Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1037 E. 2022/267 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1037
KARAR NO : 2022/267

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017 (Dava) – 19/07/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/439 Esas-2018/922 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarihli 2017/439 Esas ve 2018/922 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın kızı …’nın 12/09/2005 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan araçla yolculuk yapmakta iken nişanlısı …’in aşırı hızla bir araçla yarış yapmasından ötürü direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın su kanalına düşmesi ve akabinde kamyona arkadan çarpması neticesinde feci şekilde hayatını kaybettiğini, davalı sürücü …’in kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, davalılardan …’in …’in babası olup … plakalı aracın sahibi ve işleteni, davalı … Sigorta AŞ’nin ise bu aracın ZMSS poliçesini yapan sigorta şirketi olduğunu, sürücü …’in İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu asli ve tam kusurlu bulunduğunu, mahkumiyet kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, müteveffa …’nın olay tarihinde 22 yaşında olduğunu ve üniversite çağında olduğunu, kazadan 1 ay kadar önce davalı … ile nişanlandığını, bu elim kazada genç kızın kafasının ve yüz kısmının tamamen parçalanmış olduğunu, evladının bu feci ölümünün müvekkilinin hafızasına bütün ağırlığı ile yerleştiğini ve travma oluşturduğunu, had safhada manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin o günden itibaren yaşama sevincini kaybettiğini, davalı …’in ise ailenin en acılı günleri de dahil kendileri ile hiç ilgilenmediğini, acılarını paylaşmadığını, hatta kazadan kısa bir süre sonra nişanlanarak evlendiğini, uzun yıllardır sürmekte olan tazminat davasında talep edilen miktarları çok rahatlıkla karşılayabilecek maddi imkanlara sahip iken bugüne kadar herhangi bir iyiniyetli yaklaşımda da bulunmadığını belirterek, müvekkili için 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek olay tarihi 12/09/2005′ ten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili lehine 7.000,00 TL maddi tazminata (destekten yoksun kalma tazminatına) hükmedilerek olay tarihinden (davalı sigorta için temerrüt tarihinden) itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın annesi … ve abisi …’nın İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/436 Esas-2014/187 Karar sayılı dosyasında davacı sıfatına sahip olduklarını, birleştirme konusunda kararı mahkemeye bıraktıklarını, istemin zaman aşımına uğradığını, müvekkili …’in … plakalı aracın maliki olup sadece bu nedenle davalı sıfatına sahip olduğunu, müvekkili …’in vefata yol açan trafik kazasında sürücü olduğunu, müteveffanın nişanlısı olduğunu, müvekkilinin de en az müteveffanın ailesi kadar manevi zarar gördüğünü, müvekkilinin bu kayıptan sonra çok uzun süre kendine gelemediğini, evlendiğinin doğru olduğunu, ancak bunun hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiği anlamına gelmediğini, uzun süre psikolojik tedavi gördüğünü ve hayata yeniden bağlanmak için evlendiğini, müvekkilinin kaza sonrasında beynine aldığı hasar ve kan kaybı nedeniyle çok büyük zarar gördüğünü, müvekkilinin şizofreni, manik depresif gibi rahatsızlıklara neden olan bir hastalıkla mücadele ettiğini, zira kaza sonrasında müvekkilinin beyninde lityum eksikliği meydana geldiğini, tedavisinin halen devam ettiğini, müvekkilinin de müstakbel eşini kaybettiğini, çektiği acının tarif edilemez olduğunu, davacı baba …’nın dava dilekçesinin tebliği anına kadar hiç ortada görünmediğini, sağlığında bile müteveffa kızı ile birlikte yaşamadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ihtilafla ilgili olarak davacı taraf ile müvekkilinin maddi zararlar konusunda karşılıklı olarak sulhen mutabakata vardıklarını, müvekkili şirket tarafından mutabık kalınan tazminat miktarının davacı vekili Av….’ün ibranamede belirtilen banka hesap numarasına 06/11/2017 tarihinde havale suretiyle ödendiğini, müvekkili şirketin işbu ödemeyi yapmakla poliçeden kaynaklı sorumluluğunu tamamen yerine getirdiğini, tamamen ibra edildiğini, davanın maddi tazminat bakımından konusuz kaldığını, kendilerinin de davacı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını, maddi tazminat davasının tüm davalılar bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince, “…Davacı vekili 08.02.2018 tarihli celsede, maddi zararlarının karşılandığını, maddi tazminatın, vekalet ücreti ve yargılama giderinin sigorta tarafından karşılandığını, bu nedenle maddi tazminat yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/91 Esas 2013/296 K. sayılı 15.09.2014 kesinleşme tarihli kararında davalı …’nin taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 910 gün karşılığı 18.