Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1047 E. 2022/396 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1047
KARAR NO : 2022/396

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2012 (Dava) – 20/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2014/441 Esas – 2018/1244 Karar
ASIL DAVA : İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/441 E. Sayılı dosyası
BİRLEŞEN DAVA : (Kapatılan) İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/670 E. sayılı dosyası
DAVA : Rücuen Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 03/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2014/441 Esas ve 2018/1244 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili asıl dosyada dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 44725088 nolu ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın, … plaka sayılı davalı …’ ın maliki olduğu dava dışı alkollü …’ın sevk ve idaresinde bulunan aracın 16/07/2012 tarihinde kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında … plakalı aracın hasar gördüğünü, … plakalı araçta 15.302,00.-TL’ lik hasar oluştuğunu, davalının aracına ait kasko sigortasının da davacı şirkette olduğundan bahisle şirket içi cari hesaptan kasko poliçesine aktarılan para ile de tamirat bedelinin ödendiğini, ZMMS genel şartlarının 4/d maddesi hükmü gereği sigortalısı aleyhine rücu hakkına sahip olduğunu, davalının maliki olduğu … plakalı aracın trafik kaydı üzerine kesin hükme kadar devam etmek üzere tedbir konulmasına, 15.302,00-TL’ nin ödeme tarihi 04.10.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosyada dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu ve dava dışı alkollü …’ ın sevk ve idaresindeki müvekkili sigorta şirketi tarafından 44725088 nolu ZMMS ile sigortalanan … plaka sayılı araçla 16/07/2012 tarihinde kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında … plakalı aracın hasar gördüğünü, kaza sonrası … plaka sayılı araçta yapılan pert total çalışmasında aracın piyasa değerinin 9.500,00-TL si, sovtaj değerinin ise 3.600,00-TL si olduğunun tespit edildiği, bakiye 5.900,00-TL hasar tutarının 13/08/2012 tarihinde araç maliki …’ ya ödendiğini, müvekkili şirketin hasar bedelini ödemekle ZMMS Genel Şartları 4/d maddesi hükmü uyarınca sigortalı aleyhine rücu hakkında sahip olduğunu belirterek 5.900,00-TL tazminat alacağının ödeme günü olan 13/08/2012 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca kesin hükme kadar devam etmek üzere … plaka sayılı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili asıl dosyada cevap dilekçesinde özetle; İlk itirazlarında görevli Mahkemelerin Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, yetkili Mahkemelerin Torbalı Mahkemeleri olduğunu, dava ve birleşen dava nedeni ile müvekkiline husumet yönetilemeyeceğini, ZMMS genel şartları uyarınca sigorta şirketine rücu imkanı veren sebeplerin meydana gelmediğini, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu kazada sürücünün … olmadığını, … olduğunu, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin aslı kusurlu olduğu, somut olayla ilgili Torbalı C.Başsavcılığının 2012/3734 Sr. Sayılı dosyasında halen soruşturmanın halen devam ettiğini, kaza tespit tutanağının gerçeği içermediğini, ve kolluk görevlilerince müvekkili aleyhine kasti olarak düzenlendiğini beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilemesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”… mahkememizce bekletici mesele yapılan Torbalı 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/361 E.sayılı dosyasında davaya konu olayda araç sürücüsünün … olduğunun kabulü ile; …’ın alkollü bir şekilde araç kullanması nedeni ile trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi ve kararında kesinleşmesi nedeniyle davalının bu yöndeki bayanlarına itibar edilmemiş, davalının, davacı sigortanın kazaya karışan diğer araç maliklerine yapmış olduğu ödemeyi davalıdan, davalının sigortalı aracı alkollü bir kişinin kullanmasına