Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1045 E. 2022/305 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1045
KARAR NO : 2022/305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2017 (Dava) – 14/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/686 Esas- 2019/106 Karar
DAVA : Tazminat (Zorunlu Trafik Poliçesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarihli 2017/686 Esas ve 2019/106 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ve … plakalı araçların karıştıkları 08/05/2017 tarihli maddi hasarlı trafik kazasında müvekkilinin aracının hasar gördüğünü, kusurun davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünde bulunduğunu, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/80 D. İş sayılı dosyası ile yaptırmış oldukları tespit sonucu davacıya ait araçtaki hasar miktarının 26.304,00.-TL olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketine yaptıkları müracaatın sonuçsuz kaldığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00.-TL hasar bedeli ve 10,00-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 15.010,00.-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine 24/04/2017-24/04/2018 tarihleri arasında zorunlu trafik poliçesi ile teminat altına alındığını, davanın ve hasar ile kazanın illiyet bağının davacı tarafından ispatı gerektiğini, davalı merkezinin İstanbul Anadolu olduğunu, yetkili mahkemenin de anılan yer Asliye Ticaret Mahkemeleri bulunduğunu, davacıya ait araçta değer kaybı oluşmayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere poliçe miktarı ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;”…. her ne kadar alınan bilirkişi raporlarında kaza ile hasarlı parçaların uyumlu olmadığı belirtilmiş ise de bunun aksinin Yargıtay ve İstinaf kararlarında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketi tarafından ispatlanması gerekir. Davalı sigorta şirketi buna ilişkin herhangi bir delil sunmamış aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olan kaza tespit tutanağının aksini ispatlayamamıştır bu nedenle meydana gelen kazada davalı sigorta şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu ve toplam hasar miktarının 18.781,62.-TL olup, değer kaybı oluşmadığı yönündeki bilirkişi raporu nazara alınarak..”,,,, “….Davanın kısmen kabulüne, 18.781,62.-TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, değer kaybına ilişkin istemin reddine…… ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 22.02.2018 tarihli ve 12.11.2018 tarihle alanında uzman bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan her iki raporda da … plakalı otomobilin hasarları ile 08.05.2017 tarihli kazanın uyumlu olmadığının açık bir şekilde belirlendiğini, taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağının kazanın meydana geldiğini ispata elverişli olmadığını, kaldı ki, kazanın meydana geldiğinin kabulü halinde dahi iddia edilen zarara ilişkin hasarın kaza sonucu meydana gelip gelmediğinin incelenmesi gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına yönelik tazminatın, zorunlu trafik sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın hasar bedeli yönünden kabulüne, değer kaybı yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK’nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1. maddesi uyarınca, sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, “zorunlu sigorta limitlerine kadar” temin eder, hükmü mevcuttur.
Anlaşmalı kaza tespit tutanağına göre, davaya konu trafik kazası, davacıya ait bulunan ve dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca, … ve … plakalı araçların 08/05/2017 günü çarpması şeklinde gerçekleşmiştir.
Kazaya karışan … plakalı kamyonet, davalı sigorta şirketince 24/04/2017-24/04/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu trafik sigorta poliçesi ile davacı adına maddi hasarlı kazalarda kaza tarihi itibariyle araç başına 33.000,00 TL limit ile teminat altına alınmıştır.
Dava tarihinden önce, davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmiş, ancak davalı sigorta şirketince davalıya ödeme yapılmamış, söz konusu araç ekspere bırakılmadığından dosya talepsiz olarak kapatılmıştır.
İlk derece mahkemesince, yargılama sırasında Karayolları Fen Heyetinden alınan 22/02/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; … plakalı araçtaki hasarın dava sonrası düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında belirtilen tespite ve krokiye uygun olmadığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu ve davacıya ait araçta 18.781,62 TL hasar miktarı olduğu, değer kaybı oluşmadığı bildirilmiş, davacı vekilince iş bu rapora itiraz edilmesi sonucu bu kez İTÜ’den alınan 12/11/2018 tarihli üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan rapora göre ise, davacıya ait … plakalı araçtaki hasar ile kaza ve darbelerin uyumlu olmadığı, … plakalı araç fotoğraflarının 24/05/2017 tarihli tespit raporunda belirtilen yedek parçaların uyumlu ve isabetli olduğu, araçtaki hasar miktarının 18.781,62 TL olduğu, değer kaybı oluşmadığı belirtilmiştir.
Buna göre, davacıya ait … plakalı araçtaki hasarların, anlaşmalı trafik kaza tespit tutanağında belirtildiği şekilde meydana gelmediği, 08/05/2017 tarihli trafik kazası ile davacıya ait araçtaki hasarların uyumlu olmadığı, bir başka yerde ve başka şekilde meydana gelebilecek hasarlardan olduğu – sonucuna ulaşılarak, sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kurulunun 2017/11-1314 Esas, 2017/1244 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 2020/1683 Esas, 2021/2062 Karar, ve 2016/1612 Esas,2016/2560 Karar sayılı ilamları aynı doğrultudadır.)
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, Dairemizce davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli ve 2017/686 Esas- 2019/106 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 -TL karar harcının, peşin ve ıslah ile alınan 323,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 242,64-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine”
” ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 121,30 TL başvuru harcı ile 13,50 TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 134,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.