Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1040 E. 2022/355 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1040
KARAR NO : 2022/355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2015 (Dava) – 14/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2015/625 Esas- 2019/186 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli 2015/625 Esas ve 2019/186 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza tarihi olan 15/05/2011 tarihinde arkadaşının motosikletinde yolcu olarak seyahat etmekteyken davalı sürücü …’ın alkollü bir şekilde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpıştığını, çarpmanın etkisi ile müvekkilinin motosikletten fırladığını, davalı sürücünün aracının üzerine düştüğünü, bu olay nedeni ile müvekkilinin hastaneye sevk edildiğini, iç kanamasının ve kırıklarının olduğunun tespit edildiğini, dalağının alındığını, dalağın alınmasının organ kaybı niteliğinde olduğu, davacının kaza tarihinde … Spor Klübünde lisanslı futbol oynadığını, geçimini de futbol oynayarak sağladığını ancak kazadan sonra dalağının kaybı nedeni ile futbol oynaması mümkün olmadığından 19 yaşında futbolu bırakmak zorunda kaldığını, bunun yanında hayatı boyunca hiçbir ağır işte çalışması da mümkün olmayacağını, davacının kaza nedeniyle madde ve manevi zarara uğradığını, bu nedenlerle 25.000-TL manevi tazminatın ve 2.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/06/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtmiş oldukları maddi zarar istemini 130.051,12 TL olarak arttırdıklarını belirterek davanın kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 130.051,12 TL maddi zararın 97.538,34-TL’lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, kalan kısmının sadece sigorta şirketinden tahsili ile kaza tarihi olan 15/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazası nedeniyle, müvekkili hakkında İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/553 esas sayılı dosyasından devam eden ceza davası bulunmakta olup, ceza davasında verilecek karar mahkeme dosyasında verilecek kararı etkileyeceğinden HMK 165. maddesi gereğince ceza dasyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98/1. maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödemesinin usul ve esasları çerçevesinde SGK tarafından karşılandığını, bu nedenle anılan davada bu kapsamdaki giderler için müvekkillerine husumet yönetilemeyeceğinden davanın öncelikli olarak husumet yönünden reddine, davacının dava konuzu taleplerini ve talep edilen zarar kalemlerini açıklaması gerektiğini, müvekkiline kusur yüklenmesini kabul etmediklerini, motosiklet sürücüsü …’in olayda asli kusurlu olduğunu, bu nedenle kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılarak davacının yaralandığı kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespiti gerektiğini, manevi tazminatın amacının, manevi yönden elem duyan kişinin bu elemini bir ölçü de olsa hafifletmek olduğunu, miktarın lehine hükmedilen için bir zenginleşme sebebi olamayacağı gibi aleyhine hükmedilen için bir ceza niteliği de taşımaması gerektiğini, zarara uğrayanın ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olduğunu, manevi tazminat talebinin 98. madde yollamasıyla aynı Kanunun 49. maddesinde tanımlandığını, hakim tarafindan tayin edilecek manevi tazminat miktarının tayininde haksiz fiil oluşturulan olayın özelliği yanında tarafların sıfatının, sosyal ve ekonomik durumlarının dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, ( Emsal HGK. 2006/4224 E, 2008/291 K. 10.5.2006 HK.sayılı ilamı ) somut olayda davalı tarafından yapılan tedavi mevcut dişlerin sökülerek yerine protez gerektiren bir tedavi olup tedavinin gereği olarak hastaya rahatsızlık ve acı verici nitelikte olduğunu, davacının duyduğu acı ve huzursuzluğun tedavinin doğal sonucu olduğu ve manevi tazminatın niteliğinin bir ceza ya da zenginleşme aracı olamayacağına ilişkin ilkeler birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, mahkemece açıklanan ülkeler ve olay özellikleri ile tarafların sosyal ekonomik özelliklerine göre makul oranda manevi tazminat miktarı belirlenmesi için kararın bozulmasının uygun bulunduğunu, tüm bu anlatımlara göre, talep edilen manevi tazminat talebinin de haksız olup, bu yönden de davanın reddi gerektiğini, açıklamış oldukları ve Mahkemece re’ sen değerlendirilecek nedenlerle; haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı ve müvekkil şirket sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte … plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde, 1254142 poliçe numaralı, 05/06/2010-2011 vade tarihleri arasında olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik ) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında vce maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğu poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak- söz konusu olabilecektir. Kusurun tespitini takiben bu davadaki taleplerle ilgili sigorta konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve taleplerin sigorta poliçesi teminatına girip girmediğinin araştırılması/ değerlendirilmesi gerektiğini, teminat miktarının müvekkil şirketin sorumluluğunun üst sınırı olup, ancak sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ve zararın kusurlu hareket neticesi oluşması halinde geçerli olacağını, davacının maddi vakıayı, zararı. maluliyeti ve kusuru ispat etmesi gerektiğini, maluliyet oranı ile ilgili Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, çalışma gücü kaybının davacının durumu, tedavi ile giderilebilecek boyutta olup olmadığı, sosyo-ekonomik durumu, gelir durumu v.b. hususların inceleneceği aktüerya raporu alınarak