Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1038 E. 2022/310 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1038
KARAR NO : 2022/310

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017 (Dava) – 14/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1335 Esas- 2019/115 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 23/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli 2017/1335 Esas ve 2019/115 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/09/2017 tarihinde …a ait ve … sevk ve idaresindeki …plakalı aracın davacı …a ait ve kendi idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaazın Balıkesir Ayvalık İlçesi, 150 Evler , 29 Mayıs Cad. De oluştuğunu, davacının Kipa istikametinden Adliye istikametine kurallı bir şekilde kavşağa geldiğini, yavaşladığını, arkasından gelip takip mesafesine ve hızına uymayan sigortalı araç sürücüsünün çarptığını, kazaya davalı sigortaının sigortaladığı aracın tam ve asli kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, davalı … şirketinin 30/12/2016 -30/12/2017 tarihleri arasında geçerli olan 235303718 poliçe nolu ZMMS poliçesi nedeniyle maddi hasardan sorumlu olduğunu, olayda illiyet bağının mevcut olduğunu, TTK 4.maddesine giren davaların ticari davalar olup, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davalı … şirketinin şubesi bulunması nedeniyle İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaza neticesi oluşan zarardan aracın hurda değerinin düşürülmesi sonucunda hasarın 5.300 Euro olduğunu, yabancı plakalı araçların rayiç değer belirlemesinin alınan rayiç değerlerine göre bakılması gerektiğini, zararın euro üzerinden hesaplanıp fiili ödeme gnünde kur karşılığının tahsili gerektiğini, zarar tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi ücretinin 916,84 Euronun fiili ödeme günündeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre belirlenerek yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınmasına, davalı … şirketine hasar ihbarının 16/10/2017 tarihinde yapıldığını, 8 gün iş günü sonu olan 27/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü belirterek , davanın kabulünü talep etmiştir
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan …plakalı aracın 235303718 /0 nolu ZMMS poliçesi ile 30/12/2016-30/12/2017 arihleri arasında sigortalı olduğunu, maddi zarar limitinin araç başına 31.000,00 TL olduğunu, limit bildirmenin davayı kabul anlamında olmadığını, kaza nedeniyle maddi hasara ilişkin 21.709,86 TL ödemenin 22/11/2017 tarihinde yapıldığını, haksız ve mükerrer talebin reddi gerektiğini , talep edilen hasar miktarının davacı tarafından ispati gerektiğini, fahiş olduğunu, yine davayı kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.665,68 Euro kısmi ödeme ( 21.709,89 TL22/11/2017 tarihi itibariyle ) miktarı yönünden dava konusuz kaldığından bu miktara ilişkin esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, 634,32 Euro’nun ( 1 Euro bugün itibariyle 5,96 TL olmakla) fiili ödeme günü Merkez Bankası Efektif Satış Kur karşılığının 27/10/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4 K md göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödenen 916,84 Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme günü Merkez Bankası Efektif Satış Kur karşılığının yargılama gideri olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmayıp, yerel mahkeme tarafından hükmedilen maddi hasara ilişkin tazminat bedelinin fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere; hükme easa alınan bilirkişi raporunda piyasa araştırması yapılmaksızın davacı beyanları doğrultusunda kabul edilen hasar bedelinin müvekkil şirket bakımından kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacı tarafça dava öncesi alınan ekspertiz raporunun tekrarı niteliğinde olup kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda ekspertiz ücreti hesaplaması yapılmış olup, söz konusu dolaylı zarara ilişkin müvekkil şirketin herhangi bir tazmin yükümlülüğü bulunmadığını, İcra İflas Kanununa göre icra müdürlüğünün resen yorumlama yetkisi bulunmadığından gerekçeli kararda poliçe limitinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, bu durumun belirtilmemesinin bozma sebebi olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1- Somut olayda, davalı … şirketine sigortalı olan sürücü … yönetimindeki …plaka sayılı otomobil ile dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne verip aracının hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurarak, görüş mesafesinin açık olduğu iki yönlü yolda önünde aynı yön ve istikamette önünde seyir halinde olan sürücüsü … olan … plaka sayılı davacı aracı ile takip mesafesinde seyretmeye özen göstermediği, görüş alanını yeterince kontrol altında tutmadığı, kontrolsüz ve mevcut hızı ile yaklaşmış olduğu … plaka sayılı araca önlemsiz vaziyette çarptığı, bu sebeple davalının dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket ederek asli ve tam kusurlu olduğu sabit olup artık adli tıp yada başkaca bir kurumdan bilirkişi raporu alınmasının sadece yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği anlaşılmakla mahkemece alınan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak kusurun tespiti yerinde olmuş, bu konudaki davalı istinaf itirazları ise haksız bulunmuştur.
2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki bilgi, belge, fotoğraflar ve Almanya’dan alınan b.kişi raporu nazara alınarak düzenlendiği, kaza ile değişmesi gereken parçaların uyumlu ve rayiç bedelde olduğu tespit edildiği, ayrıca araçtaki gerçek zararın 2. el olan 3 ayrı araç bedeli nazara alınarak belirlendiği anlaşılmakla söz konusu rapor oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olduğu, ayrıca davacı zarar gören konumunda olup, aracında oluşan gerçek zararın tazmininin gerektiği, gerçek zararın da ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesinin davacıdan beklenemeyeceği ( aynı yönde Yargıtay 17. HD, 2014/4531 E. – 3704 K. sayılı ilamı ) anlaşıldığından davalının rapora yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
3- Davacı tarafça davadan önce yaptırılan tespit masrafları da yargılama giderlerinden olup bu masrafların da hükümde yargılama giderleri arasında gösterilmesi gerekir. ( Yargıtay 17. HD, 2016/10849 E.- 2019/5800 K. ) Bu durumda mahkemece davacının davadan önce yapmış olduğu ekspertiz masrafının yargılama gideri olarak davalıdan tahsili yerindedir.
4- Davalı vekilinin müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğuna ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Buna göre; davalı … şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı haklı görüldüğünden, davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile yerel mahkemenin kararının, istinaf başvurusunda bulunan davalı lehine kaldırılmasına, kararın “poliçe limiti” ibaresinin eklenmek suretiyle davalı … lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta olmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli 2017/1335 Esas ve 2019/115 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
” a-)Davanın KISMEN KABULÜ ile 4.665,68 Euro kısmi ödeme ( 21.709,89 TL 22/11/2017 tarihi itibariyle ) miktarı yönünden dava konusuz kaldığından bu miktara ilişkin esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
b-)634,32 Euro’ nun ( 1 Euro bugün itibariyle 5,96 TL olmakla) fiili ödeme günü Merkez Bankası Efektif Satış Kur karşılığının 27/10/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte davalıdan ( poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) alınıp davacıya verilmesine,
c-)Ödenen 916,84 Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme günü Merkez Bankası Efektif Satış Kur karşılığının yargılama gideri olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine
d-)Alınması gereken 631,52 TL harçtan peşin alınan 421,16 TL harçtan bakiye 210,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
e-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine
f-)Davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve kısmi feragat nedeniyle dava konusuz kaldığından bu nedenle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
g-)Davacı tarafça yapılan 4 davetiye bedeli 52,50 TL , bilirkişi ücreti 350,00 TL , posta masrafı 21,80 TL olmak üzere toplam 413,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h-)Davacı tarafça yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,” ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf Yargılama Giderleri yönünden;
a-)İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan 157,89 TL istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
b-)İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 4,50-TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 125,80-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d-)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/02/2022