Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/93 E. 2023/263 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/93
KARAR NO : 2023/263
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2022
NUMARASI : 2021/48Esas 2022/898 Karar
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi
BAM KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının konkordato talebinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1178 Esas-2019/1174 Karar 20.12.2019 tarihli kararı ile onaylandığını, proje kapsamında müvekkili şirkete üçer aylık periyotlar halinde ve her taksitte 124.652,13-TL ödenmesi gerektiğinin kabul edildiğini, ancak davalının 31.03.2020, 30.06.2020, 30.09.2020, 31.12.2020, tarihlerindeki ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, proje kapsamında sadece 30.06.2020 tarihinde 42.787,27-TL ve 02.10.2020 tarihinde 41.550,71-TL ödeme yapıldığını, davalının proje kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini, İİK 308/e maddesi kapsamında konkordato ile kazandıkları hakların muhafaza etmekle birlikte, konkordatonun davacı şirket yönünden feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; onaylanan proje kapsamında müvekkili şirketin üçer aylık periyotlar halinde ödeme planı kabul edilmiş ise de, müvekkili şirketin pandemi sürecindeki mevcut ekonomik koşullar içinde beklenen karlılık seviyesine ulaşamadığını, bu sebeple ödeme planına uygun davranamadığını, 01.06.2020 tarihli şirket genel kurul kararı ile mücbir sebebin varlığı ve Covit 19 salgınının devam etmesi sebebi ile ödemelerin ne şekilde yapılacağına dair karar alındığını, davacı tarafa 30.06.2020 tarihinde ikinci taksit miktarının 1/3’ü olan 42.787,27-TL ve 02.10.2021 tarihinde üçüncü taksit tutarınını 1/3’ü olan 41.550,71-TL oranında ödeme yapılabildiğini, bu durumun kayyım …’ın raporunda da belirtildiğini, Covid – 19 salgınının iktisadi hayat üzerindeki etkisinin büyüklüğü göz önüne alındığında, onaylanan konkordato projesi karşısında müvekkili şirket açısından büyük bir mağduriyetin söz konusu olduğunu ileri sürerek, onaylanan konkordato projesinin TBK 138 maddesi uyarınca yeniden değerlendirilip, mevcut koşullar dahilinde uyarlanmasına ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
“Toplanan tüm deliller karşısında; davalı …. Şti.’nin konkordato başvurusu üzerine İzmir 3 ATM’nin 20/12/2019 tarihli 2018/1178 esas 2019/1174 karar sayılı kararı ile konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını üçer ay ara ile 12 eşit taksitte (3 yılda) kesin mühlet tarihi olan 04/01/2019 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Mart ayı sonundan başlayarak ve her üç aylık dönemin son günü ödemesine karar verildiği, tasdik edilen ve kesinleşen karar gereği ödemelerin 2020 yılı Mart ayı sonundan başladığı, davacıya her bir taksitte 124.652,12-TL ödenmesi gerektiği, bu dava tarihine kadar 30.03.2020, 30.06.2020, 30.06.2020, 31.12.2020 tarihlerinde olmak üzere 4 taksit ödemesi yapılması gerekirken, davalı tarafça toplam 84.337,98-TL ödendiği, böylelikle bu dava tarihine kadar toplam 414.270,50-TL eksik ödeme yapıldığı, böylelikle davalının konkordato projesine uygun borcunu ifa etmediği, davacının İİK 308/e maddesi uyarınca konkordatonun feshini istemekte haklı olduğu, davalı tarafça her ne kadar TBK 138 maddesi uyarınca ödemelerin uyarlanması talep edilmiş ise de, konkordato projesini oylama ve uygun nisapta kabul hak ve yetkisinin konkordato sürecinde alacaklılara ait olduğu, mahkemenin konkordatonun tasdikinden sonra projeyi alacaklılar aleyhine müdahale etme hak ve yetkisinin bulunmadığı, bu yöndeki davalı talebinin haklı ve kabul edilebilir olmadığı, kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı, pandemi sebebiyle ve mücbir sebeplerle şirketin karlılık seviyesinin istenen seviyeye ulaşılamadığı ve ödeme planına uygun davranılamadığını savunmuş ise de, tüm dünyada etkili olan pandeminin diğer şirketleri ve elbette davacıyı da