tespit edilmesi gerektiğini, 6111 sayılı Kanunun 59. ve Geçici 1. maddesi uyarınca trafik kazası nedeniyle meydana gelen bütün sağlık hizmel bedellerinin SGK. Başkanlığı tarafından ödeneceği hükme bağlandığından, müvekkil şirketin tedavi (tedavi, ilaç, Laksi-ulaşım, protez. pansuman, bakıcı vb.) harcamalarına ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, SGK’ dan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığı hususlarının sorulmasını talep ettiklerini, bu hususun tespit edilecek tazminat rakamında göz önünde bulundurulması gerektiğini, tespit edilen maddi vakıalar hukuk dosyasını etkilediğinden, ceza dosyası ile kusur tespitine ilişkin rapor olması halinde celbini talep ettiklerini, davacı yanın kaza tarihinden faiz talep ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmekle birlikte aleyhe hüküm tesisi halinde lfaiz başlangıç tarihi kaza tarihi değil temerrüt tarihi olması gerektiği, dava öncesi davacı yanın müvekkil şirkete başvuruları tespit edilemediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olduğunu, aleyhe hüküm tesisi halinde dava tarihinden faiz hükmedilmesini talep ettiklerini, Karayolları Trafik Kanunu madde 92/e bendi ve Trafik Z.M.M. Sigortası Genel Şartları’nın A.3-e bendi uyarınca manevi tazminat talepleri teminat dışı olup, sigorta şirketinin manevi tazminatla ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; ”…davalıların maliki, sürücüsü ve ZMMS sigortacısı oldukları araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada yolcu olan davacının kusursuz olduğu,davalı … şirketine sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu,davacının yolcu olarak bindiği motosiklet sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu,davacının olay nedeni ile %15.2 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğu,tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olduğu,davacının amatör futbolcu olduğu ve bu işten bir gelirinin bulunmadığı, asgari ücret üzerinden yapılan değerlendirmede,geçici iş göremezlik zararının 944,94 TL olduğu,kalıcı iş göremezlik zararının 129.106,18 TL olduğu, toplam tazminatın 130.051,12 TL olduğu, davalı sürücünün %75 kusurlu olduğundan davacının Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan isteyebileceği tazminat miktarının 97.538,34 TL olduğu , davacının ise kusursuzluğundan dolayı hesaplanan tazminatın davalı … Şirketi yönünden tamamına dava miktarını artırmış olduğu…” gerekçesiyle; ”…Davanın KABULÜ İLE; 130.051,12.TL tazminatın davalı … şirketi yönünden tamamından, davalılar … ve … yönünden ise 97.538,34.-TL’sinden (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) sorumlu olmak kaydıyla, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile taktiren 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan yargılama sonunda davacının gelirinin asgari ücret olduğu kabul ile hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edildiğini, oysa müvekkilinin kaza öncesinde futbol oynayan ve gelir elde eden bir kişi olduğunu, bu konuda ortalama gelir belirlenmeden yapılan hesaplamanın eksik tazminat miktarı hükmedilmesine neden olduğunu, müvekkilinin organ (dalak ) kaybı ile sonuçlanan trafik kazasında davalı araç sürücüsü ve işleteni aleyhine 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiğini, takdir edilen tazminat tutarının oldukça az olup, kazanın oluşumu, sonuçları ve tarafların ekonomik durumları ile uyumsuz olduğunu, bunun da yanında dosyadaki beyanlarına ve toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere davacının kaza öncesinde futbolculuk yapan ve lisansı olan bir kişi olduğunu, ancak kaza nedeni ile organ kaybı yaşadığı için futbol oynayamaz hale gelerek bıraktığını, yine müvekkilinin adli raporlarında da belirtildiği gibi kaza nedeni ile psikolojik rahatsızlık yaşamış, rahatsızlığı nedeni ile kontrollere gidemediği için bu yönde maluliyet hesaplaması yaptırılamamış olduğunu, bu nedenle davacının yaşamış olduğu manevi yıkımın çok daha fazla olduğunu belirterek eksik tayin edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının kaldırılarak, eksikliklerin giderilmesinden sonra maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve araç sürücüsünden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; kaza tarihi olan 15/05/2011 günü davalı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı …’ ın tescil maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş. ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile Evka-1 istikametine doğru seyir halinde iken önündeki aracı sollaması sonrası direksiyon hakimiyetin kaybetmesi sonucu kayarak dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu motosikletin yaklaşık 20 metre ileri doğru savrulup devrilmesi ile dava dışı motosiklet sürücüsü ve arkasında yolcu konumunda bulunan davacı yolcu …’ ın olay mahallinde yaralanmaları ile neticelenen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.( eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) tarafından 21/05/2010-21/05/2011 dönemine ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi kapsamında teminat altına alındığı, kaza tarihi itibari ile 175.000,00-TL sakatlık teminatı verildiği görülmüş, 15/05/2011 tarihli kazanın poliçe süresi içinde meydana geldiği; davalı … kazaya karışan … plakalı aracın işleteni, davalı …’ın ise sürücüsü olduğu, dava öncesinde davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Trafik Bilirkişisi ile Sigorta ve Aktüerya Bilirkişisinin düzenlemiş olduğu 28/05/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 15.05.2011 tarihli çift taraflı trafik kazasının oluşunda … plakalı otomobil sürücüsü davalı … %75 oranında asli kusurlu, … plakalı motosiklet sürücüsü dava dışı … % 25 oranında tali kusurlu, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ ın kusursuz bulunduğu; davacının özür derecesine göre hesaplanan geçici ve kalıcı İş göremezlik tazminatları, geçici iş göremezlik tazminatı 944,94.-TL; kalıcı iş göremezlik tazminatı 129.106,18.-TL olmak üzere toplam tazminat tutarının 130.051,12.-TL olduğu; Zorunlu Trafik Sigortacısı, hesaplanan toplam 130.051,12.-TL tazminatın tamamından dava tarihinden itibaren, … plakalı araç işleten ve sürücüsü %75 kusur oranına göre 97.538,34.-TL’ sından kaza tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirtmişlerdir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede:
