Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1031 E. 2022/319 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1031
KARAR NO : 2022/319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/07/2017 (Dava) – 20/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/137 Esas – 2019/24 Karar
DAVA : Faydalı Modelin Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini
BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/02/2019 tarihli 2017/137 Esas ve 2019/24 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının “kolon giydirme döner broşür standı” buluş başlığı ile 10/06/2015 tarihinde faydalı model belgesi başvurusunda bulunduğunu ve 2015/07113 tescil numarası ile faydalı model belgesi verildiğini, oysa ki faydalı model belgesi verilen buluşun yeni olmadığını, KHK m.156/1’de “Faydalı model belgesi başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce Türkiye içinde veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya bir başka yolla açıklanmış veya yöresel veya ülke çapında kullanmış ise de yeni değildir” şeklinde yenilik kriterinin açıklandığını, buluşun müvekkili tarafından 2012 yılında Bodrum Havalimanı’na, 2013 yılında ise İstanbul Atatürk Havalimanı’na inşa edilmiş olup bu adreslerde halen de sergilendiğini, her iki ürüne ait fatura suretlerinin de delilleri arasında dilekçe ekinde sunulduğunu, davaya konu faydalı model belgesinin uygulamada çokça karşılaşılan kötü niyetli belgelerden olduğunu, davalının 13/11/2013 tarihinde müvekkili şirkete %45 pay ile ortak olduğunu ve ardından 12/03/2015 tarihinde şirketin faaliyet gösterdiği fabrikayı terk ettiğini, bu ayrılışından sonra müvekkili şirket aleyhine birçok haksız dava açtığını, 02/12/2015 tarihinde ise paylarını devrederek ortaklıktan resmi olarak ayrıldığını, bu ayrılık sürecinde davalı …’in müvekkili şirket kurucuları tarafından meydana getirilmiş tüm çizimleri ve teknik bilgileri kaçırdığını ve bu çizimler ile patent ve faydalı model başvurularında bulunduğunu, işbu davanın konusu olan ve sicilden terkini istenen ürünün de bunlardan biri olduğunu belirterek, tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla yenilik vasfı taşımadığını izah etmiş oldukları buluş için verilmiş olan 2015/07113 tescil numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1.maddesi hükmü uyarınca, mülga 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olduğunu, 165.maddenin “a” bendinde 156.maddeye yapılan atıf ile faydalı model belgesinin yeni olmamasının hükümsüzlük sebebi olarak tespit edildiğini, 165.maddenin devamında faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü davasını kimlerin açabileceğinin de sınırlı olarak tespit edildiğini, bu davayı zarar gören üçüncü kişiler, Cumhuriyet Savcılığı vasıtasıyla ilgili resmi makamlar, buluşu yapan veya onun haleflerinin açabileceğini, davacının bunlardan biri olmadığını, dolayısıyla işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gibi davayı açma hak ve yetkisi de bulunmadığından davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini, bir an için davacı şirketin daha önce sergilediği bir cihaz olduğunu varsaysalar dahi müvekkilinin sahibi olduğu faydalı model belgesine konu buluşun tekniği, teknolojisi ve sistemi açısından ondan farklı ve yeni bir buluş olduğunu, davacının dava konusu faydalı modele konu buluşu 2012 yılında Bodrum Havalimanı’nda ve 2013 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sergiledikleri iddiasını kabul etmediklerini, sundukları faturaların dava konusu faydalı model belgesine konu olan buluşun kendileri tarafından yapılıp üretildiğini veya sözü edilen yer ve zamanlarda kendileri tarafından sergilendiğini ispatlamasının söz konusu olmadığını, kabul manasına gelmemek kaydı ile, eğer ki aynı ise bile 551 sayılı KHK’nın 156/2. maddesi hükmü uyarınca sergi tarihi başvuru tarihinden oniki ay önceki tarihten itibaren ise, bunun da dava konusu faydalı modelin yenilik niteliğine halel getiremeyeceğini, öte yandan davacı tarafın açıkça iftira niteliğindeki müvekkilinin çizim ve teknik bilgilerini kaçırdığı iddia ve beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla eğer ki böyle bir durum vardı ise basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünde olan davacı şirketin 2015 yılından bu yana bu konuda neden