Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/95 E. 2023/926 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/95
KARAR NO : 2023/926

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : 2022/385 Esas – 2022/826 Karar
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 10.05.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.05.2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 24.01.2020 tarihli Mühendislik Hizmeti Sözleşmesi gereği müvekkili şirketin yüklenici sıfatıyla, … İli … İlçesi sınırlarında bulunan davalı şirkete ait ÖN/7440-19/03796 önlisans numaralı …’ne ilişkin, Kamulaştırma Planlarının Hazırlanması ve KYKların alınması, İmara Esas Kurum Görüşleri, İmar Planlarının Yapım ve Onaylatılması, Mera Vasıf Değişikliklerinin /Tahsis Amacı Değişikliklerinin Yapılması, Kamulaştırma Tescillerinin Yapılması işini yüklendiği ve sözleşmeler gereği tüm edimlerin ifasını eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davalı şirkete gönderilen faturanın içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadıklarını ancak davalı tarafından mesnetsiz iddialar gerekçe gösterilerek hizmet bedeline karşılık kesilen 02.08.2020 tarihli faturanın ödemesini yapmadığını, bu hususta davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen fatura bedellerinin ödenmemesi neticesinde Ankara 4. Noterliği 13.04.2021 tarih, 05614 yevmiye no’lu ihbarnamesiyle sözleşmelerin haklı nedenlerle feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İzmir 13. İcra Dairesinin 2021/3882 sayılı dosya ile takip başlattıklarını, ancak davalı tarafından yapılan itiraz sonucu takibin durduğunu, takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalının, hükmolunan alacağın en az %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalının İzmir 13. İcra Dairesi 2021/3882 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali takibin asıl alacak, faiz ve feri’ileriyle birlikte takip tarihindeki taleplerle devamına, davalının, itiraz olunan alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24.01.2020 tarihinde Mühendislik Hizmeti Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalandığını, sözleşmeye göre davacının … İli … İlçesi sınırında bulunan müvekkiline ait ÖN/7440-19/03796 önlisans numaralı …’ne ilişkin kararlaştırılan süre içeresinde kamulaştırma planlarının hazırlanması ve KYKların alınması, imara esas kurum görüşleri, imar planlarının yapım ve onaylatılması, varsa mera vasıf değişikliklerinin tahsis amacı değişiklerinin yapılması, kamulaştırma tescillerinin yapılmasının kararlaştırıldığını, kısaca müvekkilinin sahip olduğu önlisans hakkının lisans hakkına dönüşerek enerji santralinin faaliyete geçmesi adına idareye sunulacak usul ve yasaya uygun projeler kapsamında Devlet tarafından verilecek izinlerin alınması işini üstlendiğini, bu edimlerin yerine getirilmesi sonucunda ödenecek bedel Mühendislik hizmetlerinin tamamlanması aşamalarına göre hakediş olarak düzenlendiğini, davacının davadaki taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasında akdedilen sözleşmede tahkim şartı kararlaştırılmış olduğundan davacının da tahkime başvurması gerekir iken Mahkemeye dava açtığını, bu nedenle tahkim ilk itirazları nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri, somut davada, tahkim şartı taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 18.maddesinde düzenlendiğini, taraflar arasında oluşturulan sözleşmenin 18.maddesinde, uyuşmazlıkların çözümü … Tahkim Merkezi Kuralları’na (“Kurallar”) göre çözümleneceği, Hakem Kurulu, Kurallara göre seçilecek üç hakemden oluşacağı, davacıdan ve davalıdan her biri birer hakem seçeceğini, Hakem Kurulu’nun başkanı olarak hareket edecek üçüncü hakem taraflarca seçilen iki hakem tarafından seçileceğine karar verildiğini, bu nedenle davanın tahkim ilk itirazından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iş bu sözleşme kapsamında yaptığını iddia ettiği işler nedeniyle düzenlemiş olduğu faturanın kabulünün mümkün olmadığını, davacıya ödenmiş olan avans niteliğindeki bedellerin ve davacının eksik ayıplı hizmeti nedeniyle 3. Kişiye yaptırılan iş nedeniyle davaya konu ettiği faturadan kaynaklı müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının sözleşmede taahhüt ettiği yükümlülüklerin hepsinin birbiriyle bağlantılı olduğu, herhangi birinin yapılmaması halinde lisans verilmediğini, …ne dayalı ön lisans hakkının lisans hakkına dönüştürülmesi için İdare tarafından belirlenen bir süre olduğunu, bu süre içerisinde davacının kusuru nedeniyle gerekli izinlerin ve onayların alınamaması sebebiyle Müvekkil Şirketin sahip olduğu lisans hakkını kaybetme riski ile karşı karşıya kaldığını, davacı tarafından yapılması gereken işlerin belirtilen sürede yapılmaması nedeniyle meydana gelen eksik ve ayıbın giderilmesine ilişkin her türlü zarara ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili şirketin anılan faturayı teslim alındığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğduğunu, eser sözleşmesinde yüklenicinin işi gereği gibi teslim ettiğinin yasa ve delillerle ispatının tamamen yüklenicide olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle tahkim ilk itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine, kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan ve taraflar arasında yapıldığı hususu uyuşmazlık konusu olmayan “… A.