Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1026 E. 2022/703 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1026
KARAR NO : 2022/703

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2016 (Dava) – 27/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/16 Esas – 2018/536 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 27/04/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 tarihli 2016/16 Esas ve 2018/536 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin satış otomatları ve metal dedektörleri alanında üretim yaptığını, davalı …’in 15.09.2000 – 14.08.2015 tarihleri arasında davacı şirkette elektronik mühendisi olarak çalıştığını, 15 yıl ve 3600 prim ödeme gün sayısını tamamlaması nedeni ile ayrıldığını, kendisine 30.976,20-TL net kıdem tazminatı ödendiğini, davacı şirket nezdinde çalışarak ayrılan dava dışı …, …, …, …, … ile davalı …’in davacı şirkete ait her türlü ticari, finansal, hukuki, teknik, istatistiki, üretim ve operasyonel kapsamda gizli bilgiyi kaydettiğini, kullandığını ve ifşa ettiğini, şirket faaliyet ve gelişmeleriyle ilgili olarak edindiği bilgileri ve görev icabı edindiği ticari, idari ve teknik bilgileri saklamaya yönelik gizlilik hükümlerine ve ayrıca rekabet yasaklarına uyma yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle adete bir örgüt kurarak davacı şirket ile haksız rekabet yaptığını, davalının dava dışı personellerle bir araya gelerek davacı şirketin asli iştigal konularında çalıştığını, birbirlerine çok yakın tarihlerde işten ayrılan bu kişilerin müvekkil şirketten haksız olarak temin ettikleri teknik bilgiye, sırlara, eserlerin üretimini, pazarlamasını, tanıtımını ve satışını yapmakla haksız kazanç sağladıklarını, davacı şirketin 40 yıllık tecrübesi ile ürettiği yazılımları/programları oluşturduğu know-how’u hukuka aykırı şekilde izinsiz olarak ele geçirerek davacının eserden doğan haklarını ihlal ettiklerini, davalının iş sözleşmesinin 6.6. maddesinde hükme bağlanan rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketten ayrıldığı sırada brüt ücretinin 2.092,50-TL, olduğunu, 8 aylık bürüt maaşı tutarında 16.740,00-TL cezai şartı ödemek ve ayrıca rekabet yasağını ihlal eylemini durdurmak zorunda olduğunu, yasa ile tanınan emeklilik nedeniyle fesih hakkını açıkça kötüye kullandığından hakkaniyetten söz edilebilmesinin ve hakkaniyet indirimine gidilmesinin mümkün bulunmadığını, eylemi hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 6098 s. TBK.’nun 444 ve 447. md. kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalının taraflar arasındaki sözleşme ile düzenlenen rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlali nedeniyle kıdem tazminatının iadesine, cezai şartı aşan zararları hakkında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 16.740,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal yönündeki eylemlerinin durdurulmasına, bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıya ait gayrimenkullerin, menkullerin, 3. şahıslardaki hak ve alacakların, dava dışı şirketten almakta olduğu maaşının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ekonomik durumunun oldukça iyi olduğunu, müvekkilinin ise elektronik teknikeri olarak çalışabilecek iş alanlarının araştırma-geliştirme (Ar-Ge) mühendisliği, ürün geliştirme (Ür-Ge) mühendisliği, satış mühendisliği, bakım mühendisliği ve üretim mühendisliği olduğunu, davacı iş verenin belirlediği “Ege-Marmara-İç Anadolu” alanının kabul edilemez şekilde geniş ve müvekkilini 2 yıl süre ile işsiz ve aşsız bırakacak, ailesinin insanca yaşama hakkını elinden alacak bir süre olduğunu, iş akdinin korku/baskı altında hile ve desise ile içeriği bildirilmeksizin davalı rızası hilafına imzalatıldığını, iş akdi ile rekabet ve sır saklama yasağı sözleşmesini birbirinden ayırmak gerektiğini, davacının yasal amacı aşan uygulamasına ilişkin taleplerinin tamamen kanunun lafsından alınma ve içi boş iddiadan ibaret olduğunu, müvekkilinin kimsenin sırrını çalmadığını, kullanmadığını, kimseye zarar vermediğini, sigortasız çalışabilecek iken çalışmadığını savunarak, mahkemenin yetkisizliğine, davacının haksız ve kötü niyetli, davalıya maddi ve manevi zarar verecek ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yasal düzenlemeler ışığında, somut olaya dönüldüğünde; davacı şirketten, yazılım kopyalanması, bu yazılımın firma dışına çıkarılması, know-how, teknoloji, metod, teknik gibi ticari sır kullanılması, davacı şirkete ait her türlü ticari, finansal, hukuki, teknik, istatistiki, ve üretimde operasyonel kapsamdaki her türlü gizli bilginin davalı tarafından hukuka aykırı olarak kaydedildiğine, kullandığına ve ifşa edildiğine ilişkin bir tespit yapılamamıştır. Davacı kanıtları arasında bulunan davalının taraf olarak yer almadığı İzmir FSHHM.’nin 2015/173-174 E.s. dosyalarında, davalının dava konusu bilgisayar kodlarının ve Know-How’ın izinsiz alınması hakkında hiçbir kayda rastlanmamıştır. Kaldı ki, davacı şirketten sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlayarak ayrılan davalının, daha sonra bir başka firmada çalışmasında basit kablolama ve montaj işlemleri için bir elektronik teknisyeni olarak Know-How bilgisine ihtiyacı bulunmamaktadır. Davalı tanık beyanları ile davalının rekabet yasağı sözleşmesini davacı şirkette çalıştığı sırada baskı ve korku altında imzalandığı, hukuken bağlayıcılığı olmayan rekabet yasağı taahhütnamesine dayalı olarak davacının cezai şart talep edemeyeceği, davalının 1475 s. Kanun’un 14/1-(5) md. düzenlemesi uyarınca yasal haklarının kullanarak, 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim günü şartlarını sağlayarak iş yerinden ayrıldığı, cezalandırılması sonucunu doğuracak şekilde ödenen kıdem tazminatının iadesinin hukuken yerinde olmadığı .. ‘ gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin esas iştigal konusunun satış otomatları ve metal detektörlerini kapsadığını, davalı …’in ise müvekkili şirkette uzun süre çalıştığını daha sonra emekli olmak istediğini bildirdiğinde kendisine kıdem tazminatı ödenerek iş ilişkisine son verildiğini, ancak davalının, yine müvekkili şirkette çalışan diğer kişilerle işbirliği yaparak, aynı iş sahasında, müvekkilinin kendisi için geliştirdiği bilgisayar programını izinsiz kopyalamak suretiyle, fikri mülkiyet haklarının ihlal edildiği şirkette çalışmaya başladığını, davalının sigorta kayıtlarından ve duruşma beyanlarından da anlaşıldığı üzere, müvekkili şirketten sonra çalıştığı firma tarafından, müvekkilinin fikri haklarının ihlal edildiği İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi 2015/173 ve 2015/174 E. Sayılı dosyalar ile apaçık bir şekilde, hiç bir tereddüte yer bırakmadan anlaşıldığını, gerekçeli kararda her ne kadar davalının müvekkiline ait herhangi bir fikri mülkiyet ihlali gerçekleştirdiğine dair İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi 2015/173 ve 2015/174 E. Sayılı dosyalarında bir tespitin bulunmadığı açıklamasına yer verilmiş ise de, davacının yalnızca bu ihlali gerçekleştiren firmada, aynı sektörde çalışması dahi, rekabet yasağının ihlali niteliğindeyken, mahkemece bu gerçekliğin görmezden gelindiğini, esasen davalının yeni iş yerinde ne iş yaptığından çok, nerede çalıştığı huzurdaki dava bakımından önemli iken, mahkemece İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararları son derece yüzeysel geçildiğini ve özümsenemediğini, davalının müvekkili şirketteki asli görevinin ise Türkiye içindeki metal dedektörlerin yerini bilmek ve onlara servis hizmeti sağlamak olduğunu, yerel mahkeme dosyasına davalının müvekkili şirketten sonra çalışmaya başladığı firma adına, müvekkilinin de uzun yıllardır müşterisi olan … ile iletişime geçtiğini, müvekkili şirketin ürettiği cihaz kullanılmakta iken, davalının çalıştığı dava dışı rakip firmanın müvekkili şirketin ticari sırlarını kullanarak ürettiği cihazı sattığı bilgisi belirtilmişken, mahkemece bu hususa ilişkin de hiç bir araştırma yapılmadan, …’dan hiç bir bilgi talep edilmeden, davalının haksız rekabete ilişkin bir eyleminin tespit edilmediği gerekçesine yer verilmesinin büyük bir hukuki hata olduğunu, yargılama sırasında, müvekkili ile aralarında husumet bulunan tanıkların beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğine dair yüksek yargı kararları sunulmuş olmasına rağmen, bilirkişiler tarafından dahi yalnızca bu beyanlara itibar edildiğini, mahkemece