Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1060 E. 2022/583 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1060
KARAR NO : 2022/583

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2017 (Dava) – 30/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/190 Esas – 2019/9 Karar
DAVA : Marka (Maddi ve Manevi Tazminat İstemli)
BİRLEŞEN DOSYA
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2017 (Dava) – 12/04/2018 (Karar)
NUMARASI : 2018/189 Esas – 2018/53 Karar
DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 06/04/2022
İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/190 Esas- 2019/9 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların marka ihlali ve haksız rekabet eyleminde bulunduklarını, müvekkiline ait 203675 nolu … markasını ve 2011/03892 nolu ambalaj tasarımlarını ihlal ettiklerini, eylemlerinin haksız rekabet oluşturduklarını belirterek fazla hakları saklı olmak üzere 30.000 TL maddi, 5.000 TL manevi ve itibar tazminata karar verilmesini ihlal tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasını, ihtiyati tedbir kararı verilerek davalı ürünlerinin toplanmasını, davalıdan teminat alınmasını, davalıdan zararın hesabı için ticari belgelerinin sunumunun sağlanmasını, esas kararın kesinleştiğinde ilanını talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu diğer davalı …’den lisansla aldığı markayı kullandığını, tescilli hak kullandığını, davanın reddinin gerektiğini, ürün ve markaların farklı olduğunu, tasarımın farklı olduğunu savunmuş davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, 2014/25863 nolu “…” markasını tescillediklerini, karşı tarafın bir itirazı olmadıklarını, markanın geçerli ve farklı olduğunu, karıştırma ihtimali bulunmadığını, iddiaların dayanıksız olduğunu, haksız rekabet bulunmadığını, davacı ürünü ile bire bir benzerlik olmadığını, tedbir şartları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kimya alanında faal olduğunu, 1999’dan beri korunan … markasına sahip olduğunu, davalı tarafın “…” markasını tescillediğini, 2014/25863 nolu markanın 27.03.2014 tarihli başvuru, 13.04.2015 tescil tarihli olduğunu iltibas taşıdığını belirterek kaydına tedbir konulmasına, benzerliği tespit edilerek sicilden terkin edilmesine, ilan yapılmasına, karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; marka hakkına bir tecavüz olmadığını, markalarının mutlak ve nispi red nedenlerini aşarak tescillendiğini, hükümsüzlük sebebi bulunmadığını, karıştırma ihtimali olmadığını, farklı bir marka olduğunu savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu davacı ve davalı şirket beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… davalı “…” markasını kötü niyetle, önceki tarihli “…” markasına yanaşarak tescillediği ve kullandığından, tescilli hak kullanma savunması yerinde görülmemiştir. Ayrıca, davalının ambalaj benzetme ve tasarım kullanma eylemleri de ihlal oluşturmaktadır. Bunlara bağlı olarak da sınai hak ihlalinden ve tazminattan sorumludur. Nitekim SMK’nın 155. maddesi ise tescil savunmasının dinlenmeyeceğini ön görmektedir…” gerekçesiyle; ana dosya bakımından; davalıların “…” ibareli etiket taşıyan davacı tasarımına benzer şişede sunulan çamaşır suyu ürünlerini üretme ve satma eylemlerinin sınai haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bundan böyle önlenmesine, “…” ibaresini taşıyan ürünlerin toplanarak ticaret kanallarından çıkarılmasına, imhasına, 11.371,41 TL maddi tazminatın, 4.000 TL manevi, 1.000 TL itibar tazminatının ihlalinin tespit edildiği 14/08/2018 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlı ticari faiziyle birlikte müşterek müteselsilen davalılardan tahsil edilerek, davacıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde, hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderleri davalıya yüklenerek, ilan edilmesine, ilan için kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde başvuru gerektiğine, 3 ay içinde başvurulmadığı takdirde ilan hakkının düşeceğine, Birleşen dosya bakımından; davalı … adına kayıtlı 2014/25863 nolu “…” ibareli 3. sınıfta kayıtlı 27/03/2014 başvuru, 13/04/2015 tescil tarihli markanın hükümsüzlüğüne sicilden terkinine, karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Paz – … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; incelenen ürünlerdeki marka ile davacı markasının benzerliğine ilişkin kabule katılmadıklarını, her ne kadar gerekçede belirtilen şekilde davacının tescilli “…” ibaresi ile incelenen ürünlerde ki “…” ibaresinde bir harf farklı olsa dahi, davacının, çamaşır suyu ürünü için tanımlayıcı olan … sözcüğünün sonuna yine ürünün ait olduğu temizlik maddeleri için kullanılabilecek .. ibaresini ekleyerek markalaştırıldığını, davalı markası olan ….’