bir şey yapmadıklarını açıklaması gerektiğini, bu iddia ve beyanlar ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince, “…Bakırköy FSHHM tarafından icra edilen keşif sonrası düzenlenen rapora göre; Atatürk Havalimanında 13.03.2018 tarihli keşif yapılmasına karşılık anılan benzerlikte veya türde broşür standı bulunmadığının patent vekili makine mühendisi bilirkişi tarafından rapor edildiği, bununla birlikte davacı Milas/Bodrum Havalimanında da bulunduğunu belirttiğinden burada yapılan keşif sonrası, kolon giydirme döner broşür standı ürününün bulunduğu ve özelliklerinin faydalı modelde tanımlandığının rapor edildiği, bununla birlikte bilirkişinin, standın üzerinde üretim tarihi ile üretici bilgilerinin bulunmadığını tespit ettiği, buna karşılık, 2015/07113 nolu faydalı model ile tamamen aynı olduğunu belirlediği standın ne zaman buraya kurulduğunun bilirkişi tarafından tespit edilemediği, ancak davacının 10.06.2015 tarihinden önce bu stantları ürettiği kanaatine vardığının anlaşıldığı, bilirkişinin raporunda; döner stant mekanizmasının davacı firma tarafından 29.04.2015 tarihli 2015/03300 sayılı endüstriyel tasarım belgesine konu edildiği, görünümün davacı firma tarafından tasarım koruması altına alındığı, davalının ise belgeyi daha sonra davacının ürettiği ürünlerdeki fikirleri birleştirerek aldığını, ‘yenilik’ bulmadığını rapor ettiği, buna göre, Bodrum/Milas Havalimanına alınan döner broşür standının kurulum tarihi konusunda Hava Limanı İşletmesinden bilgi sorulduğu ve stant yerinin dava dışı bir firmaya kira sözleşmesi yapılarak 15.04.2013 tarihinde kiralandığı, 01.05.2013 tarihinde de teslim yapıldığı bilgisinin geldiği, buna göre faydalı model istemlerini içeren ürünün kamuya başvuru tarihinden önce üretilerek sunulmuş olduğu, tasarım tesciline konu edildiği, ancak, daha sonra davalı tarafından faydalı model tescilinin alınmış demek olduğu, davanın PatKHK’nın 154, 156 ve 165. maddeleri uyarınca kabulü gerektiği sonucuna varılmakla; DAVANIN KABULÜNE, davalı adına kayıtlı 10.06.2015 tarihli, 2015/07113 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından, “….İstanbul Havalimanında davacı tarafından inşa edildiği iddia edilen reklam standı üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, inceleme neticesinde verilen raporda dava konusu faydalı model belgesinin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşıdığı ve hükümsüz kılınmasına gerek olmadığı sonucuna varıldığını, Bodrum Havalimanında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun yetersiz ve birbiriyle çelişen ifadeleriyle denetime açık olmadığı gibi hüküm kurmak için de elverişli olmadığını, tüm itirazlarına rağmen mahkemenin itirazlarını değerlendirmeden, gerekçeli kararında da tartışmadan bu bilirkişi raporunu esas alarak hüküm kurduğunu, dolayısıyla, mahkeme kararının eksik inceleme ile usul ve hukuka aykırı olduğunu, Bodrum Havalimanında yapılan keşif ile yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davalı müvekkiline ait faydalı modelin yenilik unsuru taşıdığının tespit edilmiş olmasına rağmen aynı bilirkişi sonuç bölümünün 1.maddesinde dava konusu faydalı modelin yenilik unsuru taşıdığı, 7.maddesinde ise yenilik unsuru taşımadığı belirtildiğinden bu çelişki giderilmeden verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, bu raporun aynı zamanda bilirkişi incelemesi ile de çeliştiğini, bilirkişinin dosya içinde mevcut Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/103 Değişik İş sayılı dosyasını da incelediğini ve tespitlerini raporuna geçirdiğini, oysa ki, makine mühendisi olan bilirkişinin görev tanımında böyle bir hukuki inceleme ve değerlendirme yapmak görevi olmadığını, uzmanlık ve görevi dışında yapmış olduğu bu değerlendirmenin, yanlış sonuca varmasına sebebiyet verdiğini, çünkü, söz konusu değişik iş dosyasının tek taraflı müvekkilinin bir itiraz ve savunma hakkının olmadığı bir inceleme ve tespit dosyası olduğunu, üstelik değişik iş dosyasının konusu olan mallar ile işbu dava konusu 2015/07113 numaralı faydalı modelin veya işbu davada incelenen stantların aynı olup olmadığının belli olmadığını, öte yandan eğer ki, davacı taraf Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin konusu olan 2015/03300 sayılı endüstriyel tasarımının sahibi olduğunu ve buna dayanarak böyle bir tespit yaptırdığını ileri sürüyorsa o halde niçin işbu davayı söz konusu endüstriyel tasarımının hak sahibi olma sıfatı ile ve bu gerekçe ile açmadıklarının anlaşılamadığını, bunun sebebinin; inceleme konusu olan mallar ile işbu dava konusu faydalı modelin farklı olması olduğunu, bu sebeple tespit dosyasının delil olma vasfı olmadığını, raporun 3. sayfasında, ‘davalıya ait faydalı modelin istemleri arasında yer alan hareket mekanizması ve onu taşıyan platform, incelenen stantta yoktu.’ denmek sureti ile, müvekiline ait olan faydalı modelin yenilik unsurunu taşıdığının tespit edildiğini, devamında, ‘Alf reklam ile üst reklam alanları da olmadığı görülmüştür’ denmek sureti ile bir başka farklılık ve davalı müvekkilinin faydalı modeli açısından bir başka yenilik unsurunun da tespit edildiğini, ortak nokta olarak çoklu broşür bölmelerinin olduğu söylense de, bunun yeni bir buluş olmasına engel olmadığını, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 165.maddesinin ‘a’ bendinde 156.maddeye yapılan atıf ile faydalı model belgesinin hükümsüzlük sebebi olarak sadece ‘yeni olmaması’nın öngörülmüş olması ve faydalı modelin tekniği, mekanizması, teknolojisi ve sistemi açısından yenilik kriterlerine haiz olması karşısında 551 sayılı KHK 165/a hükmü uyarınca davaya konu faydalı model için hükümsüzlük sebebinin söz konusu olmadığının sabit olduğunu, bilirkişi ‘hareket mekanizmasının da davacı tarafından faydalı modelden önce bu tür broşür stantları için üretiminin yapıldığı anlaşılmaktadır…’ demiş ise de, bunun nereden ve nasıl anlaşıldığını açıklamadığını, buna ilişkin dosyada tek bir satır gerekçe, mesnet veya açıklama olmadığını, dava konusu faydalı model tekniğinin teknolojisi ve sistemi açısından incelenen stanttan daha farklı ve yeni olduğunu, müvekkiline ait faydalı model ile incelenen stantların aynı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, öte yandan müvekkilinin geliştirdiği ve yenilediği teknik ve ürün için 27 Mart 2015 tarihinde 2015/03783 başvuru numarası ile patent başvurusunda bulunduğunu, söz konusu patent başvurusunun davacının tasarım başvurusundan önce olup gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faydalı modelin hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, talimat yoluyla İstanbul Atatürk Havaalanında yapılan 13.03.2018 tarihli keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda; ürünün kira/yer tahsisi sözleşmesinin 19.01.2017 itibariyle sonlandırıldığından ürünün kendisine ulaşılamamış ise de, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Müdürlüğünce ürünün montajının yapıldığı zamana ait fotoğrafların sunulduğu belirtilerek rapor içerisine alınmış olduğu, fotoğraflara göre ürün üzerinde birden fazla broşür haznesi olduğu görülmekte ise de, sistemin bir hareket mekanizması ile dönme özelliği olup olmadığının fotoğraflardan anlaşılamadığı, bu konuda başkaca bir belge ve veri de olmadığı, tespit mahallinden alınan kiralama sözleşmesi ve ürün fotoğraflarıyla dava konusu faydalı modelin istemleri karşılaştırıldığında istemlerde tanımlanan unsurların fotoğraflarda görülen broşür standı üzerinde bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, bu nedenle de yenilik değerlendirmesi için bir delil oluşturmadığı, bu karşılaştırma sonucunda faydalı modelin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşıdığı ve hükümsüz kılınmasına gerek olmadığı şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ürünlerinden bir diğerinin yer aldığı Bodrum Havaalanında da keşif yapılıp rapor düzenlenmesini talep etmesi üzerine yine talimat yoluyla adı geçen hava alanında da keşif yapılıp bilirkişi raporu alındığı anlaşılmıştır. Ancak, sözkonusu ikinci raporu düzenleyen bilirkişinin üniversitede makine mühendisliği alanında öğretim üyesi olup, gerek dosya teslim tutanaklarından ve gerekse rapor altındaki imza içeriğinden tasarım/faydalı model konularında uzman bir bilirkişi niteliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın mahiyetine göre mahkemece, dava konusu bakımından uzman bulunan bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, makine mühendisi bilirkişiden alınan yetersiz rapora göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir (Aynı yönde bknz.Yargıtay 11. HD 2010/897 E.-2011/11611 K).