bu beyanlar esas alınarak hüküm oluşturulduğunu, dosyaya sunulan kök ve bilirkişi raporlarının, aynı heyetten alınmakla birlikte, kök rapora karşı olan itirazların, ek raporda incelenmediğini, hatta açıkça kök rapordaki kanaatin değişmediğinin belirtildiğini, raporlarda yer verilen tespitlerin hiç birinin hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi, şahsi kanaat ve varsayımlara dayandığını, mahkemece rekabet yasağı sözleşmesinin geçersizliği kabul edilse dahi, bu sözleşmeyi uyarlama yetkisine sahip mahkemece sözleşmenin doğrudan geçersiz sayılması ile müvekkilinin büyük bir hukuki mağduriyetine sebep olunduğunu beyan ederek istinaf başvurularının kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağına aykırılık sebebi ile cezai şartın tahsili, rekabet ihlaline yönelik eylemlerinin durdurulması ile kıdem tazminatının iadesi talebini içermektedir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, rekabet sözleşmesinin baskı altında imzalandığına dair bir delil olmamasına rağmen mahkemece bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki kabulü hatalı olsa da davalının davacı şirketten, yazılım kopyalanması, bu yazılımın firma dışına çıkarılması, know-how, teknoloji, metot, teknik gibi ticari sır kullanılması, davacı şirkete ait her türlü ticari, finansal, hukuki, teknik, istatistiki ve üretimde operasyonel kapsamdaki her türlü gizli bilginin davalı tarafından kaydedildiği, kullandığı, ifşa edildiği veya bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirildiğinin tespit edilemediği, davalının halen çalıştığı yerdeki görevi olan kablo ağacı hazırlama, lehimleme, soket takma, bobin sarma, kart montajı, cihaz toplama, etiketleme, montajı yapılan cihazların fiziki kontrol ve paketlenmesi işinin, ticari sır dışında kalan, üniversitede alınan eğitim ve yapılan uygulamalarda kullanılan bilgiler ile kolaylıkla yapılabilecek işler olduğu, kaldı ki davalının 5.9.2000 tarihli SSK Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi’nde, davacıya ait işyerine girmeden önce sigortalı olarak çalışmış son iş yerinin dava dışı … A.Ş. Olduğu anlaşılmaktadır.
Bu firmanın web sayfasındaki şirket hakkındaki tanıtımının “…, …. markası 1985 yılından beri Türkiye ve dünyada Tekstil ve İzolasyon sektörlerine mekatronik alt yapısı olan, verimlilik artırıcı, yenilikçi ve rekabetçi otomasyon çözümleri sunmaktadır. Alanındaki en geniş ürün kategorisi çeşitliliğine sahiptir…TEKSTİL KONFEKSİYON MAKİNELERİ ve ENDÜSTRİYEL LAMİNASYON MAKİNELERİ olmak üzere iki kategoride üretim yapmaktayız. Ayrıca CAD Sistemlerinde dünyanın inovasyonda öncü markalarından olan …’in Türkiye’deki çözüm ortaklarından biriyiz.” şeklinde olduğu, buna göre davalının gerek Akdeniz Üniversitesi’nde aldığı eğitim ve bu eğitimler sırasında yaptğı uygulamalar, gerek davacı şirkete girmeden önce yukarda tanımlanmış şirkette çalışıp deneyim kazanmış olması, gerekse davacı şirkette işe başlamadan 8 sene önce iş hayatına başlamış olması, bugün üretim yapan bir teknoloji şirketinde, üretimde yada montaj hattında kendisine gerekli mesleki bilgi ve beceriyi sağlayacağından davacının davaya konu rekabet yasağına özgü işleri davacı firmada öğrendiğine dair iddiasının da yerinde olmadığı, haliyle davalının davacıda çalıştığı dönemdeki pozisyonunun davacının müşteri çevresi hakkında bilgi edinmesine müsait olmadığı ve almış olduğu eğitim ile daha önceki iş deneyimine göre üretim sırları ya da yaptığı işler hakkında önceki bilgilerine nazara ayrıca bilgi edinme imkânı sağlamadığı, İzmir FSHM’de görülen 2015/173 E.- 2018/9 K. Sayılı dosyasının tarafının davalı olmadığı, davacının davalıdan başka dava dışı eski çalışanları olduğu, dosyadaki bilirkişi raporlarında yapılan teknik incelemelerde, davalının davacı şirketden, yazılım kopyalanması, bu yazılımın firma dışına çıkarılması, know-how, teknoloji, metod, teknik gibi ticari sır kullanılması ile ilgili bir bilginin bulunmadığ, kaldı ki bu dosyanın İzmir BAM 11. HD’nin 2018/1223 E. – 2022/263 K. ve 15.02.2022 tarihli ilamı ile bozulduğu, sonuç olarak yerel mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 tarihli 2016/16 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.