Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1005 E. 2022/229 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1005
KARAR NO : 2022/229

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2015 (Dava) – 27/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1239 Esas – 2018/1481 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarihli 2015/1239 Esas ve 2018/1481 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin içinde bulunduğu … idaresindeki … plakalı aracın 27/12/2012 tarihinde Sarnıç’dan aldığı işçilerle çalışmakta oldukları … Krom San. Tic. Ltd. Şirketindeki işlerine gitmek üzere seyre başladığını, diğer yönden gelen sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyoneti ile direksiyon hakimiyetini kaybedip çarpışmaları sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin kaza anında … plakalı servis aracının arka tarafında işçi olarak seyir halinde ve yolcu olarak bulunduğunu, bu nedenle olayda hiç bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin trafik kazasının meydana geldiği tarihte çalıştığı şirkette torna ustası olarak çalışmakta olduğunu, kaza tarihinde 1.410,00 TL net maaş aldığını, ancak çalıştığı işyeri tarafından SGK’ya asgari ücret üzerinden bildirimde bulunulduğunu, maddi tazminat hesaplamasında bu hususların dikkate alınmasını talep ettiklerini, müvekkili vasfında olan bir ustanın emsal maaşının araştırılmasını talep ettiklerini, kazadan sonra müvekkilinin trafik sigortasına tazminat için müracaatta bulunduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, kaza esnasında müvekkilinin sol ayağında kırıklar meydana geldiğini, bu kırıkları birleştirmek için 20 cm kadar ayağına platin takıldığını, şuanda yürümekte zorlandığını ve yürürken, oturup kalkarken, yük taşırken ayağında ağrı ve acı hissettitğini, aldığı heyet raporunda %3’lük daimi özür olduğunun sabit olduğunu, ayağında kaza neticesinde 1,5 cm kısalma da meydana geldiğini, bu süre içerisinde hiçbir şekilde çalışamadığını, müvekkilinin tornacı ustası olması hasebiyle sürekli ayakta durmasının, ağır parça kaldırmasının ve bu parçaları tezgaha yerleştirmesinin gerektiğini, bu işleri yapmakta zorlandığını, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/884 Esas sayılı dosyasındaki davanın halen Yargıtay aşamasında olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle topallayarak yürümesinden dolayı derin bir üzüntü duyduğunu, bu nedenle müvekkili için manevi tazminat talep ettiklerini, müvekkiline kaza nedeniyle daimi gelir bağlanıp bağlanmayacağının, ne kadar miktar bağlanacağının belli olmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminat alacağı ile 35.000,00 TL manevi tazminat alacağı toplamı 35.100,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki kanuni faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 41.291,67-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın 06/07/2012-2013 tarihli Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacı yanın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen manevi tazminat talep ettiğini, ancak trafik sigortası genel şartları gereği manevi tazminat taleplerinin Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası teminatı dışında olduğunu, davacı yanın maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını, davacının gelir durumunun, SGK kayıtları, vergi levhası gibi somut delillerle kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın müvekkili bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Kimya San. Tic. AŞ ile … vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafça kazanın meydana geldiği esnada davacının içinde bulunduğu araç işe gidip gelirken kullanılan servis aracı olarak nitelenmişse de -sözkonusu iddiayı kabul anlamına gelmemek üzere- bu hususun tek başına İş Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olması için yeterli olmadığını, davanın davacının işvereni olan … Krom San. Tic. Ltd. Şirketine karşı ikame edilmediğini, davalılardan hiç birisinin davacının işvereni ya da işveren vekili olmadığından davanın da niteliği itibariyle haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davası olduğunu, aynı trafik kazasına dayalı olarak aynı davalılar hakkında diğer zarar görenlerin açtığı İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/227 Esas sayılı dava dosyası ile yargılamasına devam olunan derdest davanın da olduğunu, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeni ile davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket … Kimya ve Makine San. Tic. AŞ’ne ait olduğunu, zorunlu mali mesuliyet sigortası yanında kasko sigortasının da diğer davalı şirket … Sigorta AŞ tarafından yapıldığını, manevi tazminat taleplerinin tamamının da kasko sigorta poliçesi kapsamına alındığını, bu nedenle davalı … AŞ’nin maddi tazminat limitleriyle ve manevi tazminat taleplerinin tamamı ile sorumlu olduğunu, araç sürücüsü müvekkili …’ın kusurlu olduğuna dair tespite de itiraz ettiklerini, ceza yargılamasına dair İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/884 Esas- 20014/710 Karar sayılı davası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu lie kusurun tamamının müvekkili …’da olduğu neticesine varıldığını, hukuk davalarında bağlayıcı niteliği bulunmaması sebebiyle kusur oranlarının tespitini talep ettiklerini, maluliyet