Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1008 E. 2022/301 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1008
KARAR NO : 2022/301

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2015 (Dava) – 04/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1399 Esas- 2018/1269 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/12/2018 tarihli 2015/1399 Esas ve 2018/1269 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2015 tarihinde davalı şirkete ait ve sürücüsü davalı … olan … plakalı çekici ve … plakalı yarı römörkün sol arka teker kısımları ile İzmir istikametine seyir halinde olan mütevaffa …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’ın hayatını kaybettiğini, tutulan kaza tespit tutanağında mütevaffa sürücü …’ın tali kusurlu, davalı …’ın asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, muris …’ın kaza tarihinde 53 yaşında ve imamlık mesleğini yürüttüğünü, davacıların her türlü yardım ve destekten mahrum kaldıklarını, davacı …’ın öğrenci olduğunu, davacıların yakınlarını kaybetmelerinden kaynaklı olarak manevi zarara uğradıklarını, davalı … A.ş.’nin … plakalı çekicinin kaza tarihi itibari ile zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, davacıların murisinin kullandığı … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin ise davalı … Sigorta A.ş. tarafından düzenlendiğini, davalı … A.Ş’den kısmi ödeme alındığını, ancak yapılan ödemenin müvekkillerinin zararlarını karşılamadığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, eş … için 1.000,00 TL, kızı … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 500,00 TL cenaze ve defin giderinin, davalı işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yine davacıların manevi zararlarının tahsili için eş … için 30.000,00 TL, oğul … için 15.000,00 TL, oğul … için 15.000,00 TL, kızı … için 15.000,00 TL ve kızı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın 30/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi vekili tarafından verilen 24/12/2015 tarihli dilekçe ile, sigorta genel şartları uyarınca davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemlerinin davalı şirket yönünden teminat dışında kaldığının belirtildiği, bu nedenle davanın reddinin istendiği görülmüştür.
Davalı … tarafındna verilen 14/12/2015 tarihli dilekçe ile, yetki itirazında bulunulmuş, kazanın meydana geliş şekli anlatılmış, düzenlenen kaza tespit tutanağının yanlış olduğu beyan edilmiş, ölenin kan tahlili incelendiğinde, araç kullanmasının riskli olduğunun tespit edildiği belirtilmiş, davalı yönünden davanın reddinin istendiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş şirketi vekili tarafından mahkememize gönderilen 07/01/2016 tarihli dilekçe ile, dava şartı yokluğundan davanın reddinin istendiği, cenaze ve defin giderleri yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağı ve bu istemin reddi gerektiği, manevi tazminat yönünden harcın tamamlanmadığı, çekici şoförünün tecrübeli bir şoför olduğu ve ehil kişi olduğu, ölenin kanında tespit edilen ilacın kazanın oluşuna etki ettiği, manevi tazminat istemi yönünden değerlendirilmesini istedikleri hususları açıkladıkları, kısmi ödemenin yapıldığını, sonuç itibari ile manevi tazminat istemi yönünden görevsizlik kararı, mahkememiz yetkisiz olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı ve sonuç itibari ile davanın esastan reddi kararı verilmesinin istendiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece;…”Davacı … yönünden;
Maddi tazminat istemi içinde destekten yoksun kalma tazminatı isteminin REDDİNE,
Cenaze ve defin giderleri isteminin KABULÜNE,
2.500,00-TL cenaze ve defin giderinin davalı sigorta şirketi yönünden 21/09/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Manevi Tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı … yönünden;
Destekten yoksun kalma isteminin KABULÜNE,
2.986,74-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 21/09/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı … yönünden;
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacı … yönünden;
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı … yönünden,
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. Ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,…”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacılar vekili, davalılardan … A.Ş vekili … A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminata ilişkin bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin müteveffanın gelirlerindeki yıllara göre artış oranları dikkate alınmaksızın yapıldığını, müteveffanın yıllara göre aldığı maaşların artış oranlarına göre aldığı ve alacak olduğu maaşlar üzerinden hesaplama yapılması gerekirken raporda bu hususun eksik kaldığını, Yerel Mahkemece verilen manevi tazminat miktarları oldukça düşük olup kabulünün mümkün olmadığını, davacıların eş ve babasını kaybettiğini, davacı eş için sadece 181.199,91.-TL maddi tazminat için ödeme yapılmış iken eş için 10.000,00.-TL ve her bir çocuk için 5.000,00.-TL’er manevi tazminata hükmedilmesinin izahtan vareste olup 2019 Türkiye’sinde asgari ücret 2.000,00.