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalı …’nin kazada asli ve tam kusurlu olduğunun kabul edildiği, kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/436 Esas 2014/187 sayılı karar dosyasında müteveffa …’nin anne ve kardeşinin davalılar … ve …’e açtığı maddi ve manevi tazminat davasında anne için öngörülen 80.000,00 TL manevi tazminatın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/14700 Esas 2016/11648 sayılı kararı ile somut olayla bağdaşmayan yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin uygun görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası mahkemenin 2017/111 esasını aldığı bu kez de davacı anne için 50.000,00 TL manevi tazminat öngürüldüğünün görüldüğü, 19/03/2018 havale tarihli kusur bilirkişi raporunda davalı sürücü …’in % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’un kusursuz olduğu, müteveffa yolcu …’nın olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken kusur niteliğinde bir davranışı olmadığı, ancak ölümü ile sonuçlanan kaza esnasında emniyet kemeri takılı olup olmadığının tespit edilemediği yönünde görüş bildirildiği, dava açıldıktan sonra dava konusu maddi tazminat alacağının ödendiği bildirildiğinden, davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı ve davanın maddi tazminat yönünden esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği, davacının maddi tazminat talebinde haklılık durumu göz önüne alınarak maddi tazminat yönünden davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davalının kazadaki kusur oranı, olayın şekli, tazminat yükümlüsü olan davalılar için fakirleştirici ve davacı için zenginleştirici miktarda olmaması gerektiği gözetilerek; davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde 35.000,00 TL manevi tazminata hükmedilerek araç işleteni durumunda olan davalı … ve davalı sürücü …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmekle, sonuç olarak; davacının maddi tazminat istemli davalılara karşı açtığı davada maddi tazminat isteminin konusuz kaldığı anlaşılmakla esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 35.000,00-TL MANEVİ TAZMİNATIN olay tarihi olan 12.09.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, “….Mahkeme kararının manevi tazminat takdiri hususundaki 100.000 TL tutarındaki taleplerinin reddedilen kısmı yönünden hukuka aykırı olduğu, bu gerekçe ile istinaf kanun yoluna başvurdukları, manevi tazminatın, olayın niteliğine ilişkin hukuksal değerlendirme kıstaslarına göre az miktarda takdir edildiği, davalı sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın davalı sürücünün bir başka araçla çok yüksek bir süratle yarışması sırasında meydana geldiği (ceza dosyasında tanıkların anlatımlarının dosyada mevcut olduğu), kaza anında müteveffa …’nın kafasının bedeninden koptuğu, bu feci ölüm şeklinin otopsi raporundaki tespitlerde görüldüğü, bu nedenle davacının hafızasında müteveffayı andığı her gece bu korkunç ölüm şeklinin ister istemez vehametle canlandığı, davalıların kazadan sonra davacıyı teselli ermek acılarını paylaşmak için hiçbir girişimde bulunmadıkları, müteveffa ile nişanlı olan sürücü …’in kazadan kısa süre sonra bugün halen evli olduğu kişi ile beraberlik kurduğu, davacının bu vefasızlığı da sineye çekmek zorunda kaldığı, davalı …’in taşınmaz mal varlığı yönünden büyük servet sahibi olduğu, müvekkilinin kaza tarihi olan 2005 yılından bu yana geçen 13 yıl içinde sabırla adaletin yerine geleceği anı beklediği, zenginleşmek gibi bir amacı asla olmadığı, kaldı ki talep ettikleri manevi tazminat miktarlarının tamamına karar verilmiş olsa dahi 100.000 TL gibi bir miktarın kişiyi zenginleştirme olgusu içinde değerlendirilemeyeceğinin izahtan vareste olduğu….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından yalnızca manevi tazminata yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat tutarının az olduğuna yönelik itirazı bakımından yapılan değerlendirmede; mahkemece hükmedilen manevi tazminat tutarının bir miktar az olduğu kanaatine varılmıştır. Şöyle ki, kazada davalı sürücü …’ in asli ve tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına, kazanın meydana geliş şekline, müteveffanın davacının kaza tarihinde 22 yaşında olan kızı olmasına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve tüm dosya kapsamına göre, TBK’nın 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmesi gerekmekte olup, somut uyuşmazlıkta davacı baba yararına HMK 353/1-b-2. madde uyarınca 50.000-TL manevi tazminata hükmedilmesi yönünde yeniden karar tesis edilmesi gerekmiştir. Ayrıca, müteveffanın annesi ve ağabeyi tarafından başka bir dosyadan açılan davada, davacı anne yararına da 50.000-TL manevi tazminata hükmedildiği ve bu kararın Yargıtay (kapatılan) 17. HD’nin 2018/4252 E.-2020/5797 K. sayılı ilamı ile onandığı da anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/439 Esas ve 2018/922 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davacının MADDİ TAZMİNAT istemli davalılara karşı açtığı davada maddi tazminat isteminin konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının MANEVİ TAZMİNAT isteminin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 3.415,50-TL harcın, peşin alınan 365,46-TL’den mahsubu ile bakiye 3.050,04-TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminatın reddedilen bölümüne göre hesaplanan 4.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ilk dava gideri harcı 401,46-TL’ nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan müzekkere ve tebligat gideri 211,50-TL, bilirkişi ücreti 330,00-TL olmak üzere toplam 541,50-TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 270,75-TL’ sinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar … ve … tarafından yapılan 39,00-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 19,50-TL’ sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, geri kalan miktarın davalılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
10-Davalılar … ve … tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde anılan davalılara iadesine,
11-Davacının ve davalı … Sigorta AŞ.’nin maddi tazminat bakımından vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Davacının maddi tazminat talebinde haklılık durumu göz önüne alınarak maddi tazminat yönünden davalılar … ve … lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
II-) İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 14,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 112,10 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16/02/2022