izin vermesi nedeniyle rücuen talep edebileceği kanaatine varıldığı..” gerekçesiyle; ”…asıl dava yönünden davanın kabulü ile 15.302,00 TL hasardan kaynaklı rücu tazminatının 04/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/670 esas sayılı dosyası yönünden; davanın kabulü ile 5.900,00 TL hasardan kaynaklı rücu tazminatının 13/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesinde sayılan ve sigorta şirketine rücu imkânı veren nedenlerin hiçbirinin somut olayda bulunmadığını, bu nedenle davacı sigorta şirketinin müvekkilinden herhangi bir rücu imkânı da bulunmadığını, kazanın müvekkilinin sahibi olduğu … plakalı aracın olay günü … sevk ve idaresinde iken gerçekleştiğini, kazaya karışan ve araçlarının zarar görmesi ile davacı şirkete başvuru yapan … ve … plakalı araç sahiplerinin kazanın meydana gelmesinde asli kusuru bulunduğunu, zira somut olayun, … plakalı araç sürücüsünün aracını, müvekkiline ait … plakalı aracın önüne bir anda kırması neticesinde gerçekleştiğini, bu hususta düzenlenen raporların ise hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kaza sonrasında tutulan trafik kazası tutanağını kabul etmediklerini, söz konusu raporun kazaya karışan sürücü beyanlar dikkate alınmadan ve hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, somut olaya ilişkin yeniden keşif icrası ile olay yerinde dinlenecek tanık anlatımları doğrultusunda düzenlenecek bilirkişi raporları ile gerçeğin ortaya çıkacağını, nöroloji uzmanının sürücünün alkol seviyesi ile kazanın oluşmasındaki etkenleri evrak üzerinden tespit edebilmesi mümkün olmayıp, bu tespitlerin ancak somut olayın gerçekleşmesinden hemen sonra konusunda uzman bilirkişilerce yapılabileceğini, alkol seviyesi ile kazanın oluşmasındaki etkenleri evrak üzerinden tespit edemeyeceğini, bu nedenle nöroloji uzmanı tarafından somut olayın salt alkolün etkisi ile meydana geldiği yönündeki tespitlerini kabul etmediklerini, kaldı ki somut kazanın meydan gelmesinde diğer sürücülerin de kusuru bulunduğunu, ayrıca tespit edilen hasar miktarlarının ayrıntılı ve kalem kalem belirtilmemiş, parça ve işçilik ücretleri piyasa miktarlarının üzerinde, fahiş miktarda tespit edilmiş olduğunu, bilirkişilerin hasar yönünden tespitlerinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/441 E. sayılı dosyası ve birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/670 E. sayılı dosyası yönünden verilen karar hukuka aykırı olup hukuka aykırı kararların istinaf kanun yolu ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Asıl dava ve birleşen dosya yönünden, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün alkollü araç kullanmak suretiyle (117 promil) davaya konu maddi hasarlı kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermesinden kaynaklı, dava dışı şahıslara araçlarında meydana gelen hasar nedeniyle ödenen hasar tazminatlarının ZMMS poliçesi kapsamında araç işleteni davalıdan rücuen tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkemece; asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Somut olayda; dava dışı sürücü …’ın 16/07/2012 günü saat 01.15 sıralarında idaresindeki … plakalı araç ile İzmir’den Torbalı yönüne seyretmekte iken,direksiyon hakimiyetini kaybederek aynı istikamette sağ şeritte seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonetin sol arka kısmına çarparak yolun sol kısmına savrulmak suretiyle yolun sol şeridinde aynı yöne seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarpması suretiyle maddi hasarlı ve yaralamalı kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada dava dışı …’ ın asli kusurlu olduğunun trafik kaza tespit tutanağında belirtildiği, dava dışı sürücü …’ ın kaza sırasında 117 promil alkollü olduğu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 14/09/2012 tarih ve 2012/13106 sayılı ve Torbalı Devlet Hastanesinin raporu ile tespit edildiği; … plakalı davalı aracının davalı adına 22/08/2011- 22/08/2012 tarihleri arasında davacı … Sigorta A.