Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1028 E. 2022/670 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/351
KARAR NO : 2022/491

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021 (Dava) – 07/07/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/227 Esas – 2021/554 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarihli 2021/227 Esas ve 2021/554 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin emekli olduktan 9 yıl sonra sahte sigorta gösterilmesi nedeniyle emeklilik hakkının iptal edilip emekli aylığının kesildiğini, müvekkilinin iptal edilen dönemde dava konusu şirketlerde çalışmış olması nedeniyle, İzmir 9. İş Mahkemesi’nin 2020/980 esas sayılı dosyasında, … ile … Şti ve … Şti isimli şirketlerin hasım gösterilerek hizmet tespit davası açtıklarını, şirketlerin terkin edildiğinin yargılama sırasında öğrenildiğini, mahkemenin taraf teşkilinin sağlanması açısından davalı şirketin ihyası konusunda dava açmak üzere süre verdiğini bildirmiş, davalı şirketlerin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …Müdürlüğü’ne kayıtlı her iki şirketin adres durumu nedeniyle vergi dairesinden terk sayılması sebebiyle 08/12/2014 tarihinde münfesih sayılarak şirketlerin tescilli adresine ihtarda bulunulduğunu, ihtarın 11/12/2014 tarih, 8713 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığını, yasal süresi içerisinde ihtarlara yanıt verilmemesi nedeniyle 25/03/2015 tarihinde şirketlerin sicil kaydının resen silindiğini, terkin işleminin kanun ve tebliğ hükümleri ile Yargıtay Kararları’na uygun şekilde yapıldığını, 6102 sayılı TTK 31. Maddesine gereği tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişiklik gibi adres değişikliğinin de tescil ettirilmesi gerektiği, münfesih olan şirketlerin tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin tebliğ edilememesinin tamamen ilgili şirketlerin basiretli bir tacir olarak davranmaması ve yasal yükümlülüğününü yerine getirmemesinden kaynaklandığını, dolayısıyla tescilli adrese gönderilen ihtarnamelerin 6102 sayılı yasanın geçici 7. maddesinin (4) kısım a) bendi gereği tebliğ edilmiş sayılacağını, müdürlüğün davada zorunlu yasal hasım olduğunu. yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırı husus, kusur bulunmaması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müdürlükleri aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bildirmiş yasal süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”… ihyası talep edilen şirketlerin 25/03/2015 tarihinde TTK’nun geçici7. maddesi uyarınca … Müdürlüğü tarafından resen silindikleri, davanın terkin edilen şirketlerin davacı tarafından İş Mahkemesinde açılan hizmet tespiti istemli olarak açıldığı, dava tarihi olan 08/04/2021 tarihi itibariyle TTK’nun geçici 7 (15) maddesinde düzenlenen beş yıllık hak düşürücü sürenin aşılması yanında bu davanın dayanağı olan İzmir 9. İş Mahkemesi’nin 2020/280 Esas sayılı davanın da 25/09/2020 tarihinde yasal süre aşılarak açıldığı…” gerekçesiyle; ”…Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15).maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin, … ve … isimli şirketlerde 1996-2009 yılları arasında aralıksız olarak çalıştığını, müvekkilinin 2012 yılında … isimli işyerinde çalışırken emekli olduğunu, müvekkilinin emekliliğinin aradan 8 yıl geçtikten sonra 11.09.2008-15.09.2009 tarihleri arasındaki hizmet sürelerinin sahteliği öne sürülerek iptal edildiğini ve maaşının kesildiğini, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, söz konusu … ve … isimli şirketler ile …na 9. İş Mahkemesi 2020/280 esas sayılı dosyası ile hizmet tespit davası açtıklarını, İzmir 9. İş Mahkemesinin taraf teşkilini sağlayabilmek için terkin edilen şirketlerin ihyası davası açmaları için kendilerine süre verdiğini, İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/227 esas sayılı dosya ile şirketlerin ihyası (ek tasfiyesi) için açtıkları davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğini, TTK.547.madde hükmünde herhangi bir hak düşürücü süreye değinilmediğini, ayrıca sigortalılığın tespiti davasının herhangi bir zamanaşımı yada hak düşürücü süreye tabi değilken ihya davasının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması nedeniyle reddinin müvekkilinin hak arama hürriyetinin de kısıtlanmasına sebep olduğunu, bu davaların hak düşürücü süreye tabi olmadığının Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay İçtihatları ile de belirtildiğini, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … Şti. ve … Şti.’nin ihyası istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7-(15). maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece, Dairemizin 29/12/2021 tarihli ve 2021/1589-2021/1481 sayılı geri çevirme kararı üzerine, … Müdürlüğünden tebligat belgelerinin gönderilmesi istenmiş; … Müdürlüğü cevabi yazısında, ihtar yazılarını ve şirketlerin münfesih sayılarak terkin edilecekleri hususundaki ilanın yapıldığı ticaret sicili gazetesini göndermiş, o tarihte birçok şirkete ihtar yollandığı için tebligat parçalarına ulaşılamadığını ancak TTK 7/4/A ya göre ticaret sicilinde yapılan ilanın tebliğ yerine geçeceği, tebligat yapılmış sayılacağını belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesinin 15. Numaralı bendinde de “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulananlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. ” hükmü getirilerek haklı sebepler bulunması halinde terkin edilen şirketin ihyası hususunda hukuki yararı bulanan kişilere ihya imkanı tanımıştır.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin emekli olduktan 9 yıl sonra sahte sigorta gösterilmesi nedeniyle emeklilik hakkının iptal edilip emekli aylığının kesilmesi nedeniyle müvekkilinin iptal edilen dönemde dava konusu şirketlerde çalışmış olması nedeniyle, İzmir 9.İş Mahkemesi’nin 2020/980 E.sayılı dosyasında, … ile … Şti ile … Şti. ve … Şti.’nin hasım gösterilerek hizmet tespit davası açtıklarını, şirketlerin terkin edildiğinin yargılama sırasında öğrenildiğini, mahkemece taraf teşkilinin sağlanması açısından davalı şirketlerin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürmüştür.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından aralarında ihyası istenen … Şti. ve … Şti. ile … aleyhine 25/09/2020 tarihinde 11/09/2008-15/09/2009 tarihleri arasındaki çalışma sürelerinin tespiti istemiyle hizmet tespit davası açtığı, davanın İzmir 9. İş Mahkemesinin 2020/280 sayılı dava dosyasında derdest olduğu; … Müdürlüğü kayıtlarına göre münfesih olmalarına ve sayılmalarına rağmen TTK’nın 7. maddesi uyarınca … tarafından şirketlere 11/12/2014 tarihli, 8713 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ile yapılan ihtara rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketlerin ticaret sicilinden 25/03/2015 tarihinde re’sen silindiklerinin tescil edildiği ve yapılan terkin işleminin 31/03/2015 tarihli ve 8790 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7/4. maddesi, “Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir.
… Müdürlüğü kayıtlarına göre; ihyası istenilen bahsi geçen Limited Şirketlerin 25/03/2015 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca her iki şirketin adres durumu nedeniyle vergi dairesinden terk sayılması gerekçesiye resen sicilden kaydının silindiği anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7/4. maddesine göre; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı düzenlenmiş; davalı … Müdürlüğünün göndermiş olduğu belgeler arasında terkin edilen şirketlere gönderildiği iddia edilen ihtar yazıları bulunmakta ise de, bu ihtar yazılarının geçici 7. maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere yapılan ihtarın tebliğ edildiğine dair tebligat belgesi dosyaya sunulmamış ve Dairemizin geri çevirme kararı üzerine mahkemece davalı ile yapılan yazışmada tebligat belgelerinin bulunamadığı belirtilmiş ise de; dosya içinde yer alan ticaret sicil evrakında davalı müdürlüğün ihyası istenen şirketlerin sicil kayıtlarındaki adresine gönderdiğini belirttiği ihtar yazılarının suretlerinin bulunduğu ancak ihtar yazılarının şirketlere tebliğ edildiğine ilişkin tebligat belgesinin bulunmadığı, 11/12/2014 tarihli,8713 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığı ve 25/03/2015 tarihinde her iki şirketin terkin edildiği anlaşılmaktadır. İhyası istenen şirkete gönderilen ihtara ilişkin tebliğ belgesi dosyaya sunulamamış ise de, ihtarın tebliğ edilmediği durumda, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/4. maddesindeki usul dairesinde ilan tarihine göre tebliğ tarihi belirleneceğinden, ihtarın ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ihtar tebliğ edilmiş sayılacağından göre, dava konusu terkin işleminde usulsüzlük bulunmadığı ; şirketlerin 25/03/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, ancak eldeki davanın 08/04/2021 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön taşımadığı bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazının reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarihli, 2021/227 Esas ve 2021/554 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2022