durumunun yeniden belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminatın oldukça fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, tazminat ve gelir bağlamada esas alınacak olanın davacının kaza tarihinde kurum kayıtlarında almakta olduğu ücret olup bunun aslında asgari ücretten daha yüksek olduğuna dair davacı iddiasını kabul etmediklerini, bu iddianın davacı tarafça aynı kuvvette yazılı delille kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, “…İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan rapora göre davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’in kusursuz olduğu, davacı …’ın kusursuz olduğu, raporun denetime elverişli ve açık olması nedeni ile itibar edildiği, davalı sürücün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun anlaşıldığı, maluliyet oranının Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 17/06/2016 tarih, 48/8862 sayılı sağlık kurulu kararı ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde %5 (beş) olduğuna ilişkin raporun da denetime elverişli ve açık olduğu, yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğu, böylece davacının E cetveline göre %5 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş olduğunun anlaşıldığı, kusur oranı ve maluliyet oranı belirlendikten sonra maddi tazminata ilişkin olarak alınan aktüerya bilirkişinin kök ve ek raporunun da denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edildiği, raporda 27.12.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında yaralanan …’a ödenen geçici iş göremezlik bedelinin hesap tarihi itibari ile 6.451,23 TL olarak güncellendiği, güncellenen bu miktar düşüldükten sonra dosya içerisinde mevcut belgeler ve hizmet döküm cetveli dikkate alınarak yapılan tazminat hesaplaması sonucunda net tazminat miktarının 28.026,75 TL, İzmir Ticaret Odası’nın İzmir 2. İş Mahkemesine gönderdiği 09/03/2015 tarihli yazılarında torna tasfiye ustasının miktarının ise 41.291,67 TL olduğunun belirtildiği, davacının maddi tazminat talebinin toplam 41.291,67 TL üzerinden ıslah edildiği, ancak emsal ücret üzerinden yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceği, fiili duruma göre celpedilen hizmet döküm cetveline ve diğer belgelere itibar edilmesi gerektiği anlaşılmakla, fiili duruma göre hesaplanan 28.026,75 TL maddi tazminat talebinin kabulü gerektiği, ayrıca kaza tarihi ve dava tarihinin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Yasanın yürürlülük tarihinden önce olması nedeniyle 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Yasanın 5 .maddesi ile değişik KTK 97.maddesindeki ‘dava açmadan önce sigorta şirketine başvurulması zorunluluğuna ilişkin’ dava şartının gözetilemeyeceği ve davalı … şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmekle, hükmedilen maddi tazminata davalı … yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği kanaatine varıldığı, manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede; davacının davaya konu kaza nedeniyle %5 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetttiği, bu nedenle elem ve ıstırap çekmemesinin mümkün olmadığı, davalı sürücünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacının yaşı, maluliyet oranı, kaza tarihi dikkate alınarak davacı için takdiren belirlenen 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/12/2012′ den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminata yönelik talebin reddine karar verilmekle, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davacı için sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 28.026,75 TL maddi tazminatın, davalı … yönünden dava tarihi olan 30/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacı için takdiren 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “…Öncelikle yerel mahkeme tarafından takdir edilmiş olan vekalet ücretlerinin usul ve esasa aykırı olduğunu, reddedilen miktar müşterek olduğundan vekalet ücretlerinin de müşterek olarak takdir edilmesi gerektiğini, halbuki yerel mahkemenin davalı taraflara ayrı ayrı vekalet ücreti takdir ettiğini, neredeyse vekalet ücretlerinin ana parayı geçecek hale geldiğini, olayda iki davalının vekilinin aynı olduğunu ve savunmalarının da aynı olduğunu, 23.3.1974, 8/246-263 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararının da bu yönde olduğunu, mahkemece takdir edilmiş olan manevi tazminat miktarının müvekkilinin çalıştığı iş ve yaşadığı şartlar, toplumun içinde yaşadığı sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda orantısız ve az olduğunu, müvekkilinin mesleğinin tornacılık olduğunu ve sürekli ayakta kalınarak yapılan bir iş olduğunu, bu kaza nedeniyle meydana gelmiş olan araz nedeniyle müvekkilinin sürekli ayakta kalamadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere torna ustası olduğunu, ibraz etmiş oldukları hizmet döküm cetvelinde aynı şekilde meslek kodundan da tornacı olduğunun belirli olduğunu, yine çalışmış olduğu işletmenin vermiş olduğu imzalı yazıda da bunun belirli olduğunu, müvekkilinin vasıflı bir eleman olduğunu ve asgari ücret ile çalıştırılamayacağının gayet aşikar olduğunu, mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde iki türlü hesaplama yaptırıldığını, bu hesaplamalardan müvekkilinin asgari ücretle çalışmış olması ihtimali esas alınarak hüküm kurulduğunu, müvekkilinin vasıflı bir torna ustası olup asgari ücretle çalıştırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaza tarihinde müvekkilinin başkaca bir işverenin nezdinde torna tesviye ustası olarak çalışmakta olduğunu, bu işverenin müvekkilini tornacı olarak daha yüksek ücretle çalıştırmasına rağmen resmiyette asgari ücretle çalıştırdığını, ayrıca kayıtlara torna ustası olarak da göstermediğini, ancak müvekkilinin uzun yıllardan beri tornacı olarak çalıştığını, kazadan sonra yaklaşık 3-4 yıldan beri çalıştığı işvereninin, müvekkilinin çalıştığı gerçek iş kolunu resmi kayıtlara da yazdığını, ibraz ettiği yazılı belgelerin dikkate alınmasını talep ettiklerini….” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maluliyet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinafa yalnızca davacı vekilinin gelmiş olduğu gözetilerek ve istinaf itirazları kapsamında yapılan değerlendirmede; kusur ve maluliyete yönelik bir itiraz bulunmadığından bu hususların kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinafında, maluliyet tazminatı hesabı bakımından aktüer bilirkişinin iki seçenekli olarak yaptığı hesaplamadan asgari ücretin 1,5 katı üzerinden yapılan hesaplamanın esas alınması gerektiğini ileri sürmüş olduğu görülmüştür. Davacı vekilinin bu talebini dayandırdığı husus, müvekkilinin vasıflı işçi olduğu, torna ustası olduğu ve torna ustalarının İzmir Ticaret Odasından gelen yazı cevabında da belirtildiği üzere asgari ücretten daha fazla maaş almakta oldukları, kaza tarihinde müvekkilinin resmi SGK kayıtlarına bu husus işlenmeyip asgari ücret üzerinden maaş gösterilmiş ise de gerçek durumun bu olmadığıdır. Davacının bu iddiası bakımından dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kaza tarihi olan 27.12.2012 tarihli SGK kayıtlarına göre davacının asgari ücret üzerinden maaş aldığı, mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça her ne kadar işyerinden alınan belge ve SGK kayıtlarını içeren birtakım belgeler sunulmuş ise de, sözkonusu belgelerin kaza tarihine ilişkin olmayıp, kazadan sonraki tarihlere ilişkin kayıtlar olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminata dair itiraz bakımından; davacı maluliyetinin (%5) oranı yüksek değil ise de, ayak kırığından dolayı ameliyat olmak zorunda kalması ve dosya kapsamına göre 7 ay kadar raporlu geçirdiği süre, yaralanmasının somut olarak sebebiyet verdiği zorluklar, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçları, davalı sürücünün kazada %100 kusurlu bulunması ve tüm dosya kapsamına göre manevi tazminat miktarının az olduğu yönündeki itiraz yerinde görülmüş, Dairemizce manevi tazminat miktarının açıklanan nedenlerle 15.000-TL’ye yükseltilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Vekalet ücretine yönelik istinaf itirazı bakımından yapılan değerlendirmede; red sebebi davalılar yönünden ortak olduğundan bu istinaf itirazı da yerinde görülmüş, maddi tazminat ve manevi tazminat vekalet ücretleri bakımından HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kararın kaldırılıp düzeltilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1239 Esas – 2018/1481 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
a)Davacı için sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 28.026,75 TL maddi tazminatın, davalı … yönünden dava tarihi olan 30/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Davacı için takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacının fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN ;
ç)Alınması gereken 1.914,50 TL nispi ilam harcından 141,10-TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 1.773,40-TL harcın müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
d)Davacı tarafından 141,10-TL ıslah harcı olarak yapılan yargılama giderinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından işbu davada sarf edilen 1.021,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul oranına göre takdiren 695,00 TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
f)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 3.363,21-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
g)Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
ğ-Davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı … tarafından yapılan 295,40 TL yargılama giderinin takdiren davalılar üzerinde bırakılmasına
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN ;
h)Alınması gereken 1.024,65 TL nispi ilam harcından talep edilen manevi tazminat miktarı üzerinden peşin alınan 119,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 904,76 TL harcın davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
ı)Davacı tarafından manevi tazminat talebi nedeniyle yapılan 119,89 peşin harçtan oluşan olan yargılama giderinin davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
j)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
k) Davalı … Kimya ve Makina San. Tic. A.Ş. ve davalı … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
l) Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili olduğu taraflara iadesine”, ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a) İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b)İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
c)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09/02/2022