-TL iken davacıların bu denli az bir manevi tazminata hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, davalı sigorta şirketlerinin istinaf talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, tüm davalıların TBK 61. ve 62. madde gereğince müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, ayrıca davalı … Sigorta açısından her ne kadar sürücünün kusurunun destek görenlere yansıtılacağından bahsedilmekte ise de dava konusu kaza eski tarihli olup, yeni yasal düzenlemeden eldeki davanın etkilenemeyeceğini belirterek, kararın müvekkilleri lehine kaldırılması ile davalı sigorta şirketlerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; araç sürücünün kendi kusuruyla yapmış olduğu kaza sonucu vefatından doğan zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını; alınan hesap raporunun, hüküm kurulmasına elverişli olmadığını, raporun trafik polis memuru tarafından düzenlendiğini, kusur raporlarının Adli Tıp Kurumu veya makine mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanması gerektiğini, müvekkili şirketçe sigortalanmış aracın dava konusu olayda kusuru bulunmadığını, kusur raporuna itirazları ile dosyanın yeniden kusur incelemesi için öğretim görevlisi bilirkişiye gönderilmesini; aksi halde davanın reddini talep ettiklerini, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığının gözetilmediğini, yerleşik Yargıtay kararları gereği onların da çocuklarının ölümü dolayısıyla destek tazminatı talep etme hakkı olduğunu, tazminat hesabı yapılırken destek tazminatı talep etme hakkı bulunan tüm kişilerin paylarının dikkate alınması gerektiğini, konu davada talepte bulunmasalar dahi, tüm destekten yoksun kalanların payları hesaba katılmaksızın yalnızca talepte bulunanlar için hesaplama yapıldığından davacının payı olması gerekenin üzerinde hesaplandığını ve dolayısıyla müteveffanın anne ve babasının payının da davacıya verildiğini, ayrıca olayın iş kazası teşkil etmesi karşısında, Sosyal Güvenlik Kurumunca bağlanacak Peşin Sermaye Değerli gelirin TBK md.55 çerçevesinde tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, üstelik; henüz peşin sermaye değerli gelir bağlanmamışsa, ileride bağlanacak gelir de iş bu dosya davalılarına rücu edileceğinden, mükerrer tazminat ödemesine yer verilmemesi için, Yargıtay yerleşik kararları gereği, davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru yaparak iş göremezlik geliri bağlatmak üzere süre verilmesini; SGK geliri bağlanmasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, Yerel Mahkemece sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğu (kabul anlamına gelmemekle birlikte) tespit edilmesine rağmen hesaplanan tüm zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları yönünde hüküm kurulduğunu, hiç kimsenin kusursuz sorumluluk halleri ayrı olmak üzere başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağını, sürücünün kusurundan fazlası ile müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil edeceğini, sigortalı araç sürücüsünün fiili bir fiil, diğer araç sürücüsünün fiili ise ayrı bir fiil olup her iki fiilden doğan sorumluluğun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, TBK md 61 hükmü birlikte hareket etme niyetine sahip olarak kasten bir haksız fiil gerçekleştiren kimseler için uygulanması gerektiğini, bir kimsenin hiçbir fiili ve hukuki ilişkisi bulunmayan başka bir kimsenin kusurundan sorumlu tutulmasının beklenemeyeceğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/4657 E. 2015/8105 K. 02.06.2015 tarihli kararında, trafik kazası sonucu ölümlerde tarafların yalnızca gerçek defin gideri zararlarından sorumlu olduğunun açıkça belirtildiğini, hal böyle iken cenaze giderlerine hükmedilmesinin usul ve yasaya ayrıca hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta araç sürücüsünün kusuru oranında hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu bulunmasına rağmen hüküm kurulurken kusur oranının dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olup müşterek müteselsil sorumluluğa karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemeler müvekkili şirketten talep edileceğinden ötürü, mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, müteveffanın anne babasının yaşayıp yaşamadığı araştırılarak; Yargıtay kararları gereği her ne kadar davacı olmasalar da anne baba için de pay ayrılması gerektiğini, fahiş olarak tespit edilen cenaze ve defin giderinin kabulü mümkün olmayıp; başvuran tarafından ne kadar cenaze ve defin gideri yapılmış olduğuna yönelik somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat fahiş olup, kararın bu yönden de bozulmasını talep ettiklerini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalılardan … A.Ş vekili ve … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası, 30/07/2015 tarihinde davacıların murisi …’ın … plakalı aracı ile seyir halinde iken, davalılardan … A.Ş ait, davalı … A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, diğer davalı …’ın sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın çarpması sonucu, …’ın vefat etmesi şeklinde gerçekleşmiştir.
