Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1054
KARAR NO : 2022/459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017 (Dava) – 22/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/323 Esas-2019/55 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarihli 2017/323 Esas ve 2019/55 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2015 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile plakası belli olmayan aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yaya davacı …’a çarparak davacının yaralandığını, yaralanmaya bağlı olarak fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden kusuru oranında tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili; Karayolları Trafik kanununun madde 97’deki başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddinin gerektiği, yetki yönünden İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, esasa ilişkin olarak sorumluluğun 290.000-TL limitle sınırlı olduğunu, davacının maluliyete ilişkin tespitin resmi makamlarca yapılması gerektiğini, Aktüer hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve kazanç kaybı zararının güvence teminatı dışında bulunduğunu, hesaplanacak tazminattan mütefarik kusur ve hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “….07/10/2015 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile plakası belli olmayan aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yaya davacı …’a çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verildiği, meydana gelen kazada plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın % 100 kusurlu olduğu, davacının ve … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın tam kusurlu olduğu bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde 5684 sayılı yasanın 14. md göre …nın sorumlu olduğu, kaza sebebiyle davacının 6325,97-TL geçici iş göremezlik zararı 18.551,05-TL kalıcı iş gücü kaybı zararınının oluştuğu, tazmininden 2918 sayılı yasanın 85 ve 5684 sayılı yasanın 14.md göre … sorumlu olduğu….” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile 6.325,97-TL geçici iş göremezlik zararı, 18.551,05-TL malüliyet zararı olmak üzere toplam 24.877,02-TL maddi zararın 16/01/2017 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …ndan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle ; dava açılma tarihi ile kaza tarihi dikkate alındığında kararın usul ve yasaya aykırı olduğunun anlaşılacağını, davacının maluliyeti ile ilgili olarak davacı vekilince 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde alınmış özür raporu alınmadan geçersiz başvuru yapıldığı gibi; yerel mahkemece de yasaya aykırı surette yasa ile belirtilen yönetmeliğe uygun usul ve esaslarda yine belirtilen yetkili kurumdan özürlü sağlık kurulu raporu alınmadığını, hükme mesnet yapılan raporun, yasada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ve özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili olmayan heyet tarafından verildiğini, verilen karar ile müvekkili kurum aleyhine; davacının geçici iş göremezliği ve bu dönemdeki bakıcı ihtiyacı ile ilgili olarak, usul ve yasaya, hakkaniyete aykırı surette tazminata hükmedildiğini, davacının geçici iş göremezlik ve bu dönemdeki bakıcı ihtiyacına ilişkin taleplerinin kaza tarihi dikkate alındığında 01.06.2015 ve 02.08.2016 değişiklik sonrası Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde güvence kapsamında bulunmadığından reddinin gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, savcılık dosyasında alınan 15.08.2016 tarihli trafik eğitmeni bilirkişiden alınan raporda dava dışı …’a ait aracın kazalı halini gösteren fotoğrafların incelendiği ve bu aracın arka sol tamponunun darbe almış olduğunun yani bu araca arkadan plakası alınamayan bir aracın çarparak kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edilmesi karşısında kazanın ispatının gerçekleşmiş olduğu, davacının davalıya ilgili evraklarla başvurduğunun dosya kapsamına göre sabit olduğu, bu şekilde başvuru şartının yerine getirilmediği iddiasının yerinde olmadığı, davacı çocuğun kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyet oranının kaza tarihindeki mevzuata uygun biçimde tespit edilmiş olduğu, davacı çocuğun maluliyeti nedeniyle, tüm yaşamında daha fazla efor sarfetmek zorunda kalacağı ve maluliyetten kaynaklanan zararının efor kaybı tazminatı olarak nitelenip hesaplanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarihli 2017/323 Esas ve 2019/55 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.699,34 TL istinaf karar harcından peşin alınan 424,83 TL” nin mahsubu ile kalan 1.274,51 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2022