1-Maddi Tazminat Yönünden: Dosyada mevcut kusur raporunda davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsü davalı …’ın % 75 asli kusurlu olduğunun belirlenmiş olması; ATK tarafından düzenlenen raporda kaza nedeniyle davacının %15,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve dalak yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin 6 hafta olarak kabulünün uygun olacağı belrtilmiş; düzenlenen aktüer raporda davacının toplam maddi tazminat alacağının 130.051,12 TL olduğunun belirlendiği, davalı …’ın kusur durumu, alınan aktüer bilirkişi raporunun gerekçeli, oluşa uygun, taraf ve yargı denetimine elverişli olması, davacının kaza tarihinde lisanslı futbolcu olmadığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre davacı vekilinin maddi tazminat yönünden yapmış olduğu istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Manevi Tazminat Yönünden: Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre haksız fiile uğrayan davacıya manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile ödenmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir . Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle, meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını, parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte haksız fiil nedeniyle zarara uğrayanın ruhsal dengenin bozulması, yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğundan, hukuk, manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış; genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır.
Kaza tarihi ve yürürlük tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; olay tarihi, olayın gelişimi, davalı sürücünün meydana gelen olaydaki kusur durumu, tarafların sosyo ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları davacının maluliyet oran ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına manevi tazminat şartlarının oluştuğu, ancak, hükmedilen manevi tazminat miktarı belirlenirken, tazminatın bir miktar az olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulü ile dosya kapsamına ve davalı sürücünün kusur durumu, davacının kusurunun azlığı ile maluliyet oranına göre manevi tazminata ilişkin istinaf itirazının kabulü ile mahkemece hükmedilen manevi tazminatın bir miktar yükseltilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin itirazının esastan reddine, manevi tazminat yönünden istinaf itirazının esastan kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılarak, toplanacak başkaca delil bulunmadığından belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf itirazının manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli 2015/625 Esas ve 2019/186 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a-Maddi tazminat yönünden;
1-Davanın KABULÜ İLE; 130.051,12.TL tazminatın davalı … şirketi yönünden tamamından, davalılar … ve … yönünden ise 97.538,34.-TL’sinden (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) sorumlu olmak kaydıyla, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı olan 8.883,79-TL’den peşin alınan 93,93-TL ile ıslah harcı olan 440,00-TL harcın mahsubuyla bakiye eksik kalan harç olan 8.349,86-TL harcın davalılardan (davalılar … ve … 7.345,94-TL’sine kadar sorumlu olmak üzere) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 13.154,09- TL vekalet ücretinin davalılardan (davalılar … ve … 10.553,07-TL’sine kadar sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 125,73- TL, ıslah harcı 440,00-TL, tebligat, posta, rapor ve bilirkişi ücreti gideri 1.264,60- TL olmak üzere toplam 1.830,33-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
b-Manevi tazminat yönünden;
1-Takdiren 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 93,93 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı ve 440,00 TL ıslah harcı toplamı 565,73 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 226,00 TL tebligat masrafı, 13,50 TL e-tebligat masrafı, 14,10 TL posta masrafı, 729,00 TL bilirkişi ücreti, 351,50 TL sağlık kurulu rapor ücreti, 0,35 TL KEP masrafı olmak üzere toplam 1.334,45 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 968,56 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
7-Davalı … tarafından yapılan 9,00 TL tebligat masrafı, 71,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 80,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 21,93 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
9-Davalı … tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalı …’a iadesine,
10-Davalı … şirketi tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalı … şirketine iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-Davacı vekilinin maddi tazminat açısından sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
C-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 13,50 TL e-tebligat masrafı, 56,00 TL tebligat masrafı, 0,35 TL KEP masrafı olmak üzere toplam 191,15-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24/02/2022