Sözkonusu raporun incelenmesinde de, hüküm tesisine elverişli nitelikte bulunmadığı görülmüştür. Şöyle ki; anılan raporda, davacı tarafça delil olarak sunulan faturalardaki isimlerin tam okunamadığı, ancak keşif esnasında gelen ve TAV yetkilisi olduğunu beyan eden (ad/soyadı raporda belirsiz) bir şahsın standın … isimli kiracıya ait olduğunu ifade ettiği, davacı faturasında da soyad kısmının … olarak okunduğu belirtildikten sonra, raporun devamında; Bodrum havaalanındaki çoklu broşür ünitesinin incelendiği, standın kolona giydirme olarak montaj edildiği, döner stant üzerinde yapılan incelemede kim tarafından, nerede ne zaman üretildiği vb. bilgilerin yazılı olmadığı, standın amacının davalının tescilli faydalı modeli ile tamamen aynı olduğunun görüldüğü, sözkonusu stantta davalıya ait faydalı modelin istemleri arasında yer alan “hareket mekanizması ve onu taşıyan platform” un olmadığı, iç kısmında hareket mekanizması varsa keşif esnasında stantın sökülme imkanı olmadığından tespit imkanı olmadığı, alt reklam ile üst reklam alanlarının da olmadığının görüldüğü, fakat çoklu broşür bölmelerinin mevcut olduğu, ancak dosyadaki, belgelerden bu tür stantlarda döner reklam toteminin de 2015/03300 başvuru numarası ile endüstriyel tasarımın koruma altına alındığı ve buna göre hareket mekanizmasının da davacıya ait olduğu, davalının faydalı modelinden önce davacı tarafından hareket mekanizmasının geliştirilmiş olduğu ve koruma altına alındığının anlaşıldığı, buna göre davalı faydalı modelinden önce broşür stantlarının fikri olarak ortaya konulduğu, üretiminin davacı tarafından yapıldığı ve piyasada satıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla faydalı modelin yenilik olmasına teşkil edecek olan hareket mekanizmasının da davacı tarafından faydalı modelden önce bu tür broşür stantları için üretiminin yapıldığının anlaşıldığı, her ne kadar “davalı faydalı modeli yenilik içerse de”, davacıya ait hareket mekanizması ve çoklu broşür standı birleştirilmek suretiyle davalının faydalı model ortaya koymuş olup, davacı tarafça döner stant hareket mekanizmasının da 29.04.2015 tarihinde davalı faydalı modelinden önce endüstriyel tasarım koruması altına alındığından “sonuç olarak açıklanan nedenlerle yenilik unsuru içermediği”, şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür. Sözkonusu raporda faydalı modeldeki istemler de detaylı açıklanarak karşılaştırmalı bir sonuca varılmamış olduğu gibi, raporun kendi içinde de çelişkiler barındırdığı görülmekle, raporun denetime ve hüküm tesis edilmesine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; Atatürk Havaalanı yönetimiyle ve Bodrum Havaalanı yönetimiyle yapılan yazışmalarda stantlarla ilgili tahsis sözleşmesi ve kira sözleşmesi olarak davadışı firmalarla yapılan sözleşmelerden bahsedildiği ve bu sözleşmelerin gönderildiği belirtilmişse de, dosya kapsamında bu sözleşmelerin bulunmadığı, bu nedenle de yerel mahkemece irdelenemediği anlaşılmıştır. Davacı ile anılan hava alanlarındaki stantlar arasındaki bağlantının mahkemece nasıl kurulduğu dosya kapsamından anlaşılamamış olup, buna göre sözkonusu stantların davacının üretip sattığı ya da kiraladığı stantlar olup olmadığının dosyada mevcut bilgi ve belgelerle ortaya konulamamış olduğu, açıklanan nedenlerle sonuç olarak eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş; taraflar arasında görülen, davalısının işbu davada davacı şirketle aynı grup şirketleri içinde yer alan … Şti, davacısının ise işbu dava davalısı … olan Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/311 E. – 2018/214 K.sayılı dosyası ile yine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/112 E.-2015/176 K sayılı dosyalarının da dosya arasına alınarak, her iki hava alanı işletmesiyle yapılan sözleşmeler de getirtilip tarafları tespit edildikten sonra, davacı defter ve kayıtları ile gerektiğinde dosyaya sunduğu ve 2012-2013 yıllarında satış yaptığını beyan ettiği firmalardan (Atatürk ve Bodrum Havaalanında kiraya verilen firmalar da dahil) da araştırma yapılarak, davacının stantlara ilişkin üretim ve satışı olup olmadığının saptanması, varsa tarihlerinin ortaya konulması suretiyle, tüm bilgi ve belgeler eksiksiz toplandıktan sonra dava konusunda uzman bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınmasından ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/137 Esas – 2019/24 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 23/02/2022