ın ise herhangi bir anlamının olmadığını, davacı markası ortalama tüketici tarafından … ve … şeklinde iki hece şeklinde söylendiğini, “…” markasında tanımlayıcı “…” kelimesinden uzaklaşılmış, … ibaresinin okunuşu …. ve … heceleri şeklinde olduğunu, davacı markasında ortalama tüketici markanın başındaki … sözcüğünün temizleyici etkisini bilerek bu ibareye odaklanırken, davalı markasındaki …. ibaresini esas aldığını, ayrıca … sözcüğünün ilk hecesi … şeklinde olup … ile çağrıştırılmayacağını, … ibaresine eklenen … ibaresinin ise markaya ayırt edicilik kazandırdığını, her ne kadar ürün üzerinde … ibaresi … ibaresine göre daha büyük yazılmış olsa da, mavi renk ile yazılan … ibaresinin markanın ayırt edicilik kazandıran esas unsuru olduğunu, iltibas incelemesi anlamsal, işitsel ve genel görünüm olarak bütünsel bir değerlendirme yapıldıktan sonra yargıya varmayı gerektirdiğini, davacının tanımlayıcı olan bir kelimeyi marka olarak uzun yıllar öne tescil ettirmiş ve kullanmış olması, markasının tanımlayıcı/jenerik bir marka olduğu gerçeğini değiştirmediğini, …’a ait hiç bir anlamı bulunmayan, yaratılmış bir marka olan … markası ile davacı markasının anlamsal benzerliğinin söz konusu olmadığını, …’a ait markanın ilk sözcüğünün … olması da davaya konu markalar arasındaki işitsel benzerliğinin de son derece sınırladığını, mahkemenin tasarımların benzer olmadığına dair bilirkişi heyet görüşüne rağmen tasarımların benzer olduğu gerekçesi ile markalar ve ambalajlar, tasarımlar benzer olmadığından mahkemenin haksız rekabete ilişkin gerekçelerinin yerinde olmadığını, mahkemenin tazminat hesaplaması yönünden dikkate aldığı bilirkişi ek raporunun tazminata ilişkin kısımlarının ise tamamen davacının sunduğu verilere dayandığını, tercih edilen hesaplama yöntemine uymayan, adeta fikri mülkiyet tazminat hesaplama yöntemlerine aykırı yöntemlerle hesaplama yapıldığını beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafından kullanılmakta olan markanın Türk Patent Enstitüsü ile 25863 Marka no ile tescilli bir marka olup 27.03.2014 tarihinden itibaren on yıl süre ile 13.04.2015 tarihinde 2014/25863 marka no ile tescil edilmiştir. Türk Patent Enstitüsü tarafından tescilli bir markanın kullanımı nedeni ile; haksız rekabet, tecavüz söz konusu olmadığından tecavüzün önlenmesi, markanın kullanımının engellenmesi ve tazminat talebinin hukuken olanaksız olduğunu, tarafından “…” olarak tescil ettirilen markanın TPE tarafından yapılan tescili aşamasında tarih itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK kapsamında mutlak red ve nisbi red kararı söz konusu olmadığını, marka başvurusu gibi tescil edildiğini, TPE tarafından “…” markasının tesciline dair yapılan ilan sonrası davacı firmanın dahil hiçbir firma ve kişi tarafından süresinde yapılan itirazın da söz konusu olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği şekilde davacı firmaya ait “…”*” markası ile tarafımdan tescil ettirilmiş bulunan “…” markası arasında görsel , işitsel bir benzerlik ve yakınlaşma bulunmadığını, bu iki markanın halk tarafından karıştırılma ihtimalinin de söz konusu olmadığını beyan ederek istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, marka ve tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabete aykırılık sebebiyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava ise marka hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı asil … ve davalı şirket vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Birleşen dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı markası ile davacı markasının aynı faaliyet ( temizlik malzemeleri) alanında oldukları, markaların işitsel, görsel ve kavramsal olarak benzer olup her iki marka arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğu anlaşılmakla, davalı …’ın birleşen dava yönünden istinaf başvurusu haklı görülmemiştir.
2-Asıl dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelemesinde;
Dava, marka ve tasarım hakkına dayalı tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacının davasının kabulü ile tecavüzün tespiti, durdurulması ve engellenmesine, maddi ve manevi tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde maddi zararının 6769 sayılı SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca marka bir lisans anlaşması ile hukuka uygun bir şekilde kullanılsaydı ödenmesi gereken lisans bedeline göre maddi tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının örnek lisans sözleşmesi sunmadığı belirtilerek davacının verdiği bilgilere dayanılarak varsayımsal olarak hesap yapılmıştır. Mahkemece bu asıl ve ek rapor esas alınarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılması gereken iş, ilgili ticaret odası ya da meslek kuruluşlarından emsal sözleşme örnekleri sorulması, bulunamaması halinde ise lisans bedelinin hesaplanmasında markaya ait ciroya yüzde olarak uygulanacak miktarın tespiti ile lisans bedeli belirlenir iken davacının dava konusu ürün satış hacmi, piyasa hacmi, geçmiş yıllardaki satış performansı, ürünün niteliği, davacının piyasadaki pazar payı, markanın ekonomik değeri, genel ekonomik koşullar, davalıda ele geçen tespit edilen ürün miktarı, tecavüzün süresi gibi etkenler dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir lisans bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek olan bu bedele uygun olarak manevi tazminat miktarına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle maddi ve manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalıların istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekili ile … Paz – … vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl dava yönünden KABULÜ ile, İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/190 Esas- 2019/9 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yukarıda yazılı şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; … tarafından yatırılan 324,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-… Paz – … tarafından yatırılan 279,58-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında istinaf eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 06/04/2022