dair mahkememize yazılı bir delil sunulmadığından, sunulan biletlerin ise davacılara ait olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki maddi tazminat taleplerinin reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile bu taleplerin tamamen reddi doğru olmamıştır. Kaza nedeni ile davacıların tedavileriyle ilişkili yaptıkları yol masraflarından/belgesiz ilaç masraflarından davalıların sorumlulukları olmakla birlikte, davacılar tarafından “işbu davanın açılmasından sonra” yapılan masrafların ise dava tarihinden sonra meydana gelen masraflar olmasından dolayı dava değeri içerisinde değerlendirilmesi mümkün olmamakla birlikte, maluliyet raporu alınması için yapılan istinaf itirazına konu bu masrafların mahkemece “yargılama giderleri” içerisinde değerlendirilmesi gerektiği izahtan varestedir. Bununla birlikte, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacı … için 1.095,00-TL ve davacı … için 1.145,49-TL Adli Tıp raporu olarak belirtilen masraflara rağmen, mahkemenin 02.11.2017 tarihli duruşma tutanağında sözkonusu raporlarla ilgili fatura tutarlarının 37,00-TL olarak belirtilmesi karşısında, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ve mahkeme kararında yargılama giderlerinin kalem kalem belirtilmeden (toplam 1.580,00-TL) yazılmış olması nedeniyle, yargılama sırasında rapor alınması için yapılan bu masrafların miktarı dosyanın mevcut haliyle çelişkili olup, tüm bu açıklamalara göre; kaza sonrasında tedavi ile ilgili masrafların -talep arttırım dilekçesi ile arttırılmış tutar sınırı- da dikkate alınarak dava değeri içerisinde değerlendirilmesi, dava açıldıktan sonra alınan raporlar bakımından ödenen rapor bedellerinin ise yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerekmekle, mahkeme kararının anılan sebeplerden dolayı eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir.
Bu drumda Mahkemece yapılması gereken iş; davaya konu edilen tedavi giderlerinden, KTK 98 madde hükmüne (6111 sayılı yasa değişikliği) göre SGK’nın sorumluluğunda bulunan ve bulunmayanların belirlenmesi için, “konusunda uzman doktor bilirkişiden” davacıların kazadaki yaralanmaları ile tedavilerinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı ve ulaşım gideri konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması; SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi giderleri ve belgesiz tedavi giderleriyle sınırlı olarak davalıların sorumluluğuna, SGK’nın sorumluluğunda olan belgeli tedavi giderleri yönünden ise davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderlerine dahil kalemlerin de tek tek tespit edilerek sonucuna göre davadaki haklılık durumlarına göre orantılı biçimde taraflara yüklenmesinden ibarettir. Bu yön itibariyle davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir (Aynı yönde bknz.Yargıtay 4. HD. 2020/3382 E.-2020/4482 K., 2021/5892 E.- 2021/9801 K).
2-Davacılar vekilinin manevi tazminata dair istinaf itirazları bakımından yapılan değerlendirmede; davacılardan …’in kaza nedeniyle yüz bölgesinde kemik kırığı olduğu, yüzünde sabit iz kalmamışsa da 3 ayda iyileşeceğine dair düzenlenen rapor, maluliyeti ve davalı tarafın %100 kusuru karşısında 50.000-TL olarak talep edilip 5.000-TL’ye hükmedilmesi, davacı … bakımından aynı sebeplere ilaveten yüzünde kalıcı iz de kalmış olması nedeniyle 100.000-TL olarak talep edilip 6.000-TL’ye hükmedilmesi, yine BTM ile giderilir şekilde yaralanmakla birlikte, bayram tatilinde bahse konu kazayı ve sıkıntılarını yaşamış bulunan diğer davacılar … ve … bakımından da 20.000-TL olarak talep edilip mahkemece 2.000’er TL’ye hükmedilmesi az olmuştur. Davacılar … ve … bakımından hükmedilen manevi tazminat tutarının aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretlerinden dahi neredeyse daha az kaldığı görülmekle, yaralanmalarıyla ölçülü olmak kaydıyla, ancak zarara uğrayanlarda manevi huzuru da gerçekleştirecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğinden, manevi tazminat tutarları bakımından davacılar vekilinin tüm davacılara ilişkin istinaf itirazlarının da kabulü gerekmiştir.
3-Maddi ve manevi tazminat red gerekçeleri ortak olan davalılar bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesi gereği davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2092 E.- 2021/4039 K) davacılar vekilinin vekalet ücretlerine ilişkin tüm davacılar bakımından yaptığı itirazları da haklı görülmüştür. Yine, davacı … bakımından feragat edilen tutar 1.000,00-TL olduğu ve tutarın yasal olarak aşılması mümkün olmadığı halde 2.000,00-TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi yönüyle de karar hatalı olmuştur.
4-Davacılar vekilinin yargılama giderleri hesabında yalnızca maddi tazminatların esas alınması, manevi tazminat tutarlarının ise dikkate alınmamasına dair itirazı ise; usul ekonomisi bakımından bu davalar birlikte görülmekle birlikte her iki davanın bağımsız olması nedeniyle yerinde görülmemiş, ancak maddi ve manevi tazminatlar bakımından hüküm fıkrasında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekliliği bakımından mahkemece yeniden verilecek kararda bu hususa dikkat edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
5-Ayrıca kabule göre de, davacı küçük … bakımından, annesinin de sağ olmasına ve dava dosyasındaki vekaletnamede de adı geçmesine rağmen karar başlığında belirtilmemiş olması doğru olmamış, ancak bu davacının halihazırda reşit olduğu görülerek, Dairemiz karar başlığında bizzat kendi kimliğiyle yazılmış olmakla, bu husus yalnızca eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/258 Esas – 2019/157 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 09/03/2022