etkilediği, pandeminin mücbir sebep olduğunun kabulü halinde aynı zor şartlardaki alacaklıların da haklarının zarara uğrayacağı, pandeminin alacaklılar için de zor şartlar getirdiği dikkate alındığında bu yöndeki savunma yerinde görülmemiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 20.01.2021 tarihinde 2018/1178E. 2019/1174K. Sayılı ve 20/12/2021 tarihli kararı ile müvekkili şirketin konkordato projesini onayladığını, bu proje kapsamında müvekkili şirketin 2020 yılı Mart ayından itibaren üçer aylık periyotlar halinde ödeme planı kabul edilmiş ise de müvekkili şirketin pandemi sürecindeki mevcut ekonomik koşullar içinde beklenilen kârlılık seviyesine ulaşamadığını, bu sebeple de ödeme planına uygun davranamadığını, pandemi sürecinin tüm koşulları sağladığından ve mücbir sebep sayıldığından TBK madde 138 gereği sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması gerekirken yerel mahkemece konkordatonun kısmen feshine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/11/2022 tarih, 2021/48 E. – 2022/ 898 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, 20/12/2021 tarihli kararda müvekkili şirketin konkordato projesi kapsamındaki ödeme planının TBK m. 138 uyarınca yeniden değerlendirilip mevcut koşullar dahilinde uyarlanmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.’nun 308/e- madde ve fıkrasına dayalı konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.
Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ;
Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 )
Somut uyuşmazlıkta,İzmir 3. ATM’nin 20/12/2019 tarihli 2018/1178 esas 2019/1174 karar sayılı kararı ile “Davanın kabulüne, davacı … Şti. ‘nin konkordato talebin kabulüne, konkordatosunun İİK 306 maddesi uyarınca tasdikine, Konkordato projesi gereğince davacı borçlunun konkordatoya tabi borçlarını üçer ay ara ile 12 eşit taksitte (3 yılda) kesin mühlet tarihi olan 04/01/2019 tarihinden itibaren faizsiz olarak 2020 yılı Mart ayı sonundan başlayarak ve her üç aylık dönemin son günü ödemesine” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince 13/11/2020 tarih 2020/279-1243 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı, temyiz yoluna başvurulmuş Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08/06/2022 tarih 2021/5039 Esas 2022/3173 karar sayılı kararı ile onanmış olmakla İzmir 3. ATM kararının 08/06/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kayyım …’ın 14.12.2021 tarihli raporunda, davalının konkordato projesi gereğince davacıya 30.06.2020 ve 02.10.2020 tarihlerinde ödenmesi gereken taksitlerin 1/3 oranında ödediğini, dava tarihi itibarı ile 4 taksitte toplam 498.608,48-TL ödeme yapılması gerekirken toplamda 84.337,98-TL ödeme yapıldığını, dava tarihine kadar 414.270,50-TL günü geçmiş ödenmemiş taksit bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
2004 sayılı İİK’nun 285/1. maddesine göre, konkordato davalarının amacının, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesini veya muhtemel bir iflâstan kurtulmasını sağlamak olduğu, davalının konkordato davasında da, konkordato projesi, davalının ödeme acziyeti ve konkordato şartları değerlendirilerek konkordato projesinin tasdik edildiği, konkordatoya ilişkin yasal düzenlemelerin ve konkordato kararı verilmesi usulünün dışına çıkacak ve konkordato davasında verilen kararı işlevsiz hale getirecek şekilde korona virüs salgını ve ekonomik etkileri nedeniyle ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilemediği, uyarlama yapılması gerektiği yönündeki savunmasının geçen süre de göz önüne alındığında yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafından verilen ve kesinleşen konkordato tasdik kararına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle davacı yönünden konkordatonun kısmen feshini isteme koşullarının oluşmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2022 tarih ve 2021/48 Esas 2022/898 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.