Ş Tarafından … Tic. Ltd. Şti’ne yaptırılacak olan Mühendislik Hizmeti Sözleşmesi” nin 18.maddesinde ” Sözleşmeden kaynaklanan veya onunla bağlantılı olan her türlü ihtilafın nihai olarak … Tahkim Merkezi Kurulları’na (“Kurallar”) göre çözümlenir. Tahkim yeri …, …’dir. Hakem Kurulu, Kurallara göre seçilecek üç hakemden oluşur. Davacıdan ve davalıdan her biri birer hakem seçer. Hakem Kurulu’nun başkanı olarak hareket edecek üçüncü hakem taraflarca seçilen iki hakem tarafından seçilir. Ancak iki tarafça iki hakem seçilmesini takiben 30 (otuz) gün içinde sözkonusu üçüncü hakem seçilmemişse bu hakem … Tahkim Merkezi tarafından seçilir” hükmünün kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davalı tarafça dava dilekçesi ve eklerinin kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden sonra ve süresi içerisinde tahkim ilk itirazının yapıldığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 116/1-b maddesi delaletiyle HMK’nın 117. Maddesi gereğince tahkim ilk itirazı ön sorun olarak ele alınmış olup, davacı tarafça “… AŞ tarafından … Tic. Ltd. Şti.’ne yaptırılacak olan Mühendislik Hizmeti Sözleşmesi”ne dayalı olarak düzenlenen faturadan kaynaklanan alacak için tahkim yoluna başvurulmadan iş bu davanın açıldığı anlaşıldığından davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davacının davasının usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“Davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davacının davasının usulden REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından kurulan hükmün … Tahkim Merkezinin mevcut olduğu gerekçesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, sözleşmede sadece “… Tahkim Merkezi” yazdığını ve bu şekilde yazılan hükmün … Ticaret Odası bünyesinde bulunan Tahkim Merkezi Tahkim Anlaşması şekil şartlarına uygun olmadığını, taraflarınca dava açılmadan önce gerekli araştırmanın yapıldığını ve … Ticaret Odası ile yapılan görüşmelerde de sözleşmede sadece ” … Tahkim Merkezi” ibaresinin yer alması durumunda başvurunun reddolacağı bilgisinin alındığını, red kararı verileceğini bile bile … Ticaret Odası bünyesindeki tahkim merkezine başvuru yapmalarının müvekkilinin maddi ve hukuki menfaatlerini ihlal edeceğinden sözleşmedeki tahkim şartının geçersiz olması sebebiyle, taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için taraflarınca yerel mahkemede dava açılmış olmasının hukuka uygun olduğunu, kaldı ki davalı yanın da cevap dilekçesinde sadece tahkim itirazında bulunduğunu, tahkim merkezinin neresi olduğu hususunu belirtemediğini, uyuşmazlıkların çözümünde kuralın yargılamanın devlet mahkemelerinde yapılması olduğunu, tahkimin ise ihtiyari olduğunu, bu nedenle tahkim şartının da kesin olması gerektiğini, somut olayda ise tahkim sözleşmesindeki “… Tahkim Merkezi” ibaresinin geçersiz olup, böyle bir tahkim merkezi olmadığından davalı yan tarafından yapılan tahkim itirazının yerel mahkeme tarafından kabul edilerek davanın usulden reddi yönünde karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olup bozulması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 116. Maddesi “-(1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir;
a)Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.” şeklindedir.
HMK’nın 412/1-2. maddesinde; “Tahkim sözleşmesi, tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.
Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tahkim sözleşmesi veya şartı; borçlar hukuku anlamında bir sözleşme olduğu için, sözleşmeler için genel şartların tahkim sözleşmesinde de bulunması ve aranması gerekir.
HMK’nın 413-. Maddesinde ise (1) Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. “hükmü yer almaktadır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, taraflar arasında akdedilen sözleşmede usulüne uygun tahkim şartı öngörülmüş olmasına, tahkim şartının açık ve kesin olmasına ve uyuşmazlığın hakemde çözüleceğinin kesin olarak ortaya konulmasına, süresi içerisinde tahkim ilk itirazı nedeni ile mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesine göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarihli ve 2022/385 Esas – 2022/826 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcının, peşin olarak alınan 404,00 TL nispi harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 224,10 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.