Davalılardan … A.Ş ise; davacıların murisine ait … plakalı aracın kaza tarihini kapsar zorunlu trafik sigortacısıdır.
Meydana gelen kazada, davacıların murisi …’ın %25 oranında tali, … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacı eş … için davadan önce davalı … A.Ş’ ne yapılan başvuru üzerine davacıya 181.199,91 TL tazminat ödendiği anlaşılmıştır.
1-Davalılardan … A.Ş vekili ve … A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK.’nun 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olmuştur.
Mahkemece kabul edilen ve istinaf incelemesine konu edilen maddi tazminat miktarı aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olan her bir davacı yönünden karar tarihi itibarı ile HMK.’nun 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince maddi tazminat yönünden verilen karar, davalılardan sigorta şirketleri yönünden kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Buna göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının iadesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davalılardan … A.Ş vekili ve … A.Ş vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Eldeki dava da; mahkemece hükme esas alınan ve aktüer bilirkişi raporu, PMF yaşam tablosuna göre hazırlanmıştır. Her ne kadar Yargıtay Dairelerinin güncel içtihatlarında, tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporu usulüne uygun davacılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davacılar vekilince söz konusu rapora itiraz edilmeyerek, maddi tazminata ilişkin dava değeri aktüer raporu doğrultusunda arttırılmıştır. Bu durum davalılar yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği, tahkikat aşamasında davacılar vekilince ileri sürülmeyen hususların HMK nın 357/1 maddesi uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; olay tarihi, olayın gelişimi, davacıların murisinin ve davalı sürücünün meydana gelen olaydaki kusur durumları ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacılar yararına manevi tazminat şartlarının oluştuğu, ancak, hükmedilen manevi tazminatların bir miktar az olduğu anlaşılmış, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davalı sigorta şirketlerinin istinaf başvurularının usulden reddine; davacılar vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine; davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun esastan kabulüne; yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce manevi tazminat miktarları açısından davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalılar … A.Ş vekili ve … A.Ş vekillerinin istinaf başvurularının HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
B)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının manevi tazminat yönünden KABULÜ ile; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2018 tarih ve 2015/1399 Esas- 2018/1269 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca manevi tazminat istemi yönünden KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davacı … yönünden;
Maddi tazminat istemi içinde destekten yoksun kalma tazminatı isteminin REDDİNE,
Cenaze ve defin giderleri isteminin KABULÜNE,
2.500,00-TL cenaze ve defin giderinin davalı sigorta şirketi yönünden 21/09/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Manevi Tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı … yönünden;
Destekten yoksun kalma isteminin KABULÜNE,
2.986,74-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden 21/09/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı … yönünden;
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacı … yönünden;
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı … yönünden,
Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜNE,
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Maddi tazminat istemi yönünden,
Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olmakla 35,90 TL ret harcının davacı …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
Kabul edilen toplam bedel üzerinden hesaplanan 374,79 TL harçtan, peşin alınan 315,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 58,85 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar verildiği dikkate alınarak, davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, vekillerin harcadığı emek ve mesaiye karşılık ret edilen bedelden fazlaya hükmetme yasağı gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 351,84 TL başvuru harcı, 1.350,00 TL Bilirkişi ücreti, 506,60 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.208,44 TL yargılama giderinden kabul ret oranı dikkate alınarak 1.430,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’a verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Manevi tazminat istemi yönünden;
Kabul edilen manevi tazminat bedeli üzerinden hesaplanan 4.440,15 TL harcın davalılar …. A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, kabul edilen bedel üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık tarifesi üzerinden davacı … yönünden 5.100,00 TL , davacı … yönünden 5.100,00 TL, davacı … yönünden 5.100,00 TL, davacı … yönünden 5.100,00 TL, davacı … yönünden 5.100,00 TL olmak üzere toplam 25.500,00 TL vekalet ücretinin … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
Manevi tazminat istemi yönünden yapılan 20,00 TL yazışma giderinden ibaret yargılama giderinden 14,44 TL’sinin … A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı ödenmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,” ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C-Davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE,
D-İstinaf başvurusu yönünden yargılama harç ve masrafları;
1-İstinaf başvurusu sırasında davacılardan alınan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davacılar tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 18,00 TL e-tebligat gideri ve 28,00 TL tebligat-posta gideri olmak üzere toplam 167,30- TL yargılama giderinin davalılardan … ve … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
3-İstinaf eden davalı sigorta şirketlerince yatırılan istinaf başvuru harçlarının ve istinaf karar harçlarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf eden davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran ilgilisine iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.