Ş’ ne Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, dava konusu kazanın ise 16/07/2012 günü meydana geldiği araç başına maddi zarar limitinin 20.000,00 TL, kaza başına 40.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’ nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Makine Mühendisi, Sigorta Hukuk Uzmanı ve Nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 01/07/2013 havale tarihli raporda özetle ; asıl dava yönünden … pkalalı araç hasarı için ödenen 15.302,00,-TL. nin davalıdan 04/10/2012 Ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte talep edilebileceği; birleşen dava yönünden … plakalı araç hasarı için ödenen 5.900,00,-TL nin davalıdan 13.08.2012 tarihinden faizi ile birlikte talep edilebileceği, davada taraf olmayan sürücü …’ın idaresindeki araç ile yolun sol tarafında aynı yönde seyir halinde olduğundan,| davada taraf olmayan sürücü …’nın idaresindeki araç ile yolun sağından seyir halinde olduğundan herhangi; bit kural ihlali bulunmadığından bu sürücülere kusur izafesinin mümkün olmadığı; kan alkol düzeyi ve bu düzeyde alkolün yapabileceği etkiler ve kazanın oluş şekli göz önüne alınarak yapılabileceği, kazadan sonra araç sürücüsü …’ın alkolmetre ile bakılan kan alkol düzeyi 1.17 promil bulunduğunu düzeylerde alkolün yukarda belirtilen (dikkat, algılama; beceri, ani durumlar karşısında hızlı karar verme, mesafe ayarlama hareketlerin koordinasyonu gibi zihinsel ve davranışsal yeteneklerde belirgin bozulma, dengesizlik ) etkılen göstermesi, dolayısıyla sürücülük becerilerini anlamlı şekilde bozması beklendiği, kaza tutanağında kazaya sebep olma ihtimali olabilecek harici olumsuzluklardan ( kötü hava şartları, yol kusurlan trafik- akışının olumsuz etkileri, teknik arıza, yol üzerinde mıcır, yağ, mazot kalıntıları vb.) hiç birisinin tespit edilmediği, araç sürücüsü …in; kaza sırasındakı kan alkol düzeyinin (1.17 promil) neden olacağı etkiler ve kazanın oluş şekli göz önüne alınarak alkolün kazanın oluşunda salt etkili olduğu belirtilmiştir.|
Torbalı C.Başsavcılığının 2012/3734 Sr. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; şüpheli …’ın emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek derecede alkollü şekilde … plaka sayılı aracı kullanarak söz konusu kazayı meydana getirdiği ve bu suretle üzerine atılı Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak suçunu işlediği, …’ın alkollü olması nedeniyle kazadan sonra …’ı suçtan kurtarmak amacıyla şüpheli …’nın … plaka sayılı aracı kendinin kullandığını yetkili makamlara beyan ederek üzerine atılı suç üstlenmek suçu işlediği, olaydan hemen sonra …ın oğlu …’ı suçtan kurtarmak için olaya karışan diğer sürücülerle ve olay tanıkları ile irtibat kurarak aracı …’ın kullanmadığı yönünde ifade vermeleri hususunda kurgu yaparak telkin ve baskıda bulunduğu ve adil yargılanmaya etki etme suçunu işlediği, şüpheliler … ve … ile birlikte … plakalı aracı …’ın kullandığını bilmelerine rağmen …’nın kullandığını ifade etmek suretiyle bu etki ile yazılı yalan tanıklık suçundan Torbalı 2.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı; Torbalı 2.Asliye Ceza Mahkemesinin kararının temyizi üzerine Yargıtay onayı ile kesinleşen 2014/361 E. 2015/33 K sayılı kararı ile sevk maddeleri uyarınca cezalandırıldıkları anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun, açık anlaşılır, hükme esas alınmaya elverişli olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin ve sürücü …’ ın kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunun bilirkişi raporları ile tespit edildiği, dolayısıyla her iki dosya açısından davacının rücu hakkının doğduğu, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2014/441 Esas ve 2018/1244 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; asıl ve birleşen dosya yönünden alınması gereken 1.448,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 362,08 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.086,22 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022